Katar Ekonomik Forumu'nun hayırlara vesile olmasını diliyorum. Coronavirüs salgını sebebiyle son 1.5 yıldır küresel ekonomi belirsizliklerle dolu meşakkatli bir süreçten geçiyor. Aşı konusundaki onca ilerlemeye rağmen varyantlarla ülkemizi etkilemeyi sürdürüyor.
Küresel borç toplamı 282 trilyon dolara ulaşarak tarihin en yüksek seviyesini gördü. Gıda ve metal fiyatları dünya çapında son 10 yılın rekorunu kırdı.
Dünyanın 100'e ülkesinin halen ilk doz aşıya dahi ulaşamadığı vahim bir tablo ile karşı karşıyayız. Aşı ve ilaç, tüm ülkelerin kullanımına açılmadıkça küresel canlanmanın sağlanamayacağını da biliyoruz. 158 ülkeye tıbbi malzeme desteğinde bulunduk. aşıları vatandaşlarımıza uygularken henüz aşıya ulaşamamış dost ve kardeş ülkelere yardımcı olmaya çalışıyoruz.
YERLİ AŞI MÜJDESİ
Yerli aşının inşallah milletimizle birlikte tüm insanlığın da aşısı olacağının müjdesini buradan paylaşmak istiyorum.
Bugün birçok noktada kültürel ırkçılık Coronavirüs’ten daha tehlikeli bir hal almıştır. Batıda ırkçı ve İslam düşmanı saldırılar son 5 yıl içinde yüzde 250 artmıştır. Camilere, derneklere, Müslümanlara yönelik ırkçı eylemlerin de tırmandığını görüyoruz.
Kanada'da sokakta yürüyen Müslüman bir aile alçakça katledildi. Irkçı terör saldırıları sadece Müslümanları değil, Afrikalıları, Musevileri, Romanları da hedef alıyor. Uluslararası medya bırakın tepki göstermeyi derin bir sessizliğe gömülüyor.
"ÜLKEMİZ POZİTİF YÖNDE AYRIŞTI"
Salgın sonrasında dünyamızın ekonomik, sosyal bakımdan büyük değişimlere sahne olacağını şimdiden görebiliyoruz. Türkiye olarak hazırlıklarımızı uzun vadeli bir vizyonla yürütüyoruz. Ülkemiz pozitif yönde ayrıştı.
Bu yıl toplam ihracatta 200 milyar dolara ulaşarak yeni bir rekora imza atmayı bekliyoruz.
Türkiye daha fazla ön plana çıkmaya başladı. Olumsuz ekonomik iklime, artan korumacılığa rağmen 2020'yi büyümeyle kapattık. Yüzde 1.8'lik oranla G20 içerisinde en büyük büyümeyi kaydeden ikinci ülke olduk.
OECD'nin yayınladığı raporlarda Türkiye ekonomisi için 2021 için yüzde 5.7 büyüme öngörülüyor. OECD içinde ön görülen en güçlü toparlanmalardan biridir.
Ülkemizi sivil, daha demokratik bir özgürlükçü anayasaya kavuşturmak amacıyla başlattığımız çalışmaları sürdürüyoruz. Bölge ülkeleri ile işbirliğimizi ilerletmekte kararlıyız. Türkiye'nin Suriye, Libya ve Doğu Akdeniz'de attığı adımların ne kadar yerinde olduğu son günlerde anlaşılmıştır.
