“Babamdan devraldık"
Hayatı boyunca doğa ile iç içe olmak istediğini kaydeden Sevgi Demir Yılmaz, “Hayat beni bir şekilde bankacılığa itti. Uzun yıllar orada çalıştım fakat üretime katkımız yoktu. Her zaman kadınlar olarak üretimin içinde olmak gerektiğini düşündüm. O yüzden arıcılık da babamın başlattığı ve bizim çocukları olarak devraldığımız yakın bir sektördü” dedi.
“Hedefimiz doğal ve gerçek olandan uzaklaşmamak”
Yaptıkları işte en önem verdikleri şeyin kalite olduğunun altını çizen Yılmaz şunları söyledi:
“Başladığımızda 40 kovan civarında arımız vardı şu an 200 kovanın üzerinde arımız var. Yıllık üretim potansiyelimiz 3 buçuk tonun üzerinde. Hedefimiz, kalitemizi bozmadan gerçek baldan ve doğal gıdadan uzaklaşmayarak, üretim kapasitemizi artırıp ihracata kadar gitmeyi planlıyoruz.”
“Arılarla olmak terapi gibi”
Toprakla ve doğayla olmanın kendisini mutlu ve enerjik hissettirdiğini kaydeden Yılmaz, “Uyuyup uyandığınızda kendinizi çok zinde hissediyorsunuz. Özellikle arıların vermiş olduğu terapiyle daha sağlıklı hissediyorsunuz. İnsanlara sağlık sunmanın ve kendimizin üretiyor olmasının oldukça olumlu etkileri var. Stresten uzak mutlu bir hayatımız var” şeklinde konuştu.