İngiltere'nin Lincolnshire kentinde yaşayan Lucy Dawson, 2016 yılının Ekim ayında Leicester Üniversi'ndeki eğitiminin üçüncü yılındaydı. Lucy, tam da bu dönemde sağlığıyla ilgili bir sorun olduğunu fark etti. Genç kadın, gazeteye yaptığı açıklamada katlanılması güç migren ağrıları çekmeye başladığını, ayrıca kendini çok durgun, moralsiz ve keyifsiz hissetmeye başladığını söyledi.
O dönemde kendini arkadaşlarından soyutlayan, tüm günü uyuyarak geçirmeye başlayan Lucy, kendi başına gelenin, başkalarının da başına gelmemesi için elinden geleni yapıyor.
Anti-NMDA reseptör ensefaliti; adında akut veya subakut başlangıçlı psikiyatrik semptomlar, nöbet, otonomik disfonksiyon ve hareket bozuklukları ile kendini gösteren bir otoimmün ensefalit türüdür. Yüzde 20 oranında ölümle sonuçlanabilen bu hastalık, agresif immünsüpresif tedaviyle iyileşmeyle sonuçlanabiliyor.
Yeni tanımlanmış bir hastalık olan Anti-NMDA reseptör ensefalitiden muzdarip olan genç kadının semptomları gittikçe kötüleşti.
Enflamasyon, vücudun kendi bağışıklık sistemi tarafından üretilen antikorların beyindeki NMDA reseptörlerine saldırmasıyla ortaya çıkıyor.
Vücudunun kontrolünü neredeyse tamamen yitiren Lucy, konuşmakta bile güçlük çekmeye başladı. Lucy yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
“Bir gün en yakın arkadaşım beni odamda buldu. Tamamen darma dağın ettiğim odamın ortasında boş gözlerle oturuyordum. Arkadaşım hemen anneme telefon etti, telefonu bana verdi ama konuşamadım. Sadece manik bir şekilde kıkırdıyordum. Annem işten çıkıp hemen eve geldi. Beni hastaneye götürdü, beş farklı hastaneye gittik ama Lincolnshire'da yaşadığımız için hastaneler bizi kabul etmiyordu. Arabada hastaneye giderken, kapıyı açmak için birkaç kez teşebbüste bulundum. Araçtan çıkmaya çalıştım. Sonunda Lincoln Hastanesi'nde varabildik. Hastaneneye vardığımızda pencerelerdeki perdeleri yırtıyordum. Küfürler edip hemşirelere bağırıyordum. Bazense alakasız kelimeleri tekrarlayıp duruyordum. Lucy, hastanedeki zihinsel sağlık birimine yatırıldı. Doktorlar sinir krizi geçirdiğini düşünüyordu ancak durum aslında çok farklıydı.”
Lucy hastanedeyken, onun bu şekilde sinir krizi geçirmesine neyin sebep olabileceğine dair bir soruşturma yürütüldü.
Genç kadının durumu, hastanede yattığı süreçte daha da kötüleşmeye başladı ve vücudu kendini kapattı. Lucy sonunda katatonik bir hale geldi, vücudunu hissedemiyordu.
Lucy, yaşadıklarını “Sonunda hastanedeki personel ailemi bir kenara çekti ve onlara ölmek üzere olduğu söyledi”diye anlatıyor.
Lucy, 21'inci doğum gününde üç kez elektrik şoku tedavisi aldı. Mucizevi bir şekilde, şok tedavisi Lucy'nin beynini sıfırlayan nöbetler geçirmesini sağladı.
Lucy, nöbetler geçirmeye devam etti ve Lincoln Hastanesi'nde bir koğuşa yerleştirildi. Nöbetlerinden biri sırasında, yataktan düştü ve radyatör borularının açıkta kalan bir bölümünden çıkan gaz sırtını yaktı.
Kısmen iyileşti, ancak siyatik sinirindeki zedelenme nedeniyle kalıcı hasar oluştu.
Lucy, rehabilitasyonunda önemli rol oynayan büyükanne ve büyükbabasına innettar olduğunu söylüyor.
"Büyükbabam tam bir bulmaca aşığıydı, benimle beraber hep bulmaca çözdü, bu da beynimi yeniden kullanabilme kapasitemi edinmeme yardımcı oldu."
Lucy, 2018 yılında üniversiteye geri döndü. Kriminoloji eğitimi alan genç kadın, aradaki kesintiye rağmen eğitimini başarıyla tamamladı.
Genç kadın, kendini çoğu zaman yanlış teşhis konularak hatalı tedavi uygulanan hastalığı hakkında, insanları bilinçlendirmeye adadı.
