Çin Wuhan kentinde yaklaşık 1 ay önce koronavirüs salgını başladığından beri 361 insan hayatını kaybetti. Dünyanın 25 ülkesinde 17 binden fazla insan bu virüsün neden olduğu hastalıkla mücadele ediyor. Şu ana kadar milyonlarca insanın yaşadığı şehirler tecrit altına alındı, havayolu şirketleri Çin uçuşlarını iptal etti, dev şirketler bu ülkedeki mağazalarını bir bir kapatmaya başladı.
Haber merkezleri ise “rutin” şekilde ölü sayılarını güncelliyor. Peki sayılar tüm hikâyeyi anlatıyor mu? Çin merkezli Sixth Tone isimli internet sitesinde yayımlanan Ming Que imzalı bir makale olup bitene kurbanların gözünden bakma imkânı tanıyor. Weng Qiuqiu ve Chen Yong takma isimleriyle hikayesi aktarılan ikili 7 yıldır evli ve bir küçük kız çocukları var. Salgının merkez üssü Wuhan’a sadece 75 kilometre uzaklıkta, Çin’in Hubei bölgesindeki Huanggang şehrinde yaşayan çiftin 2 haftada yaşadıkları şöyle:
HAMİLE OLDUĞUNU ÖĞRENDİĞİ GÜN HASTALANDI
32 yaşındaki Weng, 7 Ocak’ta, ikinci çocuğuna hamile olduğunu öğrendiği günün akşamında rahatsızlandı. Başta soğuk algınlığına yakalandığını düşünen kadın, ertesi gün 38 derece ateşe eşlik eden şiddetli baş ve boğaz ağrısıyla ilk kez hastaneye başvurdu. Sonrasında şikayetlerine durmaksızın devam eden öksürük de eklenen Weng, 11 Ocak gecesi virüsün merkezi Wuhan’daki bir hastaneye sevk edilene kadar 5 kez farklı bölüm ve hastanelere gitti. Durumu ağırlaşan, nefes almakta, konuşmakta ve yürümekte zorlanan kadına hamile olduğu için bu ana kadar ilaç da verilemedi. Wuhan’da akciğerinde enfeksiyon olduğu söylenen kadın yoğun bakıma alındı. Daha sonra hastalık için “bilinmeyen bir tip zatürre” denildi.
EŞİNİ GÖRMESİNE İZİN VERİLMEDİ
12 Ocak’ta doktorlar Chen’e eşinin durumunun kritik olduğunu söyledi. “Onu görmek istedim. Nasıl olduğunu, bir şey yemek isteyip istemediğini sormak istedim” diyen Chen’e doktorlar izin vermedi. Ve o, 11 Ocak’tan sonraki 10 gün boyunca eşini bir daha göremedi. 21 Ocak’ta, tedavisi için büyük kısmı borç olarak alınmış 200 bin yuan (yaklaşık 172 bin lira) harcadıktan sonra, hiçbir iyileşme belirtisi göstermeyen eşinin yaşam desteğinin sonlandırılmasına izin verdi. Ölüm sertifikasında “solunum yetmezliği, şiddetli zatürre” yazan kadın kendisiyle beraber onlarca insanın canını alan hastalığın ne olduğunu ise hiçbir zaman öğrenemedi.
