UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

CANAVAR’A CEZA İNDİRİMİ YARGITAY’DAN DÖNDÜ

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, tartıştığı sevgilisini yakıp, ölümüne neden olan sanığa, "canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme" suçundan verilen hapis cezasını fazla bulan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazını reddetti.

CANAVAR’A  CEZA İNDİRİMİ YARGITAY’DAN DÖNDÜ

Ankara'dan Antalya'ya sevgilisi Çilem Hülya B. ile tatile giden Abdurrahman Gazi Göçer, 26 Ağustos 2013'te dönüş yolunda kız arkadaşıyla tartıştı. Antalya-Burdur yolunda aracı durduran Göçer, kız arkadaşının üzerine benzin dökerek ateşe verdi. Çilem B, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.

Antalya 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada sanık Abdurrahman Gazi Göçer, "canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

Yerel Mahkeme, sanığın fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki olumlu davranışlarını dikkate alarak, cezasında indirim yaptı ve ağırlaştırılmış müebbetten, müebbet hapse düşürdü.

Temyiz üzerine hüküm, Yargıtay 1'inci Ceza Dairesince onandı.

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI "CANAVARCA HİS YOK" DEDİ

Cezayı fazla bulan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, "Yerel mahkeme kararının bozulması yerine onanmasına karar verilmesinin yasaya aykırı olduğu" görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurdu.

İtiraz gerekçesinde, sanığın "maktulün alev almasından sonra yanmasını beklemediği, pişmanlık duyup sönmesi için çaba gösterdiği" gerekçesiyle  "canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme" suçundan değil, kasten öldürme suçundan cezalandırılması gerektiği görüşüne yer verildi.

Başsavcılık, hükümlünün, maktulün alev almasından sonra, yanmasını beklemek, durup seyretmek veya maktulün kendi halinde bırakarak gitmek yerine, o anda pişmanlık duyup büyük çaba göstererek maktulü söndürmek ve sonrasında  hastaneye götürüp tedavi ettirmeye çalışmak suretiyle yoğun çaba harcadığının  anlaşılması karşısında, canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme kastıyla  hareket ettiğinin kabulüne olanak bulunmadığını savundu.

YARGITAY CEZA GENEL KURULU İTİRAZI REDDETTİ

Sanığın eylemiyle ilgili son sözü söyleyen Yargıtay Ceza Genel Kurulu,  Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazını reddetti.

Kurulun gerekçesinde, Türk Ceza Kanununun 82'inci maddesinin birinci  fıkrasının "b" bendinde, kasten öldürme fiilinin, "Canavarca hisle veya eziyet  çektirerek" gerçekleştirilmesinin bu suçun nitelikli hali olarak düzenlendiği,  faildeki ahlaki kötülüğün yoğunluğu ve insani duygulardan yoksunluğun, cezanın  artırılmasını gerektirir hal kabul edildiği hatırlatıldı.

"Eziyet çektirerek öldürme"nin suçun bir işleniş şekli, "canavarca  hisle öldürme"nin ise failin subjektif durumuyla ilgili bir konu olduğuna  değinilen gerekçenin madde metninde, "canavarca his" kavramının tanımına yer  verilmediği vurgulandı.

Kanunun madde gerekçesinde ise kişinin acıma hissi olmaksızın bir  başkasını öldürmesi halinde "canavarca hisle öldürme"nin söz konusu olacağının  belirtildiği kaydedildi. Madde gerekçesinde ayrıca, öldürmenin vahşi bir yöntemle gerçekleştirilmesinin, canavarca hisle öldürmenin arz ettiği özellik olduğu,  kişinin yakılarak, uyurken kulağının içine kızgın yağ dökülerek ya da vücudu  parçalanarak öldürülmesinin, canavarca hisle öldürmeye örnek olarak gösterildiği  aktarıldı.

ÖĞRETİDE CANAVARCA HİSLE ÖLDÜRMENİN TANIMI

Öğretide, canavarca hisle öldürmenin, "Bir insan yaşamının ortadan  kaldırılmasından duyulan zevki tatmin etmek için öldürme", "Kana susamışlık ve  olağan dışı vahşi ve insafsız bir zihniyetin hakimiyeti altında öldürme", "Acıma  duygusu olmaksızın öldürme" , "Acıma, merhamet duygusu olmaksızın, mağduru  fiziksel veya ruhsal acı yaşatarak, vahşice bir yöntemle öldürme" şeklinde  tanımlanmaya çalışıldığı kaydedildi.

Gerekçede, çeşitli yargısal kararlarda da vurgulandığı üzere, sırf  öldürmüş olmak için öldürmek, ölenin acı çekmesinden zevk duymak için öldürmek,  silahı denemek maksadıyla öldürmek gibi hallerin sadist bir duygu ve düşüncenin  eyleme egemen olması bakımından "canavarca his ile" öldürmeye örnek olarak  gösterildiği belirtildi.

Ceza Genel Kurulunun gerekçesinde, benzer biçimde belli toplumsal  sınıflara ya da farklı inanç veya mezhep gruplarına duyduğu hınç nedeniyle  öldürmenin de canavarca his sevki ile öldürme suçunu oluşturduğuna dikkati  çekildi.

"HER BİR OLAY KENDİ KOŞULLARI İÇİNDE DEĞERLENDİRİLMELİ"

Kanunda canavarca hissin tanımı yapılmamış ise de bu açıklamalar  ışığında, bu sözcüklerin psikolojik bir olgu olduğu, bu olgunun her türlü bulgu  ve kanıtla belirlenebileceği bildirildi.

Gerekçede, "(Canavarca his sevkinin) toplumun ortak bilincinin,  duygusunun ve vicdanının hiçbir zaman onaylamayacağı, alçakça bir güdü/içtepi  olduğunun gözden uzak tutulmaması gerekeceği, eylemin ağırlığı ile eyleme iten  neden arasındaki oransızlık, failin tehlikeliliği ve kötülüğünü sergileyen  ölçütlerle ortaya konulması gerekeceği, gibi ölçütler de göz önünde  bulundurularak bir tanımlama yapmadan her bir olayın kendi koşulları içinde  değerlendirilmesi gerekir." tespiti yapıldı.

Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde, evli  ve bir çocuklu sanık ile maktulün Antalya'nın Kemer ilçesinden tatilden  döndükleri sırada tartıştıkları, sanığın Antalya-Burdur kara yolunun 35'inci  kilometresine geldiğinde aracı durdurarak yolun sağına park ettiği, araçtan inen  sanıkla maktulün tartışmaya devam ettikleri anlatıldı.

Gerekçede, sanığın aracın bagajındaki bidonu alarak benzini maktulün  üzerine boşalttığı, arkasından eline aldığı peçete veya bez benzeri bir nesneyi  çakmakla tutuşturarak maktulün üzerine doğru attığı, maktulün, önüne düşen ve  yanmakta olan bu nesneyi ayağıyla basarak söndürdüğü aktarıldı.

Sanığın tekrar eline aldığı peçete veya bez benzeri bir nesneyi  yakarak maktulün üzerine attığı, bir anda alev topuna dönen maktulün başından  aşağı tüm vücudunun yanmaya başladığı belirtildi.

Gerekçede, sanığın ateşi söndürmeye çalıştığı, arabanın plastik  paspaslarını da kullanan sanığın maktulün üzerindeki alevleri söndürdüğü,  üzerindeki tüm kıyafetleri yanan maktulü arabaya bindirerek hastaneye götürdüğü,  maktulün, vücudunun yaklaşık yüzde 90'lık bölümünde oluşan 2 ve 3'üncü   derecedeki yanıklar ve komplikasyonlar sonucunda öldüğü kaydedildi.

"SOĞUKKANLILIĞINI YİTİRMEDEN, EYLEMİNE ISRARLA DEVAM ETTİĞİ..."

Kurul'un gerekçesinde, "canavarca hisle veya eziyet çektirerek  öldürme" suçunun düzenlendiği TCK'nin 82/1-b maddesine ilişkin gerekçede, kanun  koyucu tarafından kişinin "yakılarak" öldürülmesinin canavarca hisle öldürme  suçuna örnek olarak gösterildiği hatırlatıldı.

Sanığın, elindeki benzin bidonunu o sırada ayakta duran maktulün  başından aşağı döktükten sonra "soğukkanlılığını yitirmeden peçete veya bez  benzeri bir nesneyi tutuşturarak maktulün üzerine attığı, maktulün üzerine atılan  ilk nesneyi ayağıyla söndürmesine rağmen sanığın eylemine ısrarla devam ederek  tekrar eline aldığı peçete veya bez benzeri bir nesneyi yaktıktan sonra acıma  hissi olmaksızın maktulün üzerine atıp maktulün vücut yüzeyinin yüzde 90'lık  bölümünde 2 ve 3'üncü derecede yanıklara neden olduğu" anlatılan gerekçede,  şunlar kaydedildi:

"Sanığın maktulü yaktıktan sonra alevleri söndürüp maktulü arabaya  bindirerek hastaneye götürdüğü anlaşılmış ise de olayın yoğun bir trafik akışının  olduğu işlek kara yolunda meydana gelmesi, çevrede bulunan taş ocaklarında  çalışan görevlilerce olayın görülmesi, olay yerine 235 metre mesafede bulunan  insanların 'yanıyor' şeklinde bağırıp olay yerine koşmaya başlamaları, yoldan  geçenlerin ellerindeki bidonlarla maktulün üzerine su dökmeleri karşısında  yakalanacağını anlayan sanığın yaptığından pişman olmuş gibi görünmek için bu  şekilde davranmış olması, maktulü yaktıktan sonra alevleri söndüren ve maktulü  hastaneye götüren sanığın, ölüm neticesine engel olamaması, ayrıca Yerel  Mahkemece sanığın fiilden sonraki davranışları takdiri indirim nedeni olarak  kabul edilmiş olduğu göz önüne alındığında, sanığın fiilden sonraki  davranışlarının saikini veya kendisini bu şekilde suç işlemeye iten hissini  değiştirmeyecek oluşu, suç yoluna giren sanığın netice alıncaya kadar canavarca  his saikinin devamının zorunlu olmayacağı, netice almaya elverişli hareketleri bu  saikle işlemesinin yeterli olması, bu saiki netice alınmadan sona erse dahi  TCK'nin 36'ncı maddesine benzer bir düzenleme bulunmadığı için burada sanığın  canavarca saikle maktulü yakması sonucu gerçekleşen ölümden sorumlu tutulmasının  hakkaniyete de uygun olacağı değerlendirilmiştir."

Gerekçede, sanığın eyleminin toplumun ortak bilinci, duygusu ve  vicdanınca hiçbir zaman onaylamayacak oluşu bir bütün olarak  değerlendirildiğinde, maktulün üzerine benzin döküp tutuşturmak suretiyle vahşi  bir yöntem kullanan sanığın, öldürme suçunu canavarca hisle işlediğinin kabul  edilmesi gerektiği vurgulandı.

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13
ETİKETLERyargıtay  ceza