ÖZAY ŞENDİR / MİLLİYET
“NİHAT DOĞAN VAKASI”
Nihat Doğan, sempati duyduğum ya da yaptıkları ilgimi çeken biri değil.
Özgecan davası sırasında paylaştığı sosyal medya mesajını eleştirmenin dışında da yaptıklarıyla pek ilgilenmedim bugüne kadar.
Kanal D Haber, pazartesi günü Nihat Doğan’ın, 11 ve 16 yaşında, iki kız çocuğunu alıkoyduğu iddiasıyla gözaltına alındığını duyurdu.
Böyle bir şikayet var mı? Var. Doğan’ın ifadesi alınmış mı? Alınmış, sonra serbest bırakılmış. Avukatı da, “Suçlama yok” demiyor, sadece asılsız diye anlatıyor durumu.
Haberin duyulmasının ardından, sosyal medyada yazılanları takip ettim bir süre.
Özgecan vakasında Doğan’ın yaptığı haksızlığa, saçma mini etek genellemesine, kızıp da aynısını yapmak garip bir çelişki. Adamı sevmemek ayrı şey, sevmediğin için “Mutlaka bu suçu işlemiştir” diye yorum yapmak başka şey.
Eğer böyle bir suç işlendiyse, ne polis, ne de yargı, Doğan ünlü diye dosyanın üzerini kapatmaz.
Hatta konu medyanın gündemine geleceği için iki kere dikkatli davranır.
Adalet, sadece sevdiklerimiz için değil, sevmediklerimiz için de geçerli olması gereken bir duygu.
MESUT YAR / POSTA
“Yoksa seyirci ekrana küstü mü?”
Reyting listesine bakıyorum. İzleyici hâlâ dönmüş değil. Daha doğrusu ekranın çekim alanı bir türlü kuvvetlenememiş...
Hâl böyle olunca vizyona yeni giren dizilerde ister istemez bir hayal kırıklığı var. Önceki gün “Keşke Hiç Büyümeseydik” (Show TV) isimli dizinin aldığı reytinge bakın. Bu rakamlarla normal sezonda iki bölüm devam etmez.
Ama... İşte o ama önemli. Ben son atılım tarihi olarak 17 Eylül akşamını şuraya koyuyorum. Ana haber bültenleri, “Çukur” (Show TV) gibi diziler ve gündüz kuşağının son hali o gün ve devam eden haftada ekrana akacak...
Reyting olarak akmazsa eğer bilin ki izleyiciyi ekrana küstürmüşüz. Öyleyse topyekûn geçmiş olsun!
“TEKRAR BİR DÜŞÜNÜN...”
Evrim Akın ve “Çocuktan Al Haberi” birbirinden ayrılmaz bir marka birlikteliği yaratmıştı. Show TV Genel Müdürü Suavi Doğan önceki gün Evrim’in projeden ayrıldığını beyan etmiş...
Nedenini hiç bilmiyorum ama bu karar kimden çıktıysa iki kere düşünmeli bence. Bir işi klasikleştirmek hiç kolay değil, o noktaya iki adım kala bacaklarından birini kırmak da iş değil...
Tekrar ediyorum; karar kiminse bir de bu açıdan baksın lütfen!
“ANNESİ HAKLI ÇIKTI!”
Sadri Alışık önceki gün ilk kez kamera karşısına geçti. Kişisel olarak genlerinde ağzına kadar oyunculuk olan bu genç adamın ilk performansını çok tuttum...
Bir de dedesi büyük usta Sadri Alışık ama daha çok babası Kerem Alışık’ın tıpkı kopyasıydı sanki. İzlerken Kerem’in gençlik işlerini yeniden seyrediyormuşum hissine kapıldım. Neyse...
Annesi Sibel Turnagöl daha birkaç ay önce kendisi için “müthiş bir gözlemci” demişti. Haksız değilmiş; gözlediği iki kuşağın hakkını verdi doğrusu. Hoş geldi, sefa getirdi!
OYA DOĞAN / VATAN
“STAR TV’de ne izleyeceğiz?”
Kanalın yeni genel müdürü Çağatay Önal’la bir araya geldik ve Star TV’nin yeni sezon menüsünü konuştuk.
Gündüz kuşağında nasıl bir Star TV izleyeceğiz?
Bu ay Mesut Yar’la Bugün’e başlıyoruz. Hafta içi her gün sabah ekrana gelecek. Günlük dizilerimiz Beni Affet ve Adını Sen Koy sezona başlıyor. Hafta sonları Özlem Denizmen’le Kadınca, Tülin Şahin’le Moda ve Vahe ile Evdeki Mutluluk devam edecek. Star’ın yeni led stüdyosu bitmek üzere. Burada önce Nazlı Çelik’le Ana Haber başlayacak. Sonrasında günlük bir kadın programı için çalışmalarımız devam ediyor. İç yapım programın ön hazırlıkları tamamlandı. Ekim sonunda yayında olmayı planlıyoruz.
BURAK’A KAPIMIZ HEP AÇIK
Burak Özçivit’in sizinle anlaşması var ama TRT 1 dizisi Diriliş’te adı geçiyor. Bu durumun aslı nedir?
Burak’ı çok seviyoruz. Son dizisi Kara Sevda’yla bizimleydi. Yurt içinde ve dışında çok başarılı bir işti. Başka bir kanaldaki projeyi beğenip, oynamak isterse kendisine hayır demeyiz. Şartları düşünüp kararını verecektir. Bu sezon başka bir kanalda olabilir ama bizim kapılarımız ona hep açık olacak.
Barış Arduç’u neden hala anlaşmanız olduğu halde ekranda göremiyoruz?
Çok yakında...
Format denemeleri yapacak mısınız?
Eyvah Düşüyorum ile başlattığımız eylül sezonunda prime-time format yayınlarımız devam edecek.
Gerçekten bu devirde birinci kanal olmak mı, kar etmiş kanal olmak mı önemli?
Başarılı olmadan kar etmek zor. Kar edebilmek için ilk 4 kanaldan biri olmak, sezonda 3 veya 4 diziyi yayınlandığı günde ilk üçe taşımak şart. Geleneksel reklam gelirleri ve yurt dışı satış hedefleri bu dizilerin performansı ile tutar. Görece zayıf olduğunuz günleri de ancak böyle sübvanse edebilirsiniz.
SİNA KOLOĞLU / MİLLİYET
“LATİN DİZİLERİNİ BİZ BİTİRDİK!”
Meksika’nın önemli televizyon grubu Televisa, geçtiğimiz yıl gelirlerinin sadece yüzde 45’inin ‘pembe dizi’lerden geldiğini açıkladı. Yani bu bir yerde ‘Biz bittik’ demektir. Ben de ‘Latin dizilerini biz bitirdik’ diye bir yorum yaptım. The Wall Street gazetesinde 24 Ağustos tarihinde çıkan ‘Telenovela yeniden başlayan bir tarz’ başlıklı makalede şöyle yazıyordu; “Güney Amerika’da üretilen bu şerbet tadında diziler dünyayı fethettikten sonra, bugün köhne ve kullanılmayacak duruma gelmiştir.” Yazıda Netflix’in bir alternatif yarattığı belirtiliyor. Ama bir konu daha var, Latin piyasasına giren Türk dizileri bu anlayışın değişmesinde etkili olmadı mı?
‘Depodan yiyoruz’
Yerli dizilerimizi dünyada pazarlayan, konuştuğum çok önemli bir şirketin yetkilisi: “Bizim projeler stüdyoda değil, doğal mekanlarda çekildi. Senaryoları ve oyunculuklarıyla standartı çok yükseltti. Kulvarda bu nedenle başarılı oldu” diyor. Güney Amerika’da özellikle son iki yıldır dizileri izlemeyen ülke kalmadığını işaret ediyor. Ama bir tehlikenin de altını çiziyor: “Fakat bizdeki ekonomik kriz, sektörü de vurdu. Ödemeler hayli gecikmeli yapılıyor. Özellikle özel televizyonların tek gelir kapısı olan reklamlarda... Altı ay sonrasına gün verildiği oluyor. Yeni dizilerin kalitesi nasıl olur? Bu da bir soru işareti. Biz bugüne kadar üretilmiş Türk projelerini satıyoruz. Yani depodakilerle idare ediyoruz. Umarız bu kriz atlatılır ve eski günlere dönülür.”
