Yaz demek enerji demek!. Aşk demek!. Romantizm demek!. Günbatımı demek!. Daha fazla gülümsemek demek....
Güneş insanı böyle yapıyor… Çare yok. Gün içinde sıcağın etkilerini yaşarken, ekranlarda da sıcacık hikâye görmek istiyor insan.
Hele hele dizi izleyicisi; samimiyet, tatlı bir hikâye görüverdi mi, hemen içinde buluyor kendini.
Erkenci Kuş da bunu yaptı…
Peki nasıl bu kadar kalplerimize girdi Albatros ?
Bu hafta total de 8.85 aldı mesela!
Bu matematiğin sırrı ne?
BİR: Esas kızımız Sanem (Demet Özdemir), sadece romantik bir prensesi temsil etmiyor, aşkını analiz ediyor, akıllıca hareketlerde bulunmaya çalışıyor. Ayrıca ailesine yardımcı bir melek!. Bu sebeple genç hanımefendilere çok hoş bir mesaj yolluyor. Sadece aşık olmak yetmez, hayatın içinde tutunun diyor.
İKİ: Can Divit (Can Yaman) her ne kadar şirketin başında zeki bir adamı temsil etse de, doğa fotoğrafçısı, bu konuda lisans sahibi. Bize sadece zengin olmakla vizyoner olunamayacağını sağlam bir vitrin ile göstermiş oluyor. Genç beyefendiler içim ilham verici.
ÜÇ: Atmosfer… Şiir gibi mekân kurmaktan asla kaçınmıyor ekip. Reklam dünyası gibi renkli bir yeri anlatırken hiçbir detaydan kaçınmıyor sahnelerde. Dekor, kostümler, bol farklı mekân kullanılarak izleyicinin algısı doyuruluyor.
DÖRT: Nihat Amca’ ların bâkkaliyesi. Mahallelin, veresiye defterine zamanında yazdırdıkları borçları gün gelip toplu olarak ödemeleri ve Nihat Amca’ ya yardım etmeleri gözlerimiz yaşartmadı mı? Aile, mahalle kavramları çok samimi işleniyor.
BEŞ: Bu hayatta kötülüğün de olduğunu kaçınmadan altını çizebilmek. Aylin, Deren gibi karakterler üzerinden insanların hırs için neler yapabildiğini tüm çıplaklığı ile gösterebilmek.
Bence bu matematik devam ettiği sürece sezonlarca, mevsimlerce uçar Albatros kuşu.
