UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

ESKİ KEDİCİK CEYLAN ÖZGÜL'DEN ÇARPICI AÇIKLAMALAR!

Habertürk Tv'de Teke Tek programına katılan Ceylan Özgül, "Biz Adnan hoca'nın Mehdi olduğuna inanıyorduk!" diye açıklamada bulundu.

ESKİ KEDİCİK CEYLAN ÖZGÜL'DEN ÇARPICI AÇIKLAMALAR!

Eski kediciklerden Ceylan Özgül ve Fırat Develioğlu, Adnan Oktar ve grubunun bilinmeyen yüzünü ve akıllara gelen soruları yanıtladı. 

Özgül, "Adnan Hoca’nın mehdi olduğuna inanıyorduk. Cihat ve zekat yöntemiyle gençler kandırılıyordu. Her şey dini bir mantığa oturtuluyordu." diye konuştu.

Bir süre önce Adnan Oktar’ın grubundan ayrılan Ceylan Özgül ve Fırat Develioğlu, Fatih Altaylı’nın sunduğu Habertürk TV’de yayınlanan Teke Tek programında, Adnan Oktar ve grubunun bilinmeyen yüzünü ve akıllara gelen soruları yanıtlıyor.

Fırat Develioğlu, “1986’da sıradan bir ailenin çocuğu olarak dini öğrenmek için bu gruba katıldım. 

Sonra 90’lı yıllara kadar böyle sürdü. Kızların elini bile sıkmıyorduk. 90’lardan sonra olaylar değişmeye başladı. İlk başta dinden başka bir şey  yoktu kafamızda. 90’lı yıllardan sonra yapı değişti.Olayın suç örgütü yapısına doğru gittiğini gördükten sonra 1999’da bu yapıdan ayrıldım." diye konuştu.

Fırat Develioğlu, "Bu iftiraların aynı mağduru benim. Benim için de iftiralar atılıyor. Bana karşı yapılan da cihat. Ben kafirim onların gözünde." dedi.

“Adnan Oktar’ın mehdi olduğuna inanıyorduk”

Develioğlu, "Adnan Hoca’nın mehdi olduğuna inanıyorduk. Cihat ve zekat yöntemiyle gençler kandırılıyordu. Her şey dini bir mantığa oturtuluyordu." diye konuştu.

Develioğlu, "Benim örgütün içerisinde bulunduğum zamanlarda bu sivil toplum örgütü şeklindeydi. O mahkemede ilk beraat çıktı sonra mahkeme bozdu. Örgüt o aşamaya gidiyordu, bu hissediliyordu. Tamam hissediliyor, düzgün bir yapı değil. İyi işleyen bir şey değil, bir iyilik çıkmaz. Gençlik hatası. Girdik zamanında." diye konuştu.

"Ben kurban tarafta bulundum"

Oktar grubu hakkında bilgi veren Develioğlu, "Projeli cemaatler belli ikna metotları oluyor. Bunlar pek bildiğimiz konular değil. Ben orada kurban tarafta bulunduğum için...  Kuran'a davet argumanlar kullanılınca Türk insanının boynu kıldan ince. Mimar Sinan Üniversitesi'nden ağırlıklı insanlar vardı kurulduğunda. Görüş ayrılığına düştüler, ayrıldılar. Kuran'ı yorumlamada onlar ehli sünnet kaynaklar ile yorumlamayı savundu, Adnan Hoca'nın bu işine gelmedi. Önünü kesiyordu gibi görüyorum" diye konuştu.

"Aklınızı lidere teslim ediyorsunuz"

Develioğlu, "Sık dokulu örgütlerden 'ben ceketimi alıp çıkıyorum' diyemiyorsunuz. Bu FETÖ'de de böyle Aklınızı lidere teslim ediyorsunuz, siz değilsiniz. Kendinizi koruyarak çıkıyorsunuz. Buna rağmen hedef oldum. Yapacak bir şey yoktu, örgüt suça gidiyordu. Tamamı bu konu ile hasır neşir olmuştur. Bunlar duyulmuştur. Onlar o nesil ile de kesilmiş şeyler. 100 bin kişi olmuş olması gerekir dedim. Yanımızda çok kişi olsun, güç odağı olalım. Bizim beklediğimizi refleks hareketi büyütmek. Bugün 230 kişi, 220 kişi var. Ben burada büyüteyim değil ben yaşayayım görüyorum" dedi.

Bazı ünlüler geldiler, gittiler

Develioğlu, "İlk şeylerinde orası kapalı bir örgüt haline dönüşmemişken; 99’a kadar bazı ünlüler geldiler, gittiler. Meraktan 100 bin 200 bin kişi gelmiş gitmiştir." dedi.

Develioğlu, "Kuruluş aşamasında yokum, kurulmuş haline geliyorum. Geriye dönüp baktığımda ve karşımızda FETÖ olunca ve aynı zamanda kurulmuş olması mehdi ile taraflarını ateşlemiş olması, kaynak tarafı aynı hadislere, hadis olmayan hadis dedikleri kaynaklara dayandırıyorlar ikisi de, ikisi de biri bir doz aşağı, biri bir doz yukarı. Bunlar mutlaka çıkacaktır zaten. O görüntüyü veriyor, o havayı alıyorum. Bunlar var ise devlet çıkartacaktır." dedi.

Develioğlu, "Kendi normal hayatıma işime bakıyorum. Bu da kolay olmadı. Bunların ne şekilde sonuçlanacağını davanın ben bileme. Benim namusumla ilgili ittifakta bulunulunca bunlara karşılık vermem gerek. Bunlardan şikayetçi oldum. Devlet ciddi vaziyette buna hazırlanmış olduğunu hissettim gördüm ben. Benim anladığım kadfaroyle çok fazla kardeşlerim bu davadan yargılanıyor. Belli deliller toplanmış. Ben ayrıldıktan sonra eşim orada kaldı.  1991 yılında boşanmıştık. Ben ayrıldıktan sonra o orada kalmak istedi." diye konuştu.

"Din kullanarak ve hile ile oraya çekiliyorlar"

Ceylan Özgül, "Ben 2006-2007'de girdim. Okullarda insanların toplu halde davet edildiği yapı benim zamanımda yoktu.  99 operasyonundan sonra kendisi tamamen yer altına girmişti, kendisi ile ilgili hiçbir şey yoktu. Onunla ilgili internete yazdığımda bazı şeyler görüyordum. İftira deniyordu ben de ne yazık ki inanıyordum. Buradaki herkes teker teker dini kullanarak ve hile ile oraya çekilir. Bir kişi hedef oluyor. Bir kızı hedef aldığını görüyorsunuz. " dedi.

 Ceylan Özgül, "Çok fazla strateji var. İnsanları kazandırılma yöntemleri o hile çok büyük." diye konuştu.

"Orada hücre sistemi vardı"

Özgül, "Bir müridi ile tanıştım, bir ağabeyim var seni oraya götüreceğim dedi. Maaş yoktu. Ben üniversite öğrencisiydim aynı zamanda çalışıyordum. Ben onlara yardım ediyordum. Çok idealist bir gençtim. Ailesini dinleyen bir genç değildim. Bunun esarete dönüşmesi bir kaç yıl buluyor. O esaret sadece fiziksel bir esaret değil. Sizi kendi arkadaş çevresi, ile sarıp dış dünya ile izole ediyorlar. Beyin yıkıyorlar. Çok fazla yeni arkadaşınız oluyor. Bu arkadaşlar size çok destek oluyor ve size karışmıyor. Çok yardımsever arkadaşlarınız oluyor kız erkek. Bu arkadaşlar ile çok daha fazla zaman geçiriyorsunuz. Kendi fikirlerini size izole ediyorlar. Onlarla birlikte yaşıyorsunuz, işinizden çıkıyorsunuz, aileniz ile bağınız kopuyor. Örgütten kaçış zamanı geldiğinde iki hikayem var ilk kaçışım 2013 yılında başarısız oldu. Orada hücre sistemi vardı. Kızlar yanında kimse olmadan dışarıya çıkamaz. Doktor kabininde bile yanınızda birisi var. Örgüte yakın doktorla da vardı başka doktorlar da. Ben doktora gidiyorum diye kaçmaya çalıştım ama yakalandım kaçamadım" dedi.

Özgül, "Biz yakası kapalı kıyafetle dışarıya çıkardık sonra dar kıyafetler geldi. Adnan Oktar'ın kendi Kuran'ı yorumlamasına tabii kalıyorsunuz. Bu bir çok dinde hepsi ayrı okulları vardır. Bunu okul haline getiriyor, sapkın bir okul. Bilgisayarınızda telefonunuzda takip ortamınız var. Kitap okuyorsunuz almak istediğinizi alamıyorsunuz istiyorsunuz onlar isterlerse getiriyorlar" diye konuştu.

Özgül, " Kaçışım başarısız olunca zorlu bir hayat başladı. Ajan münafık ilan edildim. Annem vefat etti. Örgüt Ceylan gelmek istemiyor demiş." diye konuştu.

Özgül, "Prototip diye bir şey yok. Ekran önüne çıkarılan kadın az sayıda. İnternette görmediğiniz sağlık kontrolüne götürülenlere baktığınızda öyle olmadığını görüyorsunuz. Yayınlarda farklı makyaj uyguluyorlar, öyle görünüyor. Örgütte çok farklı görünen insanlarda var. Pek kedicik de değil hepsi. Çok fazla örgüt evi var, sayısınız bilmiyorum. Bunlar grup evleri. Hep ev değiştiriliyor. Ben Adnan Oktar'ın kaldığı merkez evde kalıyordum. Adnan Oktar'ın hangi işine yarayacağına göre hangi evde kalacağı belli oluyor. Herkese görev veriliyor" dedi.

Özgül, "Bu gruplardan 1-2'si örgüte bu şekilde (seksle) kazandırılmış. Cinsel istismar örgütün kullandığı köleleştirme yöntemi. Size her türlü bilgi açıklanmıyor." dedi.

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13
ETİKETLERADNAN OKTAR  KEDİCİK