UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

KEMAL SUNAL'IN EŞİ GÜL SUNAL’DAN ÖZEL AÇIKLAMALAR!

Geçen günlerde ölüm yıldönümünde anılan Kemal Sunal’ın eşi Gül Sunal, Posta gazetesinden Alev Gürsoy Cimin’e özel açıklamalarda bulundu.

KEMAL SUNAL'IN EŞİ GÜL SUNAL’DAN ÖZEL AÇIKLAMALAR!

İşte o röportaj:

Türk sinemasının unutulmaz ismi Kemal Sunal’ı ölümünün 18. yıldönümünde eşi Gül Sunal ile andık. Gül Sunal, geçtiğimiz günlerde basında yer alan “Kemal Sunal eşinden bile kalp rahatsızlığını gizlemiş” haberlerine kızgın. Diyor ki: Bunları kimler, ne hakla uyduruyor? Ben bilmeden mi Almanya’ya gidiyordu? Böyle bir şey mümkün mü?

Tam 18 yıl olmuş dile kolay... Kemal Bey’siz nasıl geçiyor günleriniz?

Bir yanım hep eksik, bir yandan da hiç gitmemiş gibi. Bizi o kadar korumuş kollamış ki, o gidince sanki bir savaşa girdim. Belki onun ellerini hep omuzumda hissetmem o kadar derin bir acı yaşamamı engelledi. Kemal’i kaybettikten sonra hayatım hep mücadeleyle geçti. Ali, Ezo, ben... Üçümüze de ağır geldi.

Türkiye onu her geçen gün daha da özlüyor sanki...

Kemal’i seven çok, onlar hayranı olarak özlüyor belki ama bizim babamız yok. Öldü demeye insanın dili varmıyor. Sadece güldürmedi, düşündürdü, insanların yanında oldu ve hep bir mesaj verdi.

Zor muydu Kemal Bey’in eşi olmak?

Asla. Dünyanın en güzel şeyiydi. Kemal stüdyoda film artistiydi, evde değil. İyi bir baba, iyi bir eşti. Güzel severdi. Evde herkesin özgürlüğü olduğunun farkındaydı. O da özgürdü kendi seçimlerinde ama çok bağlıydık birbirimize. Seyahate giderdi arkadaşlarıyla, “10 gün yokum” derdi, iki gün sonra gelir, “Evimi, sizi özledim” derdi. Çok şanslıyım.

Çok kavga eder miydiniz?

Etmiyoruz diyen yalan söyler. Ama birbirimizi yıpratıp kırdığımızı düşünmüyorum. Kızgın kalamazdık. Masum masum bakar, sonra “Haydi bir kahve yap” derdi, biterdi.

Evde sizleri güldürür müydü?

Çok. Sürekli taklidimi yapardı, şimdi Ali yapıyor. Kavuklu ile Pişekar gibiydik. Ben açmaz verirdim, o espriyi patlatırdı. Dördümüz çok eğlenirdik. Kimseye ihtiyacımız yoktu.

“Filmlerinde çok komik ama gerçek hayatta hiç de öyle değil” diyenler çok.

Ciddiydi. Hayatı, her şeyi ciddiye alıyordu. Asık suratlı veya suratsız değildi, çekingendi. Utangaç olduğu için herkes zannediyordu ki surat asıyor. Halbuki bizim neşemizdi o.

Nasıl bir babaydı?

Çocuklara sesini yükselttiğini görmedim. Bakışlarıyla her şeyi anlatırdı. Biz tam bir alaturka aileyiz. Anne ve baba patron. Şimdiki evlerde çocuklar patron, o zaman işler karışıyor. Tabii çocukların da söz hakkı var, ama önce anne ve babaya saygı.

Ne bıraktı size geride?

Muhteşem bir hayat, şahane bir isim bıraktı. Bizi hâlâ koruyor. Her gün minnet duyuyorum. Hep şunu derdi; “Uzun, çirkin, sarışın, esmer... Saygın olmak en güzeli.”

NE O BENİ KISKANIRDI NE DE BEN ONU...

Aşkınızı doya doya yaşabildiniz mi?

Yaşadık. Bir zaman sonra o aşk başka şeye dönüşüyor. Gözlerine baktığınızda ne yapmak istediğini anlayabilir hale geliyorsunuz.

Kıskanır mıydınız birbirinizi?

Bizde hiç kıskançlık yoktu. Ne onda ne bende. “Ben yarın Miami’ye gidiyorum” desem, sorgulamazdı. Gitmedim, o ayrı. Ama öyle bir rahatlığım vardı benim. Keyifliydi evimiz. O yüzden Kemal’den, “Nereye gittin, kaçta geldin” tarzı laflar hiç duymadım. Ben de ona, “Neredeydin, yanında kim vardı” diye sormayı ayıp sayardım.

Çok kadın hayranı vardı...

Çok beğenilen bir adamdı. Gittikçe daha da yakışıklı oldu. Tanıdığımda çok zayıftı, kilo aldıkça yakışıklı oldu. Kıskanmazdım ama gurur duyardım.

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13
ETİKETLERGÜL SUNAL  KEMAL SUNAL