İBRAHİM KARAKUŞ YAZIYOR:
Her gün soruyorlar bize…
Seren Serengil’in Emrah sonrası yeğeniyle olan evliliğini…
Eleştiriyorlar ve neden bu aşkı gündeme taşımadığımızı soruyorlar.
Gündemde o kadar çok konu var ki, zaten sadece bir, iki kere Seren’le ilgili yazı yazdım, sanki hep O’nu yazıyormuşum gibi dedikodu üretmeye başladılar, sıkıldım ya…
Mesela en son Medya ve Reklamın geleceği ile ilgili bir yazı yazdım, inanılmaz ses getirdi. Benim böyle ciddi konulara eğilmemi istiyor çoğunluk ama baksanıza yapılan paylaşımlara:
"Yahu pes, kocasının amcasıyla aşk yaşıyordu ahir zamanda. Daha ne olsun kocasının öz kardeşi, annesi bile evliliğe razı gelmedi. Nasıl savunuyorsunuz?"
"Evli adamla aşk yaşamış seren de gazetede kendi röportajı var. Ayrıca kimsenin özel hayatı kimseyi ırgalamaz! Herkes kendi hayatına bakacak."
"Emrah, Yaşar’ın amcası!"
Madem öyle, bu paylaşımları yapan arkadaşlara üç kelime cevabım var:
“Size ne kardeşim”
Aslında hiç böyle kaba yazmayı sevmem ama… Bu 3 kelime gerekiyordu.
İki gönül bir olunca samanlık seyran olur.
Bırakın bu amca-yeğen olaylarını…
Bu durum sizin değil, onların sorunu ya da ailelerinin…
Zaten Yaşar İpek’in annesi ve kız kardeşi feci şekilde kavgalı Seren’le… Mahkemelikler ve asla görüşmüyorlar. Zaten kavga var, siz iyice ateşe körükle gidiyorsunuz.
Ayrıca… Aşk-ı Memnu’yu izlerken, Behlül’le Bihter’e bayılıyordunuz!.. Şimdi ne oldu?.. Kavuşsunlar diye yazıp duruyordunuz. Şimdi ne oldu?.. Soruyorum o sosyal medyacılara…
Bu konudaki kişisel fikrim bana kalsın ama size önerim bırakın mutlu olsunlar… Yaşam her zaman insana istediği yolu çizmiyor.
Şimdi “Seren Serengil’i övmek de nereden çıktı?..” diye soracaksınız.
Sıkıldım vallahi bu konudan… Bir de anlamadığım şekilde konunun hiç alakası olmayan Gülben Ergen’e bağlanmasından…
Ayrıca, yok çocuğu olmuyor diye eleştirmişim falan… Yahu ben çocuk yapamadığını bile bana yazan sosyal medyacılardan öğrendim. Ben sadece çoluk çocukla uğraşmadığı için rahat bir hayatı olduğunu, mesuliyetleri olmadığını yazmıştım.
Saptıran saptırana…
Ben gazeteciyim, ben UçanKuş’ta köşe yazarı ve UçanKuş TV’de programcıyım. Ve kimsenin isteğiyle, arzusuyla yazı yazmam, kimsenin de günahını almam…
Bildiğimi, gördüğümü, düşündüğümü, kimseye hakaret etmeden yazarım… Yazıma da kimse karışamaz, hepsi bu… Herkes beğenmek zorunda değil…
Ha unutmadan, bu eleştirilerden kurtulmak için Seren’e bir önerim olduğunu yazmıştım.
Gündeme getirilen durum, hep şu Hürriyet gazetesindeki röportaj’tan kaynaklı:
Önerim şöyle:
Çıksın, “Laf olsun diye söyledim” desin... “Aslında aramda hiç flört gibi bir şey yoktu, o dönem gündem olmak için yaptım sadece” desin, bitsin, kurtulsun… Bu kadar basit… Nedir yahu bu Seren, Seren… Zaten TV programı bitmiş, kafası karışıktır şimdi, bırakın huzur içinde tatilini yapsın arkadaş…
(Not: Bu arada bu sitede hep Seren’in aleyhine yazıldığını iddia eden art niyetli arkadaşlara… Girin search’e Seren yazın bakın, onlarca çok çok olumlu Seren haberi göreceksiniz, utanın… Ayrıca Sabah gazetesindeki habere burada aynen yer veriliyor, diğer haberlerde olduğu gibi yine trollerle bizi suçlama v.s… Pes doğrusu… Artık bırakın bunları… Öyle ya da böyle, ben seviyorum Seren’i…)
İbrahim KARAKUŞ
ibrahimkarakus351@gmail.com
