İbrahim KARAKUŞ yazıyor:
Seren Serengil’i yakından takip eden az gazeteciden biriyim.
Star’daki programı bitirildikten sonra büyük bir moral çöküşü yaşayan Seren Serengil, artık sadece ona-buna laf atıyor, önüne gelene dava açıyor ve böyle gündemde kalmaya çalışıyor.
Hatta bana bile “50 yaşına merdiven dayadı ama taş gibi” diye yazdığım için dava açmış. Valla ben içimden geçeni yazdım ama o “Dalga geçiyor” diye mahkemeye vermiş! İnanamıyorum, kesinlikle hakaret kastı olmadan, tam tersi, O’nu eleştirenlere karşı Seren’i savunan bir yazıydı!.. Hiç anlayamadım.
Seren, kendisine sosyal medyada “göbekli, buruşmuş v.s” gibi hiç hoş olmayan eleştirilerde bulunanlara haklı olarak kızıyor, hatta “Fotoshop yaptılar”diyor(buna inanmıyorum, o gazeteler bunu asla yapmaz) ama benim gibi “taş”diyenlere de sinirleniyor!..
Bu durumu bence; psikolojisinin çok bozulmuş olduğunu gösteriyor.
Göcek’te Hürriyet, Milliyet ve Vatan ekibi ünlü oyuncu Çağatay Ulusoy’u çekmeye giderken, deniz üstünde rast geldikleri için fotoğrafını çektiklerinden dolayı büyük olaylar çıkaran, bu gazetelere etmediği lafı bırakmayan Seren, biraz sakinleşmeli, kendine gelmeli artık…
Bir programın bitmesi dünyanın sonu değil…
Ama şu anda kınadığı Gülben Ergen’in aynı durumuna düşmeye başladı farkında değil!..
Peki sıkıntı nerde?..
Gülben ne kadar darbe yerse yesin, umutları var.
Çünkü… TV programı olmasa, şarkıcılığı var, hatta oyunculuğu da var. Hepsi bir yana, ayakta durmasını gerektiren çocukları var.
Sıkıntı burada işte…
Seren Serengil, TV programı yapamazsa ne yapar?.. Şarkıcılık yok, oyunculuk yok, çoluk çocuk da yok. Eee, ne yapacak?..
İşte bu yüzden kitleniyor ekranlara!..
Peki Star’daki program bitti ama başka bir kanalda iş bulamaz mı?..
Şöyle bir bakalım:
ATV’de olmaz, o tarz bir iş yapmıyor, Fox da öyle, Show TV de... Kanal D çok zor, çünkü başındaki isim Murat Saygı, kanalın profilini değiştirirken AB isimler istiyor, Seren gibi C-D isimler düşünmüyor. Aynı şekilde TV 8’de iş yapması neredeyse imkansız… Diğer kanallara geçersek; Beyaz TV’de programın yapımcısı Bilal Özbilge’yle yıldızı hiç barışmadı. Lifetime da olmaz. Çünkü başındaki Esra Oflaz da AB’yi tercih edenlerden… Kanalında Nilgün Belgün, Burcu Esmersoy gibi isimlere yer veriyor sadece… Bizim UçanKuş TV deseniz, genel müdürümüz Anılcan Tanrıyar’a attığı tehditkarvari mesajlardan sonra konusu bile olmaz. Zaten bizim gibi yeni nesil için, “lost” durumda Seren Serengil!.. Haa belki Can Tanrıyar’ı arar diye düşünürseniz, o da eskidendi, kanalı tamamen Anılcan Tanrıyar idare ediyor, babası hiç karışmıyor, zaten o da Türkiye’deki yeni gelişmelerle birlikte ikinci bir kanalı kurma peşinde… Ayrıca 10 gündür adam ağır griple uğraşıyor, bizim bile telefonlarımızı açmıyor. Yani o yol da kapalı!.. (Şimdi hasta yatağında yazıyı okuyunca, bizi de arar, neden benim adımı karıştırdınız diye!.. Bu arada ona da geçmiş olsun diyelim) Ve… TRT ise zaten imkansızın imkansızı… Sadece TRT değil, Alişan’ın düğününde Lerzan Mutlu’nun telefonla yaptığı canlı yayına takılan, o sırada Cumhurbaşkanı’na ettiği laflarla izleyenleri şaşkına uğratan ve anında sosyal medyada tepki gösterilen Seren Serengil’in hükümete yakın bir medyada yer alması da mümkün değil!.. (Bu da ayrı bir yazı konusu… Ama delilleriyle-belgeleriyle birlikte girildiğinde yazı artık destan gibi olur, kısa geçiyorum şimdi) Ancak bu durumun tersi de var, örneğin Halk TV’de hemen iş bulabilir!..
Ne yapacak o zaman:
Bence haber kanallarını düşünsün…
Gülben Ergen’i bile sollayan mahkeme girişimleriyle kısa zamanda büyük bir tecrübe kazandı.
O zaman neden haber kanallarında iş bulamasın?.. Çağlayan’dan canlı bağlanan ve uzun uzun davaları anlatan bir duruş, O’nu uçurur bence…
Tabi bu işin esprisi…
Ve… Yeni evlendi biliyorsunuz… Ünlü şarkıcı Emrah’ın yeğeni Yaşar İpek’le… Kendisinden 9 yaş küçük, çakı gibi bir çocuk… Allah mutlu etsin…
O yüzden… Bıraksın şu ara bu işleri…
Medyayla da boş yere kavga çıkarmaktan vazgeçsin…
Medya’dan kopmamanın yolu, bu değil!..
Biraz gezsin, tozsun…
Hayatta her şey kısmet…
Ama en azından bu kavgacı görüntüsünden kurtulsun ki, bazı kapılar O’na açılsın…
Ama “kaybedecek bir şeyi kalmamış” insanlar gibi davranıp, önüne gelene saldırmaya devam ederse, herkese “kendini bitiriyor” ya da tamamen “Gerçekten kaybedecek bir şeyi” kalmamış izlenimi verecek.
Ayrıca… Yaş 50’ye merdiven dayamış, 48 yaşında…
Hayatın tadını çıkarması gereken dönemler, kavga ile geçecek dönemler değil…
Yazının sonunda bir de fal açayım;
Seren ne mi yapacak?.. Söz dinleyecek durumda olmadığı için, yine ağzına geleni konuşan ve her geçen gün haber değerini kaybeden durumunu koruyacak ve “kaybedecek şeyi kalmamış” sözlerini doğrulayacak!..
Hiç temenni etmiyorum ama bu kızgınlıkla sürdürürse hayatını; bir kaç ay içinde de boşanacak.
Bu benim falım…
Ama gerçekte, şu köşe yazımdaki doğru mesajları alıp mutlu olmasını da gerçekten isterim. Hırsın, öfkenin kimseye faydası yok.
(Onu övmeme rağmen açtığı dava vesilesiyle yazılarımı da yakından takip ettiğini anladım. Bakalım artık sakinleşmiş mi ya da yine bana cvp verme yoluna mı gidecek ya da Yaşar İpek’i mi öne sürecek göreceğiz. Ama öyle ya da böyle, iyi atışan, iyi bir ikili olduk Seren’le, belki eski nesil-yeni nesil olarak bir yerde birlikte bir program yaparızJ)
İbrahim KARAKUŞ
ibrahimkarakus351@gmail.com
