UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

"İBRAHİM TATLISES BENİ ALDATTIĞINI HİÇBİR ZAMAN KABUL ETMEDİ"

Ayşegül Yıldız, İbrahim Tatlıses ile 20 yıllık beraberliğinin ardından ilişkisi ve biten evliliği hakkında ilk kez Posta gazetesinden Oya Çınar’a konuştu.

"İBRAHİM TATLISES BENİ ALDATTIĞINI HİÇBİR ZAMAN KABUL ETMEDİ"

İşte o röportaj:

Neler yapıyorsunuz?

Bir süredir çocuk tekstili işindeyim. Kızım Elif Ada, 5 yaşında. Ona hiç istediğim gibi kıyafet bulamıyordum. Neden ben yapmıyorum dedim ve başladım. Holdingleşme yolunda ilerliyorum (gülüyor).

Duygu dünyanız nasıl?

36 yaşındayım, nihayet ne istediğimin idrakına vardığım, iyi hissettiğim bir dönemdeyim. Sadece huzur ve sağlık!

Bu noktaya nasıl geldiniz?

Epey zor. Birçok tecrübeye erken yaşta vakıf oldum. İyisiyle kötüsüyle değişik sınavlardan geçtim ve hepsini başarıyla atlattım. Mükafatı da kızım Elif Ada oldu. Artık geçmiş tamamen kapandı.

Gündemden düşmediğiniz fırtınalı bir hayatınız oldu. En zoru neydi?

Kendimi ifade edememekti. Bazı insanlar çok kötü ve zannediyorlar ki siz kötülük yapamazsınız. Zeka olarak hepsini katlayıp fırlatıp atacakken hep, “Allah’ım beni kötü insanlara uydurma” diyerek dua etmek zordu. İnsanoğlu yoldan çıkmaya çok müsait. Büyük kötülükler yapabilirdim aslında.

Sizi ne durdurdu?

Her şeyin geri döndüğüne ve Allah’ın adaletinin şaşmayacağına inanıyorum.

Adı İbrahim Tatlıses ile anılan diğer kadınlar medyada daha fazla görünürdü...

“İbrahim Tatlıses’in sevgilisiyim” diye ortada dolaşmak kadar saçma bir durum yok. Başka birinin başarısıyla hava atmak anlamsız. Birçok kişi bunu idrak edemiyor. Ortada öyle dolaşıyor. Karakterle alakalı herhalde.

İlişkiniz başladığında yaşınız çok küçüktü değil mi?

16 yaşında İstanbul’da bir konserinde tanıştık. Bursa’da yaşıyordum o zaman. Bir yıl sonra da babamı kaybettim. Çok sonra İbrahim Bey Bursa’ya konsere geldiğinde yeniden denk geldik. “Nerelerdesin? Dizi çekiyorum, İstanbul’a gel” dedi. Ben de, “Ailemden izin alabilirseniz gelmek isterim” dedim. Zaten Bursa’da bir televizyon kanalında program yapıyordum. Yani bu işlere onunla tanıştıktan sonra girmedim.

Sonra ne oldu?

Ailemden izin aldı, İstanbul’a geldim. O zaman da sanıldığı gibi sevgili değildik. İlişkimiz başladığında 20’lerimdeydim.

Geçmişte dizilerde, reklamlarda oynadınız ama devam etmediniz. Sizin tercihiniz miydi? Maalesef, sırf insanlar “İbrahim Bey’i kullanarak bir yere geldi” demesinler diye kariyerimi de sildim. Onunla olmak bana avantaj değil dezavantaj oldu. Hayalini kurduğum şeyleri elimin tersiyle ittim. Çok teklif aldım, hepsini geri çevirdim. Kabul etseydim “İbrahim Tatlıses’in torpiliyle buraya geldi” diyeceklerdi. İbrahim Tatlıses adını ne reklam aracı olarak ne de maddi manevi çıkar sağlamak için kullandım.

Şu an size maddi olarak destek oluyor mu?

Ne tazminat ne de nafaka istedim. Bir tek Elif Ada’nın nafakasını ödüyor. 20 yıl hayatı paylaştık ama benim tercihimdi. Şimdi, “Sana 20 yılımı verdim. Sen de bana bu kadar para vereceksin” demek benim yapacağım şey değil. Bana zül gelir.

Aşk için büyük fedakarlık yapmışsınız. Değer miydi?

Hiçbirinden pişman değilim. Allah’la aramda özel bir bağ var. Yaptığım şeyler ona iyi gözükmek için. Üç beş kulun nasıl gördüğü umurumda değil. Onun için yıllarca kimseye cevap vermedim, basına konuşmadım. Benimle ilgili neler yazdılar... ‘Kapatma’ olduğumu, İbrahim Tatlıses’in beni kovduğunu ama benim gitmediğimi... Gerçekle alakası olmayan şeyler. Velev ki doğru olsun, daha 20’lerimin başındaydım. Cahiliye dönemidir o yaşlar. Okurken tüylerim diken diken olurdu. Ağlar dururdum.

Nasıl baş ettiniz o duygularla?

Sonra sonra kimseye ne yaşadığımın hesabını vermek zorunda olmadığımı anladım. Bir daha asla kimse beni bu konuda ağlatamayacak dedim ve gerçekten de yaptım.

Derya Tuna ile ilişkisinden dolayı ‘yuva yıkan kadın’ algısı mı vardı?

Hangi yuva? Bir evlilik mi vardı ortada? Diğer tarafa ne anlatıldığından ziyade bana ne söylendiği önemli. Bana hiçbir zaman İbrahim Bey, “Devam eden bir ilişkim var” demedi. Bana hiçbir ilişkisinin olmadığını söyledi. Öyle bir algı yaratmaya çalıştılar. Ona inanmaya çalışmaları da umurumda değil.

Ve sonunda evlendiniz...

Evlilik benim talebim değildi. İlişkimiz boyunca evlilik hesabı yapmadım. Özellikle o dönem evliliği hiç düşünmüyordum. Büyük bir kaza olmuş, karşınızda ölümle mücadele eden bir insan var. Aklımdan bile geçmedi. Hatta, “İyileş, sonra zaten olur” dedim. Ona rağmen İbrahim Bey istediği için evlendik.

Ne hissettiniz?

Hiçbir şey hissetmedim. Önümüzdeki zorlu süreci düşünüyordum. Başkalarının hesaplarıyla benim hesabım hiçbir zaman tutmadı.

Evlendiğinizde Derya Tuna, “Tekkeyi bekleyen çorbayı içer” demişti...

Çünkü onun zihniyeti o! Demek ki o tekkeyi çorba içmek için beklemiş. Karşındakini kendin gibi bilirsin.

Onca yıl beraberlikten sonra evliliğiniz iki yılda bitti. Neden?

Yürümeyince yürümüyor. Bazı şeyler zamanla bitiyor. Çok sabırlı bir insanım, ona fazla güvenildi. “Limit dolmak üzere, yapma” diyorum. Ama karşı taraf blöf yaptığımı zannediyor. “Nasılsa beni bırakmaz” diyor. Ama sabrım bitince bende film kopuyor. O saatten sonra ne arkadaş, ne dost, ne eş... Hiçbir şey oluyorum bir anda. İbrahim Bey artık sadece çocuğumun babası. Arkadaşım değil, dostum değil.

Olanlar arkadaş olmanıza engel miydi?

Düşünsenize... “Yapma” dedikçe o devam ediyor. “Sabredemeyeceğim” deyince, “Sen çok değiştin” diyor. Hayır ben değişmedim. Bu bir birikim. Bardak zaten doluydu.

En kötüsü de aldatılmaktı galiba?

İbrahim Bey beni aldattığını hiçbir zaman kabul etmedi.

Nasıl yani? Asena ile ilişkisini de mi kabul etmiyordu? 

Hepsi için farklı açıklamaları vardı. Ben de yaşım gereği duymak istediğimi duydum. İnanmak istediğime inandım. Bu yaşta olsaydım o açıklamaları asla kabul etmezdim.

Ayrıldıktan sonra özgürlük alanınızı nasıl korudunuz?

İbrahim Bey’in bana hiç kısıtlaması olmadı. Ne ilişkimiz süresince ne de sonrasında. Dışarıdan nasıl algılanıyordu bilmiyorum ama hep kendi özgürlüklerimi yaşadım. Şimdi de öyle. Yaşadığım hayat benim tercihimdi. Zaten barlarda gezen tozan biri değildim. Ha isteseydim o hayatı da yaşar ve kimseyi engel görmezdim. Ama istemedim.

İbrahim Bey dışarıdan dominant görünüyor. Hayatındaki kadınlara eskiden şiddet uyguladığı da biliniyor...

Valla ben masaya otururken İbrahim ayağa kalkar, ceketini iliklerdi. İnsanına göre muamele demek ki... Ha karşılıklı tartışmalar yaşamışızdır, hatta birbirimize bir şeyler fırlatmışlığımız da vardır. Ama asla tek taraflı olmazdı. Birkaç kere de kovaladı ama yakalayamadı hahaha.

Aranızda 30 yaş var. Fazla değil miydi?

İbrahim Bey ile babamı kaybetmemden bir yıl önce tanıştım. Şimdi şimdi farkediyorum ki babamın boşluğunu onunla doldurmaya çalışmışım. Bu kadar yaş farkı doğaya aykırı. Artık böyle ilişkilere bakınca baştan “Yürümez” diyorum. Ha İbrahim Bey çok dinamik, herkesin yaşına uyum sağlayacak biri. Onu ayrı tutuyorum.

Sizin için aşk ne ifade ediyor?

Artık aşka inanmıyorum. Aslında hiçbir zaman inanmadım. Sevgiye inanıyorum. Aşk bana saçma geliyor. Benim bildiğim tek aşk var Allah aşkı. Sonra da evlat aşkı geliyor. Kadın erkek arasında ne aşkı ya? Bugün var yarın yok. Böyle aşk mı olur? Gerçek aşk Allah aşkı gibi sonsuzdur. Onu da bir kula hissedebileceğimi sanmıyorum.

Yeniden evlenir misiniz?

Kısmet. Olmaz demem. Adam gibi bir adam olursa olabilir. Özü sözü bir, dürüst, ihanet etmeyen, hainlik yapmayacak bir adam olursa düşünebilirim.

Tek başına çocuk büyüten bir anne olarak zorlandınız mı?

Çok şükür hiçbir sıkıntı yaşamadım. Sadece, herkesin bir kere düşündüğü şeyi sen iki kere düşünüyorsun. Çocuğun tek kanadı kırık. O kırık kanadın yerini de sen doldurmaya çalışıyorsun. Aman aklı bir şeyde kalmasın, bir şeyi eksik olmasın diye çabalıyorsun. Bunlar haricinde sıkıntım yok, şükür.

İbrahim Tatlıses’in ailesiyle ilişkiniz nasıl?

Evlendiğinizde oğlu İdo tepki göstermişti... O da genç, annesinden etkilenmesi normal. Erkek çocuğu neticede. Anne olduktan sonra empati duygum daha da gelişti. O yüzden bir kırgınlığım yok. İdo’nun çocukluğunu biliyorum. Yaptığı şeyler beni hiçbir zaman rahatsız etmedi. Bu yaşında yapsa belki rahatsız olurum.

Elif Ada ile İdo görüşüyorlar mı?

Dilan (Çıtak Tatlıses) arıyor soruyor. İdo erkek çocuğu, ondan bazı şeyleri beklemek yanlış olur. Ama Ahmet Abisi ile görüşüyorlar. Melek Ablası ile de hiç görüşmedi.

Neden?

Herkesin kendi tercihi... Ama şunu anlamıyorum. Benimle hesabı olabilir, ben yetişkinim. Bana kızabilirsin, görüşmeyebilirsin... Ama bu çocuk beş yaşında bir sübyan. Allah katında bile sorgusu suali yok. Çok isterdim kardeşleriyle bağı kuvvetli olsun, aile kavramını öğrensin. Bana bir şey olursa göğsünü gere gere, “Benim dört ablam, iki ağabeyim var” diyebilsin. Ama anladığım kadarıyla öyle bir şey olmayacak.

Peki İbrahim Bey bir gün yeniden evlenirse?

Çok mutlu olurum. Gerçekten yürekten söylüyorum. Keşke evlense. Düzenini kursa ve yoluna devem etse. Düğününe de giderim.

İbrahim Tatlıses’in vurulduğu gece yanında olan menajeri Damla Buket Çakıcı ile evleneceği söylendi bir dönem...

Keşke! Vallahi çok sevinirim. İstediği kişiyle evlensin. Kiminle olduğu önemli değil. İstiyorsa çocuğu da olsun. Mutlu olsun isterim.

Yaşadığınız o zorlu süreçte sanat camiasından yanınızda olan dostlarınız var mıydı?

Hülya Avşar. Ortalarda “Adamım” diye gezinen çoğu kişiden daha esaslıdır. ‘Adamlık’ diyoruz ama aslında insanlık bu. Temel kriterler vardır; zor gününde yanında olmak, destek olmak... Ve bunları gösteriş için değil samimiyetle yapmak. Hülya Avşar bu yüzden saygı duyduğum çok esaslı bir kadındır. Dosttur. İbrahim Bey’in zor zamanında, “Maddi manevi her konuda yanındayım” diyen biri. Kibirli değil, mütevazı, sahici insandır. Bazıları gibi reklama ihtiyacı olmadığı için dostluğunu da göstere göstere yapmaz. Yürekten yapar.

Bundan sonrası için neler hayal ediyorsunuz?

Elif Ada daha çok küçük. İleride onunla bir dünya turu yapmayı çok istiyorum. Bol bol gezelim, mutlu olalım. Onun dışında ne olabilir ki? Cebimde hiç para olmasın, inan üzülürsem şuradan kalkamayayım. Uçakmış, helikoptermiş umurumda değil. Yeter ki sağlıklı olayım. Anın keyfini çıkarayım. O yüzden çok mutluyum. Ne varlık sevindirir beni ne yokluk üzer. Ölümlü dünya. Öyle uzun boylu hesaplar hiç yapmadım zaten. Yaşadığım anı en iyi şekilde değerlendirmeye çalışıyorum.

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13
ETİKETLERayşegül yıldız