Dün ekranda dert anlatıyor, isyan ediyordu.
Bu sabah baktım yine aynısı…
Bir anda bir ay öncesine gittim.
Bir sürü ünlü, O’nun programına bağlanıp dert anlatıyordu, zaman zaman da Seren Serengil’le tartışıyordu.
Keser döner, sap döner misali oldu.
Program bitince “out”ta kalan Seren, dert dinleyen değil, dert anlatan, isyan eder duruma düştü.
“Ne yaşartırsan, yaşarsın” derler ya…
Adeta bunun canlı örneğini izliyoruz.
Programı yaparken, belki de biraz dost biriktirecekti Seren…
Şimdi ters düştüğü gazetecilerin yaptığı haberlere isyan ediyor.
Ama artık programı yok ya da bir medya mecrası yok.
Sosyal medyadaki isyanları da, diğer ünlülerle aynı statüde kalıyor.
Yetmiyor.
Yetmediği için de TV, TV dolaşıp dert anlatmak zorunda kalıyor.
Aynı programı paylaştığı Cengiz Semercioğlu içinse aynı durum söz konusu değil…
Çünkü o gazeteci…
Program sırasında da yaptığı gibi, program bitince asıl işi gazeteciliğe devam ediyor.
Hayatın kanunu belki de…
Düşmeye gör!..
Belki bir gün tekrar ekranda program yapma imkanı bulursa, bu yaşadığı tecrübeyi hayatı boyunca unutmamalı!..
(Not: Şimdi bu travmada eksik kalan durum şu: Daha önce yaptığı eleştiriler yüzünden sürekli kendisine dava açılıyordu, acaba şimdi de kendisi dava açan duruma düşecek mi?.. O da olursa tam olur!..)
İbrahim Karakuş
Mail:İbrahimkarakus351@gmail.com
