UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

ALİ EYÜBOĞLU YAZDI: "ÜNLÜLER TANITTI, ALDIM, MAĞDURUM!.."

TV yazarları bugünkü köşelerinde yine oldukça önemli ve dikkat çeken konulara değinmişler. İşte sizin için derlediğimiz yazılar…

ALİ EYÜBOĞLU YAZDI: "ÜNLÜLER TANITTI, ALDIM, MAĞDURUM!.."

ALİ EYÜBOĞLU-MİLLİYET

‘ARROW’ YILDIZININ SULTANAHMET AYIBI

‘Arrow’ dizisinde Oliver Queen’i, ‘Teenage Mutant Ninja Turtles 2’ filminde Casey Jones’u canlandıran Kanadalı aktör Stephen Amell, eşiyle birlikte İstanbul’a geldi. Hoş geldi, sefa geldi, ama Instagram hesabından paylaştığı bir fotoğrafa yazdığı cümle haklı olarak insanları kızdırdı. 

Çünkü oyuncu, arka fonunda cami olan Sultanahmet’ten çekip paylaştığı fotoğrafın altına şunları yazdı: 

“Not sure what that is in the background but my wife is stunnig.” 

Aktörü sosyal medyadan takip eden Türkler, onun Ayasofya Müzesi’nin önünde çektiği fotoğrafa, “Arka planda ne olduğundan emin değilim ama karım çok çekici” yazmasına anında tepki gösterdi. 

Çoğu anlayacağı dilden, bir kısmı da Türkçe olan 3 bin civarındaki yorum arasında 

“Cami lan cami. Sultan Ahmet Camisi”, “Ayasofya Müzesi” diye yazanlar da oldu, “Kaslarını geliştirirken beynini geliştirememişsin. Yazık” diye yazanlar da… 

MODASI GEÇMEYEN ŞARKI ‘ADALETİN BU MU DÜNYA?’

Son günlerde otomobil kullanırken dinlediğim tek albüm var; o da Koray Avcı’nın ‘Senin İçin Değer’i… CD’nin birinci sırasındaki ‘Adaletin Bu Mu Dünya’dan sonra 14’üncü parçaya geçiş yapıyorum. ‘Ben Ne Biçim Serseriyim’i dinledikten sonra, 16’ncı ve son sıradaki ‘Erik Dalı’na, sonra tekrar ‘Adaletin Bu Mu Dünya’ya… 

Oğlum Yağız’la birlikte giderken de aynısını yaptım. Koray Avcı’nın CD’sini açtım, ‘Adaletin Bu Mu Dünya’yı çalmaya başlayınca oğlum, “Son günlerde gençler arasında en sevilen şarkı bu” dedi… 

‘Adaletin Bu Mu Dünya’, 1931’de Niğde’de doğan ‘Karakaş Gözlerin Elmas’ türküsüyle 1962’de ünlenen Niğdeli Ali Ercan’a ait bir eser… 

45’lik plakta yayınlanan, çok sevilen, zamanla Selda Bağcan, Gülden Karaböcek ve Edip Akbayram’ın kasetlerinde okuduğu ‘Adaletin Bu Mu Dünya’yı Özlem Eskimez ve Burcu Güneş gibi müzik dünyasının yenileri, çıkardıkları CD’lerde seslendirdi. 

Bir şarkı düşünün, kuşaklar değişse de modası geçmeyen… 

Rahmetli babamın aldığı 45’lik plaktan dinleyip ezberlediğim ‘Adaletin Bu Mu Dünya’yı, oğlumun, Mert Ali İçelli’nin düzenlemesiyle yorumlayan Koray Avcı’dan dinleyip beğenmesi, Ali Ercan’ın nasıl ölümsüz bir eser yazıp  bestelediğinin kanıtı… 

Türkü meşhur olduğunda, müziğin taşıyıcısı plaklardı. Zaman içinde plakların yerini kasetler, kasetlerin yerini de CD’ler aldı. Neredeyse CD’ler de tarih olacak. Ercan’ın 20’nci asrın ilk yarısında ‘Adaletin Bu Mu Dünya’ diyerek dert yandığı konuların, 21’inci yüzyılda bile güncel olmasının sihri, galiba şu satırlarda saklı: “Umudum yok, bugünle yarına. Kötülerinsin sen dünya. İyileri öldüren dünya. Kimi meteliksiz, kimi milyonlara karışır…” 

‘ÜNLÜLER TANITTI, ALDIM, MAĞDURUM’

“Ünlülerin sosyal medyalarından, “Biz de kullanıyoruz” diye tanıtımını yaptığı göğüs dikleştirici kremi alıp, kullandım, mağdurum. O ünlülerden birinin menajerine ulaştım, göğüslerim sertleşmek yerine daha da sarktı, şikayetçiyim dedim. Menajerin, ‘Sahtekâr olduklarını bilmiyorduk’ yanıtıyla şoke oldum.” 

Adı bende saklı Instagram takipçimin DM’den bana attığı mesaj bu… 

Eskiden sadece internet üzerinden yapılıyordu bu işler. Şimdilerde ise yüzbinlerce veya milyonlarca takipçisi olan ünlülerden bir kısmı yapıyor bunu. 

Para karşılığında “Formumu bu çaya borçluyum”, “Güzelliğimi bu kreme borçluyum” gibi tanıtım yapanlar da var, izinleri olmadan ünlülerin adlarını ve fotoğraflarını kullananlar da… 

Kazandığı paranın gelirini beyan ettikten ve takipçilerine tavsiye ettiği ürüne kefil olduktan sonra, her ünlü tanıtım yapabilir sosyal medyasında. Bu yolla tüketici mağdur olduğunda, halkın sağlığıyla oynandığında da, devletin ilgili makamları hesabını sormalı bunu yapanlara… 

GÜNÜN SÖZÜ

Kadının varlığına dayanamayan zihniyet; elbette onun yazmasına, okumasına ve düşünmesine de karşıdır. (Virginia Woolf)

 

SİNA KOLOĞLU-MİLLİYET

ŞİMDİDEN 64 BÖLÜM OLDU

‘Ufak Tefek Cinayetler’, sezon finali yaptı. Biz de bu köşede, zaman zaman ev ahalisinin isyanlarını dile getirdik. Ama bunlar, diziyi benim gözümde, bu sezonun en ‘iyilerinden biri’ olmaktan alıkoymadı. Edip’in ölmesi birçok seyirciyi kesmedi ama bütününe bakmak lazım. Heyecanlı bir şekilde izlendi mi? Merak     ettik mi? Bunu bize sunabildiler mi? Mesele bu... 

Oyuncular döktürdü, müzik yerli yerinde ve abartılmadan sürdürüldü, yönetmen kotardı. Bir şansızlığı var ‘telenovela’ olmayan dizilerin, bizim yerli sistemde, ömrünün uzun olma şansı yok.

45-50 dakika standartındaki ‘Ufak Tefet Cinayetler’, 64 bölümlük iş yaptı. Seneye bir 64 bölüm daha olur ve final yapar.

Yoksa sürer dizi... Ve finaldeki kavga...

Kavgada dublör kullanılmadı

Ekşisözlük’te, “Türk televizyonlarında izlediğim en gerçekçi, kapalı alanda amatör kavgaydı. Hatta izlediğim en gerçekçi kavgaydı. Emeği geçen herkese teşekkürler” diye yorumlamış bir yazar... Tam isabetti ve durumun özetiydi. Tülin Özen ve Duygu Sarışın’ı tebrik ederiz. Sahnenin hiçbir anında dublör kullanılmadı. Bu, önemli olsa gerek... Sadece onlar mı? Bu sahnenin geri planı...

Hangi ünlü isim hazırladı?

İki gün spor salonunda, iki gün de mekanda (banyoda) sahne provası yapıldı. Dövüş sahnesi provası yapıldı. Sahnenin nasıl oynanacağını, hangi hareketlerin yapılacağını, Uğur Yıldıran planlandı ve iki asistanı uyguladı. ‘İçerde’ dizisinin komiser Selim’i... Kendisiyle ilgili, kısa bir bilgi vereyim, Gazi Üniversitesi Spor Akademisi Jimnastik Bölümü mezunudur.

Çekim kaç gün sürdü?

Sahne çekimi bir gün sürdü. Dört kamera ve aksiyon için bir mini kamera kullanıldı. Ali Bilgin ve Deniz Yorulmazer yönetmenler, unutmamak lazım. Ve kurgu... Bu sahnenin böyle etkili bir şekilde bizlere sunulmasının son halkasında kurgu var. Hamdi Deniz, 2000’li yıllardan beri bu piyasada... 15 film kurgusu ve dokuz post prodüksiyona (dizi ve film) imza atmış bir isim. Bu işini de bir kenara yazacaktır. Çekim sırasında kullanılan tüm aksesuarlar, ‘zarar vermeyecek malzemelerden’ yapılmış, belirteyim.

 

MESUT YAR-POSTA

Başrolde limonata bardağı

Salı akşamı birden çok dizi sezon finali yaptı. Açıkçası en çok “Ufak Tefek Cinayetler”in (Star TV) finalini merak ediyordum...

Malum sezon başından beri Sarmaşık Sitesi’nde işlenen cinayetin kimin elinden çıktığı aydınlanacaktı. Daha doğrusu öyle bekliyorduk. Ama heyhat...

Final bölümünde başrolde bir limonata bardağı elden ele gezerek geceye damgasını vurdu. İçine zehir konulan o limonata Arzu karakterinden başlayarak toplam yedi el değiştirdi ve sonunda sekizinci sahibinin ölümüne neden oldu...

Vallahi ben hiçbir davette kullanılmış bir bardağın elden ele dolaştığına şahit olmadım. Arzu içmedi, Mehmet içecek; Taylan içmedi, ay ihale Edip’te kalacak derken bardak sahibini buldu.

Neyse...

Ha unutmadan sezon finalinde kurban belli oldu. En zayıf halka Edip iki metre yükseklikte pencereden şiir okuyarak düştü ve öldü...

Duyduğum o ki gelecek yıl da hikaye “katil kimdi?” sorusu çevresinde dönecek. Eh o zaman bana da ufak tefek müsaade. Vallahi uğraşamayacağım!

Büyük temizlik başlayabilir

“Yasak Elma” (FOX) setinde yaşandığı iddia edilen taciz meselesi dün gazetemiz POSTA’nın ilk sayfasında yerini aldı. Haberi bir de ben telaffuz etmek istemiyorum...

Vaziyet almak için fikrimi soran çok sayıda okur ve meslektaş da oldu. Açıkçası biraz beklemek taraftarıyım... Sonuç itibarıyla süreç adli bir eksene doğru hızla ilerliyor. Ama şu kadarını söyleyeyim, iddialar doğruysa, bu bir kırılma noktası olacaktır. Ve o kırık inanın çok büyük bir fay kırığına dönüşecektir...

7/24 iç içe yaşanan yorucu ve sıkıntılı bir yaşam şeklinden bahsediyoruz. Tamamıyla steril olmasını bekleyecek kadar saf değilizdir umarım. Kaldı ki yakın zamanda üçüncü sayfa haberlerinde steril olmadığını da sıklıkla gördük.

Neyse...

Şu son birkaç yıldır Amerikan sinema sektörü tam da bu meseleye odaklanıp içindeki sapkın safraları temizliyor. Ha bizde yaşanır mı; tekrar ediyorum iddia doğruysa “EVET”!

Gelmiş geçmiş en iyi kavga sahnesi

Geçtiğimiz yıl “İçerde” (Show TV) dizisinde izleyiciye mıknatıs etkisi yapan sahneler genelde aksiyon ve dövüş sporları içeriyordu. Gelelim bu sezonun yiğidine...

“Ufak Tefek Cinayetler”in (Star TV) son bölümünün ilk çeyreğinde öyle bir kavga sahnesi vardı ki, izlerken cidden gerdi...

Arzu ve Burcu karakterleri arasında dar alanda yaşanan büyük kavgada bütün banyo objeleri havada uçuştu. Yavaş çekimle izletilen bu bol cam kırıklı sahne dizilerde bugüne kadar gördüğüm en iyi kavga sahnesiydi...

İki kadının ölümcül kavgası zaman zaman bir dönem çok popüler olan çamur güreşini andırsa da bende unvan maçı etkisi yaptı. Çekenin de, kurgulayanın da, oynayanın da eline sağlık!

Ömer Üründül'ü geri verin!

TRT, 14 Haziran’da Rusya’da başlayacak olan Dünya Kupası’nın ekibinde ünlü yorumcu Ömer Üründül’e yer vermemiş. Bu başta ben olmak üzere birçok milli maçta Ömer Üründül’ün yorumlarını dudak ısırarak dinleyen bir kitlede şok etkisi yarattı...

Ömer Üründül, her ne kadar kızsak da bağımlılık yapan bir yorumcu ağabeyimiz. Aynı zamanda böyle uluslararası futbol karşılaşmalarında Ömer Üründül etkisi tıpkı Erovizyon Şarkı Yarışması’ndaki Bülent Özveren etkisine benziyor...

Dünya futbolundan Üründül’ü, şarkı yarışmasından Özveren’i çıkardığında geriye hep bir eksik kalır. Bunu da iyi bilesiniz pek sayın yetkililer!

O masanın sırrı

“Yemekteyiz” (TV8) programında bir bilinmeyene daha açıklık getirildi. Kendi adıma ben de merak ediyordum. Malum tüm yarışmacıların evlerindeki masa biçimi tıpkı kopyaydı...

Hâl böyle olunca sunucu Onur Büyüktopçu toplu soruların içinden bunu seçerek bir yanıt verdi. Masaların üstüne bir aparat koyarak hepsine aynı şekil veriliyormuş...

Hâl böyle olunca büyük evde değil ama küçük evlerde çok sırıtan o dev masa ve malum düzeni hiç değişmiyormuş. Öğrendik de boyumuz uzamadı ama bildiğimiz de iyi oldu. Yoksa masaya baktıkça “herkeste var, bizde niye yok” diye uyuyamayacaktık. Okuduğunuz şu son satır şaka yahu vallahi şaka!

 

 

OYA DOĞAN-VATAN

İzleyici sıradanlığı kandırılmaya tercih etti!

Salı akşamı ekranda iki heyecanlı sezon finali vardı. Bir yanda Fox TV’de ekrana gelen ve haftalardır zirveden inmeyen Kadın, diğer yanda Star TV’de ekrana gelen ve yılın en çok konuşulan dizisi Ufak Tefek Cinayetler. İki sezon finalinde de iki sorunun peşinden gittik. Kadın’da peşinden koştuğumuz soru “Sarp sonunda Bahar’ın karşısına çıkacak mı?”ydı. Ufak Tefek Cinayetler’de ise “Kim öldü?” Gerçi ben Edip’in öldüğünü tahmin etmiştim ve birkaç defa yazmıştım ama önce Ufak Tefek Cinayetler’i izlemeyi seçtim. Neden Edip olduğuna gelince; hikayenin en zayıf halkasıydı. Bir de bugüne kadar Kurtlar Vadisi dışında başrol oyuncusundan vazgeçebilen bir Türk dizisi daha izlemedik. O nedenle Merve, Oya, Arzu, Pelin ya da Serhan’ın ölmeyeceğine emindim. Geriye bir tek Edip kalıyordu. İşte bize bu çok bilinen finali vererek dizi aslında kendi kendine çelme taktı. Çünkü seyirci 32 bölüm boyunca kandırıldığını hissetti. Fakat Merve Aksak ya da Oya Toksöz ölseydi işte o zaman bu diziyi ayakta alkışlardım.

Başrol limonata bardağınındı

Gelelim bölümün detaylarına... Mantık hatalarının adeta açık artırmaya çıktığı sezon finalinde her şeye rağmen seyirlik bir iş izlediğimizi itiraf etmeliyim. Özellikle Arzu ve Burcu arasında geçen kavgayı Türk televizyon tarihe yazalım. Böyle kavga görülmedi. İki boğa birbirine girmiş gibiydi. Bu konuda profesyonel matador Merve oldu. Bölümün başrol oyuncusu limonata bardağıydı. Yüzlerce bardağın olduğu, onlarca garsonun hizmet ettiği sosyete partisinde bir limonata bardağı tüm başrol oyuncularına çelme takıp beni kim içecek sorusuyla izleyiciyi dakikalarca meşgul etti. Sonunda da Elif’i kurban seçti. Arzu Burcu’yu törpüledi kimse duymadı, Arzu topuklu ayakkabısının tekini camı kırarak dışarı attı, kimse duymadı. Serhan, Oya ve Merve yüzleşti ama kimse duymadı. Bu üçlünün yüzleşme sahnesi de bence tarihe geçmeli. Karısını arkadaşıyla aldatan Serhan sadakatsizliğinden dolayı değil çekiciliğinden dolayı suçlu ilan edildi. Bu öyle bir parti ki, müzik sürekli kesiliyor. O sırada Merve’nin odasındaki Merve, Arzu, Pelin ve Oya yüzleşmesinde taş taş üstünde kalmıyor. Ne var ne yoksa kırılıyor ama bir kişi bile duymuyor. Sonunda da Edip ölüyor. Hop yeni sezon tanıtımı... Bu kez katil kim sorusunu soracağını açıklıyor dizi. Biz de sezon finalinden tatmin olmamış izleyici olarak koca bir baş ağrısıyla, 32 hafta ekran karşısında kaldığımıza yanarak kanal değiştiriyoruz.

Ahlak ve vicdan sorgulaması

Kayıttan Kadın’ı açıp sezon finaline başlıyorum. Yalan yok Kadın’ın da en zayıf bölümlerinden biri sezon finaliydi. Hastanede geçen, kimsenin kimseyle bir yüzleşme yaşamadığı, Enver ameliyattan çıkacak mı, çıktıktan sonra ne olacak, gömlekler yetişecek mi, ustabaşı atölyede kızları basacak mı, Sarp Pırıl’ı terk eder mi diye  bakarken bölüm bitti. Rakibi Ufak Tefek Cinayetler’in aksine ne bağırış, ne kavga, ne yüzleşme, ne entrika, ne de büyük prodüksiyon vardı. Finalde Doruk’un Sarp’ı görüp “baba” demesi dışında sıfır heyecanla geçen bir sezon finali izledik. Bir de sanırım Kadın’da Ufak Tefek Cinayetler’e özenip bir katil yaratmak istediği için Sarp’ın annesi havuzda ölmüşken Pırıl karşısında ağlıyordu. Yeni sezonda Pırıl katil çıkar mı dersiniz, neden olmasın? Ama Kadın’da bunu seviyoruz işte. İş bize duygu anlatıyor. Seyirci de duygunun peşinden gidiyor. Reyting sonuçları da zaten bunu gösteriyor. Sezon finalinde en büyük alkışı Ceyda hak ediyor. Ahlak ve vicdan üzerine yaptığı konuşma herkesin kendisini sorgulaması gereken konu! Ahlaklı olmakla vicdanlı olmak aynı şey midir? 

Ezcümle; sezonun en iddialı iki işi salı akşamı sezon finali yaptı. Bir yanda Bahar ve çocukları, diğer yanda Sarmaşık’ta katil olmak için yarışan kadınlar vardı. İki sezon finali de zayıftı ama kazanan Kadın oldu. İzleyici sıradanlığı, kandırılmaya tercih etti.

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13
ETİKETLERKÖŞE YAZARLARI