Televizyonlarda bir devir bitiyor.
Değişim kanallar lehine, yapımcılar aleyhine…
Peki ne olacak?..
Aslında oldu bile!..
Demirören Grubu’na geçtikten sonra Kanal D’nin başına gelen çok tecrübeli isim Murat Saygı yeni dönemin “tetikleyici” yöneticisi oldu ve yaptığı girişimler hemen piyasaya mal oldu.
Mesela…
Saygı, yeni program bütçeleriyle ilgili çok önemli prensip kararları almış.
Artık 800 bin liranın üzerine dizi yayınlamama gibi…
Bugüne dek dizi maliyetleri 1 milyonu geçiyor hatta 2 milyonlara bile varanı oluyordu.
Bu kararla, artık uygulanacak rakam bölüm başına 600 bin ile 800 bin arası olacak. Yani 800 bin TL en üst rakam!..
Aynı şekilde…
Günlük programların bütçeleri de bugüne dek 40-60 bin lira civarındaydı. Saygı ile beraber bu rakam 20 bin TL’ye indi!..
Prime-Time’da yayınlanacak olan iddialı ve masraflı formatlarda ise sınır 200 bin TL… Bu rakam da 400 bin TL civarındaydı.
Murat Saygı ile Kanal D’nin başlattığı bu sistemi hemen diğer kanallar da benimsemeye başladı. Zaten başka çareleri de yoktu. Çünkü hepsi büyük zararlar ediyordu.
Peki bu rating sonuçlarını ne kadar etkiler?..
Zaten aylık tabloya baktığınızda ana akım kanalların artık asla yüzde 20 share’leri yakalayamadığını görüyorsunuz. Bu durum, uzun süredir böyle… Ve işin ilginç tarafı deli gibi para harcayan kanal, diyelim 9 share’le birinci bitiriyor, harcamayan kanal ise 6 share alıyor. Yani toplasanız arada 3 puan fark var.
Bu durumda, ayda 20-30 milyon prototip bütçesi yapmanın hiçbir anlamı olmadığını nihayet fark etti kanallar…
Hedef artık kar etmek…
Sadece maliyetleri kısmakla da kalmayacaklar.
Reklamlardaki birim saniye fiyatlarına da yaz sonuna doğru çok büyük zam gelecek.
Şimdi bile çaktırmadan yüzde 50 zam yaptılar zaten…
Şu anda, örneğin bir Çukur dizisinde reklam yayınlatırsanız, saniyesine 1.100 TL ödüyorsunuz. 45 saniyelik bir reklama ödeyeceğiniz rakam yaklaşık 50 bin TL…
Bu yaz sonu çok daha fazla artacak.
Ve TV kanalları karlı hale gelecek.
Ayrıca, izlenmeler, çok küçük, uydu kanalı diye tabir edilen kanallara büyük ölçüde dağılıyordu.
Fakat son dönemde 700’e yakın kanal sayısı, yarısından bile fazla düşerek 300’lere indi. Yaz sonuna kadar 200’e ineceği ve burada sabitleneceği söyleniyor.
Bu durumda başta söylediğimiz gibi artık yapımcılığın tadı kalmıyor ve artık TV kanalları etkinlik dışında ticari olarak da çok daha önemli hale geliyor.
Peki bu durumda bazı yapımcılar yeni kanallar mı kuracak?..
İşte orada da büyük sıkıntı var.
Çünkü sistem yeni bir kanalın kurulup, tutmasını neredeyse imkansız hale getiriyor.
RTÜK neredeyse hiç lisans vermiyor ve bu durumun FETÖ olayları tamamen bitene kadar birkaç sene daha süreceği söyleniyor.
Bunun dışında lisans alınıp bir kanal açıldığında ise en önemli şey Turksat uydusunda yerini seyirciye kabul ettirmek…(Çünkü en önemlisi uydu… Şu anda izleyicinin yüzde 72’si uydudan TV izliyor) Yeni bir kanalın uyduda seyirciyi kendine alıştırması için gereken asgari zaman 2-3 sene… Bu, boş yere geçecek 2-3 sene demek…
Platformlarda da başka problemler var. Önlerdeki sıralar zaten diğer kanallar tarafından alınmış durumda ve yerlerini değiştirtmek imkansız gibi bir şey…
Yeni bir kanal kurmak için yapılabilecek tek şey “olan bir kanalı” almak… Ancak kar etmeseler bile kanal fiyatları çok uçuk!.. Kanal fiyatları, kar oranlarına göre belirlenmiyor. Ayrıca, üstte yazdığımız değişikliklerle artık karlı hale gelecekleri için kanal fiyatları da bundan sonra iyice el yakacak.
Doğan Grubu’nun şöyle bir dönemde ve ayrıca yılda 200 milyon TL zarar ederken, yaklaşık 1 milyar dolara el değiştirmesinin nedeni de öncelikle bu!..
STAR’DA “KARA CUMA” BEKLEYİŞİ!..
Kanal D, TV dünyasının gidişatına böylesine bir damga vururken, Star TV’de ise herkes “kara Cuma” beklentisi içinde…
Çünkü şimdiden herkese “Bu hafta içinde tüm yayınları bitiriyoruz, tatile giriyoruz” denildi!.. Ancak bu durumun tatil değil, tümden bitiş olacağı söyleniyor.
Ve bu şeklin de Cuma gününden itibaren ortaya çıkacağı vurgulanıyor.
Böylece satışa hazırlanan Star TV, maliyetlerini de dibe çekmiş olacak ve pazarlık için önemli bir koz elde edecek.
Star içinde konuşulan son durum ise şu:
“Biri yabancı, biri yerli iki alıcı var. Ancak ikisi de seçimin bitmesini bekliyor. Yabancı grup alırsa geçtiğimiz aylar istifa eden Ömer Özgüner yine genel müdür yapılacak ve kanal eski tarzıyla ancak daha düşük maliyetlerle yeniden yapılanacak. Yerli Grup alırsa ise kanalın tüm yayın anlayışı tamamen değişecek ve bütün programların kalkmasının nedeninin de bu!..”
Şu anda yapımcıların KDV’lerinin bile ödenmediği Star TV’de, Cuma gününden itibaren her türlü gelişmeye hazırlıklı olmak lazım!..
