UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

DEMET ŞENER VE İBRAHİM KUTLUAY ARASINDA ÇOCUK KRİZİ Mİ ÇIKTI?

Son dönemde söylediği her şey, sosyal medyada paylaştığı her fotoğraf tartışma konusu oldu. Ama röportajımıza çok neşeli ve enerjik geldi. Park Şamdan’da buluştuk. Diyor ki: İnsanların gözden kaçırdığı bir şey var. Bizim boşanma davamız henüz bitmedi. Bazı şeyleri kabullenmek, sindirmek zaman alıyor. Boşanmanın travmasını henüz atlatamadım. Belki de ömür boyu kalacak... Bilmiyorum.

DEMET ŞENER VE İBRAHİM KUTLUAY ARASINDA ÇOCUK KRİZİ Mİ ÇIKTI?

Oya Çınar-POSTA GAZETESİ


Nasılsınız? Her şey nasıl gidiyor?

Gayet iyi gidiyor. Yazın gelişiyle birlikte insana güzel bir enerji geliyor. Kışın karanlığından çıkıp aydınlanıyorsun... Çiçekler açıyor. Doğa coşuyor... Her şey gözüme daha güzel görünüyor.

Yaz için plan yaptınız mı?

Antalya’da Dossi Dossa defilesi var, Paris Hilton’un da geleceği, ona çıkacağım. Defile 10 Haziran’da. Kızım İrem’in de doğumgünü o gün. Orada kutlayacağız. Sonra İrem’in turnuvaları var. O yüzden programlarımı ona göre ayarlıyorum.

Onlar da sporcu disipliniyle yetişiyor değil mi?

Yüzde 100. Bebekliklerinden beri sistematik yaşıyorlar. İrem 8 aylıktı, her şeyinin saati vardı. Beni de babam öyle yetiştirdi. Annem biraz daha yumuşaktı ama babam kuralları olan biriydi. Bu disiplinim, hiçbir yere geç kalmayışım, karakterli duruşum yetiştirilme tarzımla ilgili. Çocuklarım da benim gibi. İrem 13 olacak, Ömer 10 yaşında. Hiç “Hadi yatın, hadi ödevinizi yapın” demedim.

İrem ergenlik çağına girmiş, sizi zorladığı oluyor mu?

Ergenlikte kızlar ile anneleri arasında biraz sıkıntı olur ama biz İrem’le iyiyiz. Tabii bunda İrem’in spor yapmasının büyük faydası var. Haftanın 7 günü antrenman yapıyor. Boş vakti fazla olmuyor herhalde o yüzden. Ömer de öyle olursa inşallah çok iyi olur.

Youtube kanalı açtınız. O fikir nasıl oluştu?

Çok keyif alıyorum, heyecanlıyım. İsmi ‘Hayattan Bir Demet’. Benden böyle bir şey istiyorlardı. Instagram’ım vardı ama Youtube ile daha güzel şeyler yapabileceğimi, daha fazla insana ulaşabileceğimi anladım. Hayat tarzım, yediğim, içtiğim, sporum... Herkesin yapabileceği benim hayatımda olan şeyleri göstermeye çalışıyorum. Arada Ömer’le İrem giriyor çekimlere. Ömer çok istekli. “İnşallah herkes Youtube’una üye olur anne” diye yorum yazmış geçen gün.

Televizyona ara mı verdiniz?

Program bittiği için ara verdim. Şimdi yeni yapılanmalar oldu. Güzel teklifler geliyor. Film, dizi, program teklifleri... Bir de oyunculuk deneyimim var malum. Onu da yapmak istiyorum açıkçası. Ama temkinliyim. Yapmış olmak için değil mutlu olacağım şeyler yapmak istiyorum. Özellikle sinema beni çok bülülüyor. İyi bir sinema filminde rol almayı çok isterim.

 

BOŞANMANIN TRAVMASINI HENÜZ ATLATAMADIM

İbrahim Kutluay ile 15 ay süren boşanma süreci sonrası, Ocak ayında dava karara bağlandı. Ama Yargıtay süreci devam ediyor galiba?

Evet, dava hâlâ Yargıtay’da, karar henüz kesinleşmedi. Bir yandan hayatım aynı şekilde devam ediyor. Bir yandan da çok değişti. Şimdi daha dışa dönük yaşıyorum. Bunun daha güzel ve doğru olduğunu düşünüyorum. Bazı şeyleri büyüdükçe, yaşadıkça anlıyor insan. Yaşadığınız her olay size bir şey öğretiyor.

Ne öğretti mesela?

Evliliğim süresince korunaklı dünyamdaydım, kimse bana dokunamıyordu, hiçbir kötülük uğramıyordu. Şimdi korunaklı bölgemden çıkıp tek başıma ama daha güçlü olmayı öğrendim.

Evliliğin kadını koruyan bir tarafı var değil mi?

Tabii ki var. Aile saygı duyulan bir şey. Ben zaten çok geride yaşadım. Benim gördüğüm, bildiğim buydu. Biraz onun bocalaması oldu ama şimdi oturdu bir çok şey.

Yoganın sizi nasıl etkilediğini anlatırken, “Hiçbir konuda nefret boyutunda kalmıyorum” demiştiniz.

Bu bir bakış açısı ve bunu ben geliştirdim. Bunun maddiyatla, sahip olduklarınızla da alakası yok. Annemle babam da böyledir. Her zaman bulunduğum anın tadını çıkarırım. Beni mutlu etmek çok kolaydır. Yapı olarak kolay bir insanım. Hayatta her zaman kalbime güvenirim. Kimsenin kötülüğünü istemem. Bugüne kadar kimseye bilerek kötülük yapmadım. Yaşadıklarımız ilk başta çok acıtıyor belki ama yavaş yavaş bizi hayatın geri kalanına hazırlıyor. Belki beni de çocuklarıma daha iyi örnek olma yolunda hazırladı.

Boşanma sürecinin travmasını atlatabildiniz mi?

Hayır. Biraz daha zamana ihtiyacım var. Tabii ki ilk zamanki halimden çok daha iyiyim. Ama tamamen sindirmek, kabullenmek zaman istiyor. Çabuk geçecek bir şey değil, belki de ömür boyu kalacak. Bilemiyorum...

Şu sıra hissettiniz en baskın duygu ne?

Çok şükür huzurluyum. Sağlıklıyız, çocuklarım yanımda, hayat kalitem güzel. O yüzden şükrediyorum. Ayrılmış, iki çocuğu olan bir anneyim. Kendi kendime bir şeyler yapmak için çabalıyorum. İyi şeyler yapacağımı da biliyorum.

AYRILMAK İSTEYEN BENİM ZATEN İNSANLARIN BİLMEDEN KONUŞMASI HOŞ DEĞİL

Ayşe Özyılmazel, sizin için “Artık önüne bakmalısın Demet” diye yazdı...

Evet, okudum. Ama bir kere benim davam Yargıtay’da, karar henüz kesinleşmedi. Hâlâ uğraşıyorum. O yüzden o kadar kolay değil geride bırakmak. Bunun benim geçmişle uğraşmamla alakası yok, umurumda değil. Ayrılmak isteyen benim zaten. İnsanlar bilip bilmeden konuşup yazınca hoş olmuyor.

Davanın bitmemesinin sebebi ne tam olarak?

Verilen kararı beğenmedik, bunu bozdurmak için Yargıtay’a gittik. Sonbaharda biter inşallah. Ama artık bu yazılanlar da hiçbir şey hissettirmiyor. 23 senedir bu piyasadayım. Çok canım acıtıldı, haksız yere bazı şeylere maruz kaldım. Annem söylese etkilenirim ama diğerleri ilgilendirmiyor. Çoğu erkek yazarın beni koruduğu yerde kadınların birbirine destek olmaması da enteresan. “Bu kadın ne yaşıyor içinde?” diye düşünmüyor kimse. İnsanlar daha benim yaşadıklarımın çok küçük bir bölümünü biliyor. Zannediyorlar ki her şeye hakimler. Değiller oysa. Bilinenler madalyonun bir yüzü. Uzun süre de bilmeyecekler.

Daha önceki röportajımızda, “Bu yaşadıklarım içimde kalırsa beni hasta edebilir” demiştiniz... Doğru zaman geldiğini düşündüğünüzde her şeyi ayrıntısıyla anlatacak mısınız?

Onu düşünüyorum. Henüz tam karar vermedim. Ama şunu gerçekten anlamıyorum. Neticede boşanma kararını veren, olanları öğrenir öğrenmez bu süreci başlatan benim. Geçmişimle uğraştığımın düşünülmesi çok saçma. Niye uğraşayım ki pardon! Bazı şeyleri bilsinler, sonra konuşsunlar.

Psikolojik yardım alıyor musunuz?

Hayır. Belki de almalıyım aslında, bilmiyorum...

Kiminle dertleşiyorsunuz?

Annem var, ailem, yakın arkadaşlarım var. Avukatım Kezban Hanım (Hatemi) dert ortağım aynı zamanda. Ama hep şunu söylüyorum. Allah daha büyük dertler vermesin. Ben gerçekten güçlü bir insanım. Bunu da atlatacağım. Biliyorum!

Çocukların psikolojisi nasıl?

Hiçbir çocuk bu durumu istemez. Ama iyiler, belli bir olgunluktalar. Tabii ki ben de çok sağlam duruyorum, onun da etkisi var.

Sizin İbrahim Kutluay ile iletişiminiz nasıl?

‘Merhaba merhaba’... Çocukları istediği zaman görüyor ama. O konuda bir sıkıntımız yok.

İleride bir gün sizi de ayrılan pek çok çift gibi klasik aile ritüelleri yaparken görebilecek miyiz?

Hayır. Büyük konuşmak istemem. Belki ileride. Ama şu an kesinlikle tercih edeceğim bir şey değil.

Tüm bu yaşadıklarınızdan çıkardığınız en büyük hayat dersi ne?

Kimseye kendinden fazla güvenmemen gerekiyormuş.

Kendinizden fazla mı güveniyordunuz karşı tarafa?

Tabii ki. Her zaman. O yüzden şaşkınlığım da kırgınlığım da bu kadar büyük oldu zaten.

EVLİLİĞİM KÖTÜ BİTTİ DİYE GELİNLİĞİME Mİ KÜSEYİM

Geçtiğimiz günlerde bir magazin programına telefonla bağlandınız.

Karşı tarafın adını anmak istemiyorum. Ama o kadar haksız yorumlar yapılıyordu ki dayanamadım. Sabrın da bir sınırı var. Pişman da değilim. İyi ki yaptım.

Yeşim Salkım, o yayından sonra Instagram’da paylaştığınız bir fotoğrafın altına, “Seni üzen karşısında beni bulur bundan sonra” diye yazdı...

 

 

Sağ olsun, çok destek oldu bu dönemde. Canım o benim, çok tatlı. Dobra ve harbidir. Güzel bir şey sanat camiasından gelen bu destek. Benim yüreğim belli, duruşum belli. Zaten bir süreçle uğraşıyorum. O gün de o programda adımın yalan yanlış geçtiğini görünce “Hemen bağlayın beni” dedim.

İngiltere Prensesi Meghan Markle’ın düğün fotoğrafı ile birlikte kendi gelinlikli fotoğrafınızı paylaşmanız da çok konuşuldu...

Canlı yayında düğünü izliyorduk, çok beğendim. Zarif, sade bir kız. Ben de “Ne kadar güzel” yazıp fotoğraf koydum. Bir sürü yorum geldi, “Sen daha güzeldin, senin gelinliğin daha güzeldi” diye. Hakikaten benim gelinliğim de çok sadeydi, zarifti dedim ve koydum. Benim evlendiğim gerçeği var mı, var. Bu insan benim yıllarca eşim oldu. Aile kurduk, çocuklarımız var. İstediğim fotoğrafı koyarım. Hesap mı vereceğim? Evliliğim kötü bitti diye gelinliğime de mi küseyim? İnsanlara malzeme lazım. Bunun konuşulacağını biliyordum tabii. Ama çok komik. Onlar konuşacak diye içimden gelen bir şeyi yapmaktan niye geri durayım. İstediğim fotoğrafı koyarım. İstersem ikimizin yan yana olduğu bir fotoğrafta kendimi kesip de koyarım. İstersem İbrahim’le olan bir fotoğrafı da koyarım. Beni hiç tanımadan yargılayan insanlara hesap mı vereceğim.

Hayatınızla ilgili telafi etmek istediğiniz neler var?

Arkadaşlarımla kız kıza gezmek istiyorum. Geçen haftasonu ilk kez yaptık, Londra’ya gittik, çok keyifliydi. Artık bunu sık sık yapacağım. Bu benim yıllardır yapamadığım bir şeydi mesela. Yapamadığım derken yine kendi tercihimdi tabii o dönem için.

ARTIK BİR ERKEK İÇİN İŞİMDEN FEDAKARLIK ETMEM

Bugün hayatınıza yeni birini alsanız, kariyerinizden yine fedakarlık yapar mısınız?

Artık yapmam. Ama o dönem için gerçekten geçerli nedenlerim vardı. Birlikte yurtdışında yaşıyorduk. O yüzden zaten zorunlu ara verdim. Sonra buraya geldim. Bu kez de çocuklarım oldu. Onlar için yine geride durmayı tercih ettim.

Sanki biraz da karşı tarafın isteğiyle geride duruyor gibiydiniz...

Yani, etkisi yoktu diyemem. Vardı tabiiı. Döndüğümde şartları zorlasam yapabilirdim ama hiçbir şey için geç değil. Geçenlerde bir yerde okudum çok hoşuma gitti. “Hayat ne 30’unda başlar, ne 40’ında; hayat anladığında, farkına vardığında başlar” diyordu. O kadar etkilendim ki... Kimisi 20 yaşında anlıyor hayatın değerini kimisi 50 yaşında. Benim için de hayat şimdi başlıyor. Önümde çok güzel, sürprizlerle dolu bir hayat başlıyor gibi hissediyorum.

Peki her şeye rağmen geriye bakınca sizi en mutlu eden şey ne?

Tabii ki çocuklarım. Onlar her şeyden önce geliyor. Onun dışında sevilen bir isim yapmış olmam, o kadar uzun ara verdikten sonra döndüğümde yine aynı yerden devam edebilmem çok mutlu ediyor.Tabii insanlar görüyor. Neticede karşılarındaki insan ne göze batıyor, ne statü istiyor, ne abartılıkları, aşırılıkları var... Hep kendi halimde yaşadım ben. Bundan sonra aynı şekilde devam edeceğim...

BUNDAN SONRA HAYATIMA GİRECEK ERKEK 'ADAM GİBİ ADAM' OLMALI

Yeni bir aşk fikri ne hissettiriyor?

Kimin kulağına hoş gelmez ki? Zamanı gelince tabii ki olacak. Bütün kız arkadaşlarım aşık olmak istiyor. Herhalde güzel bir şey ki istiyorlar.

Yeniden evliliği ve anne olmayı düşünür müsünüz?

İrem ve Ömer’in üstüne başka birinden çocuk yapamam, zannetmiyorum.

Deli gibi aşık olsanız bile mi?

Büyük konuşmamak lazım ama hiç öyle bir düşüncem yok. Onları o şekilde etkilemek istemem.

Bundan sonra hayatınıza alacağınız insan nasıl olmalı?

Bu saatten sonra beni bir tek adam gibi adam olması etkiler. Başka hiçbir şeyinden etkilenmem. Dürüst, vicdanlı, kıymet bilen, yalan söylemeyen, kendine güvenen, işinde gücünde biri olmalı. Ön planda olan biriyim, bunu sindirmek için kendine güveniyor olması lazım.

 

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13
ETİKETLERDEMET ŞENER  İBRAHİM KUTLUAY