UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

VE ŞOK KARAR! YENİ BAŞLAYAN DİZİ FİNAL YAPMAYA MI HAZIRLANIYOR?

TV yazarları bugünkü köşelerinde yine oldukça önemli ve dikkat çeken konulara değindiler. İşte sizin için derlediğimiz yazılar…

VE ŞOK KARAR! YENİ BAŞLAYAN DİZİ FİNAL YAPMAYA MI HAZIRLANIYOR?

ALİ EYÜBOĞLU-MİLLİYET

Sinema yazarının filmi nasıl olur?

Gazeteci ve sinema yazarı Coşkun Çokyiğit’in senaryosunu yazıp, yapımcılığını da üstlendiği ilk filminin çekimleri başladı.

‘İçimdeki Hazine’nin Tuzla’daki setine gittim ve çekimleri izledim. 80’li yıllardan Tercüman’dan mesai arkadaşım Çokyiğit’le ilk sinema filmini ve onu bekleyen riskleri konuştuk.

Film işinde kârla zararın kardeş olması bir yana Çokyiğit’i bekleyen asıl tehlike, sinema yazarı meslektaşlarının gazabına uğrama ihtimali… Ancak kendisi riski aza indirmek için Yeşilçam’ın üçüncü kuşağını da yanına aldı.

Cemre Melis, Demir Karahan, Fatih Ayhan, Güner Özkul ve Levent Sülün’ün başlıca rolleri paylaştığı, Hakan Gürtop’un yönettiği filmin kadrosunda, Çokyiğit gibi sinema yazarı olan Ömür Gedik de var. Çokyiğit böylece filmini eleştirme ihtimali olanlardan birini şimdiden safına çekti!

Ebced şifrelerini ilk kez dram ve macera filminde kullanan acemi yapımcı, aileden sinemacıları da kadroya dahil edip, hata riskini en aza indirdi.

Yeşilçam’ın efsanelerinden Çetin Gürtop’un oğlu Hakan Gürtop, Münir Özkul’un kızı Güner Özkul, Kadir Savun’un kızı Iraz Savun’un yanı sıra Türk sinemasının üçüncü kuşağından başka isimler de var ‘İçimdeki Hazine’nin kadrosunda…

Kültür Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü’nün desteğiyle çekilen film, yurt dışında yaşayan genç bir kızın, babası ölünce geldiği Türkiye’de kendisine kalan büyük miras arasındaki gizemli emaneti ele geçirmek isteyenlerle mücadelesini beyazperdeye taşıyacak.

Düne kadar yapımcıların, “Eleştirmek kolay, o zaman sen iyisini yap” dediği sinema yazarının ilk filmi, konusu gereği Şeb-i Arus Haftası’nda vizyona girecek. Aralık 2018’de bakalım sinema yazarları ‘İçimdeki Hazine’ hakkında neler yazacak?

EBRU POLAT, HANGİ ARA ‘ÜNLÜ DÜŞÜNÜR’ OLDU?

Şarkıcı Ebru Polat’ı yıllardır tanırım. Polat, fiziğine güvendiği kadar müziğine güvenmediği için mi bilinmez, yıllardır mesleki gelgitler yaşar…

Polat’ın, sadece şarkıcılık yapacağını söylediği dönemler de oldu, “Elveda müzik, merhaba hukuk” deyip avukatlığa soyunduğu da…

Aynı Polat, hangi ara  ‘ünlü düşünür’ oldu da ben kaçırdım?

Bakar mısınız Polat hakkında atılan tweet’lere:

“Ünlü düşünür Ebru Polat’ın dediği gibi; uğraşmam dünümle, dünümdekilerle; ben yarına bakıyorum  yanımdakilerle.”

“Ünlü düşünür Ebru Polat’ın dediği gibi ‘Those who can not digest sodas.’ Yani Hazmedemeyenlere Soda.”

“Ne demiş Ebru Polat Ablamız! Ederinden fazla değer, soytarıyı kral eder.”

Polat, bildik ‘özlü sözler’i kaynak göstermeden paylaşan biri. O yüzden mi insanlar onu eğlence konusu yaptı, yoksa şarkıcı mı attırıyor bu tweet’leri?

Sebep ne olursa olsun, sonuç çok eğlenceli.

‘ALGI’YI BOŞ VERİN YARGIYA GÜVENİN!

Boşanan ünlüler arasındaki ihtilafların çözüleceği yerler belli. Önce aileler ve yakınlar girer devreye… Onlar da çözemezse sorunları, tek yol mahkemeler.

Gel gör ki, bazı ünlüleri kesmiyor bu... Kimi bizzat kendi, kimi de avukatı aracılığıyla halka açıyor yargılamayı…

Önce bir taraf başlıyor algı operasyonuna, peşinden suçlanan taraf… Biri “Ak” diyor, öteki “Kara”, sonra biz başlıyoruz yargılamaya, “Acaba hangisi haklı?” diye…

Asena Atalay ve avukatı, eski eşi Caner Erkin’in oğullarıyla ilgilenmediğini, Çınar’ın evinde bir odasının bile olmadığını iddia etti. Ardından Erkin’in avukatı futbolcunun evinde oğlunun odası olduğunu açıkladı ve ekledi:

“Ne Asena Atalay mağdur bir kadın, ne de vekili kadın hakları avukatı. Kınıyoruz bu algı yaratma çabasını.”

Bırakın ‘algı’yı, bu ülkede yargı var yargı!

Gidin derdinizi hakimlere anlatın, boş yere germeyin zaten burnundan soluyan insanları.

GÜNÜN SÖZÜ

Kendi planlarımızı yapıyorduk ama kaderin de planları olduğunu unutmuştuk. (Fyodor Dostoyevski)

 

SİNA KOLOĞLU-MİLLİYET

‘KOD ADI OĞLUM’ GELİYOR

Ekrandaki projelerin finallerine doğru yolculuk başladı. Yeni sezon dizilerin de çekimleri devam ediyor. Onlardan biri, ‘Kod Adı Oğlum’... Peki nedir hikayesi? Her şey yolunda giderken, ünlü bir cerrahın oğlunun başına milyonda bir görülen hastalık gelir. Bu dertten kurtarmak için cerrahın ne kadar ileri gidebileceğini sorgulayacak bir proje... Aynı zamanda bir cerrahın yer altı suç imparatorluğuna çekilişinin de öyküsü... Hikaye, heyecan verici. Şimdiden hayal edebiliyorum olabilecekleri... Peki kimler oynuyor?

Cerrah rolünde kim var?

Barış Falay, cerrah rolüne seçilmiş. Kendisini tek geçerim, listemdedir. Başrolü kiminle paylaşıyor? ‘Poyraz Karayel’in Eda’sı, Funda Eryiğit‘le... O soğuk istihbarat görevlisi haliyle pek bir etkiliydi. Eryiğit, dizi sektörümüzün ‘başarılı kadın oyuncular’ listesinde yerini almış biri isim. ‘Şampuan saç güzeli’ kontenjanından girmiyor dizilere... Başrol oyunculuğu nu hak ediyor.

Yetenekli çocuk oyuncu

Dizinin çocuk oyuncusu cerrahın oğlu rolünde Alihan Türkdemir var. ‘Dolunay’daki Türkdemir, tatlı çocuk ve güzel bir yetenek. ‘Muhteşem Yüzyıl Kösem’de birinci Mustafa’nın küçüklüğünü oynamıştı. ‘Dolunay’daki sahneleriyle ilgili şöyle yazmıştım: “Türkdemir, dizide ‘Başrollerden biriyim’ diyor. Bulut, kazada anne ve babasını kaybetti. Kendisi yaralı kurtuldu. Hastanede Nazlı ziyaretine geldi ona, ‘Biliyor musun annem ölmüş’ dedi ve ağlayarak sarıldı. Gözyaşının olmadığı bir dizimiz yok. Hepsinin amacı, ağlatmak. Bulut’un annesini kaybetmenin ızdırabını bizlere yansıtabilmesi, yüzlerce ağlak sahnenin gelip geçtiği dizi sektörünün, nadir etkileyici işlerinden biri oldu.” Bu dizide de başarılı bir performans göstereceğine inanıyorum. Görüldüğü üzere, konusu ve oyuncularıyla gelecek sezonun merakla beklenen projeleri arasına giriyor. Bütün yapımlar için geçerli olan sorun, onlar için de geçerli; uzun dizi süresi... Öyle bir tuzak ki, her şey yolunda giderken, bu uzunluk projeyi aniden yerle bir edebiliyor.

DİZİNİN STAR İSMİ KİM?

İstanbul’da annemlerin evindeydik. Onlar ‘İstanbullu Gelin’i izliyorlar. Yeni bölüm 21.00 gibi başladı. Saat 23.30, hâlâ bitmedi. Annemin uykusu çoktan geldi, bizim içimiz bayıldı. İnsan hikayelerinin yoğunluğu, bu kadar süreyi kaldırmıyor. Dizinin starı, tartışmasız İpek Bilgin (Esma)...

 

MESUT YAR-POSTA

Adil karşılaştırma dediğin...

Gülse Birsel, “Avrupa Yakası” dizisinden çektiği kadar kimseden çekmedi. İnsanın kendi kalemiyle sınav vermesi ne büyük dert...

Oysaki günün koşullarında “Jet Sosyete” (Star TV) dizisi için tercih edilen renk, şive, karikatür tipler zenginliği bence fazlasıyla yerinde. Durum komedisi de bir yandan gülümsetiyor...

Eh o zaman Gülse Birsel ne diye “Bir Avrupa Yakası değil” diye taşlanıyor? Bana göre haksız bir karşılaştırma...

Ekran şartlarında iki tür sit-com yapılabilir. Biri “Çocuklar Duymasın” (Kanal D) tarzında dramatik ayrıntılar taşıyan içerik. Diğeri de gönderme ve karikatür tiplerle abartılmış absürt içerik...

Bir karşılaştırma yapmak gerekiyorsa bu ikisini karşılaştırın. En azından adil olur, net!

Türkan Hanım’a da sorulamaz mı?

Türk Sineması’nın “Sultan” lakaplı usta oyuncusu Türkan Şoray’ın gençliğini canlandıracak bir oyuncu adayı aranıyor...

Bu gazete ilanıyla yapılıyor. Eskiden ses ya da oyuncu yarışmalarını “mecmualar” yapardı. İşler şimdi gazete ilanıyla bitiyor...

O değil de bu “aranıyor” ilanından Türkan Şoray’ın haberi var mı acaba? Bugüne kadar kendi havasındaki aktrisleri en iyi o tespit etmişti...

Kendisine bir sorsa mıydık; “Sultanım senin tahtının ağırlığını kim taşıyabilir, bir fikrin var mı acaba?” diye...

Çünkü bildiğim kadarıyla hem iyi bir izleyici hem de enfes bir gözlemci. Eh, bir de bizzat Türkan Şoray’ın kendisi tabii!

Final değildir o!

FOX ekranında daha bismillah, iki hafta yayında kalan “Bir Mucize Olsun” için final kararı alındı söylentisi çıktı...

Bu işler öyle bugünden yarına olacak gibi değil. Özellikle de FOX işlerinden çabuk vazgeçen bir kanal değil...

Yayından kalkmasını bekleyenlere, “Yaz aylarına taşınma planlamasıdır o” diyorum...

FUARI BURAYA TAŞIMALI

MIP TV yılda iki kez Fransa’nın Cannes kentinde düzenlenen içerik fuarının televizyonla ilgili önemli bir ayağıydı. Geçtiğimiz hafta yapıldı...

Bu kez gitmedim. Gidenlerin aktardığıyla özet geçersek bu kez işler kesat gitti. Dizilerimiz yine pazar vitrinine çıktı, ilgi gördü ama imza sıfır...

Aynı şey bizim taraf için de geçerli. Eloğlunun dizileri izlendi ve kimse kayda değer bir rezervasyon sözleşmesi yapmadı...

Türkiye’nin dizi ihracı konusunda iki güçlü pazarı var. Biri Ortadoğu, diğeri Latin Amerika. İçerikler için de durum farklı değil...

O zaman neden Türkiye’de bir uluslararası fuar organize edilmiyor? Bu işi ilk kim yaparsa hakikaten mutlu olacaktır. Pazarın belli, gelip gidenin; geldiğin gittiğin belli!

Hadi ama lütfen

“Kim Milyoner Olmak İster?” (atv) ciddi anlamda süksesini kaybetti. Önündeki rüzgar nereden eserse essin yarışma eskiden reyting listesinde mutlaka ilk 10 ya da 20 program arasında yer alıyordu...

Şimdi bu skorlar çok zor yakalanıyor. Üçüncü sunucu değişimi programa çok da yaramadı. Format eskise, izlenirlik böylesine inişli çıkışlı olmazdı...

Murat Yıldırım iyi bir oyuncu ama o koltukta hâlâ tedirgin. Bir de ses, herkesi rahatlatan, izleyene güven telkin eden ses; bak o da o koltuğa bir türlü oturamıyor...

Bir TV klasiğinden kolayca vazgeçmemek lazım. Program iyi bir idman süreci istiyor. Ben dostum ve bunu netlikle yazıyorum!

Dört yapraklı yonca

“İnsanlık Suçu” (Kanal D) yükseldi. “Yasak Elma” (FOX) keza, “Kalk Gidelim” (TRT 1) fena gitmiyor, “Avlu” (Star TV) bir ivme yakaladı...

Dört dizi saydım bile. Bu aynı zamanda ilkbahar günlerinin dizilerin sonbaharı olmasını engelleyebilecek dört neden...

Diziler için umudu kestiğimiz sırada açan bir dört yapraklı yonca. Güneşli günler görebiliriz ey ahali!

 

 

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13
ETİKETLERköşe yazarları