UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

SİNA KOLOĞLU YAZDI: "İKİ YENİ DİZİMİZ DAHA OLDU!.."

TV yazarları bugünkü köşelerinde yine oldukça önemli ve dikkat çeken konulara değindiler. İşte sizin için derlediğimiz yazılar…

SİNA KOLOĞLU YAZDI: "İKİ YENİ DİZİMİZ DAHA OLDU!.."

ALİ EYÜBOĞLU-MİLLİYET

TEDBİR KARARI MİZAH KONUSU

Aile içi şiddet mağdurlarını korumak için çıkarılan kanun, esnetilerek, ünlüleri istemedikleri yorumlardan korumak için kullanılınca, komedi dizilerine mizah konusu oldu. Gülse Birsel, senaryosunu yazdığı Star TV’deki ’Jet Sosyete’nin son bölümünde, bu kanunun istismar edilmesini ‘ti’ye aldı; Hem de 1 Nisan’da. Nasıl mı?

Birsel’in oynadığı Gizem Özpamuk, geçinemediği kayınvalidesi Zahide Özpamuk’a (Ayşenil Şamlıoğlu) Aile Mahkemesi’nden tedbir kararı çıkarttı. Kaynana yasağa uymayınca ve zorlama hapis cezası için polis kapıyı çalınca, şikayetçi gelin, “Kayınvalidemi vermem” diye itiraz etti ve şikayetinden vazgeçti.

Bakalım Türkiye, aile içi şiddet mağdurlarını korumak amacıyla çıkarılmasına rağmen, esnetilerek mizah konusu olan kanunu ne zaman düzeltecek?

MSG’NİN YENİ YÖNETİMİNİ BEKLEYEN İLK İCRAAT NE?

Müzik Eseri Sahipleri Grubu Meslek Birliği’nin genel kurulunda yönetim değişti… MSG’nin üyeleri,13 yıldır başkanlık yapan Garo Mafyan ve arkadaşlarını değil, değişim vadeden Candan Erçetin ile ekibini seçti.

Seçimden günler önce yazdım, MESAM ve MSG’de değişim zamanı geldiğini.

Genel kuruldan haftalar önce ‘MSG’de Değişim Harekatı’ sloganıyla mevcut yönetime karşı muhalefet bayrağını açanlar seçimi kazandı, artık icraat zamanı…

Erçetin’le birlikte hareket edenler yayınladıkları manifestoda, seçilmeleri halinde yapacaklarını, dokuz başlık halinde açıkladı.

‘MSG’de Değişim Harekatı’nın ‘Açık ve şeffaf’, ‘Etkin’, ‘Tutumlu’, ‘Dinamik’, ‘Verimli’, ‘Profesyonel’, ‘Uzlaşmacı’, ‘Saygın’, ‘Daha çok kazandıran’, ‘Yenilikçi’, ‘Hesap verebilir’, ‘Güvenilir’ ve ‘Etik’ başlıkları altında vadettikleri şeyler, süper…

Candan Erçetin ve arkadaşlarının mevcut yönetimi eleştirirken, yönetime gelmeleri halinde yapacaklarını sıralamasına üyelerin verdiği kredinin sürmesi, verilen sözlerin tutulup tutulmayacağına bağlı.

MSG’nin yeni yönetimindeki şarkıcılar arasında, meslek örgütleriyle lisans anlaşmasına yanaşmadıkları için söz yazarı ve bestecilere telif ödemeyen mekanlarda çıkanlar var. O yüzden Erçetin başkanlığındaki yeni yönetim ilk iş olarak, “Müziğe telif ödemediğiniz sürece burada sahne alamayız” deyip, bu işletmeleri, telif ödemeye mecbur etmeli…

Sonuçta MSG; MÜYORBİR gibi yorumcuların değil, eser sahiplerinin haklarını takipten sorumlu bir meslek birliği… Şarkıcılar, telif ödemeyen işletmelerde sahne alıp, para kazanırken, eser sahiplerinin mağduriyeti sürmemeli.

SİHİRBAZ DYNAMO TANINMAZ HALDE!

Yıllarca Discovery Channel’deki programında yaptığı numaraları merakla izlediğim, İngiltere’nin dünyaca ünlü sihirbazı Dynamo’nun son hali şaşırttı beni. Gerçek ismi Steve Frayne olan sihirbazın eşi Kelly Frayne ile birlikte sokakta zor yürürken fotoğrafını  görünce, önce 1 Nisan şakası sandım. Haberi okuyunca bunun şaka değil, sağlık sorunu yüzünden olduğunu öğrendim.

Sokaklarda yaptığı illüzyonlar ve Londra’daki Thames Nehri’ni yürüyerek geçmesiyle şöhretin zirvesine çıkan çelimsiz Dynamo’nun bu denli kilo almasının sebebi, mide hastalığı sırasında aldığı kortizonlar. Bu has-talığa ilk kez 17 yaşın-da yakalandığını, doktorların kendisine gluten, süt, yağ ve sebzeleri yasakladığını, rahatsızlığın bu kez 35’inde nüksettiğini açıklayan Dynamo, aylar sonra ilk kez sokağa çıkıp, yürüdüğünü söyledi. Yaşam kalitesini ciddi ölçüde etkileyen bu hastalığa yakalanıp, evden çıkamayan insanlar tanıdığını anlatan sihirbaz, “Böyle bir hastalığınız varsa, onunla başa çıkmak ve moralinizi yüksek tutmak zorundasınız” dedi.

GÜNÜN SÖZÜ

İlk adalet, insanın kendi vicdanıdır. (Victor Hugo)

 

SİNA KOLOĞLU-MİLLİYET

‘AVLU’ UÇLARDA DOLAŞIYOR

Dizinin orijinalini izlemedim. Seyredenler, “Pek bir uçlarda dolaşıyor, bizde aynısı olmaz” dedi. İlk bölümden sahne anlattılar. Ev ahalisi de izlerken, saç kesme ve tırnak sökme sahnesine; “İçimiz daraldı. Biz izleyemeyeceğiz” dedi ve “Zaten bütün gün sıkıntı, ülke stres bir de böyle bir dizi” diye ekledi. Batılı ülkelerde gündelik sorunlar bizdeki gibi olmayınca ekranda, ‘stresin dibine’ vurabilirsiniz. Ev ahalisinin psikolojisi genel ülke halinin özeti gibi... Duruma rağmen, oyuncu kadrosunun bütünüyle ortaya koydukları, yönetmen Yüksel Aksu’nun performansı ve tabii senaryo danışmada Ahmet

Yurdakul tecrübesi unutulmamalı. Zor bir dizi. Ha dediğinde film çeker gibi ne kadar gider? Bütün mesele bu.

‘8. GÜN’ NE YAPACAK?

Epey ses getirdi geçtiğimiz hafta yazdığım ‘8. Gün’ yazısı... ATV cephesinde bir burukluk vardı, ‘atv’nin izleyici profili’ cümlesine... Her kategoride ziyaret aldıklarını söylediler. Kanalın hâlihazırdaki gösterdiği dizilerle, ‘8.Gün’ çok farklı. ‘Bu tarz yapımlara alışkın olmayan bir izleyici profili’ cümlesi daha doğru olurdu. ATV’nin çıkışı riskli ve takdir edilesi bir hamle. Duyumlarım kanalın, dizinin arkasında duracağı yönünde... Gün değişikliği görülmüyor, direnecekler. Bu karar dizinin  aleyhine dönecek. Kanal yöneticileri kıpırdanma olacağına inanıyor

‘SON’ DÜNYA ÇAPINDA

Bir dizinin satışı kadar, format olarak alınıp ‘uyarlamasının’ yapılması daha da önemli. Bunu başaran ve birçok ülkede yapabilen tek dizi ‘Son’. Bizde 25 bölüm yayınlandı ve final yaptı. Bir sezonluktu ve pek anlaşılamadı. Aradan altı yıl geçti hâlâ bu dizi gündemde. ‘El Accidente’ olarak İspanya’da uyarlaması çekildi ve yayında. Amerikan ABC kanalında ‘Runner’ olarak uyarlaması çekildi. Hollanda NP03 kanalında ‘Flights HS 13’ adıyla yayınlandı bir sezon. ‘Batı Avrupa’da uyarlaması yapılan ilk Türk senaryosu’ diye ilan edildi. Hollanda sosyal medyasında en çok konuşulan dizilerden biri oldu. 2017 Uluslararası Format Ödülleri’ne ‘En İyi Yazılmış Format’ (Best Scripted Format)  dalında aday gösterildi. Diğer yeni uygulamaları Rusya’da Channel One ve Almanya’da da bir kanal için gündemde. En zorlu pazarlarda bulunarak senaryosu değerli dizilerimizden biri oldu.

 

MESUT YAR-POSTA

'Survivor'un en değişken yılı

Beni şaşırtmadı. Başından beri All Star takımıyla Gönüllüler arısında kapanmayacağı çok belli olan bir makas vardı...

Karşılaşmaların tamamına yakınını kaybeden Gönüllüler takımı hem içten parçalandı hem de moral motivasyon olarak bitti...

Hâl böyle olunca “rekabet” odaklı izleyici için “Survivor”un (TV8) bir çekim alanı kalmadı. Tam da bu sırada Acun Ilıcalı’dan müdahale geldi...

All Star ikiye bölündü ve diğer yarışmacılar da bu iki takıma dağıtıldı. Şimdi güçlülerin güçlülerle rekabetini izleyeceğiz. O ada Haziran sonunu başka türlü göremezdi. Kimse “icat çıkarıyor” diye Acun’a kızmasın!

OYUNCU ÖNDE MÜZİK FONDA OYNUYOR

Tüm ekipten rol çalan o müzikler var ya, yine yapıyor yapacağını. Dizilerin fonundaki kalabalıktan bahsediyorum...

Sanıyorum yapım ekibi her dizi için bir de emekli olmuş DJ barındırıyor. Baskın müzik seçkisi belki de onlardan geliyor. “Çukur”un (Show TV) ana karakterlerinden birine can veren oyuncu arkadaşım “Müziğin bu kadar önde olması kimi zaman fazla caydırıcı” diyor...

Pazar akşamı “Tehlikeli Karım” (Show TV) dizisini izlerken tam da bu fikir öbeği aklıma geldi. Diziler sizce de yeterince uzun kliplere dönüşmedi mi?

İKİ YENİ DİZİMİZ DAHA OLDU

Cumartesi akşamı iki dizi birden yayına girdi. İki yeni dizi, iki ayrı kanalda. “İnsanlık Suçu” (Kanal D) bir hesaplaşma dizisi. Geçmiş anılar, kırgınlıklar, adaletsizlikler ve vicdan üstüne kurulu. İlk bölümü fazlasıyla duygusal ve gergindi...

“Masum Değiliz” (atv) ise daha çok Hollywood yapımlarından aşina olduğumuz; ortak sır, üstünü örtme, zaman içinde ihanet gibi eksenlerin etrafında dönen bir kara film gibiydi...

Seyirci “İnsanlık Suçu”nu bir miktar daha beğendi. Belki alışkanlıklarımıza biraz daha yakın durduğu için. Dizi tüm günde 12. oldu. “Masum Değiliz” ise 20. sırada yer aldı... Yeni bir işten beklenen efekt için bu sonuçlar yeterli mi, önümüzdeki haftalarda görürüz artık...

DİYORLAR AMA...

“‘İstanbullu Gelin’ (Star TV) bu sezon bitecek” diyorlar. “Fazilet Hanım ve Kızları” (Star TV) için “hikaye tükendi” notu düşüyorlar. İlkini bilemem ama ikincisi için itiraz şerhimi düşerim. “Aşk-ı Memnu” gibi sakız misali uzayabilen hikayenin geçtiği o yalıda Fazilet için her türlü çıkış yolu bulunur...

O yalının ruhunda, odalarında, arka bahçesinde falan bulunan genetiğin izi sürülse Fazilet en azından iki dönem daha sıkıntısız devam eder. Hikaye biter mi, tam tersine daha yeni başlıyor vallahi!

YORUMCUNUN ZOKASI OLMALI

Futbol da önemli. Maçlar dışında pek izlemiyorum aslında. Yani bir maç noktalandıktan sonra kim ne yapmış, ne demiş çok da ilgilenmiyorum...

Yine de çok müstesna bulduğum arkadaşlar var. Yorumlarıyla ekran karşısındakini çıldırtabilen ya da harekete geçiren isimler bunlar... Bu konuda bir iki ismi önemsiyorum. Aralarına son zamanlarda Alp Pehlivan da (TRT Spor, a Haber) katıldı. Arkadaşlarını özellikle “yaş haddiyle” çılgına çeviriyor. Ekran karşısındakileri de öyle sanırım...

“Siz daha gençsiniz” diye başlayan cümlelerin karşısında yüzler düşünce ben yükseliyorum. Kızarsın ya da tam tersi her yorumcunun elinde böyle bir zoka olmalı. Alp hoca yeşil sahalarda elleriyle şekil vermiş o zokaya. Gelen balıkları tutamıyoruz!

 

 

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13
ETİKETLERköşe yazarları