UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

ALİ EYÜBOĞLU YAZDI: F.BOOK İÇİN TIKLANMA İNSAN CANINDAN DEĞERLİ!

TV yazarları bugünkü köşelerinde yine oldukça önemli ve dikkat çeken konulara değindiler. İşte sizin için derlediğimiz yazılar…

ALİ EYÜBOĞLU YAZDI: F.BOOK İÇİN TIKLANMA İNSAN CANINDAN DEĞERLİ!

ALİ EYÜBOĞLU-MİLLİYET

Facebook için tıklanma insan canından değerli

50 milyon kullanıcısının bilgilerini siyasi danışmanlık şirketine verince itibar kaybına uğrayan Facebook, yeni bir skandala imza attı. Facebook’un yöneticisi Andrew Bosworth’un, çalışanlara, “Büyümek için her yolun mubahtır” şeklindeki iç yazışması medyaya sızınca dünya ayağa kalktı. Şirketin kurucusu ve CEO’su Mark Zuckerberg, Bosworth’un yazdıklarının Facebook’un felsefesini yansıtmadığını açıkladı, ama boşuna… Çünkü Harvard’ı bitirdikten sonra 2006’da katıldığı Facebook’un haber akışını yöneten Bosworth’un çalışanlara gönderdiği iç yazışmada özetle anlattığı şu:

Facebook olarak verdiğimiz kışkırtıcı haberler yüzünden birileri hedef haline gelebilir, birileri ölebilir, ama biz daha çok insana ulaşırız. Büyümek için her şey mubahtır. Daha fazla tık alabilmek için sorgulamaya açık bütün yeni faaliyetler normal. Yeter ki erişim ağımız genişlesin, üyemiz artsın, haberlerimiz tıklansın. 

Yöneticinin çalışanlara tavsiyesi veya talimatı medyaya sızıp Facebook’u sarsınca Bosworth, bu yazışmayı yollarken aslında içindeki fikirleri benimsemediğini, ama personeli kışkırtıcı bir tartışma açmak amacıyla paylaştığını açıkladı.

Zuckerberg, “Boz (Bosworth) birçok kışkırtıcı şey söyleyen yetenekli bir lider. Bunlar, ben dahil Facebook’daki birçok kişinin kuvvetle karşı olduğu görüşler. Amaca ulaşmak için her yolun mübah olduğuna hiçbir zaman inanmadık” dedi, ama kimse inanmadı. Facebook için tıklanmanın insan canından daha değerli olması insanlık ayıbı…

DENİZ SEKİ’NİN, KIBRIS’TA KONSER BAŞINA ÜCRETİ!

Kuzey Kıbrıs’ta sahne alan Türk şarkıcıların konser gelirleri ve vergileri listesi, bize bir kez daha şunu gösterdi. Kamuoyuna lanse edilenle devlete beyan edilen aynı değil. Örneğin Deniz Seki’nin hapis cezasının ardından ilk kez sahneye çıkacağı casinodan aldığı para.

Seki için Savoy’la üç konser karşılığında 1 milyon 200 bin liraya anlaşma yaptığına dair haberler çıktığında itiraz etmiştim, Türkiye’de kaşesi 400 bin lira olan şarkıcı yok diye. KKTC Maliye Bakanlığı’nın açıkladığı rakamlar beni haklı çıkardı. Çünkü Seki, 2017’de Kuzey Kıbrıs’ta 567 bin lira gelir beyan edip 121 bin lira vergi ödedi. Deniz Seki, adada altı konser verdiğine göre demek ki, Deniz Seki’nin sahne kaşesi 400 bin lira değil 94 bin 500 lira aldı. Bu durumda ya haberlere yansıyan konser fiyatları abartılı ya da gösterilen bedeller düşük.

ZEKERİYA YILDIZ’DAN YENİ BİR TARİHİ ROMAN

Bahçelievler Belediye Başkan Yardımcısı ve tarihi roman yazarı Zekeriya Yıldız, bir kitap daha kaleme aldı. Yazlıktan komşum Yıldız’ın yeni romanı “Kemeraltı  Gazi Paşa’ya Suikast”… Hafta sonu Kartepe’deydik, yeni kitabıyla geldi, mahcup oldum komşuma… O, “Hasbahçe’de Sonbahar  Lale Devri”, “Sürgün Sultan”, “1930 Yalancı Sonbahar”, “Menemen, Gül Ateş Sine Ateş” ve “Küskün Paşalar”dan sonra “Kemeraltı”nı yazdı, ben daha ikinci kitabı bitiremedim.

GÜNÜN SÖZÜ

İnsan, mağlubiyeti ağzına aldı mı, yarı yarıya mağlup olmuş demektir. (Jack London)

 

Oya Doğan-VATAN

İnsanlık Suçu’nun mayası sağlam!

Pastel Film-Efe İrvül’ün yapımcılığını, Can Sinan’ın proje tasarımını ve T. Alper Çağlayan’la birlikte senaryosunu, Sound’un müizklerini, Barış Yöş’ün yönetmenliğini üstlendiği İnsanlık Suçu, cumartesi akşamı Kanal D’de başladı. Kaan Yıldırım, Gizem Karaca, Melike İpek Yalova, Laçin Ceylan, Deniz Uğur, Serkay Tütüncü, Cankat Aydos, Ayşe Akın, Oğuz Öztekin, Müşerref Göksever, Dursun Poyraz Saygılı ve Ahmet Mümtaz Taylan’ın rol aldığı, ilk bölümde Özcan Varaylı, Nilüfer Kılıçarslan ve Necmiye Demir’in konuk oyuncu olarak ter aldığı İnsanlık Suçu; Tüm Kişiler’de 2.66’yla 12’nci, AB’de 2.67’yle 8’nci, ABC1 20+’da 3.02’yle 10’uncu oldu. Geçtiğimiz hafta final yapan Gülizar’ın yerine gelen İnsanlık Suçu, kanalı sıralamada yükseltti ama yüksek bir reyting farkı ortaya koyamadı. Gelelim dizinin detaylarına... İnsanlık Suçu, seyirciye bazı sorular soracak yolculuğuna başladı. Bir günde değişen kaderini anlatan Cemal karakteri önce bizi dikkatli olmamız konusunda uyardı. İnsanın ihanet eden, iki yüzlü olan bir varlık olduğunu kendisinden pay biçerek gösterdi. Ardından da kalkıp aynada kendimize bakmamızı ve şu soruyu sormamızı istedi: “Para için, zenginlik için, güç için siz neleri göze alabilirsiniz? Mesela onurunuzdan, gururunuzdan, şerefinizden hatta insanlığınızdan vazgeçebilir misiniz?”

Kaza Serbes olayını hatırlattı

Biz bu soruyu düşünürken dizi birkaç sene önce Adana diyerek başladı. Bir restoranda garson olan Cemal Gökdemir’i yaşadığı sefil hayatın içinde kendince mutlu bir halde gördük. Yaşadığı yoksul mahalleden çıkamayacağına çok emin, kız kardeşi evden kaçmış, hasta babasına ilaç almak için çalışan, hayalleri olmayan hayatla kavga eden bir karakterdi Cemal. İlk kavgasını eczacıyla yaptı. Babasının ilaçları için 15 lirası yetmeyince onu döverek babasına koştu. Evdeyse dualar ediliyordu. Babası son nefesini vermeden önce Cemal’e zengin bir amcası olduğunu ve hakkını almasını söyledi. Cenazede o zengin amca Sami Gökdemir karşısına çıktı ve hakkını vereceğini söyledi. Ancak annesiyle ilgili tüm bildiklerinin de yalan olduğunu söyledi. Bizim gururlu gencimizde o serveti elinin tersiyle itti. Ama hayat bu ya, en yakın arkadaşı Selim onu bu sefaletten çıkarmak için her türlü zorlamayı göze almıştı. Çalıntı arabayla alkollü bir şekilde giderken Cemal’in o kadar üstüne gitti ki, kaza yaptılar ve bir kişinin ölümüne sebep oldular. Selim Cemal daha iyi koşullara sahip olsun ve ona da baksın diye suçu üstüne aldı ve Cemal soluğu İstanbul’da amcasının yanında aldı. Tıpkı Emrah Serbes olayına benziyordu bu sahne... Ama Cemal’in hevesi kursağında kaldı. Çünkü tam parayı cebine koymuş, basına zengin bir Gökdemir olarak lanse edilmişken adam öldürmek suçundan tutuklandı ve ilk bölüm sona erdi. Bu arada kuzeninin nişanlısı Suna’dan etkilendi, bir de fabrikada çalışan Cevher şimdiden onu gözüne kestirdi.

Kaan Yıldırım’a kocaman alkış

Hikayede bolca entrika, bitmeyen sırlar var. Çoğu tahmin edilebilir olaylar yaşanacak İnsanlık Suçu’nda... İlk bölüm neredeyse bir karakterin dönüşümü üzerine kurulmuş olmasına rağmen temposu oldukça yüksekti. Dizi ne zaman başladı ve bitti anlamadım. Rejiye tebrikler... Kaan Yıldırım’a kocaman alkışlar. Bölümün yüzde 80’ini yüklenmiş ve gerçekten Adanalı, o mahallenin çocuğu Cemal olmuş. Bundan bir an bile şüphe etmedik. Gizem Karaca’yı henüz kendisini göstereceği bir performansta göremedik. İlk bölüm rolü nişanlısının yanında süs bebeği olmaktı. Arada Cemal’e sataşsa da pasif bir roldeydi. Melike İpek Yalova’nın diziye girişi ise oldukça dişi oldu. Aynı yerden buldular Cemal’le birbirlerini, yoksulluktan... Ahmet Mümtaz Taylan’ı izlemeyi çok seviyorum. O bir dizide varsa hem sakinlik, hem de iç aksiyon çok yükseliyor.

O Hayat Benim’i hatırlattı

Ezcümle; İnsanlık Suçu’nun mayası sağlam! Seyirciyi ilk bölüme maruz bırakılırsa haftaya reytingleri artacaktır. İnsanlık Suçu bana 16 Şubat 2014 yılında ilk bölümü yayınlanan, yine aynı yapım şirketinin dizisi O Hayat Benim’i hatırlattı. Yine büyük bir sefalet ve o çukurdan çıkmaya çalışanlar ve zengin akrabalar var. Onun da ilk bölümü reytinglerde karşılığını alamamıştı. Ancak yayınlandığı kanal bizi iki hafta boyunca neredeyse her saat diziye öyle bir maruz bırakmıştı ki, dizi bir hafta sonra 8’inci olmuş, sonraki haftalarda da adım adım zirveye oturmuştu. İnsanlık Suçu’nda da aynı strateji uygulanırsa yükselme şansı yüzde yüz! Herkesin emeğine sağlık!

 

MEVLÜT TEZEL-SABAH

Beyaz’ın Çiftlik Bank reklamı

Ünlü şovmen Beyazıt Öztürk de onbinlerce kişiyi mağdur eden Çiftlik Bank'ın reklamını yapmış.

Beyaz, programında Çiftlik Bank'ın ballarını, ballandıra ballandıra anlatmış. Reklamla ilgili Youtube yorumlarına baktım; daha Çiftlik Bank yolsuzluğu ortaya çıkmadan önce bile insanlar uyarıda bulunmuş.

Örneğin dört ay önce reklamla ilgili 'Halkı aldatıyorlar', 'Beyaz, sen nasıl bu aldatmacaya alet olursun' benzeri yorumlar yapılmış.

Elbette reklamı alan, Kanal D...

Reklam metnini Beyaz'a vermişler, o da okumuş.

Çiftlik Bank vurgunu ortaya çıkmadan önce birçok kanalda reklamları döndü, gazetelerde haberleri yapıldı ama Beyaz gibi büyük bir hayran kitlesi olan bir şovmen, 'Bana böyle basit bir reklamın spotunu okutmayın' diyebilirdi.

Çünkü Çiftlik Bank'ın bal reklamı, pazarlama kanallarında '10 kilo bal 100 lira' diye tanıtılan, insanların dalga geçtiği tanıtımlar gibiydi. TV kanalları, Beyaz gibi önemli ekran yüzlerini bu tarz basit reklamlarda oynatmamalı. Çiftlik Bank yolsuzluğu ortaya çıktığında, eminim Beyaz da yaptığı işten pişman olmuştur.

Herhalde bundan sonra eline verilen her metni okumaz. Yeşile de yatırım yapılıyor

Yeşile de yatırım yapılıyor

SABAH'tan Dilek Güngör'ün haberine göre;

TOKİ, mülkiyeti kendisine ait olan ve 2010'da inşaat projesi yapılması için ihaleyle Çelebican şirketine verilen arazideki projeyi iptal etti. 60 dönümlük arazi yeşil alana çevrildi; dev parklar yapılacak. TOKİ, Ataköy'de Galeria'dan Aya Mama deresine kadar olan 3 kilometrelik sahil şeridine de plajlar kuracak. Uzmanlara göre, imar izni olan arazinin bugünkü değeri 2 milyar TL'yi buluyor. Devlet, araziyi halka açarak bu gelirden vazgeçmiş oluyor.

Projeyi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a sunduklarını belirten TOKİ Başkanı Ergün Turan, "Burada inşaat yapılsa devlet milyarlar kazanırdı.

Ancak devlet burada bir irade gösteriyor. Bu esasında bir zihniyet değişiminin yansımasıdır" dedi.

Böyle bir zihniyet değişimine gerçekten ihtiyaç vardı.

İstanbul'un nefes alma noktalarına, nüfus artışına rağmen yenileri eklenmiyordu, mevcut yeşil alanlar da hızla azalıyordu. Bu zihniyet değişiminin bir güzel örneği de; Elmalı Gölü çevresinde New York'taki Central Park'ın üç misli büyüklüğündeki Kanuni Sultan Süleyman Kent Ormanı'nın yapılması... 8 milyon metrekare orman alanı içinde, yedi mesire alanı, çocuklar için eğlence mekanı, spor ve yürüyüş alanları ile hobi bahçeleri olacak.

Betonlaşma sorununda hükümeti eleştirenler bu güzel gelişmeleri de görmeli.

Hep eleştirmekle olmuyor; güzel işlerin takdir edilmesi devam projelerinin hayata geçirilmesinde itici güç olabilir.

Öte yandan, Belgrad Ormanı ve Elmalı Gölü şehrin merkezine uzak. İstanbul'un merkez ilçelerinde de, küçük de olsa yeni yeşil alanlar yaratılmalı. Umarım, yakında taşınacak olan Atatürk Havalimanı'nın bulunduğu alanın bir bölümü de park yapılır...

PKK gerçekleri TRT World’de

PKK/PYD/YPG'NİN; çocukları kaçıran, onları ölüm makinesine dönüştüren, genç kızları baskıyla örgüt elemanlarıyla ilişkiye zorlayan örgütler olduğunu biz biliyoruz.

ABD'nin Haziran 2016'da yayınladığı İnsan Ticareti Raporu'nda da PYD/ YPG'nin 15 yaş altı çocuklar dahil, erkek ve kız çocuklarını örgüte eleman olarak temin etmeye devam ettiği yazıyordu.

Elbette ABD ve Avrupalı siyasetçiler, sadece işine gelenleri bilmeyi tercih ediyorlar. Ama biz yine de yılmadan, usanmadan tüm dünyaya PKK, PYD ve YPG'nin gerçek yüzünü anlatmalıyız.

İşte bu noktada, TRT World'de geçtiğimiz hafta ekrana gelen 'Unutulan Çocuklar' belgeselinden bahsetmek istiyorum. Belgeselde PKK'nın savaş suçu kabul edilen çocuk militan yetiştirme yöntemleri ile Kuzey Irak'taki mülteci kamplarından, Suriye'nin kuzeyinden ve Türkiye'den, ailelerin gözü önünde çocukları nasıl alıp götürdükleri anlatılıyor.

Belgeselde; Kuzey Irak'ta, PKK tarafından kaçırılarak Türkiye, Suriye ve Irak'ta intihar eylemleri düzenlemek üzere nasıl yetiştirildiklerini anlatan 11 yaşındaki iki kız çocuğuyla yapılan söyleşi de yer alıyor. İki bölümlük bu belgeseli, mutlaka TRT World'de ya da internet ortamında izleyin. Elbette bu belgeseli önce Avrupa'daki insan hakları savunucuları, gazeteciler ve PKK'yı özgürlük savaşçısı sanan normal vatandaşlar izlemeli. Dünyaya yayın yapan TRT World de bunun için var zaten. Bu belgeseli hazırlayan ekibi ve TRT World yönetimini kutlarım.

Kahvede kanserojen madde

ABD'nin Los Angeles kentinde üst mahkeme; kahve çekirdeklerinin kavrulması sırasında ortaya çıkan akrilamid adlı kanserojen kimyasal madde nedeniyle, kahve şirketlerinin ürünlerine kanser uyarısı koyması gerektiği kararını verdi.

Kahve endüstrisinden, akrilamid maddesinden vazgeçmesi isteniyor. Bu kanserojen kimyasal madde, kahve çekirdeklerinin kavrulması sırasında ortaya çıkıyor. Kahve şirketleri ise kahveye asıl tadı veren bu çekirdeklerin kavrulması yönetiminden vazgeçmek istemiyor.

Öte yandan bazı bilimsel çalışmalar, kahvenin insan sağlığı için yararlı olduğunu savunuyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) de 2016 yılında kahveyi 'olası kanserojenler listesi'nden çıkarmıştı.

DSÖ'nün aldığı bu kararda, devasa kahve endüstrisinin bir etkisi oldu mu acaba? Şeker endüstrisinin, şekerin zararlı gösterilmemesi için yıllar önce bilimsel araştırmaları manipüle ettiği yeni ortaya çıktı. En kötüsü de bu; neyin gerçekten zararlı olduğunu net bir şekilde öğrenemiyoruz.

Bilimsel araştırmalarda bile farklı sonuçlar çıkıyor.

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13
ETİKETLERköşe yazarları