UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

OYA DOĞAN YAZDI: "AVLU, MAZLUMUN ZALİME DÖNÜŞME HİKAYESİ!.."

TV yazarları bugünkü köşelerinde yine oldukça önemli ve dikkat çeken konulara değindiler. İşte sizin için derlediğimiz yazılar…

OYA DOĞAN YAZDI: "AVLU, MAZLUMUN ZALİME DÖNÜŞME HİKAYESİ!.."

MESUT YAR-POSTA

Şöyle bir 'Avlu'ya çıkınca....

Birileri çıkıp “bu iş uyarlama” diye bağırsa da dünyada çevrilen bütün hapishane film ya da dizileri aynı eksende anlatılmış...

Dolayısıyla “Avlu” (Star TV) için “şuradan almışlar, buradan esinlenmişler” diyemeyeceğim. Kuş da kondursa 2013’ün “Parmaklıklar Ardında” dizisiyle ya da el oğlunun “Prisoner” serisiyle arasında büyük bir makas olmayacak...

Bizde hapishanede yapılamayacaklar listesini alt alta koyup sıralasan, bir saati doldurabilecek bir film bile çıkarmak mucize olur. Hani o yüzden avlunun ortasındaki rap konserinden tutun da Son Mohikan kılıklı ablalara kadar her şey bir parça ithal duruyor...

Bir de ah o şiddet var ya. Bu kez de ağırlıklı olarak kadın kadına uyguluyor ama izlemesi hakikaten hazımsızlık yapıyor artık. Neyse. Hiçbirimiz izole bir dünyada yaşamıyoruz. Toplumsal gerçeklik içinde suç ve ceza öne çıkan kalemler. Sadece üzerinde kalem oynatırken arada bir “havalandırmaya” ya da “voltaya” çıkmak gerekiyor. Emeğe sağlık diyelim!

O da nadasa...

“Şevkat Yerimdar” için final yapacak deniyordu. Ama FOX’un son zamanlarda uyguladığı “nadasa bırakma” rüzgarında o da yerini aldı. Yani dizi yaz ortasına kadar ara verecek...

Uzağa gitmeyelim. Geçtiğimiz yaz, bir önceki kıştan çekilen bölümleriyle başlayan dizi iyi reyting alınca yeni bölümleriyle yoluna devam etmişti. Başarı grafiği de fena değildi.

Kanal şimdi benzer bir reyting ortamı arıyor ve bulduğunu hissettiğinde Şevkat’in yeri yeniden dar olacak!

Bir onurum var senin olsun

Tiyatro Eleştirmenleri Birliği, “TEB Özel Ödülü”nü Şevket Çoruh’un hayatını yatırdığı Baba Sahne’ye verdi. Burası bir TV eleştiri köşesidir, bu tamam...

Ama ekranın dörtte üçü tiyatro oyuncularıyla renkleniyor. Hepsinin aklının bir yerinde o er meydanına çıkabilmek var...

Bir de er meydanını inşa edenler var. “Arka Sokaklar” (Kanal D) dizisinden kazandığını tamamen o meydana yatıran Şevket Çoruh’a ben de “TV Hastası Onur Ödülü” veriyorum. Çorbada tuz olursak, ne mutlu!

Hiç mi iyi kalpli insan yok?

“Beni Affet” (Star TV) dizisinde Yaman ve Melis kardeşlerin kendilerini yıllar önce terk eden anneleri Asiye Hanım, yeniden ortaya çıkıp af diledi...

Ancak bir diğer kızı Güzel’i de seneler önce terk ettiği anlaşıldı. Bu arada aynı hanımefendi Yaman-Feride ve Güzel-Murat çiftlerini ayırmaya çalışıyor...

Dizinin diğer iki kardeşi Zeynep ve Pınar’ın kendilerini yıllar önce terk eden anneleri Nazan Hanım da aynı kafada yürüyüp duruyor. Entrikanın bini bir para. Yeter ki ortamlar mutsuz olsun! Bu dizide her sezon iki ya da üç kez çocuklarını yıllar önce terk edip ardından çıkagelen karanlık ve entrikacı anne-babaya denk geliyoruz. Senaristlerin yakınında hiç mi iyi kalpli ebeveyn olmamış?

Şampuan şişesinde doğru!

Yakışıklı oyuncu Burak Özçivit’in hayallerini anlattığı ve kariyerini gelip son tahlilde kepek şampuanına bağladığı o reklam kimin aklına geldiyse bravo diyeyim...

Açıkçası bu reklamla yıllardır beğenerek izlediğim genç aktörün biyografisinde “en altın satırı” işgal etmiş oldular...

Bu gözler Oscar heykelinin hayaliyle yanan oyuncu çok gördü ama kariyer hedefine şampuan şişesi koyanını ilk kez gördü. “Bravo” demekte haksız mıyım?

Bir onurum var senin olsun

Tiyatro Eleştirmenleri Birliği, “TEB Özel Ödülü”nü Şevket Çoruh’un hayatını yatırdığı Baba Sahne’ye verdi. Burası bir TV eleştiri köşesidir, bu tamam...

Ama ekranın dörtte üçü tiyatro oyuncularıyla renkleniyor. Hepsinin aklının bir yerinde o er meydanına çıkabilmek var...

Bir de er meydanını inşa edenler var. “Arka Sokaklar” (Kanal D) dizisinden kazandığını tamamen o meydana yatıran Şevket Çoruh’a ben de “TV Hastası Onur Ödülü” veriyorum. Çorbada tuz olursak, ne mutlu!

O kim olsa bari?

Yarın 1 Nisan. Öncelikle hayırlı olsun. Üç ayı su gibi koyduk bardağa. Neyse 1 Nisan deyince akla öncelikle TV ekranında karşımıza çıkması olası tuhaf şakalar geliyor...

“Nisan 1” tebessümünü(!) ben daha çok haber bültenlerinden bekliyorum. Sahi ilk şakayı kim yapacak, bir tahmininiz var mı? Varsa, üstü kalsın be sevgili okur!

 

OYA DOĞAN-VATAN

AVLU, MAZLUMUN ZALİME DÖNÜŞME HİKAYESİ

Mutlu aileler birbirine benzer. Her mutsuz aileninse kendine özgü bir mutsuzluğu vardır” demiş Tolstoy... Oldukça can yakan bu cümleyi perşembe akşamı Star TV’de başlayan Avlu dizisinde gördük. Klasik müzik eşliğinde izlediğimiz kadına şiddet sahnelerinin ardından silah sesi duyduk. Müzik devam etti ama biz İstanbul’un yeni yüzü bir residence’dan çıktık ve birbirine benzeyen binalar arasında, polis sireni eşliğinde jeneriği izledik. Sonra Sagopa Kajmer Galiba şarkısı eşliğinde cezaevine giren Deniz’i gördük. 9 dakikalık girizgahın sonunda Avlu başladı. Limon Film-Hayri Aslan’ın yapımcılığını, Mehmet Güzelbeyoğlu ve Caner Yalçın’ın uyarlama senaryosunu, Ahmet Yurdakul’un senaryo danışmanlığını, Alpay Göltekin, Zeynep Alasya, Caner Özkan’ın müziklerini, Yüksel Aksu’nun yönetmenliğini üstlendiği Avlu’da Demet Evgar, Ceren Moray, Nursel Köse, Kenan Ece, Teoman Kumbaracıbaşı, Çağdaş Onur Öztürk, Deniz Barut, Onuryay Evrentan Atasalihi, Eslem Akar, Denizcan Aktaş, Şeyla Halis, Ayça Damgacı, Hülya Şen, Ümmü Putgül, Çiğdem Benli, Berna Eker, Billur Pınar Yılmaz, Hüseyin Turunç, Efsane Odağ, Merve Atılmış, Ilgaz Küren, Ece Aksel, Melis Cingöz, Saniye Samra, Diden Hayta, Mihramah Cankur, Meltem Savcı, Görkem Mertsöz ve Rüçhan Çalışkur’un rol alıyor.  Şebnem Dönmez ve Mustafa Uzunyılmaz’ın ilk bölümün konuk oyuncularıydı. Kolera ve Ankaralı Yasemin konuk sanatçı olarak yer aldı.

Avustalya dizisinden uyarlama

Gelelim dizinin detaylarına... Avlu; formatı Fremantlemedia’ya ait olan, Avustralya yapımı, 2013 yılından beri yayınlanan Wentworth dizisinin uyarlaması... Aslında Wentworth dizisi de 1979-1986 yılları arasında yayınlanan Prisoners dizisinin uyarlaması... Kısacası elde 70’li, 80’li, 2010’lu yıllarda yayınlanmış ve tutmuş bir eser var. Cezaevine giren Deniz’le yani Demet Evgar’la mekanı tanıdık. Zaten cezaevini izlediğimiz filmlerden ya da okuduğumuz haberlerden, kitaplardan biliyoruz, bir de üzerine öyle yabancı bir mekan izledik ki, kendimi Amerikan dizisi izliyormuş gibi hissettim. Tek tip kıyafet, tek kişilik hücreler, ortak açık alanda çay, kahve, mahkumların elinde bıçaklar, kerpetenler... Tam Türkiye’de böyle cezaevi mi olur diyordum ki, diziden açıklama geldi. Avlu’daki cezaevi pilot olarak seçilen bir yermiş. O noktadan sonra gerçekçiliği sorgulamak yerine hikayeye bıraktım kendimi... Deniz Demir, kocasından şiddet gören, kızı kocasını vurunca suçu üstüne alan ve cezaevine giren bir karakter. İçeriye düşer düşmez büyük bir savaşın ortasında kalıyor. Bir yanda Azra, diğer tarafta Kudret! Eski ve yeninin kıyasıya bir savaşı var. Ancak dizinin eski ve yeni savaşı sadece mahkumlar arasında yaşanmıyor. İdari kadroda da Nihal ve Melis bu savaşın kahramanları... Sonuç; filler tepişiyor, çimenler eziliyor. Nihal yani eski Melis’le savaşında Kudret’i, Melis Azra’yı kullanıyor. Onlar da yeni çaylağı yani Deniz’i... Kimin gücü kime yeterse! Finalde; eski kaybediyor. Nihal ölüyor, Azra Kudret’in elinden kurtuluyor. Nihal’in ölümünden de Deniz suçlanıyor. Üstelik çıkışına bir hafta varken...

Reytingler yüksek geldi

Oyunculuklar muazzam... Demet Evgar’ı izlemeye doyamıyorsunuz, Ceren Moray rolünü bulmuş, Azra’yı oynamıyor onunla parende atıyor. Nursel Köse Kudret’le kafamızda ne Nursel bırakıyor, ne de daha önce oynadığı Keriman’ı... Kudretli bir hatun olmuş. Şiddet almış başını gidiyor ama orası cezaevi yapacak bir şey yok. Beni en çok şaşırtan Hülya Şen oldu. Bugüne kadar melodramların ağlak annesi, teyzesi olarak izlemiştik onu. Saçlarının kazınma sahnesinden kavgalarına kadar öyle bambaşka bir kadın olmuştu ki şaşkınlıkla izledim onu. Yüksel Aksu herkesin fazlasıyla yabancı olduğu bu dünyayı film gibi işlemiş.

Ezcümle, ben Avlu’yu sevdim. Ama seyircinin sevip sevmeyeceği konusunda ciddi önyargılarım vardı. Sonuçta biz erkeklerin şiddetine çok alışık olan ve buna prim yani reyting veren bir toplumuz. Bunun örnekleri ortada... Ancak hem bu kadar yabancı bir dünya, hem de kadın şiddetinin bu kadar aleni olduğu bir dünya karşısında seyirci ne tepki verir bilmiyorduk. Cuma sabahı gelen reyting sonuçları yepyeni bir dönemin başlangıcı oldu. Çünkü Avlu; Tüm Kişiler’de 6.15 reytingle 3’üncü, AB’de 6.10’la 4’üncü, ABC1’de 6.51’le 4’üncü oldu. Oldukça iyi reytinglere imza atan Avlu önümüzdeki haftalarda yükselmeye devam ederse ekranda farklılık göreceğimiz aşikar! Mazlumun zalime dönüşmesi bu ülkede en çok izlenen konulardan biri... Avlu’da Deniz’in değişimi hepimizi şaşırtacak gibi görünüyor. Herkesin emeğine sağlık!

 

 

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13
ETİKETLERköşe yazarları