UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

ALİ EYÜBOĞLU YAZDI: "DİZİ VE FİLMLER ELİT, POP MÜZİK TİCARİ Mİ?"

TV yazarları bugünkü köşelerinde yine oldukça önemli ve dikkat çeken konulara değindiler. İşte sizin için derlediğimiz yazılar…

ALİ EYÜBOĞLU YAZDI: "DİZİ VE FİLMLER ELİT, POP MÜZİK TİCARİ Mİ?"

ALİ EYÜBOĞLU-MİLLİYET

Dizi ve filmler ‘elit’ pop müzik ‘ticari’ mi?

Pop müziğin genç yıldızı Aleyna Tilki’nin, durup dururken dizi ve müzik sektörüne laf atacağını sanmam… Belli ki birileri Türkiye’de dizi ve sinema filmlerinin kalitesiyle pop müziği mukayese etti. Son yıllarda çekilen dizi ve filmlerin daha elit, pop müziğin ise sanatsal kaygıdan çok, ticari olduğunu vurgulayanlar, anlaşılan o ki genç şarkıcıyı kızdırdı.

Küçüksün, konuşma

Reşit olmadan sahneye çıktığı için eleştirilen Tilki, 18 yaşına “Merhaba” demesine üç gün kala bu iddiayı şu tweet’le tartışmaya açtı:

“Son zamanlarda istisnalar hariç - Türkiye’de çekilen film ve diziler, pop müzikten daha ‘formüllü’ ve ticari bence.”

28 Mart’ta 18 yaşına basıp resmen ‘reşit’ olacak şarkıcıya halen çocuk muamelesi yapanlar oldu. “Ya çen büyüdün de analiz mi yapıyoçun çeen” diye dalga geçenlere rağmen Tilki geri adım atmayıp, bu kez şunu sordu:

“Pop müzik yapanlardan daha elit kabul edilen oyuncuların çektikleri diziler gerçekten elit mi?”

Bu soru karşısında şarkıcıya hak verenler de oldu, karşı çıkanlar ve dalga geçmeyi sürdürenler de... Çünkü tartışma kültürü yok bizde. Ya övgü, ya hakaret. Tilki, yeni bir şarkıcı, ama tartışmaya açtığı konu eski…

Sinemada bile filmler sanat ve ticari diye iki kategoriye ayrılmışken, dizilerin hangi amaçla çekildiği belliyken, pop müzikte ‘yüksek sanat’ aramak niye? Siz ister sanat kaygısıyla yapın işinizi, ister ticaret için, sonuçta işin patronu tüketici... Çünkü yapanlar değil, tüketici karar veriyor hangisinin ölümlü, hangisinin ölümsüz olduğuna…  

‘Düğüm salonu’ndan ‘öldürme arzusu’na

Sinema filminde birinci tercihim aksiyon, ikincisi komedi... Eşimin aksiyonla işi olmaz. Onun tercihi dram, romantik komedi ve festival filmleri… O yüzden eşimle epey bir zamandır aynı filme gitmemiştik. Hafta sonunu sinemaya ayırdık. Önce birlikte ‘Düğüm Salonu’nu izledik, sonra yollarımızı ayırdık… Eşim, yine kendisini bam telinden yakalayacak bir dram çekmiştir düşüncesiyle Çağan Irmak’ın ‘Çocuklar Sana Emanet’ini tercih etti ama Engin Akyürek’in oynadığı film, dramdan çok gerilim-korku çıktı. Ben, Charles Bronson’un oynadığı kült filmlerden ‘Death Wish’in yeniden çevrimi olan ‘Öldürme Arzusu’nu seçtim.

Film iyi, gişe zayıf

‘Düğüm Salonu’nu ikimiz de beğendik... Senaryosu, kurgusu, oyunculukları ve düğün müzikleri şahane bir komedi olmuş.

Şahin Irmak’ın senaryosunu yazdığı, Hakan Algül’ün yönettiği, Şahin Irmak, İrem Sak, Emre Karayel, Gonca Vuslateri, Onur Buldu, Duygu Yetiş, Nilgün Belgün, Beyti Engin, Ayşenil Şamlıoğlu ve Salih Kalyon, şahane performans sergiledikleri halde, bu filmin ilk haftasında 89 bin 433 kişi tarafından izlenmesi şaşırtıcı.

‘Düğüm Salonu’, ‘Aile Arasında’, ‘Arif V 216’, ‘Ailecek Şaşkınız’ ve ‘Cebimdeki Yabancı’ bu sezon izleyip, beğendiğim iyi gişe yapmış filmler gibi başarılı bir yapım olmasına rağmen, gişesi beklenenin altında kaldı. Seyirci bu komediyi gişede ödüllendirse devamı gelecek bir filmdi.

Bruce Willis’ın eşini vurup öldüren, kızını ağır yaralayanların yakasına kanun yapışmayınca, kendi hukukunu kendi tesis eden cerrahı oynadığı ‘Öldürme Arzusu’ için diyeceğim şudur: Bildik bir hikaye, zamanın ruhuna başarıyla uyarlanınca doyum olmuyor keyfine… Görüntü yönetmeni Rogier Stoffer ile yönetmen Eli Roth, öylesine silahla adam öldürme sahneleri çekti ki, sanırsın tetiği çeken izleyici… Sahneler o kadar sahici… 

GÜNÜN SÖZÜ

Kalabalıklar daima tehlikelidir. İçlerinde mutlaka ruhlarını ucuza satan alçaklar bulunur. (Victor Hugo)  

 

SİNA KOLOĞLU-MİLLİYET

Dizinin adındaki sır

1982 yılında çekilen ‘Gülsüm Ana’ filminin başrolü, Fatma Girik’ti... Yıllar sonra, ‘Dizisi çekiliyor’ diye haberler çıktı. Başrolünde ‘Nurgül Yeşilçay oynayacak’ diye de eklediler. Senaryoyu yazanlar, Eylem Canpolat ve Sema Ergenekon... Merak edip, sordum. Senaristlerden, “Bu bir dedikodu. ‘Gülsüm Ana’dan etkilenme söz konusu değil. Bizim hikayemiz başka bir travmayı anlatıyor” yanıtını aldım.  ‘Gülsüm Ana’, eşini toprak anlaşmazlığı sonucu kan davasında kaybeden Gülsüm’ün (Fatma Girik) bu olaydan kaçmak için üç çocuğuyla büyük kente göçü ve tutunma çabasını konu alıyor. Duyduğum kadarıyla, Yeşilçay da bu dizide üç çocuk annesi olarak, hayata tutunmaya çalışacak. Yeşilçay, bu rolleri seviyor ve içten oynuyor. Tam da bu noktada bir ipucu geliyor.

O filmi sever

Yeşilçay, o filmi sever. Bu nedenle öyle bir dedikodu yayılmış olabilir. Yineliyoruz, bu özgün bir hikaye. Bir başka dedikodu da başrolde Nurgül Hanım’la oynayacaklar diye Mahsun Kırmızıgül’le ilgili çıkmıştı. “Arayış devam ediyor. Tek belli olan Nurgül Hanım ve yönetmen Cem Karcı” dediler. Senaristler ve yönetmen birbirlerine yabancı değil, ‘Karadayı’ dizisinde birlikte çalışmışlardı.

Bizim izleyici seyreder mi?

‘Tehlikeli Karım’da, Alper Boztepe’nin sevgilisi Seda’nın (Bige Önal), “Bu kadın senin çaresizliğini seviyor. Böyle kadınlar yönetmeyi sever, işte ve evde” sözleri dizinin belki de özet cümlesiydi. Söylerken, aslında yönetmeyi seven bir diğer kadının da, kendisi olduğunu gösteriyor. İki kadının tehlikeli oyunlarının başlangıç cümlesi, diziyi merak ettirmeyi başarıyor. Önal’da star kategorisine girecek tüm özellikler mevcut. Geriye sadece pazarlama kalıyor. Bu iş de algı meselesidir. Bize sunulan örnekler ortada. Önal, Seda rolünde işini iyi yapıyor. Fırat Komiser’in (Mustafa Üstündağ) bakışları, “Sen bu işin içinden çıkamazsın Alpeer” der gibi. Gonca Vuslateri’yi ‘Yalan Dünya’da bıraktığım için, “Değişmiş, olgunlaşmış” dedim. Boztepe de ‘hem zengin olayım, hem de keyfime göre yaşayayım’ çıkmazındaki rolünde başarılı. İlk bölümün izlenme oranında beklenen olmadı. Dizi, yüzde 5 oranını yakalarsa, yayınlandığı gün için tatmin edici sayılabilir ve devam eder.

Uygulamaları seviyoruz

‘Boku no Yabai Tsuma’ dizisi, orijinal adı ‘My Dangerous Wife’ olarak uluslararası piyasaya sunulmuş. Yapımın yazarı Tsutomu Kuroiwa... 2016 yılında dokuz bölüm olarak ekrana gelmiş. Ortalama izlenme oranı, yüzde 8.17. Uygulamaları seviyoruz, ithalatı sevdiğimiz gibi.

 

MESUT YAR-POSTA

Bir film gibiydi...

 “Tehlikeli Karım” (Show TV) önceki akşam yayınlandı. Kore uyarlaması bir diziydi ve memlekette bu işi en eli yüzü düzgün yapan şirketlerden MF Yapım imzasını taşıyordu...

Daha önce “Anne” isimli diziyle rüştünü ispat eden şirket bu projeyi de kazasız belasız ekranımıza uyarlamıştı. Sanırım Koreliler bile izlediğimiz şeye itiraz etmezdi...

Neyse. İlk bölümde kendimi bir Usain Bolt performansını seyreder gibi hissettim. Seçkin Özdemir deyim yerindeyse “tek kişilik” performansıyla koca bir diziyi sırtladı... Mustafa Üstündağ ve Gonca Vuslateri henüz oyuna (tam anlamıyla) giremedi. Kendi adıma bir sinema filmi izlermiş gibi hissettim. Çünkü bölüm başı sonu belli bir film gibiydi. “Bizden bu kadar” deseler de yetinirdim hani...

Ama devamı var ve haftaya da bir bu kadar heyecan vaat ediyor. Show TV ilginç bir işi hayatımıza soktu. “Tehlikeli Karım” tüm oyuncuların kariyerlerinde alnı açık hatırlayacakları bir iş olacak. Mimledim!

YENİ KURALLAR TARTIŞILMALI...

Şunu anlamaya çalışıyorum. Adadan (Survivor/TV8) birileri gidip yerine başkaları geliyor. Acun Ilıcalı yarışmayı haziran sonuna kadar sürdürmek için yeni ve efektif bir yöntem belirlemiş..

Ama sürekli doldur boşalt hali bir dönem sonra sadece gidenleri üzecek gibi geliyor bana. Seyirci nasıl olsa yeni bir kural gelir rahatlığına alıştı bile...

Acun Ilıcalı keşke önce gelenlerin tümünü eleyip ardından büyük sürprizle birkaç haftalık ek bir “Survivor” yapsaydı. İzleyici de yarışma kimle başladı kimle bitti unutmamış olurdu!

ÇOK İNCE GÖRDÜ

Para oyunu bozar. Gülse Birsel bunu önceki gece “Jet Sosyete” (Star TV) dizisinde bir sosyolog kıvamında işlemişti...

Kendi oynadığı sahnede partneri Cengiz’i podyumdan fırlamış bir manken gibi görüyor oluşu harika bir fikirdi. Masanın üstüne kredi kartı, dolar destesi, üstüne pırlanta küpe konunca Cengiz karakteri Cengiz Bozkurt’tan Best Model’e doğru değişim geçirdi. Ben çok güldüm...

Eleştirenler de olacaktır elbet ama kabul edelim ki şu kenara kıstırılmış mizah ortamlarında toplumsal hiciv kabiliyetine sahip diziler el üstünde tutulmalı. Artık kaç tane varsa...

EBEVEYNİN YAPAMADIĞI...

Ekranlarda “Haydi çocuklar uyku zamanı” yazısını ezber ettik. Saati kanalına göre değişiyor. Kimi o alt bandı 21.00’de kimi biraz daha geç veriyor...

Şimdi yenisi de çıkmış; onda da “Sütünüzü içip doğru yatağa” yazıyor. Basit bir animasyon ama süt tüketimine teşvik için harika bir yöntem. TV ekranının işlevselliğini artık tartışmaya gerek yok. Belki ebeveynlerin yapamadığını o ekran yapabiliyor...

Sevinmeli mi yoksa hayıflanmalı mı kestiremiyorum ama sonuç iyi bir şeye çıkacaksa sorun yok gibi görünüyor!

Neden hep Beşiktaş?

“Çocuklar Duymasın”da (Kanal D) Haluk saçları siyaha boyattı. Bu bende neredeyse on küsür yıl üzerinden bir şaşkınlık hissi yarattı...

Boya da artık soba boyasından hallice olduğu için saçlarda bir hayli sırıttı. Ama emin olun boyaya uygun biçimde kesilmiş, öyle de tasarlanmış olsaydı Haluk’un yeni haline “yok artık” demeyebilirdik. Bir de “Çocuklar Duymasın” ile başlayan futbol fanatikliği mevzunda seçilen takımın sürekli Beşiktaş olması size de ilginç gelmiyor mu? Bir Beşiktaşlı olarak “Behzat Ç.”deki Gençler Birliği, “İzmir Çetesi”ndeki Altay’ın yarattığı farkı ben daha sahici bulmuştum. Hem o tutku nehri kimseyi de kırmadan akıp gitmişti...

'İÇERDE' unutulmayacak

“İçerde” (Show TV) isimli dizi geçtiğimiz yıl Mika-Der yararına etkinlikler düzenleyerek bir rehabilitasyon merkezi açılması için canla başla çalışmıştı...

O okul geçtiğimiz hafta açıldı. “İçerde” oyuncularından birkaçı ve yapımcı Pelin Diştaş ile koordinatör Yamaç Okur bizzat açılışta bulundu...

Dizileri unutup gidiyoruz ama yaptıkları isimlerini ölümsüz kılıyor. Henüz gücü yerindeyken tüm dizilerden böyle güzellikler bekliyorum. Çünkü dünyayı güzellik kurtaracak!

 

 

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13
ETİKETLERköşe yazarları