Yüksel-Özlem Keskin çiftinin 3 çocuğunun en küçüğü olan ilkokul 3’üncü sınıf öğrencisi Caner Keskin (10), babası tarlaya annesi ise seraya çalışmaya gittiği sırada okula gitmek için bazalı karyolanın içinde bulunan kıyafetlerini almak istemiş, karyolayı sabah saat 08.30 sıralarında kaldıran çocuk, bazanın gazlı amortisörü bozuk olduğu için bazanın orta kısmına açık kalması için süpürge sapı dikmiş, süpürgenin sapının kayması sonucu bazanın içinde boynu kalarak hayatını kaybetmişti.
Oğlunu bulup hastaneye kaldıran ancak çabası yeterli olmayan anne Özlem Keskin, oğlunun hayatını kaybettiği odaya girince fenalık geçirdi.
Anne Keskin, “Oğluma bu yatak mezar oldu, ben bu oda da duramıyorum, artık bu yatakta yatamam" diyerek feryat edip baygınlık geçirmesi herkesi ağlattı.
Özlem Keskin, yakınları tarafından kendine getirildikten sonra yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Sabah oğlum okula gitmek için hazırlık yapıyordu ben yardım etmek istedim o 'ben yaparım anne' dedi. Bende sera da işim vardı oraya gittim bir süre sonra döndüğümde yatak odasına girdim oğlumun kafası bazanın içinde vücudu dışarıdaydı. Bazayı kaldırıp oğlumu çıkardım ama onu kurtaramadım. Ben yandım başkaları yanmasın."
Bu arada baza baba Yüksel Keskin tarafından açılarak amortisörü kontrol edildi.
Baba kontrol yaparken yine süpürge sapı bazanın orta kısmına koyup kapanmasının önüne geçildi.
Baba oğlunun kıyafetlerini gösterdi.
Anne ise, oğlunun ölümüne neden olan sopayı görmeye dayanamayınca aile sopayı ve bazayı evden dışarı attı.
Aile evin girişine Caner Keskin'in fotoğrafını ve bir gömleğini astı.
