UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

KÖŞE YAZARLARINDAN SEÇMELER! ÇUKUR VE İSTANBULLU GELİN TESPİTİ!

TV yazarları bugünkü köşelerinde yine oldukça önemli ve dikkat çeken konulara değindiler. İşte sizin için derlediğimiz yazılar…

KÖŞE YAZARLARINDAN SEÇMELER! ÇUKUR VE İSTANBULLU GELİN TESPİTİ!

MESUT YAR –POSTA

Sinemada da izlenir mi?

'Çocuklar Duymasın” (Kanal D) dizisi için senarist Birol Güven’e “Final nasıl olur?' diye sordum. “Gündelik hayatın finali olmaz” diye yanıtladı.

Yani diziyi bir dizi gibi değil yaşayan bir organizma olarak düşünüyor... Peki bir sinema filmi gelebilir mi? Malum uzun soluklu dizilerin bir de beyazperde de final yapması gibi bir durum moda ya...

Birol Güven, “Vallahi düşünüyoruz ama bir final olarak değil bir deneyim olarak” dedi. En çok da o sırada birlikte lafladığımız Meltem rolündeki Pınar Altuğ Atacan bu deneyimi istediğini ifade etti. Farklı bir açı ve hikaye olursa ihtimal çok canlı, bunu not edelim...

El alem onurlandırıyor!

“Gurbet Kadını” dizisinin Reşo Ağa’sını özlemedik mi? Ben özledim. Ekrandaki ağalara bakınca hepsi bir parça hafif kalıyor. Oysa Mahmut Cevher o hafiflik duygusunu izleyene hiç hissettirmedi...

Ağalık profilinde çıtayı en yükseğe koydu. Şimdi ortalıkta gördüğümüz çelimsizlerin aksine bakışları yumruk gibiydi... Mehmut Cevher geçtiğimiz aylarda Frankfurt Film Festivali’nde “Yaşam Boyu Onur Ödülü” aldı...

Vizyona girmeye hazırlanan “Yalnız Hayaller Kaldı” isimli sinema filmiyle de antrenmanlı olduğunu dosta düşmana kanıtlayacak. Dizi sektörünün aklına gelmemesine şaşırıyorum, hem de eloğlu onurlandırırken...

Garantili ömür

Günlük diziler kaç bölümdür hayatımızda? En uzun soluklu iş 1337 bölümle “Beni Affet” (Star TV) olarak görünüyor. Hemen ardından 685 bölümle “Elif” (Kanal 7) geliyor. “Adını Sen Koy” (Star TV) 300 bölümü bulmuş.

Bir diğer yerli günlük dizi “Hıçkırık” (Kanal D) 50 bölümü tamamlarken, “Beni Bırakma” (atv) 45 bölümdür ekrana gelmeye devam ediyor... Bu sayılar haftalık dizilerin çok zor göreceği skorlar. Belli ki dizi dünyasında uzun ömürlü olmanın yolu günlük dizilerden geçiyor. Özetle hepsi garanti işler..

Babalar cephesinde oğullar

Şimdi “Çukur”da (Show TV) baba ve çocuk popülasyonuna bakalım. Selim’i çocuktan saymazsak iki tarafın yani İdris ve Baykal’ın çocuk sayısı eşitlendi...

Dolaylı da olsa aileye katılan Vartolu eğer fragmanda gösterilenin tersine İdris’in saflarına katılırsa şu günden itibaren babalar ve oğulları düzenli bir ordu gibi düşmanlarının karşısına dikilecek...

Valla bir de Cumali filan içerden çıkarsa İdris kuvvetleri güçlenebilir ama Baykal da bu “tohumlarını etrafa saçmış çiftçi” hali cepheye her an yeni bir çocuk çıkarabilirmiş hissini bana veriyor. Kadro kalabalıklaştıkça hikaye genişliyor. Cepheler büyüyüp, güçleniyor. Hayrola!

Bayramdan bayrama...

“İstanbullu Gelin” (Star TV) dizisinde Avukat Can boşa düştü. Hatta Begüm ölünce bir intikamcıya dönüştü. Can intikamcı, Emir öfkeli, Esma yer yer dizginlenemez. O konak ve etrafına mutluluk denen şeyin uğraması için “Sevgililer Günü”, “Anneler Günü”ya da bilumum bayram seyranın gelmesini bekleyeceğiz anlaşılan...

Kumandaları da fethecek mi?

Bir hafta kaldı. FOX ekranının daha önce ismi çok geçmeyen ama şu son iki haftadır bir şekilde gaza basılan yeni dizisi “Yasak Elma” 19 Mart Pazartesi yayında...

“Kayıtdışı” dizisinden beri boş bırakılan daha doğrusu “Kalbimdeki Deniz” dizisinin bile dolduramadığı pazartesi ekranında kanal için yeniden bir ilk olacak...

Ve Fatih. “Mehmed: Bir Cihan Fatihi” (Kanal D) isimli dizi sezonun en çok beklenen işi olarak akıllara kazınmışken merak 20 Mart Salı akşamı son bulacak. Resmi açıklama geldi. Dizi, şimdilik “kadın” ağırlıklı izleyicinin elinde olan kumandayı fethetmeye yeminli gibi. Hadi hayırlısı...

Bir şey anlamadım...

Puhu TV’de yayınlanacak “Dip” isimli dizinin fragmanını izledim. “Şimdi neredeler?” dediğim tüm oyuncular görüntü geçidi yapıyor...

Sorun da bu zaten. Fragman “kara film” tadında hazırlanmış bir görüntü geçidi gibi sadece. İş hakkında bir ipucu vermiyor. Sadece herkes “sorunlu” bakıyor. Bir psikiyatri deneyine girmeye hazırlanan insan kobaylar gibi. Dur bakalım!

ALİ EYÜBOĞLU- MİLLİYET

ÇEYREK ASIR SONRA TRT’DE AY YILDIZLA

Müşerref Akay’ın üzeri ay yıldızlı bayrağımızın rengindeki kıyafetle ilk kez TRT ekranına çıkıp ‘Türkiyem Türkiyem Cennetim’ şarkısını söylemesinin üzerinden çeyrek asır geçti...

Akay, 25 yıl sonra Bursalı modacı Fatma Bağçivan’ın hazırladığı benzer bir kıyafetle yeniden TRT ekranında olacak... 15 Mart’tan itibaren her perşembe akşamı ‘Aziz Dostlar’ programıyla TRT Müzik izleyicilerine “Merhaba” diyecek Akay, ilk programın çekimlerinde ay yıldızlı yeni kıyafetiyle geçti kameraların karşısına... Her hafta Azerbaycan’dan ünlü bir sanatçıyı ağırlayacak sanatçının ilk konuğu ‘Azerbaycan’ın Tarkan’ı’ Faik Agayev oldu.

Konuk edeceği sanatçılarla Türk ve Azeri şarkıları söylemenin birkaç yıldır üzerinde çalıştığı hayalindeki proje olduğunu açıklayan Akay, “Azerbaycan, 10 yıldır en çok konser verdiğim, yılda bir ay kaldığım kardeş ülke. Azeri dostlarımı ağırlayıp, birlikte şarkı söyleyeceğiz” dedi.

ŞAHANE BİR KOMEDİ

Cem Davran, Celil Nalçakan ve Onur Özaydın’ın yeni sahnelemeye başladıkları ‘Erkekler, Futbol ve Dahası’ adlı komedilerini izledim Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’nde. Yunus Emre Gümüş’ün yazdığı,

Engin Alkan’ın yönettiği oyun, iki perdelik şahane bir komedi... Birinci perdede aynı apartmanda yaşayan, ama tanışmayan üç yalnız adamın sırayla anlatımları var. İkinci perdede elektrik gidince yolları kesişen iki komşudan biri, cep telefonunu şarj etmek, diğeri internete girmek için apartmanda jeneratörü olan dairenin kapısını çalar ve asıl curcuna ondan sonra başlar. Çünkü kapısını çaldıkları komşu, intihar etmeye çalışan, fanatik bir Beşiktaşlı ve kanser hastasıdır. 1-0 yenik başladıkları hayatta önce skoru eşitleyip, sonra üstünlüğü ele geçirme peşindeki üç yalnız erkeğin türlü türlü hallerini sahneye taşıyan oyunda Erkan Can’ın da rolü var, ama canlı değil, videoyla. ‘Erkekler Futbol ve Ötesi’nde dini konulardaki sorulara yanıt veren görevlinin söylediklerinin çoğu bip’li… Zira bu fetvacı çok küfürcü!

BU ŞİDDET NİYE BİTMEZ?

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar

Günü’nde açıkladı: “8 Mart 2017 - 8 Mart 2018 arasında 417 kadın, erkekler tarafından öldürüldü.”

Çocuk istismarları, kadına yönelik şiddet ve cinayetlerin sayısı her geçen yıl artıyor. Bu suçlara verilen cezaların artırılmasına rağmen hem de…

Eş şiddeti yüzünden kolu ve burnu kırılan kadına iki koruma polisi tahsis eden de devlet, aynı kadına derdini medyaya anlatıp, kamuoyu oluşturmasın diye konuşma yasağı getiren de.

Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu şimdi?

O yüzdendir ki ATV’de yayınlanan ‘Sen Anlat Karadeniz’, bu ülkenin en yüksek reytingini alan dizi... Çünkü Osman Sınav, dizide kadına şiddeti en sahici haliyle anlatıyor. Erkek şiddetinin nefessiz bıraktığı Nefes’in senaryo gereği kırılan parmakları kadar ülkenin bu çıplak gerçeğine de bakmalı insanlar. Geçtiğimiz yıllardaki gibi bu 8 Mart’ta da kadınlara övgü dolu sözlerle yıkıldı sosyal medya... Onları yazıp paylaşanlar da bu toplumun parçası, çocuk istismarcıları, kadınları dövenler ve öldürenler de…

Aldatma gerekçesiyle eşini öldürene, mahkeme önünde, “Namusumuzu temizledin, sana aslanlar gibi bakacağım cezaevinde” diyen abla yargılanmadığı sürece, kadına şiddet bitmez bu ülkede...

BEYAZ’IN BAŞKANLIK ISRARI!

‘Beyaz Show’un bu haftaki konuklarından biri Candan Erçetin’di. Beyaz, bir dönem Galatasaray Spor Kulübü Yönetim Kurulu Üyeliği yapan Erçetin’e başkanlık isteğini sordu. Şarkıcı, öyle bir hayali olmadığını söyledi. Beyaz, öyle haberler okuduğunu mırıldandı, şarkıcı yine “Yok” dedi.

Başlığa bakıp haberi okumayanlar ülkesinin Beyaz’ı, MSG ile GS’yı karıştırmış olmasın. Çünkü Erçetin’in MSG’ye (Musiki Eseri Sahipleri Grubu Meslek Birliği) başkan adayı olduğuna dair sıkça haber çıktı.

GÜNÜN SÖZÜ

Bil ki; yaşadıklarınla değil, yaşattıklarınla anılırsın. Ve unutma; ne yaşattıysan elbet bir gün onu yaşarsın. (Lev Tolstoy)

SİNA KOLOĞLU- MİLLİYET

‘ÖPÜŞME YASAK SİLAH SERBEST’

Filli Boya’nın Kadınlar Günü için hazırladığı tanıtım filminde dizilere de gönderme vardı, “Tabanca yoksa, reyting yok”, ”Öpüşmeyi yasaklıyor, silahlar serbest”. Bir vatandaş en son noktayı koyuyor: “Öpsün yaa, hayatın gerçeği”.

Tekme attığı için biliyor

Alanyasporlu Emre Akbaba, Başakşehirli Emre Belözoğlu’na taban koydu, sarı kart aldı. TRT Spor’da Serkan Reçber, “Tarak kemiğini süpürür geçer, kramponlar çok acı verir” diye konuştu. Sunucu Hünkar Mutlu, “Size mi yaptılar, siz mi yaptınız?” diye sordu. Reçber, “Genelde ben yapıyordum” dedi.

O ne tokattı?

‘İstanbullu Gelin’de, Esma Hanım’ın Garip Bey’le ilişkisine, oğlu Murat karşı çıktı. Murat’ın, “Bu yaşına rağmen sokaklarda erkek arkadaşıyla buluşurken...” ve “Garip Bey’in kız arkadaşı mı söylüyor bunları bana anne?” sözleri üzerine Esma Hanım’ın bir tokadı vardı ki... Ev ahalisi, “Osmanlı tokadı herhalde bu” dedi. Murat için yazılan diyaloglar iticiydi. Esma Hanım ve Garip Bey, yaşını başını almış... Onların küçük mutluluğu, reyting uğruna fazla görüldü. Reytingin yolu, hep kırıp dökmek mi?

KARE DONUNCA!

Biranın peşindeyiz

‘Avrupa Sahnesi’, UEFA Avrupa ve Şampiyonlar Ligi özetlerini veriyor,

TRT 3 Spor’da seyrediyorum. Bira buzlamasını takip etmek keyifli oluyor.

Ne uğraşıyorlardır. Arada kaçıyor ama. Canlı yayında yapamıyorlar tabii. Milan-Arsenal maçından bir sahne vardı. Üzerini kapatmak için çözüm yok mu?

OYA DOĞAN –VATAN

Oksimoron “Kadınlar ne ister?”sorusunun cevabını arıyor

Kadın ve erkek aklı nasıl işler? Kadınlar ne ister? Erkekler ve kadınlar ilişkide neden farklı iletişim yolları dener? Kadının ima yoluyla anlatımını erkekler neden anlamaz? Her şey çok basit görünürken kadın ve erkek neden karmaşık varlıklardır? Bu sorular uzar gider. Zaten yüzyıllardır bilim, edebiyat, sanat bu sorulara cevap aramaya devam etmiyor mu? Hayatım boyunca kadın-erkek farklılığını anlatan kaç kitap, tiyatro oyunu, film, dizi izlediğimi ben bile hatırlamıyorum. Bugüne kadar doğru cevabı bulan yok. Neden mi? Çünkü zaman değiştikçe kadında güncelleniyor. İstekleri her yıl değişiyor. Biz kadınlar ne istediğimizi bulamazken erkeklerin bunu anlamasını bekliyoruz. Ama bir ilişkiden ne istediğimize dair çok net cevaplarımız var. Bunu erkeklerin anlaması ne yazık ki ya çok zaman alıyor, ya da onlar bizi anlamadığı için biten ilişkilerin her zaman kurbanı oluyoruz. Fakat doğru cevaba en çok yaklaşan oyunlardan birini izledim perşembe akşamı Ankara Tatbikat Sahnesi’nde… Robert Dupac’ın Oksimoron-Erkek Aklı oyunundan Zeki Enes Akkan’ın uyarladığı, Erdal Beşikçioğlu’nun yönetmenliğini üstlendiği ve Emre Karayel’in tek kişilik performansıyla bir erkeğin kadının ne istediğini anlamaya dönüşmesini izledim kahkahalarla… Cümle garip gelmiş olabilir ama bir erkeğin kadını anlaması için öncelikle dönüşmesi gerektiğine inanıyorum.

Karakterden karaktere bürünüyor

Yer Tatbikat Sahnesi. Sahnede bir tahta, tebeşir, koltuk, askılık, kitaplar, pizza kutuları ve içki şişeleri var. Oyun Emre Karayel’in “Kafam olsaydı aşksız kalır mıydım?” sözlerini içeren şarkısıyla başlıyor. Daha sonra sahneye Semih (Emre Karayel) geliyor ve 75 dakikalık bir yolculuğa çıkarıyor sizi. Sevgilisinin 15 gün sonra arayacağım diyerek terk ettiği ve adamı “Kadınlar ne ister?” sorgulamasına ittiği anın son 1 saatine izleyici olarak dahil oluyorsunuz. Bu soruya beraber cevap aramaya başlıyorsunuz. “Ben erkeğim, dolayısıyla kusurluyum” diyerek başlıyor söze Semih ardından kadının erkeği en iyi şekilde tarif ettiğini söylüyor. “Öküzüm” diyerek sorgulamayı sürdürüyor. Semih öküzlükten dürüstlüğe, oradan duyarlılığa, iletişime, mizah duygusuna, tutkuya, en sonunda da güvene uğrayarak kadının erkekten ne istediğine ulaşıyor. Ama bir ilişkinin ancak denge olduğunda sürdürülebileceğini de fark ediyor. Bunu yaparken karakterden karaktere bürünüyor. Bazen bir çocuk, bazen kadın sesi, kimi zaman yaşlı bir amca, bazen odacı, bazen de bitirim delikanlı oluyor. Siz her anda kendinizi kahkahaya bırakıyorsunuz ama içinizden de “Kadınlar ne ister?” diye sorgulamaya devam ediyorsunuz. Emre Karayel’in oyunculuğuna bir kez daha şapka çıkardım. İlk oyunda, seyirciyle etkileşimini koparmadan, hüzünden eğlenceye geçişlerinde bir an zaman hatası yapmadan akıp gitti sahnede… Akışa teslim oldu ve hepimizi kahkahaya boğdu. Farkında değil ama eminim salondan çıkan her kadın ilk kez kendisini yalnız hissetmedi. Çünkü kadının ilişkiden ne istediğini anlayan, öküzlükten anlayışa dönüşen bir adamın dönüşümüne şahit olduk. Umudumuz arttı.

Felaket eğlenceli izleyin

Gelelim oyunun ilginç olan adına. Oyunun adı Oksimoron. Yani birbiriyle çelişen ya da tamamen zıt iki kavramın bir arada kullanılması ve bu şekilde oluşturulmuş yeni ifade. Mesela kadın ve erkek, doğal oksimoron. Korkunç güzel bir oksimoron. Yürüyen ölü, ağır hafiflik, soğuk ateş, orijinal kopya, sessizliğin sesi, gerçek yalanlar, bilim kurgu, köşeli daire oksimoron örnekleri. Oyun kadın ve erkeğin yani doğal oksimoronun üzerine kurulu. Ama benim bir önerim var. Ben kendi oksimoron önerimi ortaya atıyorum. Sizin de ilginç oksimoron örneklerinizi bekliyorum. Oyun “felaket eğlenceli” mutlaka izleyin! Oksimoron-Erkek Aklı yarın ve salı günü Ankara Tatbikat Sahnesi’nde, 4-5 Nisan’da ise İstanbul Baba Sahne’de olacak.

 

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13
ETİKETLERköşe yazarları