ALİ EYÜBOĞLU-MİLLİYET
‘SURVIVOR’IN YENİ FİLOZOFU MERVE!
Survivor 2018’de yarışan ‘All Star’ takımından şu sözleri kim söylemiş olabilir?
“Kimse burada egosuyla var olamaz. Kaleyi sattım. Filler isyanda. Vezir intihar etti. Atları serbest bıraktım. Çevremdeki piyonlardan hiç medet ummadım. Şimdi şah olduğunu düşünüyorsan, karşıma çıkarsın?”
Bu iddialı sözleri, Nihat Doğan veya Turabi’nin söylediğini düşünüyorsanız, yanıldınız demektir.
İster inanın, ister inanmayın, ama ‘All Star’ ekibinden Merve Aydın, böyle meydan okudu Nihat Doğan’a…
Parkurlardaki başarısıyla bir kez birinci, finale kaldığı ‘All Star’da babasının yaptığı konuşma yüzünden birinciliği Turabi’ye kaptırıp, ikinci olan Merve, bu yılki ‘Survivor’a söylemleriyle de damga vurmaya kararlı.
Bakalım Merve, Nihat Doğan ve Turabi gibi ‘Survivor filozofu’ olabilecek mi?
UYARLAMA DİZİLERDE YENİ GÖZDE JAPONYA
Güney Kore dizilerini Türkiye’ye uyarladıktan sonra dünyaya ihraç eden yapımcıların yeni format cenneti Japonya… MF Yapım’ın orijinali Japon olan ‘Bizim Hikaye’ ve ‘Kadın’dan dizilerinden sonra Show TV için çektiği ‘Tehlikeli Karım’ da aynı ülkeden...
Uyarlama senaryosunu Nalan Merter Savaş ve Vilmer Özçınar’ın yazdığı, Çağrı Bayrak’ın yönettiği dizinin başrollerinde Gonca Vuslateri, Seçkin Özdemir ve Mustafa Üstündağ var. Bige Önal, Erdem Akakçe, Ceren Soylu, Fatih Dönmez, Nilay Erdönmez, Bihter Dinçel, Hakan Atalay ve Emine Şans Umar’ın oynadığı dizi şöyle bir hikaye...
Aldatılan bir kadının önünde üç seçenek vardır:
A-Ayrılmak.
B-Affetmiş gibi görünüp, mücadele etmek.
C-Görmezden gelmek.
Gonca Vuslateri’nin canlandırdığı Derin’se “D şıkkı”, yani “Hiçbiri” der. Çekimleri süren ‘Tehlikeli Karım’, yayınlanmaya başladığında diğer Japon formatları gibi iyi reyting alırsa, epeydir seyircinin ilgisini çekecek farklı senaryo bulma konusunda sıkıntı yaşayan yapımcıların gözü aydın. Çünkü Türkiye’ye uyarlayacakları bayağı dizi var Japonya’da…
HAZIRLADIĞI İDAM CEZASIYLA YARGILANAN SENATÖR
Amerika’nın Kentucky eyaletinde tasarlayarak cinayet işleyene verilen ceza, ömür boyu hapis. Şayet biri, şiddet uyguladığı gerekçesiyle mahkemenin verdiği uzaklaştırma kararı devam ederken mağduru öldürürse, bu durumda katilin alacağı ceza, idam…
İdam gibi dönüşü olmayan ağır bir ceza getirilmesinin amacı, şiddet mağdurlarını ölümden kurtarmak…
Kentucky’deki bu kanunu yazan ve çıkmasına öncülük eden kişi Steve Nunn adlı senatör.
Amerika’daki cinayetlerin nasıl aydınlatıldığını anlatan belgeselde, Kentucky eski valisi Louie B. Nunn’un, iyi eğitimli senatör oğlunun, takdir toplayan bu kanunun yürürlüğe girmesinden birkaç yıl sonra, çıkardığı kanunla yargılandığını izlerken kanım dondu.
Eski nişanlısı Amanda Ross’u silahla vurup öldürdükten sonra, ailesinin mezarı başında bileklerini kesip intihara kalkışan senatör, polis tarafından yakalanıp, yargı karşısına çıkarıldı.
Cinayetin yanı sıra hazırladığı Koruma Kanunu’nu ihlal ettiği için idam edilmesi gereken katil senatör, yargılama başlamadan ‘ömür boyu hapis’ cezasını kabul edip, kurtulmuş idamdan.
İdam gibi en ağır ceza bile caydırıcı olmuyorsa, demek ki sorun kanunlarda değil, bizlerde!
Kişinin zengin, fakir, eğitimli ve cahil olması, cezaların azı-çoğu değil, asıl mesele insan olup olamamakta…
GÜNÜN SÖZÜ
Kendi bahçesinde dal olmayanın biri girmiş bahçeme, ağaçlık taslıyor. (Özdemir Asaf)
SİNA KOLOĞLU-MİLLİYET
ERİŞKİN BEBEK TULUMU PATLAR
“2018’de moda ne olacak?” diye kafa patlatmaya gerek kalmadı. ‘Jet Sosyete’ Yaşar’ın ‘erişkinlere bebek tulumu’ fikri, mağazalarımızı en yakın zamanda süsleyecektir.
Ev ahalisine bu fikrimi söyledim, “Neden olmasın?” dediler. İşte size başlıklar; ‘Erişkin bebek tulumu sanat camiasında adeta patladı’ , ‘..... karakteriyle olay yaratan...... kıyafetin hem seksi, hem de rahat olduğunu söyledi.’ Ya da, ‘Konserinde dört kıyafet giyen sanatçı, şov yaptı ve final şarkısında giydiği erişkinlere bebek tulumuyla yaptığı darbuka şov hafızalardan silinmedi.’ Söylemedi, demeyin!
‘LİTIL LİTIL’ NEREDEN ÇIKTI?
Pazar öğlene doğru Şule Zeybek ‘Vitrindekiler’de Deniz Akkaya ve Berksan’ı ağırladı. “Berksan’ın hayatındaki kadın nasıl olmalı?” Merak ettiğimiz bir sorudur... Ev ahalisiyle can kulağıyla dinliyoruz. Berksan, “Farklı farklı kadınlardan etkilendiğim oluyor. Öyle bir kalıp söyleyemem” dedi. Deniz Hanım, “O ne yaa” diye sesini fena yükseltti. Şule Hanım açıklık getirdi: “Sarışın, kumral demiyorum. Diyorum ki, böyle kadın, şöyle olmalı, böyle giyinen kadın, beni daha çok cezbediyor gibi...” Berksan şimdi ne desin, kısa kesti: “Beni heyecanlandırmalı, o yeter.” Şule Hanım kararlı: “Nasıl heyecanlandırmalı, güldüren kadınlar mı yoksa, ağır başlı kadınlar mı?” Berksan, “Little little”
dedi, yani ortaya karışık. O sırada Cem Yılmaz’ın bir zamanlar gösterilerinin meşhur esprisine geldi laf. Meğer Deniz Akkaya’nın arkadaşıymış onu söyleyen. ‘Ülkemizden uzak bir diyarda, kültürümüzden çok uzak’ bir yerde garsona İngilizce “Little little into the middle” demiş. Ev ahalisi, bu önemli bilgi ve Berksan’ın nasıl kadınlardan hoşlandığını bilmenin huzuru içinde bir pazar günü geçirdi, kıssadan hisse...
BÖYLE DE OLMAZ!
Salıpazarı Fidancık Köyü’nün kadınları, Turgay Başyayla abimize Gürcü yemeklerinden bir demet sundu. Yöre yemeklerini öğrenmek faydalı. Tavuklu Gürcü pilavı, lepsi ve lobiya. Barış Manço’nun ‘Halil İbrahim Sofrası’ şarkısıyla koca kuzu masaya yatmış, Turgay Bey’in önünde...
Ekrana gelince işler birden değişiyor. “Uzun uzun izlemek lazım” diyor Başyayla, sanki hislerimize tercüman... Kendisi yiyor, hatta çekim sonrası ekip bitiyordur. Biz ekran başında ne yapıyoruz? Seyrediyoruz...Gelişmekte olan ülkelerde böyle sahneler pek bir etkili oluyor. Öğrenme fiili, yerini yalanma eylemine bırakıyor!
MESUT YAR-POSTA
Kanal D'den ters köşe
Kanal D magazin yorum hattına yeniden giriyor. Mart ayının ortalarından itibaren saat 11.00 ile 13.00 arasında hafta içi her gün magazin masası kurulacak...
Programın ismi şimdilik net değil ama sanırım masadakiler netleşmiş. Bir ucunda gazeteci Esin Övet var, diğer ucunda müzisyen Cenk Eren...
İki ismin de magazin dünyasıyla ilişkileri iyi. İki isim de daha önce benzer programlarda yer almış. İki isim de bildiğim kadarıyla özel habere düşkün ve iyi ilişkileri var... Hâl böyle olunca o hattan ciddi bir rekabet bekliyorum. Doğal olarak rekabetle birlikte gelecek bir düzey de. Hayırlı olsun...
Mutlu son ama...
“Çocuklar Duymasın” (Kanal D) anlaşılan Tutku karakterine tutkuyla bağlandı. Dizide kurulan entrika hattı geçtiğimiz hafta son buldu diye düşünürken Tutku bambaşka bir kaportayla izleyenin karşısına çıktı...
Belli ki çocuklar dahil tüm aile bu sezon sonuna kadar acı çekecek. Ama bir yandan da dizinin oyuncularından Volkan Severcan’ın yaptığı şu tespit var: “Ne olursa olsun bu dizinin en önemli özelliği hep mutlu sonla bitmesi!”...
Doğrudur ama o mutlu sona daha bir hayli zaman var. Bunu da ben eklemiş olayım!
Taht oyuları yolda
“Survivor” (TV8) artık sadece ülkemizde ünlüler ve gönüllüler arasında oynanan bir oyun olarak kalmayacak. Acun Ilıcalı kendi geliştirdiği formatı yaklaşık 10 ülkeye sattı ve oynatmaya başladı...
Hâl böyle olunca yakında savaş oyunları adı altında uluslararası bir “Survivor” turnuvası izlersek kimse şaşırmasın...
Hem Acun bu turnuva işlerini seviyor hem de biz milli oyunlara bayılıyoruz. İkisi bir araya gelince sadece bunun üzerine bir kanal kurulursa hakikaten “nasıl yani?” diye sormayacağım. Yarışma hattının “taht oyunları” belli olmuştur artık!
İSMİ EZBER ETTİRDİLER
“Adı Zehra” (FOX) bana ilk bakışta “Gerçek Kesit” serisini hatırlattı. Flash TV’nin yıllarca yayınladığı günlük dizide gerçeklikle kurgu birbirinin içine girmişti...
Eskilerin deyimiyle biraz iptidai yani ilkel şartlarda çekilmesine rağmen “Gerçek Kesit” bir süre sonra o yoksunluğuyla izlenilir ve hatta gülünür olmuştu...
Neyse. “Adı Zehra”nın ilk sahnelerinde böyle bir his gelip içime oturdu. Sonradan öyle bir hız alıp öyle bir değişim yaşadı ki, yerli dizilerde bir bölüm içinde böylesi mümkün değil...
Neyse Zehra’nın hikayesi ilgimi çekti. Zeynep Çamcı oyunculuğunu aşırı geliştirmiş. Hikayede sırıtan üç tip vardı. Onlar da Zehra’nın ailesinin erkekleriydi...
Ah bir de Zehra’nın sevgilisi her sahnede Zehra’nın ismini onbinyüzmilyon kere söylemeseydi iyi olacaktı ama o da nazarlık olsun...
SERVET DEĞERİNDE...
“Kiralık Aşk” ile ciddi bir çıkış yapan sonra da suskunluk dönemine giren Ortaks Yapım yeni işini ortaya sürdü. “Servet” isimli dizi yakında Show TV’de olacak...
Müge Turalı Pak bir yapımcı olarak ekranlara hediye ettiği “Bir Kadın Bir Erkek” işiyle ismini zirvede bir yere oturtmuştu. Ardından bir süre yöneticilik yaptı. Sanırım o zaman dilimi nadastı. Şimdi yine sahalarda...
Diyeceğimi özet geçeyim; Müge ekranda bilinen isimleri zirveye taşıyan bir matematik dehası. Yusuf Çim ve ismini henüz duyduğum Bahar Şahin uçuşa geçebilir. Hatta o feza yolculuğunda daha fazla isim de olabilir. Şuraya yazıyorum...
BEKLENMEDİK BİR GÜNDE GELİYOR
“Mehmed: Bir Cihan Fatihi” (Kanal D) hepimizi ters köşeye yatırarak yayın tarihini salı akşamı olarak açıkladı. Çok değil üç hafta sonra salı hakikaten sallanacak sanırım...
Yapım, başlangıcından beri pazartesine düşünülmüştü. Ama o hatta öyle bir ateş vardı ki “kendisine nasıl yer yapacak?” diye düşünmeden edemiyordum...
Ama salı şu haliyle gözüme rahat göründü. “Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz” (atv) futbol maçlarıyla yer değiş tokuşu yaparken hızını kaybetmiş, “Ufak Tefek Cinayetler” (Star TV) bir hızlanıp bir frene basarken, iddialı bir yapım o geceyi çok kolay fethedebilir...
Bana göre iyi olmuş. Bakalım reyting listesinde izleyici de aynı fikirde olacak mı?
