UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

SURVIVOR DİZİLERİ TAHTINDAN EDER Mİ?..

TV yazarları bugünkü köşelerinde yine oldukça önemli ve dikkat çeken konulara değindiler. İşte sizin için derlediğimiz yazılar…

SURVIVOR DİZİLERİ TAHTINDAN EDER Mİ?..

ALİ EYÜBOĞLU-MİLLİYET

BU NASIL ARAŞTIRMA?

Son günlerde bir üniversitenin yaptırdığı belirtilen “En Prestijli Meslekler” listesi dolaşıyor sosyal medyada…

Meslekleri, listenin üst sıralarında yer alanların gururla, sonlarda olanların ise “Okuyun da halimizi görün” dercesine sitemle paylaştığı bir araştırma bu.

100 üzerinden 55,7 puanla “tıp doktoru”nun birinci olduğu listede 10,3 ile “asker” 9’uncu, 5,3 ile “Jandarma” 16’ncı…“Jandar-ma”nın “asker”den ayrı bir meslek olarak listede yer alması şaşırttı mı sizi?

Sıkı durun o zaman.Çünkü “Ses sanatçısı”nın 2,9 ile 19’uncu olduğu listenin 39’uncu sırasında yüzde 0,1 ile “Şarkıcı”lar var… Şaka gibi!Araştırmayı hazırlayan akademisyenlerin, meslekleri kategorilere ayırırken yaptıkları bu teknik hataya bir açıklama getirmesi gerekmez mi?

Meslek değil, rütbe

Bu konu hakkında internette araştırma yaparken, geçen yılki bir listeyi gördüm. İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nün “Türkiye’de Çalışma Yaşamı ve Mesleklerin İtibarı” araştırması da aynı…

100 üzerinden 88,3’le “Tıp doktoru”nun bir numara olduğu listenin altıncı sırasında yüzde 78.31 ile “General”, sekizde yüzde 77,9’la “Yüzbaşı” var. Dansözlerin sonuncu olduğu 126 meslek grubunun listesinde “Gazeteci” ise yüzde 60,7 ile 45’nci…TÜBİTAK’ın desteklediği bir araştırmada bile kategorik bir yanlış yapılıyorsa, inancım olmaz buna…

“Yüzbaşılık” bir meslek mi?

Benim bildiğim “Subay”lık bir meslek. Asteğmen, teğmen, üsteğmen, yüzbaşı, binbaşı, yarbay, albay, “Subay”lık mesleğinin rütbeleri..

O yüzdendir ki son günlerde sıralamada en altta çıkanların görenlerin ibret alması için paylaştıkları bu listeler inandırıcı gelmiyor bana…

Başta gazetecilik olmak üzere bazı meslekler son yıllarda itibar kaybına uğradı mı?Evet…

Kimse kusura bakmasın, ama yıllardır televizyonların, sadece önde oldukları kategori veya saat dilimlerini baz alıp, kendilerini birinci ilan etmeleri gibi bu araştırmalar da güven vermiyor bana…

ŞİMDİ ANTALYA’DA OLMAK VARDI!

Antalya Büyükşehir Belediyesi, Akdeniz Üniversitesi’yle birlikte çok güzel bir kampanya başlattı. 60 yaş ve üzerindekilerin yararlandığı bu kampanyanın adı “Tazelenme Üniversitesi”…1000’den fazla Antalyalının katıldığı bu kampanyanın amacı, insanları çekildikleri köşelerden alıp, güzel vakit geçirecekleri yeni hobilerle hayatın içine katmak…

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel önderliğinde başlayan bu kampanya ne mi vaad ediyor katılımcılarına?Uzmanlar; beslenme, diyabet, miras hukuku, arkeoloji, aşçılık, tamirat işleri, resim ve müzik gibi hobiler öğretiyor “Tazelenme Üniversitesi”nin katılımcılarına…Belediye, bir de “Buluşma Günleri” düzenledi ve kursiyerleri Nükhet Duru’yla buluşturdu…

GÜNÜN SÖZÜ

Gelişmiş ülke, fakirlerin bile otomobile bindiği ülke değil, zenginlerin bile otobüse bindiği ülkedir. (Gustavo Petro)

 

OYA DOĞAN-VATAN

SURVIVOR DİZİLERİ TAHTINDAN EDER

Şimdi bir iş düşünün! Tüm karakterler gerçek, çoğunluğunu bugüne kadar ekrandan tanıdınız. Hatta birçoğunun açken, sinirliyken, bir adaya hapsedilmişken, kaybettiğinde, kazandığında neye dönüşeceğini de biliyorsunuz. Müzik altı bakışmalar yok, kavga var. Saçma sapan bir karşılaşma yok mücadele var. Yalılarda kurulmuş harika sofralar yok, açlık var. Arkadaşlık yok ayak kaydırmaca var. Hal böyle olunca ortada gerçek bir his var. 10 Şubat Cumartesi akşamı Survivor başlıyor. Ünlüler Takımı açıklandı. Nihat Doğan’dan Turabi’ye, Merve Aydın’dan Hakan Hatipoğlu’na, Hilmicem’den Murat’a, Nagehan’dan Adem’e renkli bir kadro var. Nihat Doğan ve Turabi yan yana geldiğinde oluşacak etkiyi tahmin bile edemiyorum. Üstüne oyunlar, deniz, güzel müzikler de eklenince bu sene Survivor yine çok konuşulacak gibi görünüyor. Demedi demeyin önümüzdeki haftadan itibaren Survivor çok konuşulur, ardından da dizileri tahtından eder!

Masum’un Hikayesi yayında!

Blu TV’nin ilk dijital dizisi Masum yaklaşık bir yıl önce yayınlanmıştı. Berkun Oya’nın yapımcılığını ve senaristliğini,  Seren Yüce’nin yönetmenliğini üstlendiği dizide; Haluk Bilginer, Ali Atay, Serkan Keskin, Okan Yalabık, Nur Sürer, Tülin Özen, Mehmet Özgür, Bartu Küçükçağlayan gibi çok iyi oyuncular rol almıştı. Şimdi Blu TV Masum’un kamera arkasını bir yıl sonra yayınlamaya başladı. Masum’un Hikayesi olarak yayınlanan, Türkiye’nin ilk dijital platformunun dizisinin perde arkasını izleyebiliyorsunuz. Kamera arkası izlemeye bayılırım. İşin ardında neler yaşandığını görmek beni o projeye yaklaştırıyor. Çok geç yayınlandığını düşünüyorum ama yine de Masum’un Hikayesi’ni keyifle izledim.

Nimet Öner’den  Elif Duruşlum

Şairlere olan sevgimiz başkadır. Ama yeni dönem şairleri pek tanımadığımı fark ettim. Geçtiğimiz günlerde Nimet Öner’le tanıştım. Kendisi bir şair. Eylül ayında Elif Duruşlum adlı şiir-deneme kitabı Tunç Yayıncılık’tan çıkmış. Hemen kitabını alıp şiirleri okumaya başladım. Samimi ve insanın yüreğine dokunan bir üslubu var Nimet Öner’in... Van’da doğmuş, kalabalık bir ailede sevgiyle büyümüş. Şiirle babasının annesine yazdığı şiirler sayesinde tanışmış. O gün şiiri “Tüm duyguların en suskun hali ve aynı zamanda da en büyük çığlığı olarak fark ettim. Ve başladım yazmaya... Bazen suskunluğuma ses, bazen de sesime sessizlik oldu” diyor Öner. Şiir seviyorsanız Elif Duruşlum size de ses verecektir.

 

MEVLÜT TEZEL-SABAH

Mesam böyle gelmiş böyle gider

GÜNAYDIN'ın gündeme getirdiği MESAM'daki şeffaflık tartışmasında, Arif Sağ'ın hakkında ortaya atılan iddialara yanıt vermesi gerektiğini yazmıştım.

MESAM'dan bir basın açıklaması geldi; sonra da Arif Sağ, Kelebek'ten Cengiz Semercioğlu'na konuştu.

Sağ, MESAM'da sekiz sene başkanlık yaptığı dönemde Orhan Gencebay'ın uzun süre yönetim kurullarında görev aldığını ve sonra ona başkan olması için destek verdiğini söylüyor.

Sağ, yaşanan anlaşmazlıkların temelini de şöyle özetliyor: "Orhan Gencebay hayata şöyle bakıyor; bir tarafta Türkiye'deki bütün eser sahipleri, yapımcılar var, bir tarafta da Orhan Gencebay tek başına." Anladığım kadarıyla Gencebay kendi kadrosunu kurmak istemiş ama buna Arif Sağ ve MESAM yönetimi izin vermemiş. Gencebay da istifa etmiş.

Sağ'ın, "Gencebay bir sene başkan kalacağına söz verdi ama sekiz ay fazla başkanlık yaptı" sözü ise MESAM'daki işleyişi ne kadar bozuk olduğunu gösteriyor. Elbette verilen söz önemlidir ama on binlerce insanın telif hakkının peşinde koşan MESAM'ın bir yönetmeliği yok mu? Başkanlık süresi belli değil mi? Elbette bellidir ama Sağ ile Gencebay kendi aralarında anlaşmışlar, sonra da bozuşmuşlar falan filan...

Sağ, "Sanatçılar haklarını alamıyor, devlet MESAM'a denetçi atasın" önerisine de şu yanıtı veriyor:

"Yılda üç-dört kere denetleniyoruz.

İç denetim var. Özel denetim kurumları denetliyor.

Bunun dışında bakanlık da denetliyor.

Bugüne kadar telif kurumlarında herhangi bir olay olmamıştır. Olamaz, mümkün değil." Arif Sağ gibi değerli bir sanatçı yalan söylemez herhalde.

Peki, MESAM yönetimi işini iyi yapıyor mu? Bu konuda da ekstra bir denetime ihtiyacı yok mu?

Sağ kendi ağzıyla söylüyor:

"Almanya 1.5 milyar dolar topluyor teliften. Türkiye'de dört kurumun topladığı para 60 milyon doları geçmiyor.

Mesela Yunanistan'ın telif geliri bizimkinin dört katı." Elbette teliflerin istenen düzeyde toplanamamasında kanunların yetersizliğinin de etkisi var ama yeni telif yasasından sonra gelirin artması gerekmiyor mu? MESAM ve diğer kurumlar işlerini iyi yapsalar, sanatçılar daha çok kazanacak!

Geçtiğimiz hafta 'MESAM hep aynı' başlıklı yazımda da belirttiğim gibi; bu kurumdaki tartışmalar, kavgalar bitmedi ve hiç de biteceğe de benzemiyor.

10 milyonluk Yunanistan, 80 milyonluk Türkiye'nin dört katı telif topluyorsa, MESAM ve diğer kurumlardaki herkes şapkasını önüne koyup düşünmeli!

İşte delikanlı Alman

Alman meclisinde Sol Parti vekilleri Afrin'de öldürülen teröristler için yas tuttu, terör örgütünü simgeleyen fularlarla meclise gitti.

Alman meclisinde Sol Parti Eş Başkanı Katja Kipping, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Afrin harekatını kınadı ve Alman hükümetinin bu operasyonu kınayan bir açıklama yapmamasına şöyle tepki gösterdi: "Sizin suskunluğunuz Erdoğan'ın önünde diz çökmektir. Bu suskunluğa son verin. Türkiye ile planlanan her türlü askeri iş birliğini durdurun." Daha sonra Almanya için alternatif (AFD) partisinin vekili Petr Bystron söz aldı ve "Türkiye, Almanya'nın terör örgütü olarak gördüğü PKK'nın uzantısı YPG ile savaşıyor. Sizin derdiniz ise Marksist PKK'lı dostlarınızın vurulması.

İllegal gruplar üzerinden para toplayıp silah alarak PKK'ya yardım ediyorsunuz" dedi.

İşin garibi, AFD sağcı bir partidir, Almanya'daki yabancıları sevmezler. Helal olsun Petr Bystron'a... Afrin'le ilgili tam kitabın ortasından konuşup solcuların PKK konusunda iki yüzlülüklerin yüzlerine vurmuş, meseleyi özetlemiş. Asıl üzücü olan, 3 milyon Türk'ün yaşadığı Almanya'da bunu söyleyecek bir Türk vekilin çıkmaması.

Türklerin oyları genelde sol partilere gidiyor ve seçilen Türk asıllı vekiller de ülkemizi kötü duruma düşürmek için ellerinden geleni yapıyor. Meseleye bu açıdan baktığınızda Petr Bystron'ın sözleri daha da anlam kazanıyor.

Teşekkürler Bystorn.

Yok artık Amazon!

 Dünyanın en değerli (151 milyar dolar) markası Amazon, çalışanlarının iş verimliliğini takip etmek için elektronik bilekliğin patentini aldı. Amazon ileride, çalışanlarına elektronik bileklik takıp gün içerisinde hareketlerini takip ederek iş verimliliğini ölçmek istiyor. Yani 'Sen tuvalette şu kadar kaldın, kahve ve sigara molasını uzattın' vs. diyerek çalışanların üzerine kabus gibi çökecekler. Amazon, çalışanlarından bir saatte 100 ürün paketlemeleri istiyormuş.

Bu haberi okuyunca Charlie Chaplin'in 1936 yapımı meşhur 'Modern Zamanlar' filmi aklıma geldi.

Filmde işe ara vermesin diye Chaplin'in yemeğini bile makineler yediriyordu.

İşte bunlar hep vahşi kapitalizm.

Değişen bir şey yok!

Amazon, kölelik sistemini de geri getirmek istiyor mu acaba?

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13
ETİKETLERköşe yazarları