UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

SİYAH BEYAZ AŞK DİZİSİ "BU NE SEVGİ" DEDİRTTİ!..

TV yazarları bugünkü köşelerinde yine oldukça önemli ve dikkat çeken konulara değindiler. İşte sizin için derlediğimiz yazılar…

SİYAH BEYAZ AŞK DİZİSİ "BU NE SEVGİ" DEDİRTTİ!..

SİNA KOLOĞLU-MİLLİYET

FİNAL YAPACAK DİZİLER

Kanal D’de yayınlanan ‘Kızlarım İçin’ dizisi final yaptı. ‘Meryem’ hiç parlak gitmiyor, muhtemelen final yapacak. ‘Gülizar’ın ilk bölümü fena değildi fakat, sonuçlar beklenenin altındaydı. AB’de iyi ama total çok aşağılarda...

Toparlanmazsa, gider. Star TV’nin iki dizisi ‘Hayat Sırları’ ve ‘Babamın Günahları’ final yaptı. ‘Siyah İnci’nin de eli kulağında...

Kalp Atışı’ durdu

Show TV’nin ‘Kalp Atışı’ dizisi, 28 bölüm dayandı. 140 dakika ortalamada bu başarı sayılıyor. Yeni başlayan ‘Yuvamdaki Düşman’ da parlak gitmiyor. Bu haliyle final yapar. Yazık olanlardan biri... Kendi entrika kulvarında eli yüzü düzgün bir iş. Ne kadar daha yukarı tırmanır, göreceğiz.

ATV’nin dizileri

ATV’nin 7 dizisi de total izleyicide beğeni topluyor. En düşüğü, 108’inci bölüme gelen ‘Kırgın Çiçekler’in son yayınlanan bölümü, yüzde 4.63. Dizinin muhtemelen son sezonu olacak.

‘Bahtiyar Ölmez’, son bölüm yüzde 4.71oranını yakalamış. Belki önümüzdeki sezon onu da göremeyebiliriz. Sonuçta totalde direniyorlar. ‘Aşk ve Mavi’, ‘Kanatsız Kuşlar’ ve ‘Cennet’in Gözyaşları’, total izleyicide ortalamanın çok üzerinde bir izlenme oranı yakalarken, AB grubunda yüzde 3.5 oranlarını ancak yakalıyor. Sadece ‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’ ve ‘Sen Anlat Karadeniz’ her iki kategoride üst sıralarda. Özetle ATV, total izleyicinin kanalı diyebiliriz.

Yeni gençlik kanalı

Milyon TV, testten sonra normal yayına başladı. Kanalın başında Umut Kuzey var. Ekranda, özellikle rock müzik gruplarının tanınmasında büyük emeği geçti. Sonra işadamı oldu. Başta Zeytinli Rock Festivali olmak üzere adeta ‘Türkiye’de festival tekeli’ haline geldi. 11 festival yapıyor. Şimdi müzik ağırlıkta kanal kurdu. Özellikle canlı yayın, konser ve performanslar ekrana geliyor. Mesela bu yıl yapılacak 11’inci festivalin (Ankara, Çukurova, Samsun, Mersin,  Kuşadası gençlik ve rock festivalleri) tümü canlı yayınlanacak. Bunun yanı sıra bağımsız konserler de var. Mesela Manga’nın yılbaşı konseri canlı yayınlandı. İskender Paydaş’ın senfoni konseri de canlıydı. Ayşe Özok, Gizem Ertürk ve Zeynep Bozkaya sinema, moda ve burç konularında program yapıyor. Ömür Gedik, ‘Gece Sahnesi’yle 5 Şubat’ta geliyor. Umut Kuzey de ‘Akustik Sohbetler’le ekranda olacak. Gün boyu farklı DJ’ler eşliğinde müzik klipleri dönecek. Kanal, Digiturk’te ve uyduda yayında. D-Smart’ta ise bu ay yayına geçecek.

 

MESUT YAR-POSTA

İmkansız diye bir şey yok!

Olmaz denilen oldu. “Ekranın en zor akşamı çarşamba” mazereti iki haftalık bir zamanda son buldu. Üç sezondur neredeyse milli maç dahil üstüne bir basamak konulamayan “Diriliş Ertuğrul” dizisi, “Sen Anlat Karadeniz” isimli dizi tarafından geçildi. Üstelik toplam izleyici grubunda...

Bunun meali çok açık. Yaptığınız işin matematiğini doğru, efekti de geniş tutulabilirse TV’de imkânsız diye bir şey yok. Bu da bir delil olarak dursun şu köşede...

Ha gelelim bana. Diziyi ikinci bölümünde de dikkatle izledim. Mehmet Ali Nuroğlu’nun canlandırdığı Vedat karakteri geninde vicdansızlık olan ciddi bir kalabalığın aynası...

O vicdansızlığın hücrelerini tanıyabilmek için “Sen Anlat Karadeniz”i izlemeye devam edeceğim. Sizin izleme nedeninizi bilemiyorum tabii...

Ah şu sosyalliğimiz...

“Kalbimdeki Deniz” (FOX) dizisinde anne ve babaları büyük bir aşk yaşayan, ileride üvey kardeş çıkma ihtimali çok yüksek olan Ece ve Yosef nihayet nikah masasına oturdular…

İşin ilginç olan yanı nikahtan birkaç gün önce Ece’yi kaçırtan Raşel de Deniz’le dünür olarak nikah törenindeydi. Deniz’in en yakın arkadaşı ve en hırçın düşmanı olan Hülya da öyle. Hatta Deniz’e “iffetsiz”, “hırsız” gibi iftiralar atan eski komşu Fikriye de kendisini aratmayan kızı Figen ile birlikte salondaydı...

“N’oldu” derseniz; tüm kötülükler unutulup herkes çılgınca çiftimizi alkışladı.” Tıpkı “Kırgın Çiçekler”, “Ufak Tefek Cinayetler” gibi dizilerde olduğu gibi yapılan tüm kötülüklere fütursuzca alkış tuttular. Yemişim böyle sosyalliği!

Aşk-ı Fazilet mi?

“Fazilet Hanım ve Kızları” (Star TV) dizisinde saplantılı aşık Selin, kocası Yasin ile kendisini Egemen Konağı’na getirtmeyi başardı...

 

Böylece daha önce bu dizi için yapılan “Aşk-ı Memnu” öngörüsü de gerçekleşmiş oldu. Yasin’in bir türlü unutamadığı aşkı Ece Egemen (yani Selin’in babası, Hazım Egemen’in karısı) ile aynı konakta olmasından kaynaklı zor bir süreç başladı...

Dizide Ece ve Yasin’in her davranışı “Aşk-ı Memnu”nun Bihter ve Behlül’ünü hatırlatıyor haliyle...

Bakalım birbirleriyle gizlice görüşme çabasında olan ikiliyi önce kim yakalayacak kış bahçesinde? Durum bu olunca soru da “Aşk-ı Memnu”dan esinleniyor ister istemez!

Ben de imzamı basarım!

Dün itibarıyla Müge Anlı, atv’de yayınlanan “Tatlı Sert” programına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’ı canlı bağlantıyla konuk ederek hep bir ağızdan ‘Okuma Yazma Seferberliği’ başlattı. Bakın bu çok önemli.

POSTA Gazetesi’nin dünkü manşetinde Kadir Has Üniversitesi’nin hazırladığı Türkiye’nin Sosyal Profili raporu vardı. Raporun en acı nüfusun yüzde 70 gibi bir kısmının hiçbir şey okumadığını itiraf ettiği bir bölümdü...

Seferberlik ya da başka bir kampanya fark etmez. 80 milyonluk bir ülkenin utanacağı hiçbir şey kalmayana dek okuması, yazması, öğrenmesi ve bilmesi gerekiyor...

Seferberliğin altına imzamı atıyorum. Kim yerermiş, kim muhalefet edermiş ilgilenmeden hem de!

Bu ne sevgi ah!

“Siyah Beyaz Aşk” (Kanal D) zıt kutup bir ilişki olarak başlayan ve yalanlarla devam eden Ferhat ve Aslı ilişkisinde olayların aşka evrimini birlikte izledik. Bu tamam...

Ama malum dış etkenler sonucunda çift bir arada hiç mutlu olamıyor. Son yayınlanan bölümde Ferhat daha iki sahne önce “Seni seviyorum” dediği Aslı’ya yine sözde kızın iyiliği için boşanmak istediğini söyledi...

İki bölüm önce de aynı nedenlerle Aslı’nın boşanmak istemesine şahit olmuştuk. Doldur boşalt bir aşk izliyorum son zamanlarda tüm ekranlarda...

Tüm ilişkiler önce kayboluyor ardından o ilişkiyi tekrar yerine koymak için gerilimli mücadele yaşanıyor. Aşk ne renkte olursa olsun, geriyor adamı dizilerde. Net!

 

MEVLÜT TEZEL-SABAH

Arif Sağ, iddialara cevap vermeli

MESAM skandalını gündeme getiren GÜNAYDIN'ın deneyimli muhabiri Ömer Karahan, dün de arabeskin usta ismi Burhan Bayar ile konuştu.

Bayar; Orhan Gencebay'ın, MESAM başkanıyken dışlandığını ve görevinden el çektirildiğini iddia etti: "Arif Sağ ve ekibi, MESAM'ı soyuyor.

Devlet acilen bu işe el koymalı."

MESAM sorunu için bile devleti göreve çağırmak kulağa hoş gelmiyor ama MESAM'da bu sorunlar hep vardı ve böyle devam edecek gibi görünüyor. En azından Kültür ve Turizm Bakanlığı, MESAM'daki işleyişi düzene sokmalı.

Kültür Bakanlığı kontrolünde, yılda yaklaşık 140-150 milyon TL telif parasının, hak sahiplerine dağıtılması için müzik meslek birliklerinin kasalarına aktarıldığı söyleniyor. Bu paranın dağılımı ise şöyle oluyormuş: MSG 45 milyon TL, MESAM 45 milyon TL, MÜYAP 30 milyon TL ve MÜYORBİR 20 milyon TL.

45 milyon TL'nin; yüzde 23'ünün MESAM'a, yüzde 17'sinin stopaja, yüzde 7'sinin ise sağlık fonuna gittiği iddia ediliyor. Bu hesapla, eser sahiplerine yüzde 53 pay kalıyor. MESAM'ın aldığı pay yüksek... Yeni telif hakları yasasından sonra telif gelirindeki pasta hızla büyüyor. Otellerde, restoranlarda çalınan şarkılardan bile telif toplanıyor artık. Telif geliri arttıkça MESAM'daki kavgalar da büyüyor!

Orhan Gencebay'ın, kurul toplantılarının internetten canlı yayımlanmasını istemine oy birliğiyle karşı çıkıldıktan sonra istifa ettiği söyleniyor. Demek ki, MESAM'ın yönetimindeki çoğunluk şeffaflık istemiyor. MESAM çalışanlarının genelde Arif Sağ'a biat eden kişilerden oluştuğu ise bir başka iddia.

Arif Sağ gibi değerli bir müzisyenin adam kayırma ya da yolsuzluk gibi olaylara bulaşmayacağını umuyorum. Sağ, acilen hakkında ortaya atılan iddialara açıklık getirmeli.

Günaydın etkisi

Türkiye'de yazılı magazin basını ile TV magazinini ikiye ayırmak gerekiyor. TV magazinciliği, kalite olarak yerlerde sürünüyor. TV magazin programları; Yeşim Salkım- Seren Serengil- Gülben Ergen-Hande Yener-Demet Akalın beşgeni üzerinde dönen kadınsal çekişmeler ve seviyesiz tartışmalara odaklanıyor.

Oysa magazin; insanların kafasını dağıtacağı, ünlüler hakkında merakını gidereceği pembe habercilik demek. Magazin, insanlara keyif vermeli ve esprili olmalı.

Ne yazık ki; yazılı magazin basını da zaman zaman TV'deki seviyesiz magazinin etkisine giriyor; en azından bu kavgaları haber yapmak zorunda kalıyor. Bu noktada GÜ- NAYDIN ekibinin fark yarattığına inanıyorum. GÜNAYDIN'da yersiz ve seviyesiz polemikler yerine, pozitif ve eğlenceli haberlere, röportajlara yer veriliyor. En çok hoşuma giden ise; GÜNAYDIN'ın köşe yazarlarına çok sık malzeme vermesi... Sinan Özedincik yönetimindeki GÜNAYDIN ekibinin özel haberleri ve röportajları, kamuoyunda da tartışma yaratıyor. GÜNAYDIN'da; toplumu ilgilendiren, kültür-sanata katkısı olan magazin haberlerini ve röportajları da okuyabiliyorsunuz.

Örneğin; günlerdir GÜNAYDIN'ın MESAM haberleri konuşuluyor. Bu haberlerden sonra Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın, MESAM ve telif hakları konusunda eser sahiplerinin yararına harekete geçmesi beklentisi oluştu. Şarkıcılar, besteciler ve söz yazarları, telif haklarını adil bir şekilde paylaşırsa; bu, daha çok eserin ortaya çıkmasına neden olur ve sonunda kazanan da halk olur.

Yıldırımsavar!

Galatasaray'da 17 maçta forma giyen ve bir gol atıp üç asist yapan Badou Ndiaye, 16 milyon Euro bedelle Stoke City'ye satıldı. Fenerbahçe'de dokuz maçta forma giyen ve üç gol, iki asist yapan Ozan Tufan ise hâlâ kadro dışı.

Tufan'ın Crystal Palace'a gidememesinde kadro dışı olmasının da etkisi var. Bu arada Badou 27, Ozan ise 22 yaşında... Elbette Ozan, kimilerine göre başarısız. Burada asıl tartışma konumuz ise Fenerbahçe'nin kötü yönetilmesi. İlkokul çocukları bile, Futbol Manager oynarken verim alamadıkları futbolcuları takımda oynatıp ya da en azından kadro dışı bırakmadan, en iyi paraya elden çıkarmaya çalışır. Taraftar, Aykut Kocaman'a çok yükleniyor.

Haklılar; Kocaman, kötü ve sıkıcı futbol oynatıyor ama eldeki malzemeye de bakmak lazım. Dikkat edin; futbol camiası Aziz Yıldırım'ı değil, Aykut Hoca'yı tartışıyor. Aykut Hoca, sanki paratoner (Yıldırımsavar) görevi üstleniyor!

Yapma Mazhar Abi!

Mazhar Abi (Alanson) bir radyo programında, 1985 Eurovision Şarkı Yarışması'nda 'Diday Diday Day' şarkısının 15'inci olduğunu ancak bu parçanın 15'inci olmayı hak etmediğini belirtip Sertab Erener'in Eurovision birinciliğinin de politik olduğunu söylemiş: "Avrupa ülkeleri politiktir, birbirlerini tutarlar. Diyeceksiniz ki, 'Ama Sertab birinci oldu.' Evet, Sertab çok güzel bir şov sundu. Fakat o sene biz, Amerika'nın Irak'a girmesine müsaade etmedik. Avrupalı'nın sırtımızı sıvazladığı, 'Aferin' dediği bir seneye rast geldi Sertab'ın birinciliği."

Evet, yıllarca komşu oyları ve politik oylarla Türkiye'nin hakkı yendi ama Mazhar Abi'nin unuttuğu bir şey var. Sertab'ın birinci olduğu 2003 yılında Eurovision'da halk oylamasına geçildi. O yıl SMS ve televoting sistemi mecburi oldu ve gurbetçi oyları Sertab'a aktı.

'Sertab'ın birinciliği politikti' demek hem sanatçıya haksızlık, hem de mantık dışı. Ne yani, Avrupalı politikacılar, 'Türkiye ile aramız iyi' diye halkı organize edip Sertab için toplu oy mu kullandırdı? Hakkını yemeyelim; Sertab'ın şarkısı ve şovu güzeldi. 'Diday Diday Day' da 2003'te Eurovision'a katılsaydı, birinci olabilirdi.

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13
ETİKETLERköşe ayazarları