SİNA KOLOĞLU-MİLLİYET
FENERİN MAÇLARI ATV’DE
Ziraat Türkiye Kupası maçları, malum üç büyükler devreye girince daha da renkleniyor. Bu karşılaşmaların tümünü yayınlayan yayıncı kuruluşun keyifli zamanları da o zaman başlıyor. Son 16 takım maçlarında devreye giriyor Galatasaray, Beşiktaş ve Fenerbahçe... Üç kanaldan yayınlanıyor karşılaşmalar. A Spor, yeni yeni, A2 kanalını bu maçların hizmetine veriyorlar ve ana kanal ATV... Şüphesiz, izlenme oranı ve kaymak tarafı bu kanalda. Üç büyüklerin bu aşamada her biri, dört maç oynuyor. Baktım, Fenerbahçe’nin karşılaşmaları ne tesadüf ATV’de yayınlanıyor. Salı günü kanalın iddialı dizisi ‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’ var. Diğer iki kulüp maçları salı günü olunca, iki kanala dağıtılmış. Çarşamba, ATV’nin dizisi yok, yarışması var. Ee maç yayını bir şans gibi duruyor. Fikstür ve karşılaşmalara bakınca öyle olmadığı görülüyor.
Çarşambalar kime?
Adana Demirspor-Fenerbahçe, Fenerbahçe-Adana Demirspor, Fenerbahçe-İstanbul-spor, İstanbulspor-Fenerbahçe... Bütün bu maçlar, çarşamba günü ‘prime-time’ ATV’de... Üç maç, ‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’ın yayınlandığı salı gününe denk gelmedi. Galatasaray ve Beşiktaş’ın maçları da nedense hep salı günlerine tesadüf etti. Sadece son maçlarda ufak bir değişiklik oldu. Osmanlıspor-Beşiktaş karşılaşması bugün ATV’de yayınlanacak.
Dizinin yerine...
Bu sefer fikstür biraz sıkıştı. Fenerbahçe’nin maçı salı günü oynandı (Bu yazıyı yazdığım günün akşamında maç oynandı). İlk defa ‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’ sezon içinde dinlenmede... ‘Cennet’in Gözyaşları’ maçtan sonra ‘kolaj’ vaziyetinde süreyi tamamladı.
Onların reytingi yok!
Bu durum karşısında, “Olur mu efendim, özel bir durum yok” diyeceklerdir. ‘Fenerbahçe’nin reytingi var’ fikri, bizim medyaya yer etmiştir. Yazılı basın da öyledir. Ziraat Türkiye Kupası yayınları sanki bunu doğrular gibi... Galatasaray ve Beşiktaş yönetimleri bugüne kadar yayınlardaki bu durumu fark etmediler mi? Fenerbahçe’nin tüm maçlarının ATV’den yayınlanması bir tesadüf mü?
NİHAYET TRT MÜZİK!
Müzik kanalının görüntü ve ses kalitesinin yüksek olması lazım. TRT Müzik, nihayet HD yayına geçti. “16 Ocak Salı gününden itibaren HD yayınlarımızla izleyicilerimizin karşısında olacağız” diye bir basın bülteni gönderdiler.
Dream TV de geliyor
Bir Dream TV kalmıştı. Kulağıma gelen, teknik olarak HD yayın yapacak duruma gelmişler. En geç şubat ayının başında, müzikseverler kanalı, HD kalitesinde izleyebilecek.
MESUT YAR-POSTA
ÇUKUR İSTANBUL'UN NERESİNDE?
Sanıyorum “Çukur” (Show TV) dizisiyle ilgili en çok merak edilen ayrıntı bu. Ve sorular art arda geliyor; “‘Çukur’ diye bir semt var mı?”, “Varsa dizi orada mı çekiliyor?”, “‘Çukur’ nerede çekiliyor?”...
Hemen yanıtlayalım. “Çukur” semti İstanbul’da bir değil birkaç yerde var. Daha doğrusu mahallelerin adı öyle geçiyor. En bilineni Taksim Tarlabaşı’nın hemen arka aşağısında bulunan bir mahalle...
Ama dizi orada çekilmiyor. Dizi platosunu İstanbul’un hemen her tarafına kurmuş. Ağırlıklı olarak Balat, Zekeriyaköy ve Rumeli Kavağı tarafında çekiliyor...
Yerleşik bir platosu yok. Küçük platocuklar var. Onların adreslerini de çekimlere denk gelen birkaç şanslı izleyici ya da bölümlük oyuncular biliyor...
O güzel kanal dönüyor!
Uzun yıllar önce yayında olan TRT 2 kanalı popüler kültürden uzak daha çok kültür, sanat ve kısmen eğlence kanalıydı. Sonra frekansını TRT Haber ve kurumun diğer kanallarına bırakıp aramızdan ayrılmıştı...
Şimdi yayın hayatına dönüyor. Aylar önce bu köşeye düştüğüm müjde önceki gün itibarıyla Genel Müdür İbrahim Eren tarafından açıklandı...
Kendi adıma bunu, birbirinden değerli işlere imzasını atan kurumun son zamanlardaki en değerli girişimi olarak görüyorum. Çünkü kültürü popülerlik cenderesinden çıkarıp, sanatı kitlelere sevdirecek bir misyonu kamu kanalından başka üstlenecek cesarete sahip bir yayıncı kuruluş yok!
Bizi gülümsettiğin her an için!
Türkiye, Turan Özdemir’i “Dondurmam Gaymak” filmiyle tanımıştı. Muğla’da Muğlalıların oynadığı müthiş bir kolektif filmdi. Yönetmen Yüksel Aksu’yu da bir anda popüler yapmıştı...
Sonra Turan ağabeyi bazı TV işlerinde gördük. “Pis Yedili” dizisinin “Hasan Paşa” karakteri sanırım en unutulmaz olanlardandı...
Son olarak yayından kalkan “Dostlar Mahallesi” dizisi için Bodrum’dan İstanbul’a gelmişti. Ve önceki gün geçirdiği kalp krizi nedeniyle aramızdan ayrıldı...
Belki birçoğunuz bilmez. Turan ağabey yolda gördüğü bir kediyi kurtarmaya çalışırken kendisine motosiklet çarpmıştı. Birkaç ay yoğun bakımda kaldı. Öyle incelikli bir adamdı. Ayağa kalktı ve işine devam etti. Öyle tutkulu bir aktördü. Sessiz sedasız aramızdan ayrıldı. Öyle de mütevazı bir insandı. Şimdi söyleyin bakalım, kendisini kolay unutabilir miyiz? Nur içinde yat Turan Özdemir. Bizi gülümsettiğin her an için ayrı ayrı...
ARTIK İKİ CANLI
Ve durumunu canlı yayında açıklayan sunucular arasına Zahide Yetiş kardeşim de katıldı. Kendisi, Allah bir avazda kurtarsın; üç aylık hamileymiş. Anın heyecanıyla bu haberi ekrandan sevdikleriyle bölüşmesi kimine göre normal kimine göre “gereksiz”...
Ama daha önce Esra Erol’un yaptığı gibi açıklamadan sonraki her gün izleyeni bir tık daha artacak. Artık o herkesin gelini herkesin kızı olmuştur...
Ben kimisi inanmasa da nazara hep dikkat ederim. Bu tip güzelliklerin saklanacak bir şey kalmayana kadar açıklanmaması tarafındayım. Ama olsun, ziyanı yok...
En azından üstüne titreyeceğimiz bir sunucumuz oldu. Dilerim Show TV de iki can ekrana çıkan Zahide’nin doğum hediyesini hazırlamaya başlar. Malum eskiler “bebek rızkıyla gelirmiş” der. Ne mutlu ve maşallah!
'DAHA'YI UNUTAMAYIZ
Tüm bu kargaşa içerisinde Onur Saylak’ın ilk uzun metrajlı filmi “Daha” gösterime girdi. “Arif V 216”, “Aile Arasında”, “Deliha 2” gibi daha popüler ve magazine açık filmlerin arasında kaybolup gitme ihtimali bulunduğunu düşünüyorum...
Vallahi gönlüm elvermiyor. Yönetmenlik sevdası için oyunculuktan vazgeçme noktasına gelen Onur Saylak önümüzdeki ay 65 yaşında Alzheimer hastası bir seri katilinin hikayesinin anlatıldığı “Şahsiyet” isimli dizi için yönetmen koltuğuna oturacak...
Onur Saylak, Puhu TV’de ekrana gelecek olan mini dizi için halen Tevfik karakterini canlandırdığı “Vatanım Sensin” (Kanal D) dizisinden de ayrılıyor...
Neyse. O değil de tam da “Daha” hakkında endişelerim varken, önceki akşam “Çukur” (Show TV) dizisinde Sena ve arkadaşı “Daha” filmine giderek Onur’a sağlam bir selam çaktı...
Gerçi salondaki yerlerini aldıktan sonra susmak bilmediler ama neyse ki film başlamamıştı. Yoksa izleyenin aklında film hakkında “acaba?” oluşabilirdi...
Sanırım Onur, Ay Yapım’ın selamını almıştır; bakalım nasıl yanıtlayacak?
OYA DOĞAN-VATAN
BALDAN KARANLIK SİZE “KARIN TOK KALP AÇ!” DİYOR
Cumartesi akşamı Toy Sahne’de Kemal Hamamcıoğlu’nun yazıp yönettiği, Metin Akdülger’in tek kişilik oyunu Baldan Karanlık’ı izledim. Gitmeden önce oyun hakkında hiçbir şey araştırmadım.
Çünkü Kemal Hamamcıoğlu’nun kelimelerine teslim olmak benim için artık keyif haline geldi. Her seferinde bambaşka bir hikayede, belki de benimle hiçbir ilgisi olmayan bir hikayede kalbime bastırdığını hissediyorum. Nasıl bu kadar derin bir yerden duyguların röntgenini çektiğini anlamaya çalışıyorum. Galiba bu kadar derine inebilmek için önce senin kalbini saf tutman gerekiyor. Kemal o saflığı korumak için çaba sarf eden kişilerden biri... Çünkü bu devirde kötülüğü seçmek çok kolay, mesele iyi kalabilmek için mücadele etmek! Baldan Karanlık’la bu defa bizi hayvanların duygularıyla tanıştırıyor Kemal. Oyuna girmeden önce size bir kağıt veriliyor. O kağıtta oyundaki bazı isimlerin ne anlama geldiği yazıyor. Ondan sonra da Metin Akdülger’in muhteşem performansına teslim oluyorsunuz. Sevmesini bilen Şımarık adlı köpek olarak sizi bambaşka bir yolculuğa sürüklüyor. “Karın yok, kalp aç” diyerek yüreğinize bir bıçak sokup çeviriyor. Oyunu izlerken oradan oraya koşturan, düşen kalkan, sürüklenen, tırmanan Şımarık olarak Metin Akdülger’i yüreğim ağzımda izledim. Şimdi bir yeri acıyacak diye de korktum. Baldan Karanlık size “Görmediklerim görünmez değilmiş, hiç sevilmemişler o kadar” diyerek 70 dakikalık bir sorgulama sunuyor. Oyun, 20 ve 27 Ocak’ta Toy İstanbul Maçka’da... Mutlaka izleyin, yanınızda mama götürürseniz sokak hayvanlarına ulaştırıyorlar. Siz de görmediğiniz sevilmemişler için bir adım atın!
Babamın Günahları İçerde’ye benziyordu
ANS-Abdullah Oğuz, Evren Oğuz, Selen Sevigen, Mahmut Kayımtu’nun yapımcılığını, Ahmet Saatçioğlu’nun proje tasarımını, Ahmet Saatçioğlu, Berfu Ergenekon, Feraye Şahin, Ayşe Bengi, Murat Uyurkulak’ın senaryosunu, Yıldıray Gürgen’in müziklerini, Abdullah Oğuz’un yönetmenliğini üstlendiği Babamın Günahları, çarşamba akşamı Star TV’de başladı. Kadir Doğulu, Melisa Sözen, Mustafa Uğurlu, İsmail Demirci, Sezin Akbaşoğulları, Mehrnoush Esmaeilpour, Mustafa Açılan, Murat Atik, Gökçen Bilge Çiftçi, Tuan Tunalı, Ebru Aytemur, Serkan Şenalp, Gübenç Selekman, Memduh Kızılkula, Rıza Karaağaçlı, Emine Umar, Fatih Hürkan, Ediz Utkucan, Deniz Derin Keskin’in rol aldığı dizi; ilk bölümde maalesef beklenen etkiyi sağlayamadı. Senaryosunu okumuş biri olarak beklentimin daha yüksek olduğunu söylemeliyim. Ne yazık ki, ekranda izlediğim işte eksiklik tasarımdı. Kore dizisinden uyarlama olan işin en büyük sorunu; kendi başına sağlam bir çatışması olan hikayeyi başka dizilere benzetme telaşıydı. İşin aksiyon tarafı İçerde’yi fazlasıyla anımsatıyordu. Keşke kendine has bir tasarımla bir dizi yapsalardı. O zaman ortaya daha iyi bir iş çıkardı. Dizi bu akşam ikinci bölümüyle ekrana gelecek. Umarım neredeyse her sahnede karşımıza çıkan, içimizi kıyan tema müziği de değişir. Babamın Günahları potansiyeli yüksek bir çatışmaya sahip! Oyuncular arasında kimya daha çok ortaya çıkarsa yükselişe geçme şansı artar. Herkesin emeğine sağlık!
MEVLÜT TEZEL-SABAH
Volkan Demirel resimden anlıyor
Fenerbahçe'nin tecrübeli file bekçisi Volkan Demirel; ressam Ali Elmacı'ya, eşi Zeynep Sever Demirel'in ve kızlarıyla birlikte yer aldığı bir portre çizdirdi. Demirel, portreyle birlikte çektiği özçekimi 'Eline sağlık' notuyla sosyal medyada paylaştı ama alay konusu oldu.
Demirel'in paylaştığı fotoğrafa 'Resmin kendisi bile isyan etti', 'Sanayide tabelacıya yaptırılmış portredir', 'Dadaist bir tavır söz konusu' yorumları yapıldı.
Fularımı takıp hemen konuya gireyim... Gerçeği, gerçeküstü karakterlerle resmeden, anlatımı, renk kullanımı ve sıra dışı grotesk kompozisyonlarıyla büyük övgü alan Elmacı, birçok başarılı sergiye imza attı. Elmacı aynı zamanda toplumda tartışma yaratan bir ressam. İki yıl önce Elmacı'nın, Osmanlı padişahı 2. Abdülhamid'in yüzünü kadın bedeni formundaki bir heykele resmetmesine tepki gösteren bir grup, Contemporary İstanbul'un açılış etkinliğini basmıştı. Herkesin zevki ve fikri kendine ama Elmacı'nın günümüzün tanınmış Türk ressamlarından biri olduğu gerçek.
Özetle Demirel Ailesi'nin resmine 'Bu mudur sanat' diyenlere, Volkan'ın 'Evet, budur' demek en doğal hakkı. Kaldı ki Volkan, resim sanatına büyük ilgi gösteriyor, tablolara iyi para harcıyor. Bu, tartışma yaratan tabloya da 50 bin lira ödediği söyleniyor. Çıkan haber ve tartışmalardan sonra 50 bini beşle çarpın derim. Aslında Volkan satın aldığı tablolarla daha sık haber olsa; oluşturmaya çalıştığı koleksiyonu daha da değerlenebilir.
Beton mikseri terörü
Önceki gün Beşiktaş'ta yolun karşısına geçmeye çalışan 75 yaşındaki Ayşe Özgen Şerefli'ye beton mikseri çarptı. Etiler'de meydana gelen kazada, Şerefli olay yerinde hayatını kaybetti, beton mikseri sürücüsü ise gözaltına alındı... Şoförün fazla bir ceza alacağını sanmıyorum, vay gidene!
Türkiye'de en ucuz şey insan hayatı!
Bu kaçınca beton mikseri kazası! Kaza literatürümüze beton mikserleri de girdi. Kentsel dönüşüm ve inşaat çılgınlığı yüzünden İstanbul'un her yer inşaat alanı; bir de şimdi beton mikseri terörü çıktı! Özellikle Beşiktaş, Kadıköy, Şişli gibi rantın yüksek olduğu ilçelerde beton mikserleri daha sık kazalara neden oluyor. Şoförleri, sefer başı prim aldıkları için şehir içinde hızlı gidiyorlar.
Beton mikserlerinin bu kadar çok ölüme yol açtığı başka bir ülke var mı? Bu
‘Kayhan’ ve benzerleri
Sinema yazarı Burak Göral; Şahan Gökbakar'ın yeni filmi 'Kayhan'ın afişin, öfkesine hakim olamayan genç bir sporcunun komedisini anlatan 'Goon' filminin afişine benzetmiş. Göral'ın da belirttiği gibi, hikayeler birbirine benzemiyor ama afişlerde bir benzerlik var. Bu arada dişlek 'Kayhan'ı, Metin Akpınar'ın 'Kibarcık' karakterine benzetenler de oldu. 'Kayhan', daha vizyona girmeden benzerlik rekoru kırdı ama çoğunuzun da bildiği gibi 'Kayhan', Şahan'ın TV skeçlerinde kullandığı bir karakterdi.
Obez araştırmasına gel!
'Ajans Press'in Dünya Sağlık Örgütü verilerinden ve medyada yer alan haberlerden edindiği bilgilere göre; Türkiye, en obez ülkeler sıralamasında dördüncü sırada. Türkiye'de her üç kişiden birisinin obezite sorunu yaşadığı belirlenirken; obezite, her geçen yıl medyanın gündeminde yer alan önemli sağlık başlıklarından birisi olmaya devam ediyor.
2015 yılında 23 bin 726 olan obeziteyle ilgili haber sayısı, 2016'da 24 bin 608, 2017'de ise 30 bin 925 oldu.' Bu haber birçok medya sitesinde 'Türkiye dünyanın en obez dördüncü ülkesi başlığı' ile çıktı. Evet, ülkemizde bir obezite sorunu var ama bir Akdeniz ülkesi olan Türkiye'nin en obez dördüncü ülke olduğuna inanmıyorum.
Kaldı ki, haber sayısına bakarak bir ülkedeki obez insan oranına ulaşmak çok saçma ve komik. Türkiye'de son dönemde en çok okunan, en çok tıklanan, en çok izlenen haber başlıkları arasında 'sağlıklı yaşam' yer alıyor. Haliyle sağlık haberlerinde bir enflasyon söz konusu.
Örneğin Canan Karatay'ın her açıklaması gündem yaratıyor, paylaşım rekoru kırıyor. Tek bir gazetenin sağlık haberi, yüzlerce internet sitesi ve TV kanalında kullanılıyor. 2017'de 30 bin haber çıkması, Türkiye'yi en obez dördüncü ülke yapmaz. Çıkan haberlerin hepsi farklı da olsa, haber sayısından yola çıkarak obezite ölçümü yapılamaz.
Bunu öğrenmenin en basit yolu, Türkiye'de yapılan kilo endeksi araştırmalarıdır.
