UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

MESUT YAR YAZDI: "TOLGSHOW KISA MI KESECEK?"

TV yazarları bugünkü köşelerinde yine oldukça önemli ve dikkat çeken konulara değindiler. İşte sizin için derlediğimiz yazılar…

MESUT YAR YAZDI: "TOLGSHOW KISA MI KESECEK?"

ALİ EYÜBOĞLU - MİLLİYET

‘SEN ANLAT KARADENİZ’ İÇİN 750 BİN TL ÇÖPE!

Beyaz TV’de yaptığımız ‘Söylemezsem Olmaz’ın canlı yayını 11.00’de bitti. ‘Sen Anlat Karadeniz’ dizisinin setine gitmek için bineceğim uçağın kalkış         saati 14.05’ti. O yüzden canlı yayın biter bitmez Fulya’dan Sabiha Gökçen’in yolunu tuttum.

Trabzon Havalimanı’ndan dizinin çekildiği evlerden birinin olduğu Sürmene ilçesine bağlı Gültepe Mahallesi’ne gitmem uzun sürmedi. Uçaktan indikten yarım saat sonra setteydim.

Cuma ve cumartesi gününü yakında ATV’de başlayacak ‘Sen Anlat Karadeniz’ dizisinin setinde geçirdim.

İki gün içinde dizinin yapımcısı ve kreatif direktörü Osman Sınav’la bolca sohbet ettim.

İlk kez Karadeniz’de dizi çeken Sınav’a, çekimler başladıktan sonra oyuncu kadrosunda yaptığı değişikliğin sebebini ve bunun kendisine maliyetini sordum.

Dizinin ilk bölümü için yaptıkları çekimleri izlediği gecenin sabahında ekibi toplayıp, aldığı radikal kararı açıklayan Sınav, bu değişikliği yapma gerekçelerini şöyle açıkladı:

Üç oyuncu değişti

“Çektiklerimizi beğenmedik. Performanslar hayal ettiğimiz gibi olmadı. İyi bir iş ortaya çıkaralım diye çektiklerimizi çöpe attık. Başlangıçlar önemlidir. Hikayenin ruhunun doğru çıkması lazım. Bu dizi bir duruş hikayesi çünkü. Karadeniz ruhunu iyi yansıtmak lazım.

15 günlük çekimlerle ortaya çıkan 55 dakikalık bölümde bazı performanslardan da memnun kalmayınca bunu ‘Yeniden çekelim’ dedik.

700-750 bin TL boşa gitti, ama bazen olur bu... İyi ki de öyle yaptık. Yollarımızı ayırdığımız arkadaşların yerine Mehmet Ali Nuroğlu, Gözde Kansu ve Nurşin Demir’i de ekibimize kattık. Yeni bir kadroyla istediğimiz ruhu yakaladık. ‘Sen Anlat Karadeniz’in ilk tanıtımlardan beklediğimizin de üzerinde bir dönüş aldık. Nefes nefese giden bir birinci bölüm bağladık.”

KARADENİZLİNİN İNADI? OSMAN SINAV’I ŞAŞIRTTI

Sürmene Gültepe’de projenin çekildiği evin yanında tarihi bir konak var. 99 Pencereli Haşim Ağa Konağı…

Doğu Karadeniz’in en büyük sorunlarından biri, yörenin doğasına güzellik katan dede-baba yadigarı otantik evlerin yıkılıp, yerlerine sıvasız, boyasız, tuğla binaların yapılması. O yüzden bölgede çok az kalan tarihi evler, köşkler; çok kıymetli…

Trabzon’un az sayıdaki tarihi büyük konaklarından biri Osman Sınav’ın ‘Sen Anlat Karadeniz’ dizisini çektiği evin yanı başında…

Hangi dizi ekibi böyle bir evi kiralamak istemez?

Eski evi yenilediler

Osman Sınav da dizi için Haşim Ağa Konağı’nı kiralamak istedi, ama başaramadı. Neden mi?

Aile mirası konağın iki hissedarı var; amca ve yeğen.

Konak yazın, film çekimine kiraya verildi. İddia o ki, konağı kiraya veren hissedar, diğer hissedara hissesi oranındaki parayı vermeyince tarafların arası açıldı.

O yüzden hissedarlardan biri konağı ‘Sen Anlat Karadeniz’e kiralamaya sıcak bakarken, diğeri araya giren köyün imamı, vali ve belediye başkanına rağmen inadından vazgeçmedi.

“Yaşayarak anladım ki, Karadenizlinin umudu bitince inadı başlar” diyen Osman Sınav da çareyi başka bir ev aramakta buldu. Dizi ekibi, Vakfıkebir’in Sinanlı Köyü’nde buldukları bölge mimarisini yansıtan Zaman Ailesi’ne ait eski evi kiralayıp, dizi için restore etti. Dizi yayınlanmadan ‘Sen Anlat Karadeniz’in ana mekanlarından biri olan ev meşhur oldu. İnsanlar şimdiden evi ziyarete gelip, çektirdikleri fotoğrafları sosyal medyada paylaşmaya başladı.

GÜNÜN SÖZÜ

Yolda bir tepecik seni bunaltmış, oysa önünde yüzlerce dağ var. (Mevlana)

  

MESUT YAR - POSTA

'TOLGSHOW' KISA MI KESECEK?

“Tolgshow” (FOX) cumartesi akşamı çok güldürdü. Açıkçası bunu bekliyordum. Birbirini son derece iyi tanıyan iki komedyenin işin içine aile bağlarını da koyarak ortaya çıkardığı performans iyiydi...

Belki bir ipte iki cambazın oynamayacağını düşünenler oldu. Belki kimi Cem Yılmaz’ı kimi Tolga Çevik’i tutuk buldu. Ben ise bayıldım...

Kurulan dört cümleden birine güldüğüm ender işlerden biriydi. Hatta bir ara Yönetmen karakterinin bu zor bulunan ortak ruhu bozmamak için megafonu elinden bırakacağını bile düşündüm. Neyse, iş enfesti...

Ama şu da var. Duyduğum kadarıyla “Tolgshow”un anlaşması sadece 13 bölüm üzerinden yapılmış. Ve kanal uzatmaya pek de meyyal değilmiş. Hâlâ öyle mi düşünüyorlar bilmiyorum ama bu boşluğu bulmuşken kısa kesmek FOX’un yapacağı son kötü tercih olur!

BİR YENİDEN DOĞUŞ HİKAYESİ

Yıldız Tilbe, Star TV’de başladığı talk show macerasını TRT Müzik, Flash TV gibi kanallarda sürdürmüştü. Kabul etmek gerekir ki az konuşan ama konuştuğu zaman bilgeliği dışına vuran farklı bir profili var. Ve bir şekilde kendini sevdiriyor. Sıradan toplumları zenginleştiren “çılgın” kadrosunun içini kimseyi rahatsız etmeden dolduran bir isim.

“O Ses Türkiye”nin (TV8) en zor beğenen jürisi. Ama aynı zamanda müthiş bir vicdan ve nezaket sahibi. Nitekim bu özellikleriyle programa getirdiği renk de ortada. Şimdi yine kendi ismini taşıyan şovuyla aynı ekranda olacak.

Yıldız’ın şovuna yeni bir şeyler katıp katmayacağını bilmiyorum. Ama şu bir gerçek ki yeniden doğuş diye bir şey varsa, an itibarıyla TV8 ekranında onu izliyoruz! Çok sevindim...

ÇAYDANLIĞIN DÜŞÜNDÜRDÜĞÜ

Lipton önceki akşam birkaç ulusal kanalda aynı anda dakikalar süren bir reklam yayınladı. Açıkçası sadece çaydanlığın buhar sesi eşliğinde arka fonda silik bir laflama halinin mırıltıları yükseliyordu...

Bu karenin nereye bağlanacağını beklerken dakikalar geçmek bilmedi. Birçok izleyenle aynı duyguyu paylaştık...

Ama uzun süredir böylesine bir efekt yaratan reklam izlemeyen bu bünye o uzun sessizlik halinin izleyiciye birbirine hâl hatır sorabilmesi için bırakılan bir samimi mola olduğunu anladığında hakikaten “helal olsun” dedi...

Ve bunu şimdi de harflerle seslendiriyor! Kimin fikriyse bravo! Yılın reklamını yılın başında ekrana kondurdular!

EKİBİN ŞAHANE BİR ATAĞA İHTİYACI VAR

Kanal D gündüz kuşağında istediği verimi alamayan “Ekip Şahane’nin kaderi son haftada göstereceği performansa bağlı gibi görünüyor...

Reytingleri kanalın beklentisinin bir hayli altında kaldı. Ama bu demek değil ki program seti toplayıp yayından kalksın...

Belki saat değişikliği (ki saat de kalmadı) belki de gün değişikliği yani hafta sonu ekranına taşınmayla bu mecraya devam edebilir. Ama işinin kolay olmadığını şimdiden not düşelim. Programın kendisini sevdirmesi şart oldu!

KOTASINI DOLDURSA BİLE...

“Kaybolan Çiçekler” (FOX) son buldu. 15 günlük deneme reyting kotasını doldurdu ama yayıncı kanalı mutlu edemedi...

Olsun. Öyle aziz bir amaçla yola çıktı, ekranda öyle azimli adımlarla yürüdü ki, bu ülkede yapılan müstesna işler arasında yerini aldı. Ekranda ya da reyting listesinde olsa ne olur, olmasa ne olur? Sayesinde kör gözümüze ışık düştü. Sayesinde kaybolan çiçeklere su yürüdü, sayesinde bir çok acı yerini tebessüme bırakabildi. Az şey mi?

UMUDUMUZ EV KADINLARI

Kanal D’den bir “yeni başlıyor” haberi geldi. Kanalın gündüz kuşağına ev kadınlarının başrolde olduğu bir günlük reality programı geliyor...

Bir parça yarışma, bir parça da içten içe bir rekabet koşuşturması. Yabancı kanallarda bu tür programlar fena iş yapmıyor. Eh gündüz izleyicisinin en önemli bölümünü oluşturan ev kadınları da kendi sıkıntı ve hayat akışını ekranda görmeye bizde de hayır diyemeyecektir...

Bana göre bu yeni yılın en akıllı formatlarından biri olabilir. Ve kanalın rakiplerine göre bir tık geriden gelen gündüz yayın akışını kurtarabilir. Umutlu ev kadınlarını kısa sürede görmek ümidiyle...

  

SİNA KOLOĞLU - MİLLİYET

‘FATMAGÜL’ EFSANE OLACAK

"Bütün dünyanın konuştuğu dizi"... İçinde birçok televizyon ve radyo bulunduran İspanyol Atresmedia ‘Fatmagül’ün Suçu Ne?’ dizisini yayınlamaya başladı. Eğlence kanalı Nova TV’de ilk bölümü geçtiğimiz pazartesi ekrana gelen dizinin tanıtımı, bu cümleyle verildi.

Bizim dizilerin ‘telenovela’ (bunu özellikle belirtiyorum dizi ayrı, bu ayrı) dünyasındaki şöhreti artık tartışılmıyor. Ama bir dizi var ki, neredeyse beş yıldır tek başına efsane olduğu söylenebilir. O bir yana, tüm yerliler bir yana gibi bir durum söz konusu...

Dünyada 80 milyon kişi izledi

Yapım, Latin Amerika’da da yıkmış ortalığı... Peru ve Şili’de yayınlandığı 2014-2015 tarihleri arasında en çok izlenen dizi olmuş. Dünya rakamları da bir başka... Projeyi,

dünyada

80 milyon kişinin izlediği tahmin ediliyor. Bugüne kadar tam 40 ülke televizyonunda yayınlanmış. Nova kanalının da en iddialı dizisi olarak gösteriliyor bu yıl için...

80 bölüm alınmış ve iki sezona bölüştürülmüş. Projenin bu kadar izlenmesinin nedeni, ‘tüm dünya kadınlarının sorunu şiddet üzerine samimi bir bakış sunması’ olarak gösteriliyor.

VAY BAŞIMA GELENLER SHOW TV/ 23.00

Yönetmen: Semra Dündar

Oyuncular: Hüsnü Şenlendirici, Metin

Keçeci, Merve Altınkaya , Oya Aydoğan

IMDB Notu: 3.4 Türü: Komedi

Ailesi Bergamalı, kendisi ise doğma büyüme İstanbullu olan Murat, pek çok genç gibi tek bir şeyin hayalini kurar: en iyi arkadaşı Meto’yla birlikte köşeyi dönüp zengin olmak! Bir gün hayatta olduğunu bile bilmediği dedesinin hapisten çıktığını öğrenir ve bu haber onu bir gömü haritasının peşinden Bergama’ya sürükler. Tabii yanına kankası Meto’yu da alır ama başlarına gelecek maceralardan haberleri yoktur.

 

MEVLÜT TEZEL - SABAH

MAHMUT HOCAM, JÖNLERİN İŞİ ÇIKTI!

Türk sineması ve tiyatrosunun usta ismi Münir Özkul, önceki gün son yolculuğuna uğurlandı. Teşvikiye Camii'nde kalabalık nedeniyle izdiham yaşandı, özellikle halktan katılım çok fazlaydı. Kıvanç Tatlıtuğ, Kenan İmirzalıoğlu, Engin Altan Düzyatan, Burak Özçivit, Kerem Bürsin, gibi ünlü jönlerin törende olmaması dikkat çekti.

İlyas Salman törene katılmayanları vefasızlıkla suçlarken şöyle konuşmuş:

"Onlar için yaşamın kalıcılığı önemli değildir. Sadece mal varlıklarını düşünürler. Günümüz sanatçılarından yetenekli olanları da var ama buraya gelmemeleri vefasızlık." Ben de genç jönlerin vefasızlık yaptıklarını düşünüyorum ama Salman'ın "Sadece mal varlıklarını düşünürler" ifadesi ağır olmuş.

Bu arada ünlülerin cenaze törenlerinin şova dönüşmesinden rahatsız olup gelmeyen birçok ünlünün olduğunu da unutmayalım!

Tabii 'Tatlıtuğ, İmirzalıoğlu, Düzyatan, Özçivit ve Bürsin'in aynı anda mı işleri çıktı?' sorusu da akıllara gelmiyor değil! Sanki sözleşmişler gibi Mahmut Hoca'nın cenazesine gitmediler!

AYŞE ARMAN AYIP ETTİ!

Rahmetli Asım Can Gündüz'ün kendisi gibi müzisyen oğlu Evrencan Gündüz'ün Hürriyet'ten Ayşe Arman'a verdiği röportaj;

'Benimki iyi bir insandı ama iyi bir baba değildi' başlığıyla yayınlanmıştı.

Söyleşide oğul Gündüz'ün ağzından, 2016'da hayatını kaybeden babasına, "Babamın kendisi çocuktu, baba olacak insan değildi. Herkes dünyaya baba olmak için gelmiyor.

Benimki de iyi bir insandı ama iyi bir baba değildi.

Ağır gelmiş babalık.

Annemi ve beni bırakıp 'Ege'ye giden ilk otobüs hangisi?' demiş" sözleri yayınlandı.

Açıkçası başlığı görünce çok şaşırmıştım; bir oğul daha yeni, 2016'da kaybettiği babası için bunları söyleyebilir miydi? Çok geçmeden Gündüz, söyleşide babasına dair yayınlanan içeriğe itiraz etti; "Maksadını aştı" dedi.

Gündüz, "Ayşe Arman'ın kişisel merakını gidermek için sorduğunu ifade ettiği" soruların söyleşide kullanıldığını ve Arman'ın sözlerine kişisel kanaat eklediğini iddia etti. Ve Gündüz açıklamasını şöyle bitirdi: "Ben her zaman babasıyla gurur duyan ve onun sevgisini yaşatmaya çalışan bir insan olarak yaşamıma devam edeceğim…" Gerçekten zor bir durum.

Muhtemelen Evrencan Gündüz, laf arasında babasıyla ilgili eleştirilerde bulundu. Bunu çoğumuz sevdiklerimiz için yaparız ama herkes tarafından bilinmesini istemeyiz.

Eğer kamu ve toplum yararını ilgilendiren bir durum yoksa gazeteciler kendilerine 'off the record' söylenen sırları saklamalı.

Eğer Evrencan'ın söyledikleri doğruysa; Arman ya da sayfa editörleri, çarpıcı bir başlık ve çok tıklanmanın ihtirasına kapılmış olabilir.

Gazetecilik bazen duygusal davranmayı da gerektiriyor; gerçek olsa dahi her söyleneni yazmak bazen kötü sonuçlar doğurabiliyor.

ULAŞIM VATANDAŞLIK HAKKIDIR

Yaz aylarında Kabataş Martı Projesi'nin başlaması üzerine İstanbul Şehir Hatları'nın Kabataş- Adalar vapur hattı iptal edilmiş, yerine Beşiktaş-Adalar vapur hattı açılmıştı. Ancak 1 Ocak 2018'den itibaren kış boyunca bu hattı durdurma kararı alındı.

Önceki gün bu karar yüzlerce vatandaş tarafından protesto edildi.

Şehir Hatları, hattın iptal gerekçesinde bu seferlerin 'zarar ettiği', 'yeterli yolcu sayısına' ulaşamadığını söylüyor.

Evet, kışa doğru yolcu sayısı azalıyor ama öyle iddia edildiği kadar da yolcu sayısı az değil.

Aynı hat yazın para basıyor, tıka basa dolu. Herhalde Şehir Hatları, yaz-kış hattın tıka basa dolmasını istiyor.

Elbette Şehir Hatları da karını düşünecek ama 'hep bana hep bana' da olmaz ki! Sağlık, eğitim, adalet gibi ulaşım da bir yurttaşlık hakkıdır. Bu hat, Martı Projesi yüzünden Kabataş hattı kapanınca açılmıştı. Yani ortada bir hak ihlali de var! Şimdi bu hattı kullananlara yapılan haksızlık değil mi?

SEN DE Mİ LANA!

Bizim müzik piyasasında şarkı, melodi çalmak ya da kopya çekmek adeta gelenek haline geldi ama bu sorun dünya piyasasında da yaşanıyor. Sakin, huzurlu tavrını ve hüzünlü ses tonunu çok sevdiğim Lana Del Rey'in son albümü 'Lust For Life'ın kapanış şarkısı 'Get Free'nin Radiohead'in 'Creep'e fazlasıyla benzediği iddia ediliyordu. Bu benzerlik Radiohead cephesini harekete geçirmiş, dava açacaklarmış.

Lana Del Rey konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı: "Get Free', 'Creep'ten ilham almasa da Radiohead öyle olduğunu düşünüyor. Onlara şarkının haklarının yüzde 40'ını önerdim ama kabul etmediler. Yüzde 100'ünü istiyorlar ve avukatları da çok acımasız." Dinleyince esinlenme olayının abartıldığını söyleyebiliriz, Lana Del Rey'e hiç yakışmadı bu durum, kopya çekmeye hiç ihtiyacı yoktu. 'Creep' gibi milyonların ezbere bildiği bir şarkıdan kopya çekmek ise tam bir ahmaklık.

Daha kötüsü Radiohead ile pazarlık yapmaya, şarkının haklarının yüzde 40'ını vermeye çalışması da çok bakkal gibi bir tavır...

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13
ETİKETLERKÖŞE YAZILARI