UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

MEVLÜT TEZEL YAZDI: "ARİF V 216’YI BEĞENMEYEN IBAN YOLLASIN!.."

TV yazarları bugünkü köşelerinde yine oldukça önemli ve dikkat çeken konulara değindiler. İşte sizin için derlediğimiz yazılar…

MEVLÜT TEZEL YAZDI: "ARİF V 216’YI BEĞENMEYEN IBAN YOLLASIN!.."

ALİ EYÜBOĞLU-MİLLİYET

SİZ DAHA İYİSİNİ YAPIN O ZAMAN!

Bu satırları yazdığımda, Cem Yılmaz’ın “Türkiye’de efekt yapmayı bilen 40 kişi var, 40’ı da bu filmde çalıştı. Çalışma koşullarından, en iyisini yapma parolasından ödün vermedik. O yüzden de 9 milyon dolara mal oldu” dediği “Arif V 216”nın ilk üç günlük gişesi belli değildi.

“Arif V 216” gişede rekor da kırsa, hayal kırıklığı da yaratsa, görüşüm aynı.

Beğenmeyenler olabilir, ama ben çok beğendim “Arif V 216”yı…

Benim çok beğendiğim filmi, beğenmeyenler de oldu. Bu da çok doğal. Ancak Cem Yılmaz’ın “Yazdığım en iyi senaryo” dediği “Arif V 216” için Ayça Tekindor’un “Muhtemelen hayatımda izlediğim en kötü film” yazmasını doğal karşılamadım.

Oğlum gibi Tekindor’un da “Arif V 216”yı beğenmemesi normal, ama onca emek ve para harcanan bir yapımı “En kötü” ilan etmek doğru gelmiyor bana…

Şimdiye kadar izleyip beğenmediğim çok film oldu, ama hiçbiri hakkında “Kötü”, “Çok kötü” diye yazmadım hiçbir zaman.

Beğenmediğimi belirtirim, ama emeğe ve beğenenlerin zevkine saygımdan “Çok kötü” diye yazmam…

Filmi beğendiğini yazanların yanı sıra Tekindor gibi “Arif V 216”yı yerden yere vuranlar da var…

Elbette ki beğenmek kadar beğenmemek de bir hak, ama bu hakkı hoyratça kullanmamak lazım. Çünkü, “Beğenmedim” deyip fikrini belirtmek varken “Çok kötü”, “Hayatımda izlediğim en kötü film” diye yazarsan, ben de kötülükten beslenen insan gözüyle bakarım sana…

Cem Yılmaz’ın “Arif V 216”sı “kötü” mü, eleştirmek kolay, daha iyisini, hatta “En iyi filmi” sen yap o zaman!

AYDIN BOYSAN’A ÇİÇEK BAR VEDASI

Mimarlığı ve gazeteciliğinin yanı sıra renkli kişiliğiyle tanınan Aydın Boysan, bugün son yolculuğuna uğurlanacak. 97 yaşında vefat eden Boysan, saat 11.00’de Mimarlar Odası’ndaki törenin ardından öğlen Teşvikiye Camii’nde kılınacak namazın ardından toprağa verilecek.

Aydın Boysan’ın dostları ve rakı arkadaşları ise saat 18.00’de müdavimi olduğu Taksim Sıraselviler’deki Çiçek Bar’da buluşacak. Dostları, kadehlerini bu akşam Aydın Boysan için kaldıracak.

YABANCI SENARİSTLERE GÖRE TÜRKİYE’NİN YERİ!

Televizyonda 2015 yapımı Fransız bir film seyrettim. Orijinal adı “The Boss’s Daughter” olan komedi filmini Digiturk, “Patronun Kızı” olarak yayınladı.

İşçilikten patronluğa yükselen babanın fabrikada çalışmaya başlayan üniversiteli kızıyla, evli ustabaşı arasındaki aşkı anlatan filmde, konu teknolojinin yenilenmemesi yüzünden pahalı üretimin rekabette geri kalmasına geldi.

Ustalardan biri, “Türklerden ve Çinlilerden daha pahalıya üretiyoruz, ama onlardan kaliteliyiz” dedi.

Sahneyi geri alıp, o sahneyi orijinal dilinde dinleyince çevirmenin Türk tekstiline jest yapmadığını anladım.

“Patronun Kızı”ndan sonra Hollywood yapımı başka bir filmi izledim. Orada da Türkiye vardı, ama o film Türkiye’yi eroinin geldiği ülke olarak lanse etti. Aynı filmin bir yerinde, “Bu olay Midnight Express kadar önemli” dedi.

GÜNÜN SÖZÜ

“Ben olsaydım başka türlü yapardım” diye hatalarını yüzüne vuranlardan uzak dur; çünkü olaylar kendi başlarına gelmediğine göre seni yargılamaya da hakları yoktur. (Paulo Coelho)

 

MEVLÜT TEZEL-SABAH

‘Arif V 216’yı beğenmeyen IBAN yollasın!

 Bir dönem 'Yıkılıyo' şarkısıyla popüler olan Ayça Tekindor; sosyal medya hesabından 'Arif V 2016' filmi için, 'Muhtemelen hayatımda izlediğim en kötü film 'Arif V 216' diye yazmış. Filmin oyuncularından Zafer Algöz de 'IBAN'ı gönder, paranı geri göndereyim' diye karşılık vermiş.

Ne demek IBAN'ı gönder? Herkes filmi beğenmek zorunda mı? O zaman 'Arif V 216'yı beğenmeyen herkes Algöz'e IBAN yollasın. Bu kaba ifade sadece Ayça'ya değil, seyirciye de saygısızlıktır.

Neyse ki, Ayça, Algöz'den daha olgun çıktı ve gayet kibar şu karşılığı verdi: "Zaga'da beş yıl kendisiyle çalıştım, yaşına olan saygımdan da susarım. Söz uçar, yazı kalır. Herkes, kendini bir şekilde ifade eder. Kalitesini de belli eder. Bu arada sinema bileti zaten ucuz. Zamanımı geri veremeyeceğine göre, bu işi uzatmam."

'Arif V 2016' filmi Ayça'nın bahsettiği gibi kötü bir film değil ama herkes fikirlerini özgürce açıklayabilir. Ayça, kamuoyu oluşturacak popülaritede bir insan değil, sinema eleştirmeni ve yazar da değil. Algöz gibi değerli, nazik bir sanatçı nasıl böyle çirkin bir tepkide bulunur anlamış değilim. Algöz, sanki Cem Yılmaz'ın muhasebe müdürü gibi tepki göstermiş. Hiç kimsenin bir izleyiciye böyle tepki göstermeye hakkı yok. Fikirler saçma, kaba ve yersiz de olsa saygı göstermek gerekir. Eminim Algöz de yazdıklarından pişmandır.

Doktorun yardım çağrısı

 Ağrı Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastane'sinde görev yapan Dr. Ece Gökyayla, görevinin başındayken bir hasta yakını tarafından şiddete maruz kaldığını ve ölüm tehdidi aldığını belirterek Twitter üzerinden yardım çağrısında bulundu. Ece Gökyayla'nın mesajı şöyleydi: 'Bugün nöbet sürem bir saat geçtiği halde, hastanede zaten muayene olmuş olan bir hastayı kendi doktoruna yönlendirdiğim için şiddet gördüm ve ölüm tehdidi aldım. Olay kolluk kuvvetlerin intikal etti. Buradan da duyuruyorum; can güvenliğim yok.'

Gökyayla'nın yardım çağrısı sosyal medyada büyük yankı uyandırınca, Sağlık Bakanlığı da devreye girdi; saldırganın adalet önünde hesap vermesi için gerekli girişimlerin yapıldığı açıklandı.

Polise intikal eden bir olay için Twitter'dan 'Can güvenliğim yok' diye çağrıda bulunması bazılarınıza abartılı bir davranış gibi görünebilirr ama son dönemde o kadar çok doktor saldırıya uğradı, hatta içlerinde ölen bile oldu ki, Ece Gökyayla'ya hak vermemek elde değil.

Genelleme yapmak doğru değil ama doğu illerinde doktorlar ve sağlık görevlilerine karşı saldırı olaylarının yoğun yaşanması düşündürücü. Zaten bölgede doktor eksikliği yaşanıyor, zorunlu hizmetle sağlık hizmeti veriliyor. Doğuda büyük özveriyle çalışan doktorların fiziksel ve sözlü saldırılara maruz kalması vicdanları yaralıyor.

Eminim sağduyulu Ağrı halkı Ece Gökyayla'ya sahip çıkacaktır.

Cenk Tosun’un vergisi

Cenk Tosun, Everton'da yılda 5 milyon 142 bin Euro kazanacak. Bu rakama, Tosun'un performansına göre kazanacağı 'bonus' kazançlar dahil değil. Ama Cenk; kazandığı paranın yüzde 45'ini, yani 2 milyon 313 bin Euro'yu vergi olarak ödeyecek. Milli forvet Cenk'in ödeyeceği vergi örnek olmalı. Türkiye'de, kulüpler ve futbolcular da gerçekçi vergiler ödemeliler. Asgari ücretliden vergi alınırken, milyon Euro'lar kazan futbolculardan vergi almamak haksızlık.

Hep zarar, hep ziyan

Spor sitesi kramponlupisagor.com, dört büyüklerin oyuncu alım ve satımından son beş yılda ne kadar kar ve zarar ettiğini hesaplamış. Bu hesaplamada, menajer komisyonları ve imza paraları hakkında net bir bilgi yok. Sadece bonservis ve kira bedellerinin hesaplandığı habere göre; Trabzonspor 39.23 milyon Euro, Fenerbahçe 71.05 milyon Euro, Galatasaray ise 100.57 milyon Euro zarar etmiş. Tek kar eden takım ise +8.04 milyon Euro ile Beşiktaş. Cenk Tosun transferi olmasa Beşiktaş bile zarar edecekmiş.

Birçok futbol yorumcusu ve yazar; Cenk Tosun'un Everton'a transfer olmasını, Süper Lig'de yabancı sınırının 14'e çıkarılmasının faydası olarak gösteriyor. Ben farklı düşünüyorum. Cenk'in başarısını, tamamen kişisel bir zafer olarak görüyorum. Tosun yıllarca yedek kalmayı göze aldı, sabretti ve çok çalışarak zirveye ulaştı. Morio Gomez, Demba Ba ile rekabete girmesi elbette Cenk'in performansını artırdı. Ancak Cenk'e daha önceden fırsat tanınsaydı, belki de iki-üç sene önce Everton'a transfer olacaktı.

Paris Saint Germain'in Neymar transferinden sonra dengeler altüst oldu. Bugün Avrupa piyasasında Liverpool'un Southampton'dan aldığı Van Dijk gibi süper yetenek sayılmayacak bir savunma oyuncusu 85 milyon Euro edebiliyor. Barcelona, Liverpool'un Brezilyalı yıldızı Coutinho'yu 160 milyon Euro'ya alabiliyor. Katar ve Çin'in futbola yatırımından sonra Türkiye Süper Lig'i iyice gözden düştü; artık 30 yaş altı yetenekli futbolcu almak daha da zorlaştı. 30 ve üstü yaşlarda alınan futbolcuları kar edip satmak neredeyse imkansız. Kulüplerin son beş yılda uğradıkları zarar ise ortada.

Yapılması gereken; yabancı futbolcu transferine radikal bir sınır getirip Cenk Tosun gibi yeteneklere çok daha erken yaşta, yeterli fırsatı sunmaktır. Futbolcu yetiştirmezsek bu çark dönmez!

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13
ETİKETLERköşe yazarları