UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

MESUT YAR YAZDI: "AMAN SOFRA DAĞILMASIN!"

TV yazarları bugünkü köşelerinde yine oldukça önemli ve dikkat çeken konulara değindiler. İşte sizin için derlediğimiz yazılar…

MESUT YAR YAZDI: "AMAN SOFRA DAĞILMASIN!"

MESUT YAR - POSTA

AMAN SOFRA DAĞILMASIN

Kimse pek dikkat etmedi sanırım ama “Yemekteyiz” ile “Gerçeğin Peşinde” yer değiştirdi. Kısacası TV8 yılın son aylarında en çok reyting alan gündüz işiyle oynadı...

Serap Paköz’un sunduğu “Gerçeğin Peşinde” yaz boyunca çok iyi reytingler aldı. Ama haberin şövalyeleri geri dönünce yalpaladı. Bu programı kurban etmemek için kanal elindeki en güçlü yapımı onun saatine koydu...

İşte sıkıntı da burada başladı. Saatinde yüzde 20’leri geçen izlenirliğe sahip olan “Yemekteyiz” sofrası bir anda çöktü. Abartmayalım hadi, sofra bir parça dağıldı...

Değer miydi, önümüzdeki haftalarda anlarız artık...

ÖĞLEDEN SONRALARIN SULTANI

Seda Sayan özüne dönüyor dedik. Dediğimiz gibi de çıktı. Pazartesi gününden itibaren Seda Sayan artık stüdyoda (Show TV) tek başına. Bir dönemin “Sabahların Sultanı” isimli kuşak programındaki gibi yani...

Konuklarını ağırlayacak, şarkılarını söyleyecek, kimi zaman imdada erecek kimi zaman da murada...

Bildiğim kadarıyla ilk konuğu Gülben Ergen olacak. Hani bu konukluk için “konuğun daha çok heyecanlı” olduğuna şahit oldum, aramızda...

Bu arada Uğur Arslan da Türkiye’nin fenomenlerini keşfedecek. Sesine, yeteneğine ve becerisine güvenenleri ekranla buluşturacak. Program iki bölüm halinde iki ismi böyle bir araya getirecek. Yeni bir format bu, farklı bir şeyler çıkacağı kesin!

EKRANDA NEYSE SOKAKTA O!

Geçtiğimiz yılın en çok konuşulan dizisi “Diriliş Ertuğrul” (TRT 1) oldu. Bu da reyting karşılığıyla sokaktaki efektinin aynı olduğunu gösteriyor...

İkinci sırada “Söz” (Star TV) geliyor. O da toplam izleyicide çok iyi reyting alan işlerden biri. Sokak, gazete, reyting üçlemesinde yeri aynı...

Üçüncü sırada “Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz” var (atv). Toplam izleyicide üç sezondur yıkılamıyor. AB izleyicide de fena değil. O da tamamdır...

Dördüncü sırada ise “Vatanım Sensin” (Kanal D) var ki yazılı medya bu dizinin de hakkını vermiş. Sokak ne diyorsa medya da aynısını söylüyor...

Beşinci sırada “İçerde” var. Kendi gitti ama rüzgarı hiç dinmiyor. O rüzgar “Çukur” (Show TV) sokaklarını da şişiriyor. Gelecek yılın en çok konuşulacak işlerinden birini yani...

Bu arada 2017’de hakkında en çok haber yapılan TV kanalı da Kanal D olmuş. Medya bu kanalı konuşmayı seviyor yani. (Teşekkürler Ajanspress)

BÜYÜK YARIŞTAN ÖNCE

Önümüzdeki pazartesi reyting yarışı kaldığı yerden başlıyor. Büyük diziler tekrar topa girecek. Peki kim nerede kalmıştı?

Yılın son haftası “Diriliş Ertuğrul” (TRT 1) toplam izleyici grubunda reyting birincisiydi.

Ardından “Söz” (Star TV) geldi. Hemen peşinden “Arka Sokaklar” (Kanal D). Onun da peşinden “Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz” (atv) geldi ve beşinci sırada da “Yeni Gelin” (Show TV) yer aldı...

Yılın son haftası en az izlenen dizi “Dostlar Mahallesi” (Kanal D) oldu. “Yalaza” (TRT 1) ile yaklaşık aynı reytingi paylaşan “Dostlar Mahallesi” aramızdan ayrılma kararı aldı!

DOST ACI SÖYLER!

“Kalbimdeki Deniz (FOX) merakla ve inatla izlediğim, çok izleyicinin de takip ettiği bir dizi. Ama içindeki kötülük oranı giderek artıyor...

Herkesin herkese yalan söylediği, entrika çevirdiği bir dizi haline geldi...

Sevgili okurum Demiray Güngör, “Bu ülkede şiddet mağduru kadınlara dikkat çeken en efektif diziyken geldiği bu noktaya inanamıyorum” diyor. Ben de fikirlerinin altına imzamı atıyorum. Biri acı söyleyecekse ben de bu imzayla sevgili dostlara söyleyeyim!

 

SİNA KOLOĞLU - MİLLİYET

RUS OYUNCU İTHAL EDERİZ

Star TV’nin sürpriz dizilerinden ‘Kalbimin Sultanı’, Türk-Rus ortak yapımı... Sektörde böyle denemeler pek

olmuyor. Projenin Türk tarafında Maya Prodüksiyon, Rus tarafında ise, Gazprom gibi

dünyaca ünlü yapım şirketi KINT Medya

var. Hikayeyi kurgulayan, bir yerde dizi-

nin gizli eli Burhan Özkan’a son durumu

ve merak ettiğim Rus oyuncuları sordum.

‘Sekiz bölüm tamam’

Projenin ilk sekiz bölümü tamamlanmış. Dizinin süpervizörü Boby Roth’a gitmiş. Roth, ‘Lost’ ve ‘Prison Break’in yönetmeni. Daha önce Özkan’ın yapımcılığını üstlendiği ‘Filinta’ya da (bir diğer yapımcı Serdar Öğretici) küçük dokunuşlar yapmıştı. ‘Kalbimin Sultanı’nda daha da işin içinde... Dizinin yönetmen tarafında Kerem Çakıroğlu’yla başlanmış, şimdi Eda Teksöz’le devam ediliyor. Böyle bir sistem uygulayacaklarmış, dönüşümlü yönetmenler yani...

Meryem’den daha iyi

Dizinin Rus tarafından başrol oyuncusu Alexandra Nikiforova,

iki ayda Türkçesini dizide oynayacak seviyeye

getirmiş. Burhan Özkan

bu örnekten hareketle

Rus oyuncuların,

disiplinlerine ve oyunculuk birikimlerine

hayran kaldığını söylüyor. Özkan, “Boşuna

Konstantin Stanislavski bu ülkeden çıkmadı” diyor. Stanislavski, oyunculuk tekni-

ğinin en önemli kuramcılarından...

 Aksayan bir sahne olmuyor. Özkan, “Kendi performanslarından neredeyse

kendileri sorumlu, kimsenin karışmasına gerek yok. Onlar özeleştirilerini yapıyor-

lar” diyor. Akla, ister istemez Meryem

Uzerli geliyor. Anladığım kadarıyla, Rus oyuncu bu anlamda kendisini yakalamış

ve geçmiş durumda.

Rus oyuncuların ücreti

Merak ettiğim şey, Rus oyuncuların ne kadar ücret aldıkları... Özkan, bu konuda spekülasyon yapmak istemiyor. Verdiği bir örnekten anladığım kadarıyla, bizim oyuncuların dörtte bir ücretine geliyorlar. Yakında Rus oyuncu ithal ederiz diyorum.

Diğer ülkelerle aynı anda

Amerikan dizileri, bizim platformlarda yayınlanıyor. Sloganı, “Amerika’yla aynı

günde.” Benzer bir sistemi, ‘Kalbimin

Sultanı’ için de düşünüyorlar. Şu ana kadar

44 ülkeyle anlaşma yapılmış. Dizinin Star TV’de başladığı gün, ya da 24 saat sonra, anlaşma yapılan diğer ülke televizyon-

larında da yayına girmesi düşünülüyor.

Teksoy, final yapacak

Teve2’de yayınlanan ‘Saadettin Teksoy ile Zaman Tüneli’ programı final yapıyor. Biraz erken gibi geldi bana.

Ekim ayında başlamıştı. Önümüzdeki cumartesi final yapacak. Neredeyse dört ay sürdü. Ne olursa olsun, o kendine has üslubuyla, benzeri olmayacak

bir televizyon vitrini Teksoy.

 

MEVLÜT TEZEL - SABAH

BU FİLM SİNEMADA İZLENİR

Yaşamı boyunca hiç resim satamamış, hep anlaşılmayı beklemiş ve 37 yaşında öldükten sonra efsane olmuş Vincent Van Gogh'u anlatan 'Loving Vincent-Vincent'ten Sevgilerle' filmiyle ilgili haberleri, daha yapım aşamasında takip ediyordum. Çünkü yönetmen ikili Dorota Kobiela ve Hugh Welchman; Van Gogh'un tablolarından filme fon oluşturmak için daha önce hiç denenmemiş rotoscope tekniğiyle yağlı boya resimlerden filmi çekmeye çalışıyorlardı. Filmdeki 65 bin kare, önce 125 profesyonel yağlı boya ressamı tarafından çizildi. Performans-yakalama tekniği ile gerçek oyuncular rol aldılar, daha sonra film bir animasyona dönüştü ve böylece Van Gogh'un resim tekniğiyle yağlı boya resmedilmiş muhteşem bir film çıktı ortaya.

EŞSİZ BİR DENEYİM

Senaryo da güzel; Van Gogh'un hayatı polisiye bir öykü gibi anlatılıyor. Van Gogh'un öldüğü haberi, eskiden yaşadığı Fransa'daki Arles kasabasında duyuluyor. Van Gogh'un yakın arkadaşı olan emektar postacı, yazdığı taziye mektubunu Van Gogh'un ağabeyi 'Theo'ya ulaştırması için oğlu 'Armand'ı görevlendiriyor. 'Armand', Paris'e gittiğinde 'Theo'nun da öldüğünü öğreniyor ve mektubu verebileceği bir akraba ararken Van Gogh'un ölümündeki sırları deşifre etmeye başlıyor; en önemlisi efsane ressamın bunalımlı, kırılgan iç dünyasını keşfediyor. Filmde Van Gogh'un paha biçilmez portreleri hayat buluyor, gerçeğe dönüşüyor. Resim sinemayla bütünleşiyor. Ve ortalama bir seyircinin de hiç sıkılmadan izleyebileceği bir şaheser çıkıyor ortaya. 'Loving Vincent'; sinemada eşine az rastlanır teknolojik ve sanatsal bir meydan okuma. Şu an Türkiye'de de vizyonda olan 'Loving Vincent', evde TV'de tablette izlenecek bir yapıt değil, bu müthiş filmin tadı sinemada çıkar.

JEST YAPMIŞ İŞTE!

Yeliz Yeşilmen, eşi Ali Uğur Akbaş'a (55) doğum günü sürprizi yapıp yatağa getirdiği kahvaltıyı Instagram'dan paylaşmıştı.

Deniz Akkaya, fotoğrafla ilgili saçma sapan şeyler yazdı. Sosyal medyada Yeşilmen ve Akbaş linç edildiler, yerin dibine sokuldular. Sanki Akbaş hariç herkes seksi, estetik, fit!

Yeşilmen kocasına bir jest yapmış işte. Tamam espri yapılacak 'kitsch' bir görüntü ama bu fotoğraftan yola çıkarak bu mutlu çifti aşağılamanın âlemi ne?

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13
ETİKETLERKÖŞE YAZILARI