UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

MESUT YAR YAZDI: "YILIN DİZİ ÇİFTİ KİMLER OLDU?.."

TV yazarları bugünkü köşelerinde yine oldukça önemli ve dikkat çeken konulara değindiler. İşte sizin için derlediğimiz yazılar…

MESUT YAR YAZDI: "YILIN DİZİ ÇİFTİ KİMLER OLDU?.."

SİNA KOLOĞLU-MİLLİYET

‘BLACK MIRROR’, YENİ DÜNYA DÜZENİ Mİ?

Ev ahalisi olarak, ‘Black Mirror’ izliyoruz. Proje, şimdiden televizyon dizi tarihinde müstesna olarak yerini almış gibi görünüyor. Onun için, “Geleceği bilen dizi” diyorlar. Hayranlarının arasında, “Black Mirror zamanında büyümek istiyorum” sözünün yaygın olması insana, dizinin yeni dünya düzeniyle ilgili ciddi öngörüleri olduğunu düşündürüyor. Nouvel Observateur dergisinin internet sitesinde, ‘Geleceği bilen dizinin yaratıcılarıyla buluşma’ başlıklı yazıda yer alan bir bölüm, bu durumu doğruluyor.

Cameron’un başına gelmiş

Dizinin ilk bölümünde, İngiltere Başbakanı’na şantaj yapılıyordu. Channel 4 kanalında, 2011 yılında yayınlandığında olay olmuştu. Dizide, domuzla ‘zina’ yapması ve bunu videoya çekmesi isteniyordu. Dört yıl sonra öğreniliyordu ki, James Cameron’un öğrencilik yıllarında böyle bir iş başına gelmişti. Üçüncü bölümde, insanların geçmişteki hatıralarını bir implant sayesinde yeniden yaşayabilecekleri konu alınıyordu. Gazetedeki yazıda ise şöyle denilmişti: ”Akıllı telefonlardaki yaşanmış bir anı, belleğe yerleştirmeye olanak sağlayan, iliştirilmiş mercek projesinin neredeyse aynısı.”

Bir toplumu ‘like’ ile yönetmek

Üçüncü sezonun birinci bölümünde, ‘like’ sayısıyla yönetilen bir toplum tasvir ediliyordu. Bireyi aldığı ‘like’ sayısı var ediyor bir yerde... Yazıda, “Çin hükümetinin ‘sosyal kredi’ üzerine kurulu bir sistemi hayata geçirmeyi düşündüğünü biliyoruz. Buna göre, kişisel verilerden hareketle vatandaşın güvenirliliğini değerlendirmek amaçlanıyor” deniliyor. Bunun 2020’de başlayacağı da belirtilmiş. Bir nevi ‘like’ düzeni...

Arıları kullanmak

Aynı sezonun üçüncü bölümünde, erkek arı sürüsü, internet ortamının sevilmeyen ve nefret edilen sörfçülerini öldürüyordu. Boston’daki Wyss Enstitüsü (Harvard Üniversitesi’ne bağlı) böceğin yok olmasını örtbas eden robot arı örnekleri üzerine çalışıyormuş. Yazıda, Pentagon’un bağımsız küçük drone’ları, şimdiden bulundurduğu belirtiliyor.

Teknoloji ve ideoloji

Yapımcı Annabel Jones, “Teknolojik gelişmeyle ilgili önceliği korumak ve kilidi bir adım öteye taşımak” diyor ve “Bizim hayalimiz ve gerçekle örtüşürse, bu dersimizi iyi çalıştığımız anlamına gelir” diye de ekliyor. Bir de yaşananlar var. Orta Doğu yeniden ‘emperyal çekidüzen’ içinde. Dini ve etnik savaşlar, yeni dünyanın savaş hali... Ormanlar kesiliyor, hava kirliliği ve gelir paylaşımındaki adaletsizlik... ‘Black Mirror’ izlerken, bize sunulan ‘teknolojik demokrasi’yle yaşadığımız gerçekleri örtüştürme telaşı, atbaşı gidiyor. ‘Black Mirror’, emperyal bir dünyanın teknolojik oyunlarını mı sergiliyor?

 

MESUT YAR-POSTA

Mutlu yaşlar BLU TV

TV kanallarını fani olarak düşünürsek bir gün hepsi yerlerini dijital platformlara bırakacak...

Belki bizim gibi gelenekçi bir ülkede biraz daha geç olacak bu ama mutlaka olacak...

Bu yüzden o geleceği görüp üç yıl önce kolları sıvayan ve ikinci yayın yılını idrak eden BLU TV, Türk izleyicisi için çok önemli...

Sayesinde çok küçük paralara reklam eziyetinden, saatler süren dizi zulmünden, farklı içerikler üretmeyen TV kafasından sıyrılmaya başladık. Yeni yaşı kutlu olsun. Çünkü vizyonu, gözünü ufka diken sektörde artık bir deniz feneri!

O kanalı geri istiyorlar

D-Smart platformunun en çok izlenen kanallarından biri olan Food Network yılın ilk günü aramızdan ayrıldı...

Ama ortaya farklı bir gerçeği çıkararak. Bahsettiğimiz çok ciddi bir platform takipçisi için en alternatif tematik kanallardan biriydi...

Üstelik sadece bu çatı altında olması da müstesna bir durumdu. Anlaşma sonlandığı için mi bitti, başka bir nedenle mi bilemiyorum? Bildiğim tek şey birden çok mail aldığım bu meselede platform yöneticilerinden bir güzellik haberi almayı çok arzu ettiğim!

Haklı bir şikayet

Yılbaşı ekranı için hemen her kanala serzenişte bulunan okurlarım oldu. Özellikle “O Ses Türkiye Yılbaşı Özel”de (TV8) uygulanan reklam kuşağı stratejisi izleyeni çileden çıkarmıştı...

İki ayrı saatin yasal kuşakları birleştirilip araya da tanıtımlar atılınca program yarım saati geçen bir ara verdi. İzleyen yarım saat boyunca işin finalini bekledi...

Sadece burada mı? Hayır, hafta içi her gün yayınlanan hemen her dizide final sahnesinden önce 30 küsur dakikalık reklam arası veriliyor. İnsanın resmen sinirden uykusu kaçıyor. Yok mu bunun bir çaresi kuzum?

Strateji olarak iyiydi ama...

FOX akıllı bir strateji uyguladı. İlker Ayrık’ın yeni yarışması “Yaparsın Aşkım”ı karşısında dişli bir rakip yokken, tüm kanallar yeni yıl arası vermişken ekrana sürdü. Reklam anlamında bir gelir yaratmasa da kendi reklam stratejisini yaratmak adına önemli bir adımdı. Önümüzdeki hafta “Söz” de (Star TV) “Çukur” da (Show TV) diğerleri de yeni bölümleriyle ekrana çıkacak...

İlker Ayrık’ın işi hazır boşlukta bir rüzgar yakalamışsa çok iddialı olmasa bile pazartesi için önemli bir alternatif olacak...

Daha doğrusu olup olmayacağını aldığı reyting rakamları belirleyecek. Neyse biz hayırlı olsun temennimizi eksik etmeyelim!

Yerli film festivali gibi...

Bu hafta Türk Sineması’nın son örnekleri tüm kanallarda resmi geçit yapacak. En fazla iki sezon öncesinde çekilmiş olan onlarca film tüm kanallar arasında dağılmış durumda...

Hâl böyle olunca sinema izleyicisi ayağını kestiği salonların tadına yeniden bakmak için ipuçlarını TV ekranında bulacak...

Evde sinema keyfini severim. Hele ki farklı türlerden filmlerle tanış olabilirsem. Ama şuna da inanırım; film dediğin sinemada izlenmelidir!

Yılın dizi çifti kimler oldu?

“Yılın Çifti” anketini sosyal medya üzerinden gerçekleştirdim. Ekran çiftlerinden bahsediyorum. 20 küsur bin oy kullanıldı ve seçenekler arasından bir tanesi açık ara birinci oldu...

Sosyal medyayı takip etmekten hazzetmeyenler için sonuçları yazayım. Birinciliği açık ara “Vatanım Sensin”in (Kanal D) genç çifti Boran Kuzum ve Miray Daner aldı.

Okur serzenişi

İkinci sırada yüzde 31 oy oranıyla “Ufak Tefek Cinayetler”in (Star TV) gizli aşıklarını canlandıran Mert Fırat ve Gökçe Bahadır yer aldı...

Üçüncü sırada yüzde 17 oy oranıyla “Adını Sen Koy” (Star TV) dizisinin mahcup aşıklarını oynayan Erkan Meriç ve Hazal Subaşı vardı...

Ve yüzde 16 oy oranıyla “Çukur”un (Show TV) aşıklarına hayat veren Aras Bulut İynemli ve Dilan Çiçek Deniz dördüncü sırada yer aldı...

Bu arada bu köşenin yazarı olan bendenize gelen serzenişler arasında en çok “Siyah Beyaz Aşk”ın (Kanal D) romantikleri İbrahim Çelikkol ve Birce Akalay’ı seçeneklere koymamam vardı. Hakkınızı helal edin, ne denir ki?

 

OYA DOĞAN-VATAN

2017’nin şampiyonu Star TV oldu

Reytingin aslanın midesinde olduğu bir dönemde, rekabetin amansızca yaşandığı 2017’de hangi kanalın yılı zirvede kapattığı önemlidir. Zira; bu sonuç gelecek yılın nasıl olacağını da gösterir. Çünkü bir yılı birinci kapatan kanalın tercihleri tüm televizyonculuğu etkiler. Her kanalın sorumluluklarını ikiye katlar ama birinci olan kanalın omuzlarındaki yükü 5 katına çıkarır. Gelecek yılı da zirvede kapatmak hedefi olur. 2017 yılını geride bıraktığımız şu günlerde TNS 2017’nin Prime Time şampiyonunu açıkladı. TNS verilerine göre: Prime Time’da yani 20.00-23.59 saatleri arasında 1 Ocak-31 Aralık 2017 tarihleri arasında hem Tüm Kişiler’de, hem AB’de, hem de 20+ABC1’de en çok izlenen televizyon kanalı Star TV oldu. Prime Time’da diziler yayınlandığına göre 2017’nin dizi şampiyonu da Star TV oldu. Kanal; 12-19, 15-24, 20-34, 45 yaş ve üzeri hedef kitlelerinde Prime Time’da zirveye oturdu.

Ancak veriler arasında dikkat çeken şey hem çalışan, hem de ev kadını kategorilerinin çok yüksek oranda Star TV’yi izlediği...

Kısacası kadınlar Star TV’yi tercih etmiş. Bu da demek oluyor ki, Star TV dizileri kadınların gönlünü çelmeyi başarmış.

Siyah İnci Kara Sevda’yı mı kopyalıyor?

Neyalan söyleyeyim bir süredir Star TV’de ekrana gelen Siyah İnci’yi izleyemiyordum. Ancak geçtiğimiz gün sosyal medya hesabıma Kara Sevda fanlarının gönderdiği videoyu görünce bakmak farz oldu. Çünkü Hande Erçel, Tolgahan Sayışman, Bek Hakman’ın başrollerini oynadığı Siyah İnci’deki bazı sahneler birebir Kara Sevda’nın sahneleriydi. Oyunculuklar farklı ama mizansenler ve diyaloglar aynı akıyordu. Yok artık, bunun olması mümkün değil diye düşündüm ve açıp o bölümlerdeki sahneleri izledim. Fakat ne yazık ki sonuç değişmedi. Mesela Kara Sevda’nın en dikkat çeken sahnelerinden biri sokakta mendil satan bir kızın Nihan’ın yanına gelmesi ve onunla neden ağladığı üzerine dertleşmeye başlamasıydı. Yönetmen Hilal Saral o sahnede gerçekten sokakta mendil satan bir kız bulmuş ve onu kullanmıştı. Bu sahnenin aynısı Siyah İnci’de de vardı. Mendil satan bir kız gelip Hazal’a neden ağladığını soruyor ve ona akıl veriyordu. Ancak iki dizi arasındaki aynılık sadece bundan ibaret değil! Hazal’ın Vural’dan hayatını çaldığı için hesap sorduğu bir sahne var ki, Nihan’ın Emir’e sorduğu o hesabın birebir aynısı olmuş. Yabancı dizilerden sahne aşırılmasına alışkınız. Fakat insan düşünmeden edemiyor, Kara Sevda Emmy almışken taklit edilmesi normal olabilir ama daha biteli birkaç ay olmuş Kara Sevda’nın, üstelikte aynı kanalda yayınlanan Siyah İnci tarafından birebir aynı sahnelerinin kullanması etik mi? Kara Sevda ekibinin emeğine ayıp edilmiyor mu? Taklitler asıllarını yaşatır unutmamak lazım! Siyah İnci reytinglerini yükseltmek için uğraşıyor ama bunun yolu başka bir dizinin sahnelerini kopyalamak mı? Emeğe saygısızlığa hepimizin dur demesi lazım!

 

MEVLÜT TEZEL-SABAH

Gaziantepspor’un batması...

1969'da kurulan, Türkiye'yi Avrupa kupalarında beş kez temsil eden Gaziantepspor'un kapandığı haberi ile yeni yıla girdik.

Kulübün resmi internet sitesinden yapılan açıklamada; vekilinden belediye başkanına, sanayicisinden esnafına kadar neredeyse tüm Gaziantep halkı takıma destek olmamakla suçlanıyor.

Daha sonra Gaziantepspor'un kulüp başkanı Huzeyfe Durmaz, kulübü kapatmak gibi bir niyetlerinin olmadığını ama maddi kaynak bulunmazsa kulübün anahtarını valiye teslim edeceğini açıkladı. Aslında kulübün borç batağına sürüklenmesinde bir önceki yönetim kadar Durmaz'ın da hataları oldu.

Gaziantepspor gibi birçok takım borç batağında! Normalde takımlarımız kendi öz kaynaklarıyla ayakta durmalı; dışardan yardım, futbolu real ekonomin dışına sürüklüyor. Böyle olunca da kulüpler para bulsa da batıyor. Her yeni yönetim kendi cebini doldurmaya çalışıyor.

Daha geçtiğimiz sezon Süper Lig'de oynayan Gaziantepspor'un bu sezon TFF 1 Lig'de son sırada yer alıp futbolculara para ödeyemeyecek duruma gelmesi de bu çarpık düzenin bir sonucu.

Kazanan reklam oldu

Kıvanç Tatlıtuğ, Coca Cola reklamında kendisine eşlik eden Sheila Jorda adlı oyuncuyu sosyal medyada önce takibe aldı, ardından takipten çıkardı. Ve bu geri adım, eşi Başak Dizer'le arasında bir kıskançlık krizi yaşandığı şeklinde yorumlandı.

Belki de Sheila, Kıvanç'ı takip etmedi de yakışıklı oyuncu bu duruma bozuldu. Sheila da kıskanılacak bir performans sergilemiş doğrusu. Reklam gerçekten iyi, Sheila ve Kıvanç arasında uyum dikkat çekici. Başarılı reklama, kıskançlık haberleri de eklenince bu işten en karlı Coca Cola çıktı. Bu reklam daha çok konuşulur. Starlarla reklam çekmenin maliyeti yüksek ama avantajları da fazla; çıkan polemikler bile markaya ve reklama yarıyor.

O gemi petrolü bulursa...

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak'ın yeni yıla saatler kala Türkiye'nin ilk sondaj gemisini ziyaret etmesi; ülkemizin değişen enerji  politikalarının özetiydi aslında.

Rusya ile yaşanan uçak krizinin tek olumlu tarafı 'Rusya'dan gelen doğal gaz kesilirse ne yaparız?' sorusunu gündeme getirmesi oldu. Bu kriz, ayrıca doğalgazdan elektrik üretme hatamızla da yüzleşmemizi sağladı. Bu yüzleşme Bakan Albayrak'ın vizyonuyla birleşince su, rüzgar, güneş, kömür gibi elektriğe çevireceğimiz kaynaklara yönelmeye başladık.

Albayrak'ın açıkladığı veriler önemli: Son iki yılda enerji kapasitemiz 34 milyondan 118 milyon metreküpe çıktı. Yurdun üç noktasında devreye soktuğumuz güneş ve rüzgar santralleri, yenilenebilir enerji kapasitemizi artırdı. Ama bu kaynaklar da yetmez. Çağımızda enerji her şey demek; petrolü, doğal gazı da bulmalıyız.

İşte Albayrak'ın ziyaret ettiği Norveç'ten gelen 230 metre uzunluğunda, 36 metre genişliğindeki büyük sondaj gemisi; petrolü, doğal gazı bulma konusunda kararlılığımızı ortaya koyuyor. Petrolü, doğal gazı bularsak Türkiye'nin kaderi değişir. İnşallah gemimiz, ilk sondajını gerçekleştireceği Akdeniz'den müjdeli haberle döner.

Umarım enerjideki bu büyük atılımlar halkın daha ucuz enerji kullanmasına fırsat sunar. Bu noktada elektrik, su, doğal gaz faturalarını toplayan özel şirketlerin fiyat politikaları mercek altına alınmalı! Sonuçta vatandaş faturada ne ödediğine bakar!

Fanatikliğin böylesi...

Kösem Sultan tarafından 17'nci yüzyılda yaptırılan Eminönü Mercan'daki Büyük Valide Han'ın kubbesi, Boğaz'a karşı zıplayıp fotoğraf çektirmek isteyenler ve reklam çekimi yapan ekipler yüzünden çöktü. Aslında Kültür ve Turizm Bakanlığı, tarihi yapıyı korumak için Haziran 2016'da çatıya çıkmayı yasaklamıştı. Önemli olan bu yasağı uygulamak! İddialar doğruysa han bekçileri para karşılığı insanları çatıya çıkarmaya devam etmiş. Instagram'da, Facebook'ta, Twitter'da 'like' almak, takipçi sayısını artırmak için güzelim kubbeyi çökertenler aslında modern, eğitimli insanlar. Cahili de, eğitimlisi de tarihe saygılı değil bu ülkede. Demek ki zıplamak tarihten daha değerliymiş!

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13
ETİKETLERköşe yazarları