UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

"VATANIM SENSİN" DİZİSİNE HANGİ SÜRPRİZ İSİMLER DAHİL OLACAK?..

TV yazarları bugünkü köşelerinde yine oldukça önemli ve dikkat çeken konulara değinmişler. İşte sizin için derlediğimiz yazılar…

"VATANIM SENSİN" DİZİSİNE HANGİ SÜRPRİZ İSİMLER DAHİL OLACAK?..

SİNA KOLOĞLU-MİLLİYET

İLAHİYAT HOCAMIZDAN BİR HAYAL

Habertürk’te Didem Arslan Yılmaz’ın konuklarından biri, Ankara İlahiyat Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Şaban Ali Düzgün’dü. Düzgün, “Ekonomilerinin kayıt altına alınması, demokrasilerinin bu kabile yapısından kurtularak, tarikatlar, cemaatler gibi siyasal kültür geliştiren bağlardan kurtularak, demokratik ve şeffaf bir kültür geliştirmesi konusunda Türkiye’nin öğretici olmak gibi bir vebal borcu var” dedi. Yani ‘İslam ülkelerine bu konularda örnek olacağız’ demek istedi hocam. Bu gücün nereden geldiğini de, Türkiye’nin 90 yıllık seküler kültür ülkelerinde elde edilemeyen bir birikimi bize kazandırmasına bağladı. Hocamız, İslam kültürünün müthiş bir birikime, Selçuklu ve Osmanlı üzerinden sahip olduğumuzu da hatırlattı. Bunun bizde ‘soft bir güç’ yarattığını belirtti. Ne diyelim, inşallah bir gün farkına varırız hocam.

ANKET ŞİRKETİ SAHİPLERİ NE KONUŞUR?

CNN Türk’te sevgili Ahu Özyurt’un konukları Hakan Bayrakçı, Soner Aras ve ibrahim uslu’ydu. Bir de Gülfem Saydan Sanver vardı. Üç anket şirketi sahibi ve bir de yine ‘Türkiye’deki Seçim Kampanyaları ve Siyasi Partilerin Karşılaştırmalı Seçim Stratejileri’ üzerine doktorasını yapmış, bu konuların uzmanı bir isim. Konuşulan konu, Kudüs... Sayın konukların bilgi ve birikimleri elbette ki uluslararası ilişkileri konuşmaya yeterlidir. Bu durumda uzmanlık alanı dış politika, stratejiler vs. olan, bu işe kafa yormuşların günahı nedir? Türkiye’nin seçim gündemi olur, sayın konuklar ‘buyur’ edilir. İslam dünyası, Trump ve Kudüs başlıkları konuşulurken, sanırım öncelik almaları hiç doğru değildi. Geçenlerde benden sinema filmleri hakkında görüş istemişlerdi. ‘Benim alanım değil’ demiştim. Rahatlıkla fikir beyan edebilirdim mesela. Biraz da konukların dikkat etmesi gerekiyor. “Ben buradan almayayım” demeleri gerekiyor.

FENER’İN MAÇI NEDEN ATV’DE?

Ev ahalisi, “Galatasaray’ın maçı neden ATV’de değil, A Spor’da yayınlandı?” diye kızdı. Beşiktaş’ın da maçı vardı. Yani iki büyük takımın maçı. Salı akşamı ATV’nin iddialı dizisi ‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’ yayınlanıyor. Çarşamba günü, Fenerbahçe’nin Adana Demir-spor’la maçının olduğu akşam ‘dişe dokunur’ bir şey yok! Ev ahalisi, “Ya hepsi ATV’den ya da hepsi, A Spor’dan yayınlansın” diyor. Çok sayıda taraftar da aynı düşünceleri paylaşmıştır.

 

MESUT YAR-POSTA

Ana haber bültenleri ölçümden çıkarsa...

Başbakan Binali Yıldırım bültenlerdeki cinayet, şiddet ve tecavüz haberlerini işaret ederek RTÜK’e (Radyo ve Televizyon Üst Kurulu) “Ana haber bültenleri reyting ölçümlerinde çıkarılmalı” telkininde bulunmuştu...

Bu telkin RTÜK tarafından kanallara henüz tebliğ edilmedi. Zaten böyle de kanuni bir yetkisi yok...

Neyse. İşin reyting dışında siyasal, sosyal vesaire boyutları var. Ama en önemlilerinden biri de mali boyutu! Çünkü bildiğim kadarıyla FOX Haber, Kanal D Haber, Show Haber, Atv Haber ve Star Haber ülkenin yayıncısına en çok kazandıran ana haber bültenleri. Haber içindeki reklam kuşaklarının saniye değeri hemen her kanal için prime time dizilerinden fazla...

Böyle bir karar durumunda elde bir veri olmayınca reklam veren eski alışkanlıklar üzerinden mi gider yoksa haber içindeki reklam kuşakları topyekun kaldırılır mı? Yoksa sosyal medya ve farklı mecralarda troller oluşup izleyiciyi ve çeşitli sektörleri domine eder mi? Sorular, sorular, sorular...

Oya’nın ilacı çok merak edilmiş

Dünyanın en büyük arama motoru Google’da bu yıl en çok aranan dizileri biliyor musunuz? Birinci sırada dünyada fenomen olan “Game of Trones” bulunuyor. İkinci sırayı PUHU TV’de yayınlanan “Fi” dizisi alırken üçüncü sırada da “İçerde” var. “İçerde” yayından kalktıktan sonra bile en popüler işlerden biri olmaya devam ediyor...

Bir başka sürpriz arama da “Ufak Tefek Cinayetler” (Star TV) dizisinde Jinekolog Doktor Oya karakterinin ısrarla edinmeye çalıştığı Pestisit isimli ilaç olmuş...

Dizilerin insanda yarattığı merakın yanı sıra bilgiye yöneltmesi bana göre harika bir şey. Sanırım bu veriler “boş gözlerle dizi izliyoruz” diyenlere de tatlı bir yanıt olmuştur!

 ‘Diriliş Ertuğrul’ neden yayınlanmadı?

Merak edenler için bilgi notunu düşelim; “Diriliş Ertuğrul”un (TRT 1) setinde çıkan yangın dolayısıyla (şükür can kaybı yok) dizi geçtiğimiz akşam yayınlanmadı. Bu da gösterdi ki aksiyonu bol olan dönem dizisi için yeterli stok bulunmuyor...

“Diriliş Ertuğrul”un çekimlerinin bir hayli çetin şartlarda gerçekleştiğini biliyoruz. Hele ki kış aylarında şartlar iki kez çetinleşiyor. Üstüne bir de yangın meselesi gelince zorunlu bir nadas yaşanmış oldu...

Peki, bu sıkıntılı gelişmenin yapımcının ciddi kaybı dışındaki maliyetini biliyor musunuz? En az 1 milyon liralık reklam kaybı. Hem de reklam gelirlerinin en düşük olduğu aylardan birinde...

Ekibe ve yayıncı kanala geçmiş olsun diyorum; her anlamda!

BİR PRESTİJ MESELESİ

Bir dönem “Muhteşem Yüzyıl”da oynamak oyuncular için çok prestijli bir şeydi. Şaka bir yana birçok önemli ismin yanı sıra dizide görünüp hayatımıza giren çok sağlam oyuncularla da tanışmış olduk...

Aynı prestij meselesi şimdi “Vatanım Sensin” (Kanal D) dizisinde yaşanıyor. Bölümlük konuk oyuncular hakikaten döktürüyor. Diziye yeni giren karakterler kariyerlerine önemli bir satırı ekliyorlar...

Ufuk Bayraktar, Şükran Ovalı, Levent Can gibi isimlere bir de Merve Dizdar eklendi. Belli ki sezon sonuna kadar çok da sürpriz isimleri gerçek tarihi kişilikleri canlandırırken göreceğiz...

Kulağıma bir iki isim çalındı ki, tadından yenmez. O kadarını söyleyeyim...

Yeniden o koltukta

Kim nasıl ikna etti bilmiyorum? Ama Abdullah Oğuz çok uzun zamandır bir dizinin yönetmenliğini üstlenmemişti...

Mesleğin duayenlerinden olan Abdullah Oğuz daha çok FOX ve Star TV gibi kanallar için hazırladığı mini seriler ve TV filmleri için kamera arkasına geçmişti...

Birkaç gündür Star TV ekranlarında dönen patlamalı “Babamın Günahları” dizisinin fragmanları içinde bir anda beliren yazı Abdullah Oğuz’un yeniden kamera arkasına oturduğunu müjdeliyordu...

Sektöre çok isim kazandıran ve “Asmalı Konak”, “Kanıt” gibi kült işlere imza atan yapımcı ve yönetmen olarak Abdullah ağabeyi yeniden sahalarda görmek harika. Hoş geldiniz diyorum!

 

MEVLÜT TEZEL-SABAH

Erdoğan, yeni Selahaddin Eyyubi

ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma ve ABD Büyükelçiliği'ni Tel Aviv'den Kudüs'e taşıma planını açıklamasının ardından, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı çağrıyla İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), İstanbul'da toplandı. Ve bu olağanüstü toplantıda, 'Doğu Kudüs, Filistin'in başkentidir' kararı çıktı. Bu kararın altına 56 ülke imza attı.

ABD Başkanı Donald Trump'ın, Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıyan kararına destek veren ülke sayısı ise sadece üç. 56'ya, üç! Bu zaferde Erdoğan'ın payı büyük.

En önemlisi de; 56 ülke, Türkiye'nin evsahipliğinde bu kararı aldı. Erdoğan'ın kararlı tutumu ve liderliği sayesinde İİT üyesi ülkeler, uzun zamandan sonra ABD'nin desteklediği İsrail'in işgalci politikalarına karşı ilk defa bu kadar sert ve net yanıt vermiş oldu.

Cezayir'in önemli gazetelerinden Lexpression'da yayınlanan Chaabane Bensaci imzalı yazıda, Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 'Kudüs'ün yeni Selahaddin Eyyubi'si' olarak bahsediliyordu. Bu benzetme, daha önce Avrupa ve Arap basınında birçok kez yapılmıştı. Erdoğan, İslam dünyasına ilham ve cesaret kaynağı olmaya devam ediyor; bu büyük bir onur.

Şimdi bu kararın altı somut adımlar atılarak doldurulmalı.

Dünyada 1 milyar 400 milyon Müslüman'ın yaşadığı, İsrail ve ABD'ye hatırlatılmalı.

Zarrab, Escobar gibi

Reza Zarrab'ın New York'taki Manhattan Metropolitan Cezaevi'nde bir gardiyana rüşvet verip uyuşturucu, alkol ve kadın talep ettiği iddia edilmişti.

Zarrab da bu iddiaları kabul etmişti. Rüşvet skandalının ayrıntıları ortaya çıkmaya başladı. Hürriyet gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi, bugünkü köşesinde, 45 bin dolar rüşvet karşılığında gardiyanın 'avukat görüntüsü altında içeriye kadın soktuğunu' yazdı:

Gardiyan, kendi dinlenme odasında bir saatlik görüşme ayarlamış. Baş gardiyan bunu tespit edip cezaevi yönetimine bildirince, Zarrab, Brooklyn'deki cezaevine sürülmüş.

Daha önce de Zarrab ile aynı koğuşu paylaşan Fildişi Sahilleri vatandaşı 61 yaşındaki Faouzi Jaber, Zarrab'ın kendisine tecavüz ettiğini öne sürerek dava açmıştı.

Bu nasıl bir hapishane?

Hapishane değil, sanki pembe dizi seti! Zarrab'ın bu yaptıklarını tarihin en büyük uyuşturucu kaçakçısı Escobar yapıyordu ama Kolombiya'da!

Eğer bu olayların gerçekleşmesine göz yumulduysa, bu daha büyük bir skandal.

İçerideyken bunları yapan bir adamın söylediklerine inanacaklar mı, bekleyip göreceğiz... Zarrab davası, ABD adaletinin test edileceği bir davaya dönüştü.

Müteahhit sayısı Avrupa’nın 10 katı

Dünya gazetesi, Türkiye genelinde müteahhit sayısının 330 bine ulaştığının tahmin edildiğini, sadece İstanbul Ticaret Odası'na (İTO) kayıtlı 60 bin müteahhitin olduğunu ve Almanya'da bu sayının 3 bin 800, tüm Avrupa'da ise 20-30 bin arasında olduğunu yazdı.

İnşaat sektörü Türk ekonomisinin lokomotifi ancak bizdeki müteahhit sayısının, tüm Avrupa'nın 10 katı olması anormal ötesi bir durum. Siz de çevrenizde mutlaka görüyorsunuzdur; bakkalı, terzisi, herkes müteahhitliğe soyundu.

Bu kadar çok insan müteahhit olursa, elbette ihtiyaç fazlası konut yapılır. En önemlisi de çirkin yapılaşma zirve yapar, ki yaptı da... Canı isteyen herkes müteahhit olmamalı...

Arda, Fenerbahçe’ye gelir mi?

Arda Turan, Türkiye'ye gelirse ilk tercihinin Galatasaray olacağını söyledi.

Ama Galatasaray taraftarı ikiye bölünmüş durumda;

Arda'yı istemeyenlerin sayısı fazla. Arda'yı almak aynı zamanda bir risk. Eğer Arda eski futbolunu oynayamazsa, Galatasaray yönetimi kendine eleştirilecek bir cephe daha açmış olur.

Peki, Arda Fenerbahçe'ye gelir mi? Aziz Yıldırım isterse gelir ama yıldız futbolcularla iyi geçinemeyen Aykut Kocaman, Arda gibi büyük bir egoyu istemez. Teknik direktör Aykut olmasaydı;

Yıldırım, Emre Belözoğlu örneğinde olduğu gibi, Arda'yı Fenerbahçe'ye getirebilirdi. Gerçi futbol dünyasında her an her şey olabilir. Arda'nın az da olsa Fenerbahçe'ye gelme ihtimali var. Fikret Orman'ın sürpriz yapmayı sevdiğini de unutmayalım. Arda gibi kaliteli yerli futbolcu bulmak zor.

Sinemada sigarayı yasaklamak...

Sağlık Bakanlığı, Türkiye'de nüfusun yüzde 32'sine kadar çıkan sigara kullanım oranını düşürmek için yeni bir yasa taslağı hazırladı. Bakanlık, dizilerdeki sigara görüntülerinin tamamen kaldırılmasını planlıyor.

Sinemalarda gösterilen sigara reklamı ve görüntülerinin de yasaklanabileceği konuşuluyor.

Böylece yıllardır görmeye alıştığımız sigaraların buzlanma görüntüleri tarih olacak, sigara olan sahneler baştan makaslanacak.

Sigarayı buzlamak hem görüntü kirliliğine neden oluyordu, hem de daha çok dikkat çekiyordu. Yerli dizilerde sigaranın hiç görülmemesi, yapımcılarla karşılıklı anlaşılarak da sağlanabilir. Ancak yabancı dizi ve filmlerde sigara yer alan sahnelerin makaslanması radikal bir karar olur. Sigara endüstrisi, en büyük gizli reklamı dizi ve filmlerle yapıyor. Yabancı dizi ve filmlerde sigaralı sahneler büyük yer kaplıyor. Eğer bu sahnelerin hepsi makaslanırsa, film ya da dizi diye izlenecek bir şey kalmaz. Örneğin, bir Hollywood filminden ortalama 10 dakika makaslanır.

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13
ETİKETLERköşe yazarları