UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

MESUT YAR YAZDI: "DİZİLER DE BİR ŞİFA YÖNTEMİ Mİ?.."

TV yazarları bugünkü köşelerinde yine oldukça önemli ve dikkat çeken konulara değinmişler. İşte sizin için derlediğimiz yazılar…

MESUT YAR YAZDI: "DİZİLER DE BİR ŞİFA YÖNTEMİ Mİ?.."

SİNA KOLOĞLU-MİLLİYET

DÖRT DİZİ İKİ FİLM FORMÜLÜ

Fox’un filmlerini bilmem de, dizileri hiç fena gitmiyor. Pazartesi ve çarşamba film yayınlıyorlar. Bu durumda, dört dizinin iyi iş yapması lazım. ‘Şevkat Yerimdar’ın AB’si hariç, FOX dizileri, genelde o meşhur yüzde 5 izlenmenin üzerinde. ‘Kadın’ total izleyicide 1’inci, AB’de üçüncü. ‘Bizim Hikaye’de de benzer durum var. ‘Kalbimdeki Deniz’ de hiç fena değil; üçüncü oluyor. ‘Savaşçı’ her iki kategoride birinci. ‘Şevkat Yerimdar’ totalde üçüncü görünüyor. Peki film seçimi doğru mu? Duruma göre değişiyor. ‘Çalgı Çengi İkimiz’ pek ilgi görmezken, ‘İkinci Şans’ AB’de altıncılığı almış.

Seri, iş yapar mı?

Geçtiğimiz temmuzda ‘Badem

Şekeri’ yayınlandı ve izleyici beğendi.

Yaz dönemi izlenme oranları düşüktür ama izlendi. İkincisi, epey altlarda kaldı. Hele üçüncü ‘Badem Şekeri’, 25’inciliği gördü. Bu akşam ‘Badem Şekeri 4’ ekrana gelecek. Ortalaması, ilk filmden sonra yüzde 2 olan serinin sonuncusu ne olabilir?

‘BABALAR VE OĞULLAR’ ÜZERİNE...

Tesadüf, ‘Douglas Ailesi’nin filmini D-Smart’ta izledim. 2003 yapımı... Kirk, Michael, Diana Douglas ve torun Cameron Douglas... Bu filmi çektiklerinde Kirk Douglas 87, Diana Douglas 80, Michael Douglas 59 yaşında... Bizde bir tane bu yaş aralığında başrol oyuncuların olduğu dizi ya da film var mı? ‘Yaşlılar’, gençlerin oynadığı dizilerde altyapıyı oluşturuyor..

beIN, ÜÇ YERLİ DİZİYİ ALDI

beIN Media Group, ‘Bu Şehir Arkandan Gelecek’, ‘Yeni Gelin’ ve ‘Kış Güneşi’ni yerli dizi listesine aldı. Kendileri film ve dizi işlerinde de mevcutlar.

‘SÖZ’ BUNU ÇÖZER Mİ?

‘Söz’de sınır ötesindeki büyükelçiliğimiz, Çolak ve adamları tarafından kuşatılıyor. Amaç, Agâh’ı kurtarmak. Tim bu saldırıyı püskürtüyor. Elçinin tercümanı işbirlikçi. Elçilikteki gizli bir listeyi çalıyor. Tim, bu görevi de başarıyor ve listeyi alıyor. Ev ahalisinin aklına kozmik oda geldi. Çok gizli belgelere ne olmuştu? ‘Söz’ ekibi acaba bunu da açığa çıkarabilir miydi? Hani işin fantezi tarafı... Senaryo bu konuya da değinir mi mesela? Dizilerin senaryoları, gerçek hayatta yaşanılanların yanında, hayli sönük kalıyor.

 

MESUT YAR-POSTA

Şöhret sevdası can alıyor

Son olarak “Kanatsız Kuşlar”ın (atv) yönetmen koltuğunda oturan Kemal Uzun’u mütevazı bir karakter oyuncusu, sakin bir TV programı anlatıcısı, sevilen bir yönetmen ve iyi bir izleyici olarak hatırlayacağım...

Elini attığı her projeye hayat ve değer katan bir set lideri olarak aramızdan ayrıldı. Artık normalleştirdiğimiz zorbalığın, cinayet ikliminin son kurbanı oldu...

Ve ölümüyle şöhret sektörüne girebilmek için iyiden iyiye gözü kararan ciddi bir kalabalık olduğunu da ortaya çıkardı...

Kimsenin taze acısını, sıcak anılarını yok sayamam. Ama Kemal Uzun’un katli de televizyon dünyası adına incelenmesi gereken kanlı bir sektör gelişmesidir. Rahmet içinde uyu Kemal ağabey!

Sofralara zarafet geldi

“Yemekteyiz”de (TV8) geçtiğimiz yıllara oranla daha sakin geçen ve daha az kalp kıran bir dil yakalandı. Bunun en büyük mimarı programın sunucusu Onur Büyüktopçu...

Yetenekli oyuncu yerinde müdahaleler ve belli ki alt yapısında güçlendirmeye çalıştığı gurmelik bilgisi, sükunetiyle insanların karanlık yüzüne “bir dur” diyebiliyor...

Bu sayede geçtiğimiz yıllarda pek bir şey öğrenemeyip daha çok “kim kimi sofraya gömecek?” türünden detaylara takıldığımız işte bir zarafet ortaya çıkıyor...

Bu işi bu haliyle izlemek çok daha keyifli. Gündüz kuşakları içinde zirveye oynaması da anlattığım bu matematiğin bir eseri. Tebrikler ve afiyet olsun!

'ÇUKUR'UN MELODİSİ!

Pazartesi reytingleri artık yerine oturdu. Belli ki sezonu “Söz” (Star TV) önde, “Çukur” da (Show TV) hemen peşinde tamamlayacak. “Çukur” dizisinde senaryonun çok melez olduğu dikkatimi çekiyor. Her yeni bölümde kendisinden önceki aksiyon dizilerinden bir şeyler alıyor...

“Baba” filminin ekseninde başlayan dizi “İçerde”den ve “Karadayı”dan ciddi esinlenmeler taşıyor. Şu “beyefendi” bilinmeziyle de rakibi “Söz” ve “Ezel”e de göz kırpmaya başladı...

Ama tüm bunlar anlatım dilini alengirli yapmıyor. Mesele bir güç savaşı ve hangi diziyi çeksen aynı hatta girecek...

Ama şu var, “Çukur” birkaç özelliğiyle hepsinden bir adım önde. Bana göre en değerli özelliği de bölümler için seçilen şarkılar. Aynı bölüm içinde bir Mahzuni Şerif uyarlaması ile bir Neşet Ertaş klasiğini dinleyebilmek benim için çok değerli mesela!

Beyazperde reytingleri

Biraz da sinemadan konuşalım. Türk filmleri sinema salonlarının en çok izleneni oldu. Geçtiğimiz haftayı gişede lider kapatan “Aile Arasında” oldu. Gülse Birsel’in ilk sinema işi hakikaten seyirciyle ortak bir maya üretti...

İkinci sırada “Ayla” filmi yer aldı ki toplamda rekora koşuyor zaten. “Ayla”, içimizdeki vicdani kalıntıları toplayarak beyazperdede bize resmediyor...

Üçüncü sırayı Ezgi Mola’nın bir tiplemesi olarak yola çıkan “Maide’nin Altın Günü” isimli film aldı. Öyle yüksek bir açılış yapamasa da film harcadığının üstünde kazanacak...

“Yol Arkadaşım” dördüncü sırada yer alırken, Özcan Deniz, Aslı Enver ve Meryem Uzerli üçgeninde akan “Öteki Taraf” listeye beşinci sıradan girdi!

Diziler de bir şifa yöntemimi?

Avusturya’da yaşayan Seher ve Vedat Gürbüz çiftinin ikiz çocuklarından biri olan Rüveyda’nın beyninde geçen yıl tümör tespit edilmiş...

Hızlı bir tedavi sürecine giren Rüveyda, bu süre zarfında Kanal 7’nin sevilen günlük dizisi “Elif”i izleyerek hayata tutunmuş...

Çocuğumuzun en büyük hayali dizide Elif karakterini canlandıran Isabella Damla Güvenilir ile tanışmakmış...

Şükür, hastalığını yenen Rüveyda’nın hayali gerçek olmuş ve ailesi bu mutluluğu “Elif”in dizi setinde taçlandırmış...

Bir Dilek Tut derneğinin organize ettiği buluşmada bizim Elif, izleyicisi Rüveyda ile saatler boyunca evcilik oynamış ve ona dizide giydiği kostümlerden hediye etmiş. Kısacası başlıkta anlatmak istediğim şey.

 

OYA DOĞAN-VATAN

Ayla ve Aile Arasında’nın başarı sırrı

Bu yıl vizyona giren Türk filmlerinin çoğu gişede hüsrana uğrayınca açıkçası beni de bir merak sardı. Acaba Türk filmleri artık izleyicinin ilgisini çekmiyor mu? Komedi ve romantik komedi türü artık albenisini kaybetti mi? İzleyici hangi filmleri izlemek istiyor? Aklımda bu sorular var. Zira, televizyonda reyting karşılığı yüksek olan oyuncuların filmleri gişede battı.

Buna karşın Ayla 5 milyona doğru gidiyor. Çünkü hikayesi güzel, gerçek ve kahramanını kendi içinden çıkarıyor. Kahraman yıkılmaz, kırılmaz, paslanmaz, vurulmaz değil! İnsan, sadece insan... Bir kız çocuğuna baba olmayı kafaya takmış bir insan... Onun için fedakarlık yapan bir insan! Nerede geçtiği, olayların gelişimi detay! Özü ailesiz kalmış küçücük bir kıza baba olmak için emek veren bir adamın hikayesi olması. O nedenle gerçek, samimi ve izleyicinin özünün ne olduğunu hatırlatıyor. Sonuç bu hafta sonu 5 milyonu bulacak. Bir diğer gişe yapan film ise Aile Arasında! Gülse Birsel’in kaleme aldığı, Ozan Açıktan’ın yönettiği film 10 günde 1.5 milyonu geçti. Üstelik o da bir komedi filmi. Derdi büyük insanları anlatmak değil, küçük insanların büyük sorunlarına odaklanıyor. Samimiyeti ve insanı da merkezine koyuyor. Sonuç hafta sonu 2 milyonu geçecek.

Romantik komediler neden tutmadı?

Diğer yandan romantik komedi filmleri ne yazık ki gişede hüsrana uğruyor. En sevdiğim tür romantik komedidir. Ancak ne yazık ki, bu ülkede türüne romantik komedi denilen ama gerçekte romantik komedi olmayan işler izliyoruz. Hiçbiri gerçek değil, daha doğrusu romantik komedinin en önemli duygusu gözden kaçırılmış. Masalla gerçek sentezlenmiyor. Samimiyet merkeze alınmıyor. Hikayede gerçek kendini gösteremiyor. Çünkü ne aşk gerçek oluyor, ne de olaylara inanıyorsunuz. Müzik, mekanlar, kostümler çok güzel ama ortada seyirciye insan olduğunu hatırlatan bir hikaye ve reji yok. Sonuç 500 bin barajında kalabiliyorlar. Ayla, Yol Arkadaşım ve Aile Arasında 2017 yıllında yüzümüzü gülümseten, gözümüzü dolduran, hayattan koparmayan hikayeleriyle başarıyı hak ettiler. Darısı 2018’de vizyona girecek filmlerin başına...

EN YAKIN ARKADAŞIM BİR DELİ

Oyuncu Kerem Fırtına’nın kitabı çıktı geçtiğimiz ay. Adı: En Yakın Arkadaşım Bir Deli. Kerem yakından tanımasam da duruşuyla insana çok şey anlatan biri. O nedenle kitabı okumadan onunla ilgili bir yargım vardı. Kerem Fırtına’yı nasıl bilirsiniz diye sorsanız, adam gibi adam olmaya kafayı takmış, saygılı, tartışmasız mahalle çocuğu, içinde konuşan bir Kerem daha var ve en büyük kavgası onunla olan biri derdim. O nedenle kitabını da merakla okumaya başladım. Daha ilk sayfada beni haklı çıkardı. Çünkü kitaba Çiçekçi’yle başlıyor. Şu Üsküdar’daki Çiçekçi semtiyle ve o mahallede büyürken yaşadığı hikayeleri anlatıyor. Adam gibi adam olması için babasının verdiği mücadeleyi ve içinde konuşan Kerem’i daha ilk sayfalarda ortaya çıkarıyor. Gerisi zaten su gibi akıp gidiyor. Kısa sürede kitabın sonuna geliyorsunuz. Çünkü gizlisi saklısı yok. Ailesini, arkadaşlarını, korkularını, zaaflarını ve kendi karanlığını samimi olma derdi taşımadan, yapmacıklıktan uzak bir üslupla yazmış. Ben keyifle okudum, size de tavsiye ederim. 

 

MEVLÜT TEZEL-SABAH

İbrahim Çağlar’a sette çok iyi bakmışlar

İstanbul Ticaret Odası Başkanı, 57 yaşındaki İbrahim Çağlar'ın 'Payitaht Abdülhamid' dizisinde, Dersaadet İstanbul Ticaret Odası'nın kurucusu İbrahim Efendi'yi canlandırması parlak ve anlamlı bir fikirdi.

Çağlar'ın anne tarafından dedesi Hasan Şevki Efendi'nin II. Abdülhamid Han döneminde Hazine-i Humayun'da görev yapmış olması da bu rolün anlamını artırıyordu.

Her şey güzel başlamıştı ama Çağlar'ın diziye konuk oyuncu olduğu günün gecesinde kalp krizinden hayatını kaybetmesi, setlerdeki yoğun tempoyu akıllara getirdi. Usta oyuncuların bile şikayetçi olduğu setlerde geçen uzun yorucu saatler, İbrahim Çağlar'ı etkilemiş olabilir miydi? Haberlerde, Çağlar'ın sabah sekizden akşam 10'a kadar sette kaldığı yazıyordu. Bu, hiç oyunculuk yapmamış biri için uzun bir süre. Hürriyet yazarı Vahap Munyar'ın Çağlar'ın, yakın çevresine "O rolü oynamayı istiyorum ama şimdi bir sürü kişi arkamdan, 'Artistlik yapıyor' diyecekler" dediğini yazdı. Acaba sette geçen yorucu saatlere bir de 'İzleyen ne diyecek?' kaygısının yarattığı stres de eklenince Çağlar'ın kalbi aşırı mı zorlandı?

SETTE 9 SAAT KALDI

Ayrıntıları öğrenmek için 'Payitaht Abdülhamid'in ekibini aradım, Çağlar'ın bir gününün nasıl geçtiğini sordum.

Dizinin tanıtım ekibinden Tülay Hanım, "Mevlüt Bey, siz de biliyorsunuz; Türkiye'nin en modern platosunda çekim yapıyoruz. Oyuncularımızın rahatı için her şeyi düşünüyoruz, dinlenmeleri için odalarımız var. Çağlar Bey sete sabah 10.00'da geldi, oyuncularla birlikte kahvaltı yaptı, sonra da onunla birlikte iki küçük sahne çektik. Çekimlerden sonra da Çağlar Bey, eşi ve torunuyla sette vakit geçirdi, çay içti, sohbet etti ve setimizi akşam 7'de terk etti. Bu süre zarfında Çağlar Bey'i yormamak için elimizden gelen her şeyi yaptık" dedi.

Daha önce İzmit'teki Seka Film Platosu'nda 'Filinta' dizisinin setini ziyaret etmiştim.

Es Yapım'ın kurucuları Yusuf Esenkal ve Serdar Öğretici, dünya standartlarında modern bir plato hazırlamışlardı. Dizi ekibinin rahat etmesi için her şeyin düşünüldüğü aynı platoda 'Payitaht Abdülhamid' dizisi de çekiliyor. Çağlar'ın o gün sette yorulmaması için her şeyin yapıldığına inanıyorum.

Tabii Çağlar Bey çekimler esnasında strese girdi mi, yoruldu mu net olarak bilemiyoruz ama yorucu bir gün geçirme ihtimali yüksek.

Belki de Çağlar Bey, küçük bir sahne için bile defalarca tekrar çekimlerinin yapıldığını ve oyunculuğun tahmin ettiğinden daha yorucu bir iş olduğunu bilmiyordu. Buna bir de stres eklenince kalbi yorulmuş olabilir.

Asıl sorgulanması gereken, Çağlar Bey'in, hastaneye kaldırıldığında gaz sıkışması var denilerek evine gönderilmesi.

Elbette bu talihsiz ölümde ihmal olup olmadığını uzmanlar belirleyecek.

Kayakta bile şiddet var

Türkiye Kayak Federasyonu tarafından Erzurum Palandöken'de düzenlenen Milli Takım seçmelerinde kavga çıktı. Sporcular birbirlerine kayaklar ve batonlarla vurdu, bıçak çekti.

İki kişinin yaralandığı olaya müdahale eden polis, beş sporcuyu gözaltına aldı.

Kavganın çıkış nedeni olarak, yarış sırasında bir sporcunun kasıtlı olarak başka bir sporcuyu engellemesi gösteriliyor.

Kayak gibi elit bir spor dalında kavga çıkması enteresan.

Üstelik birbirlerine bıçak çekmişler! Bunlar nasıl sporcu? Sporda şiddetin kayak pistine kadar düşmesi düşündürücü.

Terim’den mesaj var!

Milli Takım'da görev yapan son teknik direktör Mehmed Bazdareviç'e aylık 15 bin Euro maaş ödeyen Bosna Futbol Federasyonu'nun Fatih Terim'e teklif yapması, Bosna medyasında 'Hiç gerçekçi bir görüşme değil, federasyonun yaptığı masrafa yazık' yorumlarına neden olmuştu.

Haklılar; Terim, Türkiye A Milli Futbol Takımı'nın başındayken yıllık 3.5 milyon Euro alıyordu.

İşin aslını, Terim'e teklif götüren heyette yer alan Tarık Hodziç açıkladı. İstanbul seyahatinin tüm masraflarını Terim'in karşıladığını belirten Hodziç, "Fatih Hoca, milli takımımız için alacağı parayı bir sponsordan çıkartabilecek bir isim. Bence Fatih Hoca, bize mali bir yük olmaz, çok firma sponsor olmak ister" dedi.

Son teknik direktöre aylık 15 bin Euro veren Bosna Hersek, Terim'e ne verebilir?

Kebapçı baskını ve TFF ile yaşadığı tazminat krizinden sonra Terim için büyük paralar dökecek bir sponsor çıkar mı?

Belki de Terim, Galatasaray'a 'Beni isteyenler var' mesajı vermek için böyle bir girişimde bulundu.

Yerli filmler birbirini kırdı

Ezgi Mola'nın başrolde olduğu 'Maide'nin Altın Günü', vizyondaki ilk üç gününde 197 bin bilet satarken, Özcan Deniz ve Meryem Uzerli'nin başrollerini paylaştıkları 'Öteki Taraf' ise ilk üç günde 113 bin izleyicide kaldı. Üstelik 'Öteki Taraf' 320, 'Maide'nin Altın Günü' ise 309 lokasyonda gösterime girmişti. Bu iki filmin gişelerinin düşük olmasında, 'Aile Arasında'nın vizyonda ikinci haftasında olmasına rağmen geçtiğimiz hafta sonu 591 bin kişi tarafından izlenmesinin etkisi büyük. Film toplamda 1 milyon 547 bin izleyiciye ulaştı.

Vizyonda yedinci haftasında olmasına rağmen 'Ayla'nın geçtiğimiz hafta 278 bin kişi tarafından izlenmesi ve toplamda 4 milyon 615 bin seyirciye ulaşması da büyük başarı. Yerli film enflasyonundan bazı yapımlar zararlı çıkacak diye defalarca yazdık. 'Öteki Taraf' ve 'Maide'nin Altın Günü'; vizyon tarihleri 'Aile Arasında' ve 'Ayla' ile çakışmasaydı daha fazla izleneceklerdi. Tıpkı dizilerdeki gibi filmlerde de gösterim tarihini seçmek, olasılık hesapları yapmak artık çok önemli.

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13
ETİKETLERköşe yazarları