ALİ EYÜBOĞLU-MİLLİYET
TRT, TEVFİK İLERİ’NİN HAYATINI DİZİ YAPACAK
TRT, 27 Mayıs askeri darbesinden sonra hapsedildiği Yassıada’da ölen Adnan Menderes hükümetinin Milli Eğitim Bakanı Ahmet Tevfik İleri’nin hayatını mini dizi yapacak.
Neden mi? İşte nedenleri:
Tevfik İleri, birçok ilke imza atmış, idealist, cesur bir milli eğitimci ve siyasetçi.
Milli Türk Talebe Birliği’nde başkanlık yaptı.
Türkçenin daha yaygın kullanılması ve yerli malına gerekli önemin verilmesi için uğraştı.
İstiklal Marşı çalınırken ayağa kalkılmasına öncülük etti.
Okulların her yıl 18 Mart’ta öğrencileri Çanakkale Şehitliği’ne götürme geleneğini başlattı.
Kapatılan İmam Hatip Liseleri ve Yüksek İslam Enstitülerini açtı.
TRT 1 dizisinin adı “50 Kelimelik Mektuplar”. Çünkü İleri, hayatını kaybettiği Yassıada’da hapisteyken mahkumların 50 kelimeden fazla mektup yazılmasına izin verilmiyordu.
Sadık Yalsızuçanlar’ın Tevfik İleri’yi anlattığı “Vefa Apartmanı” kitabından Nevin Şahin’in “50 Kelimelik Mektuplar” diye senaryolaştıracağı dizinin yapım şirketi Busat Film, genel yönetmeni ise Kudret Sabancı.
ŞANLIURFA’DA KÜLTÜR TURU
Şanlıurfa Valiliği, Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi ve Karacadağ Kalkınma Ajansı’nın işbirliğinde Kasım 2016’da başlayan ve Kasım 2018’de bitecek Avrupa Birliği destekli “Şanlıurfa’da Tarih Yeniden Canlanıyor” projesinin etkinliklerine davetliydik.
“Peygamberler Şehri”nde dolu dolu iki gün geçirdik.
Yiyecek – içecek işletmeleri, şefler, oteller ve sektör paydaşları, İstanbul’dan gelen gurmeler, gastronominin kanaat önderleri ve basın mensuplarına Urfa’nın kadim lezzetlerini, turizmciler de tarihi değerlerini tanıttı.
Nisan 2017’de 31 kişinin yaşamını yitirdiği Suruç’taki patlamanın ardından aylarca yerli ve yabancı turistin uğramadığı Şanlıurfa’da turizm, yeni yeni toparladı kendini...
Şanlıurfa, şimdiye kadar birçok kez gittiğim, her ziyaretimde yeni kadim kültürlerle tanıştığım ve her seferinde daha da sevdiğim bir şehir.
Bu “kültür turu”nun içinde, yakında ziyarete açılacak Göbekli Tepe de vardı. Bu daveti kabul etmemin tek sebebi, insanlık tarihini yeniden sorguladığı söylenen Dünyanın ilk tapınağını gezecek olmamızdı.
1995 yılında bir köylünün bulduğu tarihi eserin izini süren Alman arkeolog Prof. Klaus Schmidt’in 1995 yılında başlattığı kazı çalışmalarıyla ortaya çıkardığı eserleri göremeden döndüm. Çünkü, Göbekli Tepe’deki eserleri
koruyacak çatı inşaatı yüzünden zarar görmemeleri için ahşap kutularla kapatılmıştı. 12 bin yıllık eserleri göremedik, Göbekli Tepe’nin havasını soluyup, döndük!
GÜNÜN SÖZÜ
Sevdiklerinize zaman ayırın, yoksa zaman sizi sevdiklerinizden ayırır. (W. Golding)
SİNA KOLOĞLU-MİLLİYET
‘BOXUN YILDIZLARI’ UCUZ ATLATTI
TV8’de yayınlanan ‘Boxun Yıldızları’ programı, aniden bitti. Üçüncü bölümdeki tehlikeli Oyun, şans eseri ucuz atlatıldı. Bu işten anlayanlar, özellikle üçüncü bölümdeki Sami Levi ve Bülent Çetinaslan maçını örnek gösteriyor. Ekşi Sözlük’te, programla ilgili boks sporuyla yakından ilgilenen bir yorumcu, “Bülent’in yumruğu çok güçlü değil. Ama bilinçsiz olarak saldıran Sami, bundan daha fazla etkileniyor. Çenesinin üzerine isabet eden yumruk sonrası, ani darbeye bağlı olarak bayılıyor” yazmış. Nakavt sonrası ortalık karışmış. Panik havası, ringin üzerinde bağırış çağırış... Yorum yapan Bilgehan Demir, “Bunlar boksta olabilir, nakavt var” diyor. Olabilir de, bu kardeşler profesyonel boksör mü? Kendisi de durumdan rahatsız ama çaktırmıyor! Bu arada bir diğer eleştiri de, “Kasksız nasıl oynatırlar?” şeklindeydi. Bu tür bayılmalar, beynin kendini savunma mekanizması sonucu olduğundan, basit bir şekilde atlatılabildiği gibi, ciddi sonuçlar da doğurabilir. Hakemler, profesyonel. Maça bu gözle bakıyor. Gelen bir diğer eleştiri ise,
“İlk yumrukta hakemin duruma bakması gerekir. Profesyonel maç değil. Ama öyle olmadı” şeklinde. RTÜK’ün gözünden kaçmış. Eh biraz sakatlanma, biraz baygınlık, kısaca TV8 ucuz atlatmış.
Zeytinyağsız salata yapan program!
Show TV’de Pelin Karahan’ın sunduğu ‘Nefis Tarifler’ programında, ‘Nasıl sunuyor?’, ‘Ne kadar yemek yapıyor?’ soruları bir kenara, işin kullanılan malzemeyle ilgili tarafı ev ahalisini çıldırttı. Programda, mercimekli semizotu salatası tarifinde, “Sos için yarım çay kaşığı ayçiçek yağı” lafını duyunca herkesten, “Yok daha neler? Salata eşittir zeytinyağı” sesleri yükseldi. Konuk oyuncu Selim Bayraktar’dı. İstridye mantarı kebabı tarifi verdi ve yaptı. “Sosumuzda katı yağ kullanıyoruz” dedi.
Euronews’ten gaf
Geçtiğimiz cuma saat 18.09 sularında haber kanalı Euronews’in Türkçe yayınında, Cumhurbaşkanı’nın Yunanistan gezisiyle ilgili bir haber vardı. Haberde, “Recep Tayyip Erdoğan’ın Batı Trakya ziyareti, bölge sakinleri tarafından memnuniyetle karşılandı” dendi. Bölge sakini kim? ‘Ziyareti, bölgede yaşayan Türkler tarafından memnuniyetle karşılandı’ daha doğru olmaz mıydı?
MEVLÜT TEZEL-SABAH
Dayak yediğinizle kalıyorsunuz!
Eşinizle bir otelin lobisine girerken tanımadığınız biri, "Sen beni tanıyor musun?" diye soruyor. Siz de "Kusura bakmayın, tanıyamadım" diyorsunuz. Bunun üzerine o şahıs "Sen beni nasıl tanımazsın? Seni ve karını burada harcarım" dedikten sonra yanındaki iki adamla birlikte size ve eşinize tekme tokat saldırıyor.
Saldırganlar, eşinizin kafasına sert bir cisimle vuruyor.
Otel çalışanlarının araya girip dayağı durdurmaya çalışması da sonuçsuz kalıyor. Feci şekilde dayak yedikten sonra eşinizle birlikte hastaneden darp raporu alıyorsunuz.
Otelin kamera kayıtları inceleniyor ve polis, saldırganların ifadesini aldıktan sonra serbest bırakıyor.
BİREYSEL SİLAHLANMA
Bu olayda saldırıya uğrayanlar ünlü komedi oyuncusu Hakan Yılmaz ve eşi Elif Yılmaz olduğu için haber oldu. Bir de haber olmayanlar var! Bu saldırıya hepimiz maruz kalabilirdik. Saldırganlardan biri güya oyuncuymuş, Google'a adını yazdığınızda silahlarla mafyatik pozlar veren biri çıkıyormuş.
Bu adamın sırf adını duyurmak için saldırdığını iddia edenler var.
Türkiye'de dayak atmanın cezası yok denecek kadar az, en azından ilk etapta serbest kalıyorsunuz.
Sonra da Türkiye'de bireysel silahlanmanın artmasının endişe verici olduğuna dair haberler, yorumlar okuyoruz!
Bireysel silahlanmaya karşıyım, bu konuda birçok yazı yazdım ama ortada delil ve görüntü varken, birileri, birilerini dövüp serbestçe dolaştığı ve genelde çok az ceza aldığı bir ülkede, belki de kimsenin kendisini korumak için silah alan birine hesap sorma hakkı yok!
Zaten insanları döven, darp edenlerin aynı zamanda silahları da var. Hakan Yılmaz, aynı saldırıya ABD'de maruz kalsaydı ve kendini savunmak için silahıyla saldırganları vurup öldürseydi hiç ceza almadan hayatına devam ederdi!
İnsan dövmek, Türkiye'de neden önemli bir yaptırıma konu değil? Neden insanlar dayak yediğiyle kalıyor bu ülkede?
Ne istediniz bu aileden?
Galatasaray-Akhisar maçında hem sahada, hem de tribünlerde birçok olay yaşandı. Önce güzel olanla başlayalım; ABD Başkanı Donald Trump'ın İsrail'in başkenti olarak Kudüs'ü kabul edeceklerini duyurmasıyla başlayan protestolara, Galatasaray taraftarının;
Hz. Ali'nin 'Bir zulme engel olamıyorsanız onu herkese duyurun' sözünü pankart yaparak destek vermesi, Akhisar ve Galatasaraylı futbolcuların sahaya 'Kudüs kırmızı çizgimizdir' pankartıyla çıkması anlamlıydı.
Kudüs için böyle etkileyici protestolara imza atan taraftarın, Galatasaray 2-0 yenikken Tudor ve yönetimi istifaya davet etmesi, Fatih Terim maskesi takmaları ve maç 4-2 olunca da her şeyi unutmaları büyük çelişkiydi.
Galatasaray taraftarı, medyadaki Terim lobisinin gazına gelerek takıma zarar verdiklerinin farkında değil galiba!
Gelelim en üzücü olaya...
Tribüne eşi ve çocuğuyla gelen Beşiktaşlı bir kadın taraftar vardı. Tribünlerde görmek istediğimiz bu güzel tablo, yine bazı kendini bilmez taraftarlar yüzünden kabusa dönüştü.
Taraftarlar, o anneye formasını çıkartması için tepki gösterdi ve güvenlik görevlileri kadına formayı çıkarttırdı.
Güvenlikçilerin görevi tribündeki bu aileye yönelik sözlü linçe destek olmak mıdır? Evet, güvenlikçiler olayın büyümesine engel olmaya çalışıyorlardı ama aynı zamanda o utanç tablosuna ortak oldular!
Tribünlere renk katan bu mutlu aileden ne istediniz?
En kötüsü ise artık Anadolu ya da İstanbul takımı fark etmiyor; birçok maçta bu çirkin olay yaşanıyor.
İsrailli Bakan boykot istiyor!
İsrail Savunma Bakanı Avigdor Liberman; İsrailliler'e, Kudüs'ü başkenti olarak tanıyan kararı protesto eden Filistinliler'i boykot etme çağrısında bulundu. Liberman, Yahudi İsrailliler'in artık Filistinliler'in köylerini ziyaret etmemesi ve ürünlerini almaması gerektiğini söyledi.
Boykot çağrıları genelde başarıya ulaşmaz ama Liberman, bu açıklamasının dünyada haber olmayacağını mı düşündü acaba? Bence bu, uyuyan devi uyandırma potansiyeli olan bir hata! Boykot restleşmeye dönüşürse İsrail bu işten daha zararlı çıkar!
2017’nin en iyi 25 filmi
Yeni yıla yaklaşırken birçok sinema dergisi ve internet sitesi, 2017'nin en iyi filmlerini açıklıyor ama bunların içinde bence en değerlisi; British Film Institute'ün ünlü aylık sinema dergisi Sight&Sound'un açıkladığı liste. Derginin dünya çapında 188 eleştirmenin oylarıyla 2017'nin en iyileri seçkisinin ilk sırasını Jordan Peele'nin ilk uzun metraj denemesi 'Get Out' (Kapan) aldı. Bu tercihe itiraz eden fazla olmaz herhalde. 2017'de mutlaka sizin de izlemediğiniz müthiş filmler olmuştur. Bu listeyi bir kenara koyun derim.
İşte 2017'nin en iyi 25 filminde ilk 10'a girenler: 1. 'Get Out' (Jordan Peele) 2. 'Twin Peaks: The Return' (Mark Frost ve David Lynch) 3. 'Call Me by Your Name' (Luca Guadagnino) 4. 'Zama' (Lucrecia Martel) 5. 'Western' (Valeska Grisebach) 6. 'Faces Places (Agnes Varda), 7. 'Good Time' (Josh ve Benny Safdie) 8. 'Loveless' (Andriy Zvyagintsov. 9'uncu sırayı ise iki film paylaşıyor; 'Dunkirk' (Christopher Nolan) ve 'The Florida Project' (Sean Baker).
Listesin devamı ise bu linkte: http://www.bfi.org.uk/features/best-films-2017/
