UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

MESUT YAR YAZDI: "YILBAŞINDA BÜYÜK KANALLAR NE YAPACAK?.."

TV yazarları bugünkü köşelerinde yine oldukça önemli ve dikkat çeken konulara değinmişler. İşte sizin için derlediğimiz yazılar…

MESUT YAR YAZDI: "YILBAŞINDA BÜYÜK KANALLAR NE YAPACAK?.."

MESUT YAR- POSTA

YÖNETMENİ ÇOK SAĞLAM

Gülse Birsel’in “Aile Arasında” filminden hareketle yapacağı yeni dizi işinde aynı sıcaklığı kullanması gerektiğini not düşmüştüm. Dizinin adı “Jet Sosyete” olmuş. Buradan hareketle istediğimiz o nostalji kokan mizah çıkmaz diye düşünülebilir...

Ama ben tersini düşünüyorum. Yeşilçam’da güngörmüşler üzerinden hatırladığımız çok sayıda “sıcak” film var. Umudumu yitirmiyorum...

Bu arada dizinin yönetmeni Hakan Algül, son dönem Türk Sineması’nın en çok gülünen ve izlenen işlerine imzasını atan çok usta bir yönetmen... Komedi aritmetiği sadece senaristle olmuyor, böyle güçlü bir de ikinci göz gerek. Ocak sonunu merakla bekliyorum, net!

BİR GÜZELLİK

Bingöl’de yapılan “Uluslararası Kısa Film Festivali” hakikaten doğru bir iş oldu. Festival organizatörlerinden Baran Mayda’nın sıklıkla kurduğu “Doğu’da güzel şeyler de oluyor” tadındaki umut öbeği gerçeğe dönüştü...

Göksel’den Kolpa’ya, Fatoş Güney’den Sinan Çetin’e kadar çok farklı isimleri bir araya getiren “Bingöl Uluslararası Kısa Film Festivali”nin “geleneksel” hale dönüşmesi en büyük dileğim. Şehirler sanatla, tarihle ve kültürle anılmalı, haksız mıyım?

HADİ BİRAZ HAREKET

“Vatanım Sensin” (Kanal D) hâlâ perşembe gecelerinin gözdesi. Geçtiğimiz sezonla kıyaslanınca 180 derece dönüşümler var. Mesela Tevfik (şimdilik) aydınlık tarafa geçmiş durumda. Bir İngiliz casusu olan Charles neredeyse Türk subayı olacak, Leon’un aşkı uğruna din değiştirmesi bir adım ötede...

Ama buna rağmen Azize ve Cevdet cephesindeki akış bir hayli yavaş. Bu diziyi bir tarih aksiyon ekseninde izlemeye başlayanlar için gelinen nokta bana göre fazla romantik. Geçen sezondan bu sezona akması gereken aksiyonda bir zayıflık var...

Sanırım dizinin bu hattı yeniden güçlendirmesi, savaşın ikliminde çoklu entrikalara yeniden ve frene basmadan girmesi gerekiyor. Haksız mıyım?

TRT'DEN BEKLENTİM

Star TV, 2017’nin ilk saatlerine Tarkan konseriyle iyi bir giriş yapmıştı. Bu yıl yine şarkılı türkülü gidecek ve melodiler Sibel Can’ın ağzından çıkacak...

Böylece yılbaşı için merak edilen ilk sorunun ilk yanıtını Star TV’den almış olduk. Peki, Kanal D, Show TV, atv ve FOX gibi büyük kanallar ne yapacak? Hepsi bu haftanın sonuna kadar netleşecek. Kanal D’de şu anda Altın Kelebek Ödülleri’nin heyecanı var. O bir dinsin, sağlam bir gol gelir...

Atv yüksek ihtimal milyonluk bir yarışma ile geceyi bağlar. FOX dilerim Tolga Çevik’in “Tolgshoow”uyla hem yeni işinin hem de kahkahanın promosyonunu yapar...

Show TV’nin bir eğlence kanalı olduğundan hareketle çok da zorlanacağını düşünmüyorum ama asıl sürprizi TRT 1 ekranından bekliyorum... Yıllar sonra tüm Türkiye’yi yine tek ekrana kilitleyebilecek bir akış çıkarırsa kısmen asık yüzlü duran önceki yılların tozunu üstünden bir atar pir atar!

BU NASIL KARDEŞLİK?

 “Kırgın Çiçekler”de (atv) Meral, Songül, Cemre, Kader ve Eylül’ün her türlü kötülük ve hatta melanete rağmen kısmen iyi niyetli bir “çiçekler kardeşliği” var...

İşin “Sarmaşık kardeşliği” kısmını da “Ufak Tefek Cinayetler”de (Star TV) izliyoruz. Arzu’ya Merve ve Pelin tarafından uzanan ve kardeşlik vurgusuyla altı çizilen son bölüm bana böyle bir çağrışım yaptı...

“Kırgın Çiçekler”de Meral hep yırtıyor. “Ufak Tefek Cinayetler”de Merve hep kazanıyor. Eh doğal olarak da içimden af buyurum “yemişim böyle kardeşliği” duygusu geçiyor. Siz ne diyorsunuz? Bu arada dünyanın küçük, Sarmaşık Sitesi’nin ise çok büyük olması haline bir son nokta geldi. Oya, hem Serhan hem de Taylan ile site sakinlerinin kadrajına girdi...

Böylece sitenin ufak bir ülke büyüklüğünde olmadığını anlamış olduk ki, buna “rahat bir nefes alma” denir!

 

OYA DOĞAN-VATAN

Ufak Tefek Cinayetler’in başarısının formülü

Tartışmasız bu sezonun en çok öne çıkan dizisi Ufak Tefek Cinayetler oldu. Nereye gitsem, kiminle konuşsam herkesin dilinde bu dizi var. Sanırım uzun zaman sonra ilk defa bir kadın projesi insanları bu kadar kendisine bağladı. Aslında bir önyargıyı da sildi. Demek ki kadın işleri de izleniyormuş, hep birlikte görmüş olduk. Evet, stilize hayatlar izlemeyi seviyoruz ama bu işi alıp bambaşka bir dünyaya koysalardı da izlerdik. Şimdi o dört kadını alın ve bir mahalleye koyun. Başlarına yine aynı şeyleri getirin izlemez miydiniz? İddiaya girerim gözümüzü kırpmadan izlerdik. Çünkü Ufak Tefek Cinayetler bizi içimizdeki kötüyle yüzleştiriyor. Fakat işi büyüten ve reytingi artıran formül başka! Ufak Tefek Cinayetler’de inanılmaz stilize bir dünya var. Bu da bize bir oyun oynanmasını sağlıyor. Yani izlediğimiz kadınlar bir yandan biz olurken, diğer taraftan bizimle hiç alakası olmuyor. İşin özü; kendi kötülüğümüzle yüzleşirken, bir yandan da öyle bir hayatımız olmadığı için durumu inkar ediyoruz. Tıpkı hayatın içinde de yaptığımız gibi aynı yalana sığınıyoruz. Kendimizi inkar edip suçu hep başkasına atıyoruz.

Geçmiş olsun Hakan ve Elif

Akıl tutulması, adalet şaşması yaşadığımız bir dönemden geçiyoruz. Önceki akşam Hakan Yılmaz ve eşi Elif bilinen bir otelde saldırıya uğradı. Üstelik nedeni Yılmaz’ın yanına gelip “Beni tanıdın mı? diye soran kişiye “Tanıyamadım” cevabını vermesi... İnsanın aklı almıyor, bir ünlüye beni tanıdın mı diye soruyorsunuz, cevap hayır olunca hem ona, hem de eşine saldırıyorsunuz. Üstelik Elif’in başına vuruyorsunuz. Araya giren otel görevlileri de sizi ayıramıyor. Sonunda polis geliyor. Hakan ve Elif şikayetçi oluyor, ancak saldırgan ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılıyor. İşte bu sonuca ağzınız açık kalıyorsunuz. Korkuyorsunuz, adalet nerede diye çığlık atıyorsunuz. Çünkü bu haberlerin ardı arkası kesilmiyor. Herkes kim olduğunu kanıtlamanın derdinde, kimsenin saygıyla işi kalmadı. Herkesin tek derdi görünür olmak. Nasıl olduğuysa kimsenin umurunda değil! Hakan olayı Twitter hesabından “kaygılarımla” diyerek paylaştı. Haklı, çünkü olay korkunç, sonrası daha da tüyler ürpertiyor. Adalet kişiye özel bir şey değildir. Ortada bir suç var. Darp edilmiş bir kadın ve adam var. O nedenle o saldırganın vakit kaybetmeden ceza alması gerekiyor. Zaten bu olayların son zamanlarda ardı arkası kesilmiyor. Suç en çok görünür olan şey! Üstelik bu tip bir olay bir ünlünün başına geldiğinde ve karşı taraf ceza almadığında durum daha da meşrulaşıyor. Bu zihniyet elini kolunu sallayarak “Ne de olsa kime yaparsam yapayım başıma bir şey gelmeyecek” diyerek suçu daha da görünür hale getiriyor. Hakan ve Elif çok geçmiş olsun, umarım bu olaya karışan herkes bir an önce cezasını çeksin.

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13
ETİKETLERköşe yazarları