UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

MEVLÜT TEZEL YAZDI: "SEDA SAYAN'A 1 LİRA AZ"

TV yazarları bugünkü köşelerinde yine oldukça önemli ve dikkat çeken konulara değinmişler. İşte sizin için derlediğimiz yazılar…

MEVLÜT TEZEL YAZDI: "SEDA SAYAN'A 1 LİRA AZ"

MESUT YAR-POSTA

Şahane devriyle yeniden

Kanal D yıllar önce deyim yerindeyse reyting ve para basan işi “Evim Şahane”yi farklı bir formatla yeniden gündemine aldı...

“Ekip Şahane” isimli programı hafta içi her gün Mimar Selim Yuhay ve Nergis Kumbasar sunacak. Bahtı açık olsun...

Bu arada kanalın yine yıllar önce reyting ve para makinesi olan “Doktorum” isimli işi de gündeme almasında fayda var. Bu tip işler Kanal D markası altında daha da zenginleşiyor. Kanal da öyle...

Bir de son not. Nergis Kumbasar’ın ayağı “Kiralık Aşk” dizisindeki partneri Onur Büyüktopçu gibi uğurluysa “Ekip Şahane” de uçan işler arasına girer. Net!

Farklı ölçümlensin

TRT Çocuk reyting sisteminden ayrıldıktan sonra iki kanal ilk yüz listesinde kapışmaya başladı. Minika Çocuk ve Disney Channel...

Şimdilik Minika Çocuk listeye daha fazla program sokuyor. “Çizmeyi Öğreniyorum” da genelde liste başı oluyor...

Ben tematik kanallar için ayrı ayrı çıkarılabilecek ilk yüz listesinin izleyicinin de reklamverenin de kafasını karıştırmayacağını düşünüyorum. Çünkü hem yayın saatleri hem de koşulları açısından ana akım ekranlardaki kuşak programlarıyla eşit şartlarda değiller!

Dizinin rüzgarıyla

Eypio, “Gömün Beni Çukura” isimli şarkısıyla kabul etmek gerekir ki diziye farklı bir atmosfer getirdi...

Şimdi o atmosferden oksijen almak zamanı. Ünlü şarkıcı klibini bizzat “Çukur” (Show TV) ortamlarında çekerek izlenilirliğini misliyle çarpmayı istiyor...

Valla çok da zor olacağını düşünmüyorum. Bir “Zerda” şarkısına çekilen kısmen basit bir klibin zamanında rekor kırdığını düşünürsek hele...

Bir gidişin ardından

Pelin Akat, Türkiye’de çok ses getiren “BBG”, “Yemekteyiz” gibi formatların ilk uygulayıcısıydı. Bir süredir Star TV’de üst yönetim danışmanlığı yapıyordu...

Pelin adresinden severek ayrıldı. Ve sevdiği işi yapabilecek yeni bir ortama gitti. Yeni bir ortam dediğimiz dizi evreni filan değil...

Yabancı ülkelere yabancı içerikler pazarlayan bir grup. Bu neyin işareti biliyor musunuz? Türkiye dizilere teslim oldu ve TV’nin ana ekseni olarak kabul edilen içerik meselesinde deniz bitti. Dizi yer dizi öksürürüz artık!

O DA DİZİLERE TESLİM

Ve beklenen oldu. Sony Channel da daha önceki yabancı menşeli rakipleri gibi Türk dizilerinin tekrarını yayınlamaya başladı...

“Karagül” ve “Lale Devri” kanalın ilk seçkisi oldu. TLC Türkiye de bir süreden beri yerli film tekrarıyla izleyici toplamaya çalışıyor...

Ana akım medya içinde tekrar kanalları var ama çoğunun markası çok güçlü. Bir teve2 ile bir 360 kökleşmiş markalar ve içerikleri sadece dizi tekrarları değil...

Elbette bu da bir yöntem ama vaat eden ile vaat edileni yepyeni bir adreste buluşturabilecek en son yöntem. Keşke çabuk teslim olmasaydınız!

KİM YALNIZ DEĞİL?

Bir okurumuz durumu ortaya koymuş; “Esra Balamir’in Flash TV’de hafta içi her gün sunduğu ‘Yalnız Değilsiniz’ programının sloganı şöyleydi: ‘Ayrılık acısı çekenler, barışmak isteyenler, kayıplarını arayanlar, umutlarını yitirenler...

Yalnız Değilsiniz. Bu program umudunuz olacak. Esra Balamir’in sunumuyla Yalnız Değilsiniz hafta içi her gün Flash TV ekranlarında’...

Ancak program bir anda format değiştirdi. “Duymayan Kalmasın” (Star TV), “Laf Bende Kalmasın” (Lifetime) gibi bir masa etrafında magazin dünyasındaki haberlerin katılımcılar eşliğinde yorumlandığı bir magazin programına dönüştü...

Esra Balamir ve konukları artık magazin yorumluyorlar. Ancak programın ismi hâlâ Yalnız Değilsiniz. Kim? Magazin dünyası mı yalnız değil? Yapmayın Allah aşkına!”...

MEVLÜT TEZEL- SABAH

Seda Sayan’a 1 Lira az!

Seda Sayan ve Uğur Arslan'ın sunduğu 'Artık Susma' programında, 43 yaşında Murat Şar adında bir adam, annesinin Yeşilçam'ın ünlü oyuncusu Hale Soygazi olabileceğini söylemişti. Doğum sırasında Şar'ın göbek bağının kesilmediği, bu yolla bebeğin ölmesini istediği gibi belgesiz ve dayanaksız iddialar ortaya atılmıştı. Sayan ve Arslan, sırf reyting uğruna günlerce aynı konuyu işleyerek Soygazi'nin gururuyla oynadılar, itibarını zedelediler.

RTÜK geç de olsa devreye girdi vs.

Önceki gün Sabah'tan Ali Oktay'ın haberinde Soygazi'nin;

Sayan, Arslan, Şar ve yapımcı şirket Global Prodüksiyon aleyhine 1 liralık dava açtığını öğrendik. Soygazi'nin ayrıca yayının durdurulması için ihtiyati tedbir kararı istemesi güzel hamle ama 1 lira tazminat isteyerek hata yaptı.

Soygazi gerçekten örnek bir sanatçı, yüklü bir tazminat koparmanın derdinde değil; lakin bu rezil yayını yapanların, 1 liralık sembolik davayı haber alınca sevinçten göbek attıklarına bahse girerim.

Keşke Hale Soygazi, 1 lira yerine 1 milyon liralık dava açsaydı ve kazanacağı parayı da bağışlayacağını açıklasaydı.

Belki o zaman Seda Sayan ve ekibi bu olaydan ders çıkarırlardı.

Medici Ailesi

Yeni dijital uydu platformu Filbox'ta 'Medici: Masters of Florence' dizisini zevkle izliyorum. Mediciler, ortaçağın sonlarından yakın çağın başlarına kadar, İtalya'nın Floransa ve Toscana kentlerinin tarihinde önemli rol oynamış bir aileydi. Medici Ailesi, Floransa'nın kuzeyinde büyük topraklara sahipti.

Daha sonra kente göç ederek ticaret ve özellikle de bankacılıkla uğraşmaya başladılar ve kısa sürede Floransa'nın en zengin ailesi oldular.

Elbette her zengin aile tarih sayfalarında kendisine yer bulamıyor. Bugün Mediciler'in filmlere, dizilere, belgesellere konu olmasının nedeni ise bu ailenin sanata, eğitime ve bilime olan büyük katkılarıdır.

Filozof Platon'dan (Eflatun) çok etkilenen Cosimo de Medici (1389-1464) Floransa'da ilk Platon Akademisi'nin kurulmasına öncülük etti. Platon'un eserlerinin Yunanca'dan Latince'ye çevrilmesini sağladı. Michelangelo'dan Leonardo da Vinci'ye birçok dahi sanatçı, Mediciler'in koruması altına girdi.

Bu sanatçılar, Mediciler'in saraylarında yaşadılar, atölyelerinde çalıştılar. Lorenzo Medici'nin (1449-1492) kurduğu Floransa Üniversitesi, bilimin, Rönesans sanatçılarının kaynağı oldu. Önce İtalya'nın, sonra da tüm dünyanın kaderini değiştiren Rönesans akımı, en büyük desteği Medici Ailesi'nden gördü.

 

Türkiye'de birçok zengin aile var. Bu ailelerin bazıları sanata, eğitime, bilime destek oluyorlar ama çoğu bunu kamuoyunda şirin görünmek için göstermelik yapıyor.

Bu aileler gerçekten tarihe geçmek istiyorlarsa; eğitim, sanat ve bilimde daha büyük projeler üretmeli. Geleceğe en büyük yatırımın eğitim olduğu şu dönemde her şeyi devletten beklemek olmaz. Eğer zengin insanlarımız sanata, bilime, eğitime destek için motivasyona ihtiyaç duyuyorlarsa, 'Medici: Masters of Florence'yı izlemelerini öneririm.

Tekrar diziye dönecek olursak; Oscar ödüllü Dustin Hoffman ve 'Game of Thrones' dizisinde 'Robb Stark' karakterinde izlediğimiz Richard Madden başrolleri paylaşıyor. Stuart Martin, Annabel Scholey gibi birçok yıldızın da rol aldığı dizi, tam bir oyunculuk şöleni. Öykü de sürükleyici, görsellik ise insanda hemen Floransa'ya gitme hissi uyandırıyor. Tarihi dramaları seviyorsanız bu diziyi kaçırmayın derim.

Bu yarış adil değil

Önceki gün Fenerbahçe Başkanlığı'na aday olan Ali Koç'un seçim çalışmalarını sadece sosyal medya üzerinden yapabildiğini, çünkü Aziz Yıldırım'ın kulüp üye iletişim bilgilerini vermediğini yazmıştım.

Dün ajanslara;

Koç'un sosyal medya üzerinden seçim çalışmalarını yürüttüğü Fenerbahçeliyizbiz adlı hesabın, Twitter'da askıya alındığı haberi düştü.

Twitter hesapları 'kötü içerik' ya da 'şikayet' nedeniyle askıya alınır. O hesapta kötü içerik olmayacağına göre, geriye Ali Koç'a karşı olan sosyal medya hesaplarının toplu şikayette bulunmuş olma ihtimali kalıyor.

Sosyal medyada Aziz Yıldırım'ın desteklediği birçok hesap var. Eğer bu hesaplar Yıldırım'ın emriyle hareket ettilerse yazıklar olsun!

Ne olursa olsun ortada haksız bir rekabet var. Zaten birçok üye Yıldırım'a biat ediyor, bu da yetmiyor Koç'un o üyelere ulaşması engelleniyor.

Bu noktada Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak'ı başkanlık seçiminde adil rekabet koşullarını oluşturması için göreve davet ediyorum. Fenerbahçe Aziz Yıldırım'ın malı değildir, halkın takımıdır!

SİNA KOLOĞLU

TRT WORLD SURİYE BELGESELİ ÖDÜL ALDI

Suriye’deki savaş, sinema, dizi ve özellikle belgesel sektörünün vazgeçilmezi oldu. En son Emmy Ödülleri’nde bunu gördük. Hem ABD yapımlarında hem de yabancı ödüllerde ‘belgesellere’ Suriye damgasını vurdu. ‘En İyi Belgesel’ ödülünü PBS yapımı ‘Children of Syria’ aldı. Fransız France 2 kanalının ‘Bırakma Beni’ belgeseli, ‘Uluslararası Emmy’ kategorisinde ‘En İyi Belgesel’ seçildi. TRT World geçtiğimiz ay, ‘Suriye Yolunda Sessiz Ölüm’ diye bir belgesel yayınladı. Yapım, savaş ve onun  getirdiği bir başka gerçeği, organ ticaretini gözler önüne seriyor. Acılara bu kadar yakın ülkeden belgesel çıkmıyor muydu? TRT World Genel Müdürü Murat Akgüç yanıtladı. Bir başka yapımları, ‘Küllerinden Doğan Şehir Cerablus’, geçtiğimiz kasım ayında Dubai’de 7’ncisi düzenlenen, ASBU’da (The Arabic States Broadcasting union) ‘En İyi Yapım’ ödülünü kazanmış. ‘Suriye Yolunda Sessiz Ölüm’,  Avrupa Yayıncılar Birliği ve Asya Yayıncılar Birliği yarışmalarına gidiyor. İki yapım, bağımsız belgesel festivallerinde de yarışacak. Neden bir ‘Emmy’ olmasın?

TRT Müzik, virtüözlerin yayın hakkını aldı

 TRT Müzik’te ‘24. İstanbul Caz Festivali’ kapsamındaki konserler, sessiz sedasız yayındaydı. Meraklıyız ya bu konuda, sorduk. TRT Müzik Koordinatörü Süleyman Bektaş, bu festivalden birçok konser kayıtları yapıldığını ve yayınların devam ettiğini söyledi. TRT Müzik, ‘Alanya Uluslararası Caz Günleri’nin de konserlerini programa almış. 10 Ocak’tan itibaren de ‘klasik müzik konser’ yayınları başlayacak. Kurum, iki keman virtüözü Andre Rieu ve David Garrett’in yayın haklarını almak üzere... Yine 2 Cellos’un da yayın hakkını alıyor. Önemli bir girişim. “Rock ne durumda?” diye sordum. “Her çeşit müziğe yer veriyoruz” yanıtını aldım. Gerçekten çok sayıda program var. Hatta birbirinin benzeri ve ağırlıklı Türk halk müziği ve Türk sanat müziği... Yakınlarımdan biliyorum, bu programları belli yaş grupları izliyor. Başka hiçbir kanalda yayınlanmayan ya da yayınlanması imkansız önemli isimler burada... Ama genç kesim ve hani ‘entel-dantel’ kesimle kanalın bağı pek sağlam değil. Mesela ayda bir ‘tarihe damga vurmuş rock konserleri’ diye bir program ilgi çekebilir. Ev ahalisi, “Geçenlerde bir mekandayız, ekranda TRT Müzik, yani öyle klipler yayınlandı ki” dedi. Kanal, “Halkımız bunu istiyor” diyecek. TRT’nin ‘müzik standartlarında biraz halka tepeden bakan’ halinin olması kötü bir şey değil. Pop var, pop var yani...

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13
ETİKETLERYAZARLAR