UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

MEVLÜT TEZEL YAZDI: "DEVİR DEĞİŞTİ, CEM YILMAZ DA DEĞİŞTİ!.."

TV yazarları bugünkü köşelerinde yine oldukça önemli ve dikkat çeken konulara değinmişler. İşte sizin için derlediğimiz yazılar…

MEVLÜT TEZEL YAZDI: "DEVİR DEĞİŞTİ, CEM YILMAZ DA DEĞİŞTİ!.."

SİNA KOLOĞLU-MİLLİYET

ÖNCE ‘ANNE’ VE ‘KADIN’ ŞİMDİ ‘OĞLUM’

MF Yapım, baktı Nippon Television Network dizileri tutuyor, ardı ardına satın almaya devam etti. Anlaşma Asya TV Forum’da gerçekleşti. ‘Anne’ ve ‘Kadın’dan sonra şimdi de ‘Oğlum’ (My Son) geliyor. Bir sonbahar günü, anne ve üç yaşındaki oğlu mutlu mesut ana okulunun yolunu tutar. Anne, bir anlık dalgınlıkla, oğlunun elini bırakır. Gidiş o gidiş... Tam dokuz yıl sonra çocuk tekrar annesinin karşısına çıkar. Kısaca konu bu. Faruk Bayhan, ‘memba buldu’ diyelim. Nippon ile daha çok anlaşma olur.

Peki hangi kanalda ekrana gelecek? Alışmışken neden FOX olmasın? Dizi 10 bölüm ve 60 dakika. Bizde artık kaç bölüm gider, bilemeyiz. Süresi 120 dakika civarı olur.

Projenin Japonya’daki izlenme oranı yüzde 9.2, belirteyim.

‘SÖZ’ÜN MEKAN SIKINTISI VAR

Son bölümde Agah, Özel Tim’in elinde elçilikte... Çolak, kurtarmak için operasyon yapıyor ve elçilik kuşatılıyor. Binanın ‘elçilik’ten çok, bahçe içinde lüks bir villa hali var. Hatta kameranın cepheden çekimlerinde, dikkatli bakınca ileride köprünün ayağı görünüyor. ‘Söz’, Star TV’ye ‘en çok izlenen zaman’ diliminde kasım ayı birinciliği getiren (diğer ikisi ‘İstanbullu Gelin’ ve ‘Ufak Tefek Cinayetler’) dizilerden biri. Senaryo, her an bir sürprizi bizlere sunuyor. Ama şu mekan durumu, izlerken birden yabancılaştırıyor. Bir örnek var, Musul Konsolosluğu’muz. DEAŞ işgal etmişti. O binanın fotoğrafları var. Mesela ona benzetilebilirdi. NBC kanalının ‘The Brave’ serisinde ‘elit bir askeri birlik’ mevcut. Sadece Suriye’ye girip çıkmıyorlar. ‘Dünyanın tüm sıcak bölgelerinde’ yani emperyalist bir ruhla Afganistan, Kolombiya, İran, Moğolistan, Nijerya, Ukrayna ve hatta bizim topraklarda ‘operasyonlar’ yapıyorlar(!). Tüm bu ülkelerde çekim mümkün değil. Ekip, Yeni Meksika’yı mekan bellemiş.

Tüm ülkelerin özelliklerini anlatan mekanları buralarda yaratabiliyorlarmış.

 ‘Söz’ bunu yapamıyor. İzlenme oranı iyi, ilgi var ama şu mekanlara biraz özen.

 

MESUT YAR-POSTA

Alın size itiraf; dizi izliyorum!

Özel hayatımı paylaşmayı hiç sevmem. Tercihlerimi de. Ama çok yoğun bir soru bombardımanı altındayım. “Sizin evde kim ne izler?” diye sorular geliyor...

Bir TV eleştirmenin evinde “hane halkı” ekseninde demokratik bir sistem işler mi? Öyle ya, ben her şeyi izlemek zorundayım. İşler kardeşim. O demokratik sistem sayesinde tüm yapımlar bu sayfada kendine yer bulur. O sistem sayesinde hak edene hak ettiği verilir...

Mesela ben pazartesileri “Çukur”u (Show TV), salı “Ufak Tefek Cinayetler”i (Star TV), çarşamba “Diriliş Ertuğrul” (TRT 1) ve “Meryem”i (Kanal D), perşembeleri “Vatanım Sensin”i (Kanal D), cuma geceleri “İstanbullu Gelin”i (Star TV) kaçırmam...

EŞİM İNTERNETÇİ...

Eşim, “Fi” (Puhu TV) ile “Masum” (Blu TV) hastasıydı. Şimdi “Çi” (Puhu TV) ve “7 Yüz” (Blu TV) takıntısı var. “İstanbullu Gelin” ve “Ufak Tefek Cinayetler” de favorisi...

Kayınvalidem “Beni Affet” ve “Adını Sen Koy” (Star TV) gibi günlük işleri takip eder. Baldızım “Siyah Beyaz Aşk” (Kanal D) der. Bir diğeri hâlâ “Muhteşem Yüzyıl”ı (teve2) evirip çevirip izliyor...

Oğlum “Adana Sıfır Bir”i (Blu TV) evde ilk keşfeden oldu. “Leyla ile Mecnun” bittikten sonra dizi ekranına küsmüştü. Komşularım “Diriliş Ertuğrul” izler hem de yüksek sesle. Ve mahallenin marketinde hep “Arka Sokaklar” (Kanal D) açıktır. Benim dizilerle ilgili özel hayatım budur; tamam mı?

EFSANE BİR SEÇKİ

Yani hakikaten merak ediyorum. Çünkü o büyük mücevherat sponsorunun kim olduğu dizinin son jeneriğinde yazmıyor? Ama “Ufak Tefek Cinayetler”in hemen her bölümünde Merve’nin tek taş yüzüklerini, Mehmet’in saatini, Pelin’in küpelerini, Serhan’ın aksesuarlarını kim veriyor? Sanat yönetmeni bir harika, o tamam...

Ama karakterlerin mücevher ve aksesuar seçkisi de bana göre “Aşk-ı Memnu” ya da “Muhteşem Yüzyıl”dan bu yana efsane olabilen yegane objeler topluluğudur!

BİR DOSTA TAVSİYE!

Ahmet Hakan, Gülse Birsel’in ilk filmi “Aile Arasında”da harikalar yaratan Fatih Artman’ı yeni keşfetmiş...

Belli ki hiç “Behzat Ç.” izlememiş. Harun’un o ünlü “Seviyorum merkez” tiradını kaçırmış. Ve belli ki şimdilerde “Vatanım Sensin” dizisinde binbir surat Yüzbaşı Yakup karakterindeki performansını da öyle...

Tüm bunlar bir yana, çok değil daha birkaç yıl öncesine kadar gelmiş geçmiş en kült polisiye dizi olan “Behzat Ç.”nin kariyerini yukarı bir ivmeyle sürdürebilen yegane ismi neredeyse Fatih kardeşim oldu...

Hâl böyle olunca sevgili Ahmet Hakan’a sosyal medyadan ziyade bir miktar ekranlarda turlamasını öneriyorum. Çünkü birden çok potansiyel efsaneyi kaçırıyor!

GERÇEKÇİ OLALIM ARKADAŞLAR

Hande Ataizi’nin programının bitmesini “başarısızlığa” bağlayan bir sürü fırsatçı olmuş. Benim yazım üzerinden yapıldığı için bu arkadaşları “fırsatçı” olarak niteliyorum...

Oysa benim dediğim şey çok net. Ne olursa olsun bir kanal, üstelik yabancı bir kanal bu ülkede bir işe soyunuyor, ekonomiye para taşıyorsa; korkutmayacaksın! İzdivaç başarısız bir iş olsaydı ekranlarda 10 yıl yürümezdi. Hande Ataizi başarısız bir sunucu olsaydı ekran defterini çoktan kapatmıştı...

Yapımcı şirket “başarısız” olsa ekran tarihinde ismini yazdıran birçok işin altında imzası bulunmazdı...

Mesele bir başarısızlık meselesi filan değil. Konjonktür denilen şeyin potansiyel başarının üstünü çizmesi. Korku belası ya da adı her neyse, o kalemle!

ÇOK TALEP VAR

Bir TV eleştirmeniyseniz ve size ulaşan kalabalıkların sözcüsü olmazsanız hak yemiş olursunuz...

“Kara Sevda” bittiğinden beri çok ciddi sayıda dizi fanı Zeynep (Hazal Filiz Küçükköse) ve Emir’i (Kaan Urgancıoğlu) yeni bir dizide yine birlikte görmek istiyor...

İki tarafa da konuyla ilgili bir şey sormadım. Bu gibi işlerde izleyicinin isteğine önem veren kaç yapım şirketi ya da oyuncu var onu da bilmiyorum? Ama bildiğim bir şey var ki, bu oyuncu kardeşlerim “Kara Sevda” benzeri bir işte bu kez aydınlık tarafı seçen bir aşkın iki ucu olabilir. Elçiye zeval olmaz!

 

MEVLÜT TEZEL-SABAH

Devir değişti, Cem Yılmaz da değişti

Eski eşi Ahu Yağtu ve oğlu Kemal ile gittikleri Barcelona tatili dönüşü havaalanında görüntülenen Cem Yılmaz'a muhabirler "Baston yakışmış Cem Bey" dedi.

Ünlü komedyenden de "Baston daha da yakışacak böyle devam ederse" diye tehdit vari bir karşılık geldi. Cem Yılmaz eskiden böyle sinirli değildi, genelde muhabirlerle pozitif iletişimi olurdu.

Özellikle şöhret olmaya başladığı ilk dönemlerde 'Televole' muhabirleriyle 10 dakika stand-up tadında sohbet ederdi.

Muhabirlerle yapılan bu stand-up, birçok programa reyting kazandırırdı. Aradan uzun zaman geçti, devir değişti, ee tabii Çelik gibi Cem Yılmaz da değişti!

Cem Yılmaz'ı da anlamak lazım; nereye gitse basın peşinde. Bazı dönemler özel hayatıyla ilgili çıkan haberler onu üzdü. Cem Yılmaz'ın eskisi gibi basına tahammülü yok artık ama şunu da unutmamalı; tehdit ettiği muhabirler, yarın yeni filminin galasına gelip haberini yapacak.

Bastonu da, filmi de soranlar aynı muhabirler.

Muhabirlerin Yılmaz'a küsme hakkı yok, işlerini yapmak zorundalar. Cem Yılmaz, yıllardır şov dünyasının içinde, bu gerçekleri biliyor olması lazım. Hakaret etmek, tehdit etmek Yılmaz'a yakışmıyor; en azından yapılan işe saygısı olmalı.

Halay ilticası

Budapeşte'de yapılan bir halk oyunları yaza veda etkinliğine davet edilen 16 kişilik Ankara Kent Çocuk ve Gençlik Halk Dansları Topluluğu Derneği kafilesinden 11 kişi Macaristan'a iltica etmiş. 20 yaş üzerinde olan bu 11 kişinin ilk kez folklor lisansı aldığı iddia ediliyor.

İltica etmek için folklor öğrenmek gerçekten cin fikirli bir girişim. Sosyal medyada "Mahmut Tuncer abimizin de dediği gibi 'mantık sizi A noktasından B noktasına götürür, halay ise her yere' gibi espriler yapılıyor. Fıkra gibi bir haber ama ortada organize bir suç var.

Kafile önce Halk Oyunları Federasyonu'ndan onay almış, sonra da Ankara emniyeti pasaport şubeye gri (hizmet) pasaport müracaatı yaparak pasaport almış. Soruşturma devam ettiği için iltica edenlerin isimleri gizli tutuluyor.

Macaristan'dan gönderilen davet mektubu ve Ankara'daki derneğin yöneticileri arasında bir bağlantı olabilir; polis mutlaka bunu araştıracaktır.

Galatasaray UEFA Kupası'nı kazandığı dönemde takımın ilk 11'ini bile sayamayan birçok insan, 'Deplasmanda maç izlemeye gidiyoruz' diye vize alıp Avrupa'ya kaçmıştı. Kaçanlar arasında terör örgütlerine üye olanlar da vardı. Başta FETÖ olmak üzere, teröristler; bu tür kültürel etkinlikler ve spor müsabakaları kaçmak için fırsat olarak kullanabilir. Uyanık olalım.

BKM’ye yakışmadı

'Entarisi Dım Dım Yar' adlı türküyü 'Düğün Dernek' filminde izinsiz kullandığı iddiasıyla dava açılan Beşiktaş Kültür Merkezi (BKM), 35 bin lira tazminat cezasına çarptırıldı.

Davayı Sivas'ta 'Tarakçı Osman' diye tanınan, 39 yıl önce hayatını kaybeden eserin bestecisi ve söz yazarı Osman Şan'ın mirasçıları açmış.

Böyle durumlarda eskiden 'Şarkıyı anonim diye biliyorduk' savunması yapılıyordu ama o günler de geride kaldı. Artık kafe ve restoranlarda çalınan şarkılar için bile telif ödeniyor. 'Düğün Dernek' gibi gişe canavarı bir filmde izin almadan telifsiz şarkı kullanmak büyük ayıp. BKM'nin patronları Yılmaz Erdoğan ve Necati Akpınar, bir yapıtta eğer anonim değilse, kullanılan her müzik eseri için telif hakkı ödenmesi gerektiğini bilmiyorlar mı?

Bir filmde kullanılan her müzik eserinin telif hakkının sorgulanması rutin bir işlem. Her fırsatta telif haklarını savunan Erdoğan ve Akpınar'a böyle bir hata yakışmadı.

Batman, ‘Yarasa Adam’dan faydalanmalı

Uçuş karşılaştırmaları yapan İngiltere kökenli Skyscanner adlı internet sitesi, veri tabanında yer alan dünya çapındaki on bin havalimanı içinde en komik, en tuhaf isimlere sahip olanları derlemiş. Batman Havalimanı, yazılış olarak, bir çizgi roman kahramanı olan 'Batman'i (Yarasa Adam) andırdığı için listede birinci sıraya yerleşmiş.

Habertürk'ten Esra Nehir'in haberine göre, listeye tepki gösteren Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı yetkilileri, "Bizce doğru bir değerlendirme değil, dünyaya kendi gözleriyle baktıkları için Batman'ı 'Betmen' olarak telaffuz ediyorlar.

Biz de onların havalimanı isimlerine baksak, kim bilir ne komik isimler buluruz" değerlendirmesini yapmış. Yetkililer niye bu kadar tepki göstermiş anlamış değilim, listede tiye alınan başka havaalanları da var. Örneğin:

Avustralya'daki Useless Loop Airport'un anlamı faydasız döngü anlamına geliyor, Tanzanya'da da Mafia Airport yani mafya havaalanı var.

Batman ilinin, birçok filmi çekilen, dünyada en tanınmış çizgi roman kahramanlarından biri olan 'Batman' ile aynı yazılışa sahip olması, tanıtım açısından büyük bir fırsat aslında. Bu isim benzerliğinden yola çıkılarak Batman'la ilgili sosyal medyada eğlenceli tanıtım kampanyaları düzenlenebilir. Tek başına #batman hashtag'i bile büyük bir değer aslında.

Bu hashtag ile yapılan her paylaşım sosyal medya aramalarında her zaman ön plana çıkar.

Ben Batman Belediyesi'nin yerinde olsam hemen bir 'Batman' müzesi açardım ya da yeni çekilecek 'Batman' filminde bir sahnenin Batman ilinde geçmesi ya da kente esprili bir gönderme yapılması için uğraşırdım.

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13
ETİKETLERköşe yazarları