Kasım ayı sonuçları belli oldu.
Prime Time’a bakarsak (reklam prime –time’ı: 19.00-25.00 arası) Fox TV 10.57 share ile ilk sırada… Hemen peşinde ise 10. 48 ile ATV var. Star ise arkalarından geliyor(10.15) Diğer kanallar çift rakamların bile altında…
Tüm Gün’de ise ilk sırada 10.44 ile ATV var.
Diğer kanallar 8 share’den başlayarak altta doğru sıralanıyor.
Ve özellikle reklamveren için en önemli gösterge olan ABC1 20 + kategorisinde ise yine reklam prime time’ı yani 19.00-25.00 arasında 10.38’le Fox ilk sırada, Star 10.24’le peşinde…
Tüm gün’de ise ATV 9.57 share’le birinci sırayı almış durumda…
Bu durumda “para kazanma” olarak, masa üstünde en karlı kanallar ATV ile Fox olarak görülüyor.
Ancak bir başka gerçek de şu ki, tabloya bakılınca artık “büyük kanallar” devrinin tamamlandığı açıkça görünüyor. Eskiden, “büyük” diye tabir edilen kanalların izlenme payları yüzde 20’lerdeyken, artık çift rakamlı izlenme durumu(10 share) bile çok zor görünüyor.
7-8-9 share civarında, artık çok iyi bildiğimiz kanallar…
Çünkü izlenme alışkanlıkları artık çok dağıldı. Diziler eskisi gibi rating almıyor. Ama problem sadece bununla sınırlı değil…
Ve totalde ATV(10 share), Star(8 share), Fox(8 share), Show(7 share), Kanal D(7 share), TV 8(5 share) 6 kanalın toplamı bile anca 45 share civarında… Yani yüzde 65 diğer kanallarda!!!
Bu dengenin bozulmasında ve bu kanalların çok büyük gelir kaybına uğrayıp, müthiş izlenme oranı kaybedip 10 share’lerin bile altına düşmesinin altında yatan en önemli nedenlerden biri “uydu” diye tabir edilen ve telif hakkı dahi ödemeden her türlü film v.s’yi yayınlayan kanalların çok önemli izlenme payları yakalayabilmeleri… (İşin garibi, diğer legal kanallar bu konuyla ilgili hiçbir mücadele vermiyor ve göz göre göre zarar ediyorlar)
Bunların dışındaki legal olan tematik kanallar da artık belirli bir kitleyi yakaladı ve seyirciyi dizilere göndermiyor!.. Artık toplum, sevdiği, izlemek istediği konuları, özel olarak ona hitap edebilecek kanallardan izlemeyi tercih ediyor ve böylece izlenmeler olağanüstü bölünüyor.
Bir yandan reklam alanından da bakarsak, medya planlama şirketlerinin işi çok daha zor hale geliyor. Böyle bir karmaşık durumda ve izlenme çok çeşitli kanallara yayıldığı için müşterilerini memnun etme konusunda olağanüstü çalışmaları ve inceleme yapmaları gerekiyor. Çünkü bilinen ölçüm şeklinin içindeki kanaların sayısı zaten çok kısıtlı, “others”ı ise kendilerinin çözmeleri gerekiyor. Yani “Artık kendilerini ölçtürsünler” devri kapanıyor gibi… Fazla mecra var ve ajansların her şeyi kanallardan beklemeyip, çeşitli metotlarla bunu çözmeleri gerekiyor.
“Sadece reklam verilecek yeri seçme devri bitti, artık ajansların da her şeyi TV’lerden beklemeyip, kendilerinin çözmesi gerektiği, yani artı emek vermeleri gereken bir devir başladı” desek yanlış söylemiş olmayız.
Büyüyen, genişleyen TV dünyasında, kendisini yenileyen, çağa ayak uyduran ajanslar, diğerlerine mutlak fark atacaktır. Yukarıdaki tablo artık her şeyin eskisi kadar kolay olmadığını gösteriyor.
