UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

SİNA KOLOĞLU YAZDI: "SEVİLEN DİZİ FİNAL YAPIYOR!.."

TV yazarları bugünkü köşelerinde yine oldukça önemli ve dikkat çeken konulara değinmişler. İşte sizin için derlediğimiz yazılar…

SİNA KOLOĞLU YAZDI: "SEVİLEN DİZİ FİNAL YAPIYOR!.."

ALİ EYÜBOĞLU-MİLLİYET

TÜRKLER, NİYE DÜNYA VATANDAŞLIĞI PEŞİNDE?

Başta Amerika, AB ülkeleri ve Çin olmak üzere birçok ülkeye vize almak Türkler için artık işkence. Hal böyle olunca, “Bu vize sorununu nasıl aşarız?”ın peşinde insanlar.

Son zamanlarda oturma izni için İngiltere’ye proje veren verene. İngiltere’de ikametgah gösterip, “Türkiye’de şu işi yapıyordum, gelirim de buydu. İşimi burada sürdürmek istiyorum, potansiyel müşterilerim ve gelirim bu kadar olacak, şu kadar da vergi ödeyeceğim” beyanında bulunan Türkler, İngilizleri ikna ederse Ankara Anlaşması uyarınca bir yıl oturma izni garanti. Sonrasında vatandaşlık, kişinin İngiltere serüvenine bağlı.

Türkler, İngiltere’de oturma izni almaya çalışırken İngilizler ne yapıyor?

Çifte vatandaşlık

Üzerinde güneş batmayan imparatorluk, AB’den çıkma kararı alınca İngilizlerin gözdesi Portekiz ve Malta. “AB ülkelerine vize gelirse” diye şimdiden hazırlık içinde İngilizler.

Emekli olduktan sonra Ege kıyılarına yerleşen İngilizlerde de ciddi artış var.

Bunun sebebi doğa ve iklim farkından çok tamamen duygusal aslında!

Donald Trump başkan seçilirse ülkeyi terk edip, Kanada’ya yerleşeceğini açıklayan Hollywood yıldızları sözünde durmadı, ama Gerard Depardieu, ülkesindeki yüksek vergi oranlarını protesto edip Rus vatandaşlığına geçti.

Karadağ’ın cazibesi

Sadece Depardieu değil Fransa’nın yüksek vergilerinden kaçan. Bir yılda üçbinden fazla Fransız, daha az vergi ödemek için Portekiz’de gayrimenkul satın aldı.

Avrupalıların bile dünya vatandaşlığı peşinde koştuğu devirde gelelim “yurdum insanı”nın bu amaçla yaptıklarına.

“Dünya vatandaşlığı” peşindeki binlerce Türkten bir kısmının takibini yapan Yeni Bir Hayat’ın CEO’su Şevki Akaydın’a göre, Montenegro (Karadağ), Karayip Adaları ve Malta revaçta.

 Henüz AB üyesi olmayan Karadağ’da bir yıl oturma izni alabilmek için 40-50 bin euroluk gayrimenkul almak veya işyeri açmak yeterli. Oturma iznini beş yıl yeniledin mi, ömür boyu oturma izni garanti.

Karadağ, 2021’de AB üyesi olunca bu ülkede oturma izni alan Türkler de AB ve Dünya vatandaşlığına adım atacak. Türklerin Kotor, Budva ve Tivat’ta ev alma sebebi bu. Avrupa’nın en ucuz ülkesi Karadağ, seneye de 250–300 bin euro bağış yapana direkt vatandaşlık verecek.

O zaman AB dahil dünyanın 150 ülkesine vizesiz giriş hakkı elde etmek mümkün.

Evi al, kiraya ver

Antigua-Barbuda, Dominika, Saint Kitts-Nevis, St. Lucia ve Grenada’dan oluşan Karayip Ülkelerinde oturma izni Türkler için en uygun olanı.

200 bin dolar bağış yapana direkt vatandaşlık veren Karayip ülkelerinde oturma izni için 100 – 150 bin dolarlık gayrimenkul almak şart. Evinizi kiraya verdiğinizde 10-15 yılda amorti ediyor kendini.

750 bin euro bağış karşılığında vatandaşlık veren AB üyesi Malta’da oturma izni çok daha ucuz, ama prosedürü çok.

Anlayacağınız “Dünya vatandaşlığı” iyi, çileli bir yolculuk ve de para işi...

GÜNÜN SÖZÜ

Erkek hoşlandıktan sonra tanır, kadın tanıdıkça hoşlanır. (William Godlam)

 

SİNA KOLOĞLU-MİLLİYET

NOTU İYİ AMA FİNAL YAPIYOR

‘Kayıtdışı’ dizisi, bu akşam 8’inci bölümüyle final yapacak. Beklenen olmadı. İlginç bir tabloyla karşılaştım, 11 Kasım tarihli bir bilgi. Mip trends, (MIPTV internet sitesi, Cannes’da düzenlenen televizyon fuarının yayını) sosyal paylaşım sitelerinde en çok konuşulanları yayınlıyor.

Dizinin, Avrupa  üzerinde en çok konuşulan dördüncü TV programı olduğu ve Twitter üzerinden 8 bin yorum yapıldığı belirtiliyor. Daha da ilginci, projenin IMDB’de notunun 8.3/10 olduğu yazılmış. Uluslararası alanda ‘İyi bir notu var’ diye  altı çizilen proje, bu akşam bizde izlenmediği için final yapacak.

‘Şarkıları çalmaya devam ediyoruz’

Ersoy Dede, ‘Bazı radyo ve televizyonlarda Yıldız Tilbe çalınmadığını ve programlara konuk edilmediğini’ yazmıştı. Gerekçe, Tilbe 2014 yılında, İsrail ordusunun Gazze’ye başlattığı operasyonların ardından, “Allah Hitler’den razı olsun, bunlara az bile yapmış, ne kadar haklıymış adamcağız” demişti. O radyolardan biri de Radyo D. Ben de radyonun genel yayın müdürü Esen Kayar’a sordum. Kayar, “Yok böyle bir şey. Şarkılarını çalmaya devam ediyoruz” dedi.

Cem Yılmaz’ın dublörü ne alıyor?

ATV haber bülteninde, ‘Filmlerin Gizli Kahramanları’ dosyası vardı. Dublörler, hep merak konusu olmuşlardır. Geçtiğimiz hafta izledim, muhabir Samed Öztaylan’ın haberiydi. ‘En çok aksiyon sahnelerinin görünmeyen kahramanları’ merak ediliyor. Onlardan biri, Deniz Yılmaz. Yangından kaza sahnelerine geniş bir yelpazede çalışıyor. Yılmaz, “Bir dakikada izlediğiniz sahneler için 12 saat çekim yapıyoruz. Cem Yılmaz’ın da dublörlüğünü yaptım” diyor. Fiyatlar nasıl peki? Yılmaz, “Sıradan bir kaza

5-10 bin TL arasında. Ama her şey gerçek olsun diyorsan 20 bin TL” açıklamasını yaptı.

Üçüncü kattan atlarız

Fiyatlar, tehlikeye göre değişiyor. Mesela yanma sahnesi... Ortalama, 15 saniye sürüyor. Bazen yönetmen, 40 saniye olmasını da istiyormuş. 4-5 bin TL arasındaymış. En çok ölüm sahneleri değerli. Ortalama 15-20 bin TL. Atlama sahnelerinde, üçüncü kata kadar gerçekten atlama oluyor. Fiyatı, 5-10 bin TL arasında. Sonrasında vinç geliyor ve dublörler ipe bağlanarak atlıyor. 10-15 bin TL arasında değişiyormuş artık kaç katsa...

 

MEVLÜT TEZEL-SABAH

CHP’nin zihniyeti buysa yandık!

Kadınlar her yıl 25 Kasım'ı, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olarak kutluyor, eylemler yapıyor.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu tam da bugünün arifesinde "Erkek işsizse, eve yeteri kadar para gelmiyorsa, akşam tencere kaynamıyorsa; gelir hıncını karısından alır" dedi.

Kılıçdaroğlu'nun ekonomik sıkıntı çeken bir erkeğin eşini, sevgilisin dövmesinin doğal olduğunu savunması akıl alır gibi değil. Kadına yönelik şiddetin zenginlik ya da fakirlikle alakasının olmadığını, iyi eğitim almış erkeklerin de eşlerini dövüp öldürdüğünü uzun uzadıya anlatmaya gerek yok. Profesörlerin, zengin işadamlarının ve ünlü erkeklerin eşlerine uyguladığı şiddeti, gazetelerin üçüncü sayfalarında ve magazin eklerinde bol bol okuyoruz. Zaten sanatçısından ev hanımına kadar toplumun birçok kesiminden kadınlar, Kılıçdaroğlu'na gereken tepkiyi gösterdi.

Kadın ve Demokrasi Derneği'nin (KADEM), 25 Kasım için düzenlediği #Cins- VarCinsVar kampanyası kapsamında hazırladığı videolar, şu sıralar sosyal medyada paylaşım rekoru kırıyor. Kadına yönelik şiddete karşı toplumsal farkındalık oluşturmayı amaçlayan videolarda; doğadaki erkek cinsin dişisine gösterdiği özen ve itina vurgulanıyor.

Bu videolarda; doğal yaşamlarında görüntülenen boz ayı, kurt ve penguenin özellikleri ve dişilerine karşı yaklaşımları üzerinden şiddetin cinsle ilgili olmadığı vurgulanıyor.

Videolarda örneklerle anlatılmış:

Ortalama 150-200 kilo ağırlığında olan boz ayılar, saatte 48 km. hızla koşabilir. Boz ayının bir pençe darbesi, bir sığırı tek seferde öldürebilecek düzeydedir. Çok güçlü ve vahşi olmalarına rağmen, boz ayılar dişilerine şiddet uygulamaz.

Kurtlar da çok güçlü hayvanlardır;

750 kg. çene basıncına sahiptirler.

Anadolu'da geleneksel adı canavar olan kurtlar, dişilerine asla saldırmaz. Penguenler ise -40 ile -50 derece soğukta yaşayıp 30-35 km. hızla yüzebilir.

Oldukça fedakar olan erkek penguenler, yavrularına eşleriyle birlikte bakar. Kıskanç olmalarına rağmen eşlerine asla şiddet uygulamazlar.

BALTAYI TAŞA VURDU

Bu örnekler ve videolardaki 'Bazı cinslerin diğer cinslerden öğreneceği çok şey var!' sloganı, aslında meseleyi tam da Kılıçdaroğlu'nun anlayacağı dilden, tane tane anlatıyor.

Günlerce aç kalan kurt ve boz ayılar, eşlerine asla saldırmazken, ekonomik sıkıntı çeken insan türünden erkeklerin canı sıkılınca eşini dövmesi neden normal olsun ki? Ah Kılıçdaroğlu ah… Kadına yönelik şiddet gibi hassas bir sorunu muhalefet malzemesi yapmak isterken yine baltayı taşa vurdu.

Ana muhalefet partisinin liderinin kadınlara ve kadına yönelik şiddet olaylarına yaklaşımı buysa yandık!

Kaydırakta şüpheli ölüm

Denizli'nin Buldan ilçesinde yaşayan 5 yaşındaki Mert Kağan Çakır; iddiaya göre, çocuk parkında bulduğu ambalaj naylonunu ip haline getirip bir ucunu kaydırağın korkuluk demirine, diğerini de boynuna bağladı. Ve kaydıraktan kaymak isterken boğularak yaşamını yitirdi.

Mahallenin cami imamı Mücahit Öz, Kağan'ı kaydırakta sırt üstü hareketsiz yatarken görmüş. Öz, ip haline getirilmiş naylonu Kağan'ın boynundan çıkarıp onu hemen hastaneye götürmüş. Ancak zavallı çocuk kurtarılamamış. Eğer iddialar doğruysa, milyonda bir gerçekleşecek bir kazayla karşı karşıyayız.

Bu olayda cevaplanması gereken birçok soru var.

7-8 yaşındaki çocuklar bile ayakkabısını bağlayamazken;

5 yaşındaki Kağan, naylondan ip yapmayı ve o naylon parçalarını kopmayacak derecede sağlam bağlamayı nasıl başardı?

Hadi Kağan düğüm atmayı iyi biliyor diyelim;

5 yaşındaki bir çocuk kendisinin boğulmasına ya da asılmasına neden olacak derecede sağlam bir düğüm atabilir mi? Bir de bu düğümü hem kaydırağın korkuluğuna, hem de de kendi boynuna atıyor...

Kağan, cinayete kurban gitmiş de olabilir. Her olasılık akla getirilmeli.

Polis, mutlaka bu olayı derinlemesine araştırıyordur.

Çocuk parkının etrafında kamera varsa olay çözülür. Eğer kamera kaydı yoksa tam Müge Anlı'lık bir olayla karşı karşıyayız demektir.

Türkiye’de kazıklanma günü!

Dünya genelinde alışverişte büyük indirimlerin yapıldığı Black Friday günü, son birkaç yıldır bizde de yaşanıyor ama uygulamada büyük fark var. Türkiye'de de 24 Kasım Cuma günü insanlar mağazaların önünde kuyruk oldu ve bilgisayar başında alışveriş yaptı ama birçok insan kandırıldı.

Dünyada bu özel günde yüzde 50-60 indirim uygulanırken, Türkiye'deki online alışveriş siteleri genelde geçmiş sezonlara ait ürünleri satışa çıkardı.

Üstelik bu ürünler zaten indirimdeydi! Bazı giyim mağazaları ise indirimde olan bir giysiyi önce sezon fiyatından gösterip sonra güya indirim yaptı. Mağazaların vitrinlerinde dev puntolarla 'İndirim' yazan afişler asıldı ama sadece bazı ürünlerde indirim yapıldı.

Aslında bu bir algı oyunuydu; insanlar her üründe indirim var diye delicesine alışveriş yaptı.

Ne yazık ki, bizde birçok firma Black Friday'i müşteriyi kazıklama günü olarak kutluyor.

Yok böyle bir kurnazlık!

Maliye müfettişleri, halkı kazıklayan bu kurnazları araştırmalı.

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13
ETİKETLERköşe yazarları