UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

BEYAZIT ÖZTÜRK HAKKINDA ŞAŞIRTAN İDDİA!..

TV yazarları bugünkü köşelerinde yine oldukça önemli ve dikkat çeken konulara değinmişler. İşte sizin için derlediğimiz yazılar…

BEYAZIT ÖZTÜRK HAKKINDA ŞAŞIRTAN İDDİA!..

SİNA KOLOĞLU-MİLLİYET

EKRANDA SİYASİ HİCİV YAPILDI!

Ev ahalisi, “Ekranda siyasi espri yapıldı” diyerek hayretler içinde kaldı. En son rahmetli Levent Kırca’nın zamanında bu olmuştu diye hatırlıyorum. Show TV’de ekrana gelen ‘Güldür Güldür Show’da bir sahne pek şaşırttı. Skeçlerden birinde öğrencilerin öğretmenlere not vermesiyle ilgili yönetmelik, espri konusuydu. Hayta Bilal, öğrenci temsilcisi olarak, öğretmenlere not veriyordu.

Hayati Hoca buna isyan etti. “Konuş konuş Hayati Hoca. Bunlar sana not olarak geri dönecek. Eğitim hayatını bitireceğim senin” dedi Bilal. Salondan gülüşmeler duyuldu. Hayati Hoca: “Oğlum, eğitim hayatı zaten bitmiş” diyerek karşılık verdi. Bir alkış daha salondan... Hayati Hoca’dan, “Sistem düzgün mü? Başöğretmen Atatürk’ün sadece altı sayfa yer aldığı tarih kitapları düzgün mü?” cümlesi duyulduğunda ise, bütün salon yıkılıyordu. Böyle bir durum ekranda çok uzun zamandır olmuyordu. İzin mi çıkmıştı?

SEHER HAMİLE KALMALI MIYDI?

Sevgilisi tarafından hamile bırakılmış kadın karakterler var ekrana gelen dizilerde. Her birine serpiştiriyorlar ilaç niyetine... Ev ahalisi, “Bari siz yapmayın” diyerek söylendi. Hangi diziye dediler? Star TV’de yayınlanan ‘Hayat Sırları’na... Yapım, Seher’i, Burak’tan hamile bıraktı ya... Çarşamba akşamı ekrana gelen son bölümde Seher başından geçenleri, acı hikayesini kardeşi Kemal’e anlattı. Mustafa Kuzgun’dan diğer aile fertlerine kadar uzanan makul, hoş hikayeler merak uyandırırken, bu ‘sevgiliden hamile kalma’ halini neden soktular diziye? Acaba başka merak uyandıracak konu mu kalmadı Seher için? 

 

MESUT YAR-POSTA

Beyaz emekli mi oluyor?

Bir TV yöneticisi arkadaşım, “Beyazıt Öztürk bu yıl ‘Beyaz Show’a (Kanal D) noktayı koyacak” iddiasında bulundu. Beyaz’ın uzun bir süredir 22 yıllık bu klasikleşmiş işinden sıkıldığı söyleniyordu...

Bu kulis doğruysa Beyaz, Amerika’da geniş kitlelere seslenen bir talk show sunucusu olma yaşındayken emekli olacak. Bir daha düşünmeli derim!

Bu arada “Üç Adam” isimli talk şovun Star TV ile görüştüğünü de aynı arkadaştan duydum...

Bildiğim kadarıyla Star TV’nin böyle bir arayışı yoktu. Ama ekran dünyasında fikirler saniyeler içinde değişir...

Değiştiyse ekrandan niye koptuğunu anlayamadığımız bu eski göz ağrısına, “ekrana yeniden hoş geldin” diyebiliriz!

ŞUBAT'A KADAR...

Ben Şubat’ı beklerim arkadaş. Belli ki yayın sırası bekleyen diziler mevcut reyting aritmetiğini değiştirecek kadar güçlü olamayacaklar. Çünkü dizilerde en çok firenin yaşandığı yıldan geçiyoruz...

Neyse. Acun Ilıcalı, “Survivor”un (TV8) Şubat ayında başlayacağını duyurdu. Gönlümdeki şampiyonun ismini de verdi; Turabi. Ama ekip çok sıkı olacak, bunu da biliyorum...

“Survivor”u ezebilecek bir dizinin Şubat ayına kadar ekrana yürümesi gerekiyor. Aksi takdirde dizi survivorunu kazanacaklar bellidir. Şampiyonu belli bu yarışı da kim takip eder, hakikaten bilemiyorum?

Klavye Delikanlıları’nın ardından

“Klavye Delikanlıları” (Show TV) isimli dizi son buluyor. Yönetmen Murat Şeker başlarda, sinema gişelerinin sultanı “Çakallarla Dans”ı hatırlatan bu TV işiyle uzun bir ekran yaşamının müjdesini vermişti. Ama öyle olmadı. Dans kısa sürdü...

Bakın, bazı diziler izleyiciyi içine alamaz. Bu onların kötü olduğunu göstermez. Bu diziyi bir sinema filmi olarak beyazperdeye koyun, “Çakallarla Dans”ı aratmayacak gişe çıkarırsınız. Ama ekran dengesizdir; ne çakal tanır ne de delikanlı. Geçmiş olsun!

Bizde neden yok?

Çok güldüm. Kutsal bilgi kaynağı Ekşi Sözlük’te “Bir yerli vampir dizisi çekilse konulacak olası isimler” minvalinde bir başlık açılmış...

Gerçekten de hemen her şeyin uyarlamasını yapan yurdum dizicileri şu dünyayı kasıp kavuran vampir işine el atmamışlardı. O hattan neden eksik kaldık anlayamadım...

Neyse o değil de önerilen isimler beni çok güldürdü. Birkaç tanesini sayayım; eklemek isteyen olursa mail göndererek beni yeşillendirebilir...

“Isırgan Yarim”, “Kanım Sana Feda”, “Sarımsak Kokusu”, “Canını Dişine Takanlar”, “Damar” en dikkat çekici isim önerileri. Var mı arttıran?

GERÇEK BİR TANEDİR

“Gel Konuşalım” (TV8) reytinglerini yükseltiyor. Akıl farklı yollardan yürüse de ulaşılacak gerçek bir tanedir...

Programın ilk dağınıklığı toparlanıp dekoru da yeniden düzenlendikten sonra izleyiciyle sıcak ilişki hattı kurulmuş oldu...

İki sunucusu da (Seda Akgül ve Hakan Ural) Türkçe’yi kıt kelime haznesiyle kullanmıyor ve fikir kadar bilgi de sahibi...

O yüzden “Gel Konuşalım” çağrısına her geçen gün yeni icabetlerin olacağını düşünüyorum. İşler yoluna giriyor, net!

Kardeşin kardeşe yaptığı...

“Kırgın Çiçekler” (atv) dizisinde Kader, kardeşi gibi bildiği Meral’in hayatını çaldığını öğrendi. Ve Meral’i affetmedi. Yani kızımıza yine cezaevi yolu göründü.

Bu arada “biz kardeşiz” ekseninde her şeyi hoş gören karakterler daha önce de sevdikleri adamları birbirlerine kaptırmışlardı. Bu bile dizinin “biz kardeşiz” anayasasını değiştirmedi...

Meral, bu dizide yalanlarıyla sözde birçok kardeşinin hayatının kararmasına, bazılarının ölmesine neden oldu. Buna rağmen hep affedildi...

Ben kendi adıma yere batsın böyle kardeşlik diyorum ama senaristler aynı temada ısrarlı. Eh o zaman dizi kardeş kardeş akıp gitsin ve azalarak bitsin!

 

MEVLÜT TEZEL-SABAH

Çocuklar, ‘Ayı Paddington’la tanışmalı

Cambridge Düşesi Kate Middleton, çocuklar için düzenlenen bir yardım etkinliği sebebiyle Paddington'a gitmiş ve orada meşhur 'Ayı Paddington' ile dans etmiş. Güzel bir fotoğraf.

'Ayı Paddington'(Paddington Bear), İngiliz çocuk edebiyatının en önemli klasiklerinden biri. Bu yaz hayata veda eden ünlü yazar Michael Bond'un kaleme aldığı 'Ayı Paddington' kitap serisinin ilki 1958'de yayınlanmıştı.

Dünya genelinde 35 milyondan fazla satan seri, beyazperdeye de uyarlandı. İlki 2014'te beyazperdede gösterilen 'Ayı Paddington' filminin ikincisi şu sıralar gösterimde.

Bizde milliyetçilik hep lafta kalıyor;

İngilizler ise sinema, edebiyat vs. kendi eserlerine büyük değer veriyorlar ve onların gönüllü tanıtımını üstleniyorlar.

Middleton'ın, 'Ayı Paddington' ile dans etmesi büyük bir tanıtımdır.

BUGÜN VİZYONA GİRDİ

'Ayı Paddington' aslında göçmen bir ayı, Perulu. Kendisine bir yuva bulmak için bir geminin cankurtaran botuna binip soluğu Londra'da alıyor ve 'Brown Ailesi' ile tanışınca eğlenceli maceralara yelken açıyor.

'Ayı Paddington 2', ülkemizde bugün gösterime giriyor. İlki çok beğenilmişti, ikinci filmin daha eğlenceli olduğu söyleniyor. 'Ayı Paddington'ın maceraları hem komik, hem de güzel mesajlar içeriyor. Serinin ikinci filminde göçmenlik sorununa da değiniliyor. Çocuklarınızı 'Ayı Paddington' ile tanıştırın derim.

Hüzünlü şarkılar azalıyor

Playtusu sitesinde enteresan bir habere rastladım: Indiana University- Bloomington'dan araştırmacılar; farklı coğrafi bölgeler, müzik türleri ve tarihsel dönemler boyunca şarkı sözlerinin majör ve minör akorlarıyla nasıl birleştirildiğine göre önemli farklılıklar bulmuş.

Farklı türlerden seçilmiş 90 bin İngilizce şarkıyla yapılan araştırmaya göre; majör yani ana akorlarla yapılan şarkılar daha enerjik ritimler ve insanı kıpır kıpır ettiren sözlerle hayat bulurken, minör akorlar daha karamsar ve huysuz sözlerle kullanılıyormuş.

Günümüzde ise bestelenen şarkıların daha çok majör akorlar üzerinden kurgulanması ve bununla birlikte insanı heyecanlandıran, kıpır kıpır eden sözlerin kullanılması, minör akorların daha az tercih edilmesine sebep olmuş. Royal Society of Open Science'ın yaptığı araştırmaya göre ise, 2010 yılından bugüne hüzünlü şarkı üretim oranı hayli düşmüş.

Bizde durum ne çok merak ediyorum.

Keşke Türkiye'ye odaklanan bir araştırma yapılsa. Aslında müzik sektöründeki üretimsizlik yüzünden tahminde bulunmak bile zor. Birçok şarkıcı, pop müziğin patladığı 1990 öncesi yapılan hüzünlü şarkıları cover'layarak geçiniyor. Bu cover işi o kadar abartıldı ki, yeni şarkıcılar bile adlarını cover şarkılarla duyurmaya çalışıyor. Özetle aynı araştırma bizde yapılsa, cover şarkı enflasyonu yüzünden ülkece şu anki ruh halimizi değerlendirmek zor.

Kadınlar yayılıyor!

Herkese açık alanlarda ve toplu taşıma araçlarında bacaklarını yayarak oturan erkeklere tepki olarak ortaya çıkan #womanspreading (kadınlar yayılıyor) hareketi dünya çapında büyük ilgi görmeye başladı.

Bella Hadid, Emily Ratajkowski gibi ünlüler bu harekete destek vermek için, 'yayılırken' çekilmiş pozlarını sosyal medya hesaplarında paylaşıyor.

Ben en çok üstteki pozu beğendim; özgüven ve umursamazlık estetikle birleşince ortaya sanatsal bir kare çıkmış.

Bu kampanya bizde şu ana kadar fazla ilgi görmedi. Belki de metro ve metrobüslerde fazla yayılacak alan olmadığındandır!

Beşiktaş’ın finansal başarısı

Porto maçında ilk 11'de sahaya çıkan siyah beyazlı futbolculara sadece 4.2 milyon euro bonservis ve kiralama ücreti ödemesi bence Beşiktaş'ın Şampiyonlar Ligi'nde gruptan lider çıkmasından daha büyük başarı. Çok para harcayıp dönemsel başarılar elde edebilirsiniz. Asıl zor olan başarıyı sürekli kılmak, bunu da finansal güçle sağlayabilirsiniz. Fikret Orman'ın kulübü iyi yönetmesi, az parayla akıllı transfer yapması Beşiktaş'ı finansal açıdan da rahatlatıyor. Eğer bu doğru yönetim modeli devam ederse Beşiktaş, şampiyonluk serisine devam eder, Avrupa'da da adım adım yükselir.

Genç CHP’liler maça

CHP'nin genç vekili Onursal Adıgüzel, Meclis'te yaptığı konuşmada, AK Parti yüzünden spordaki şiddet olaylarının arttığını söyledi.

Enteresan bir açıklama değil mi?

AK Parti, başta futbol olmak üzere sporda şiddeti ve küfrü önlemek için en çok çalışan parti. AK Parti'nin çıkardığı yeni yasalar sayesinde sporda şiddet her geçen gün azalıyor.

Eskiden her derbide kan gövdeyi götürürdü.

En son taraftar kavgası ne zaman yaşandı hatırlayan var mı? AK Parti döneminde yapılan modern stadyumlar sayesinde artık taraftarlar insan gibi maç izleyebiliyor. Tribündeki kadın ve çocuk taraftar sayısı da her geçen gün artıyor. Bu kadar pozitif gelişme varken, Adıgüzel'in AK Parti'nin sporda şiddeti artırdığını söylemesi trajikomik bir gaf.

Bence CHP, tecrübe kazansın diye Meclis'te konuşturduğu genç vekilleri önce maçlara yollamalı. Türk insanını anlamak için futbolu da bilmek gerekiyor.

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13
ETİKETLERköşe yazarları