SİNA KOLOĞLU-MİLLİYET
70 DİZİDEN 10’U İHRAÇ EDİLİYOR
Sinema ve televizyon sektörünün marka dergilerinden Amerikan Variety’nin internet sayfasında, 16 Ekim’de yayınlanmış Nick Varelli imzalı ‘Türk Televizyonu Yurt Dışında Daha Çok İzleyiciye Ulaşıyor’ başlıklı bir makaleye rastladım. Varelli, sektörün önemli isimleriyle konuşmuş ve bilgiler almış. İlgimi çeken ayrıntıları paylaşmak istedim.
Reklam geliri artmış
Yazıda, 2017 Reklam gelirinin 1.3 milyar dolar olduğu yazıyor. Karşılaştırma 2016’yla yapılmış. 1.22 milyar dolarmış. (IHS Markit Araştırma Şirketi’nin verileri. Yabancı bir şirket olması ilginç. Bizde TV sektörü ketumdur!) Global Agency’nin sahibi İzzet Pinto’nun saptaması ilginç. Pinto, yılda ortalama 70 dizinin gösterildiği yerli piyasadan, yurt dışına 10 dizinin ihraç edildiğini, 4-5 tanesinin uluslararası başarıyı yakaladığını belirtiyor. Yerli dizilerin yurt dışı pazarlamasını yapan Eccho Rights şirketinin verilerine göre, geçtiğimiz yıl, bizim yerli diziler800 saatlik bir artış göstermiş.
Maliyet bölüm başına ne kadar?
Bölüm başı maliyeti için değişik rakamlar verilir. Nick Varelli’nin verdiği rakama göre, bir yerli dizinin bölüm başı maliyeti 3 trilyona kadar ulaşıyor. Yerli star isimlerin, altı haneli rakamlarla bölüm başına para aldıklarını belirten Varelli, bu yıl bazı ‘star projelerinin’ bekleneni veremediğinin de altını çiziyor.
Sırlar hafiften aralanmaya başladı
‘Hayat Sırları’ için ev ahalisi, “Yahu bir şeyler gitmiyor” diyordu. Baktım, eleştirilerin ortak noktası bu. Görünürde sırlar var da “Ver biraz ucundan” dedirtiyordu. Dizinin senaristi Mahinur Ergun bu hafta, “Durun kardeş, gelecek, ne sabırsızsınız!” mesajı verdi.
Ev ahalisi her sahnenin oyuncu performansını beğeniyor. Bir tek Hazar Ergüçlü’nün sahnesi gelince... Ekin Koç kardeşimiz toparlamaya çalışıyor diyelim. Şimdi avukat hanım olarak bir uğraş içine girecek. Olaylar bir nebze örtebilir açıkları.
MESUT YAR-POSTA
Dizilerin çıkışı belli
“Masum”, “7 Yüz”, “Fi”, “Sıfır Bir Adana”. Son bir yılda seçkisine güvendiğim kim varsa, “Hangi diziyi izliyorsun?” diye soruyorum...
Ve son bir yılda sorduğum kim varsa yanıtı yukarıda saydığım dizilerden biri oluyor. Hepsi dijital platformda yayın yapan, kimi ücretli kimi ücretsiz izlenilen diziler...
Süreleri kısa, hikayeleri anlaşılır, başı sonu belli işler olması gereken dizi izleyicisini kendiliğinden yarattı. Geleceğin hangi adreste olduğunun da ayrıca ispatı!
Seven ne yapsın ki?
“Seven Ne Yapmaz”, yazdan güze sarkan dizilerden biriydi ve o da son buldu. Atv ekranında sezon girişiyle birlikte istediğini bulamadı...
Bu yıl neredeyse her kanalın durumu aynı. Yazdan gelen işler sırayla dökülüyor. Yeni işler izleyiciyle uyum sorunu yaşıyor vesaire...
Özetle ne varsa geçtiğimiz sezonun işlerinde var yine. “Diriliş Ertuğrul” (TRT 1), “Vatanım Sensin” (Kanal D), “Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz” (atv), “Savaşçı” (FOX), “İstanbullu Gelin” (Star TV) ve birkaç tane müstesna iş dışında dizi ekranında yüz güldüren yapım yok...
Sayısal olarak bereketli bir sezona girsek de reyting o bereketle orantılı değil. Sahi bu sezon nasıl geçecek dersiniz?
KAMUNUN SÖZCÜLERİ
“Kadın” (FOX) kendi kitlesini buldu. Atölyelerde çalışan kadınlar geçtiğimiz hafta toplanıp seti ziyaret etmişler...
Başrol oyuncusu Özge Özpirinçci hepsiyle ilgilenmiş. Fotoğraflara baktım, yüzler gülüyordu. Bir yandan dizileri de artık “sadece dizi” diye değerlendiremeyiz. Kimi diziler toplumun bir kesiminin ekrandaki sözcüsü oldu. “Kadın”, “Çocuklar Duymasın” (Kanal D), “Hayat Sırları” (Star TV) bunun son örnekleri. Azalmayıp çoğalsınlar!
Reytingin peşinde
Yaz aylarının fenomen programı “Gerçeğin Peşinde” (TV8) bu kriminal bolluk içinde değer kaybı yaşayan yegane iş gibi görünüyor...
Programın bir an önce ilgi çekecek yeni bir dosya bulması lazım. Çünkü bu türden programlar iyi bir ana işin ekmeğini üç hafta kadar yiyebiliyorlar. Reytingleri yükseliyor, bir parça nefes alıyorlar. Ama o dosya bulunamazsa hakikaten de işleri zor...
Maalesef TV’de peşine düşülebilecek tek gerçek reytingin kendisi. Nerede olduğunu bulmak da, bulup da elde tutmak da artık çok zor...
BU DA BİR TERCİH
“1 Erkek 1 Kadın” isimli dizi kendine TLC ekranında yer buldu. Paralı platformdan açık platforma geçip ayakta durabilen yegane işlerden biriydi...
Şimdi tekrarlarıyla para kazanmaya devam ediyor. Bu arada TLC kanalı baştan sona Amerikan realitisi kokan akışından eski Türk dizilerini yayınlayarak çıkmaya çalışıyor. Bu da bir tercih elbette. Hem de daha düşük maliyetli. Ama ne bileyim tekrar dizi yayınlayan en az 5 kanal varken bu tercihin fark yaratmasını beklemek mümkün değil!
Haftalık karne notları...
Bazen okur reytingleri de görmek istiyor. Yani sevip izlediği işlerin gidişatından haberdar olmaya meraklı. Doğru bir duygu. Hemen diziler üzerinden yürüyelim. Geçtiğimiz haftanın reyting karnesinde toplam izleyicide ilk beş dizi şöyle sıralanıyor...
“Diriliş Ertuğrul” (TRT 1), “Söz” (Star TV), “Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz” (atv), “Kadın” (FOX), “Yeni Gelin” (Show TV). Neredeyse her kanaldan bir dizi var, izleyici iyi dağılmış...
AB grubunda ise isimler yer değiştiriyor. “Diriliş Ertuğrul”, “Vatanım Sensin” (Kanal D), “Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz”, “Söz” ve “İstanbullu Gelin” (Star TV) ilk beş sırada yer alıyor...
Sıralamadaki son beş dizi ise yukarıdan aşağıya doğru; “Klavye Delikanlıları” (Show TV), “Hayat Sırları” (Star TV), “Seven Ne Yapmaz” (atv), “Aslan Ailem” ve “Yalaza” (TRT 1) olarak belirlenmiş. Durum özetle budur!
MEVLÜT TEZEL-SABAH
Ankara’ya var da İstanbul’a yok mu?
Ankara'nın yeni Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Tuna, yarından itibaren belediye otobüslerinin dokuz ilçede 35 hatta 24 saat sefer yapacağını açıkladı. Otobüsler gece 02.00'ye kadar normal seferlerine devam edecek.
02.00'den sonra saat başı seferler düzenlenecek.
Ankaralılar için güzel haber; artık 24 saat toplu taşıma hizmeti alacaklar.
İstanbul'da belediye otobüsleri ve metro en azından 02.00'ye kadar çalışsın, yoğun olan bölgelerde 24 saat ulaşım sağlansın diye birkaç kez yazdım.
Çünkü kamuoyunda böyle bir talep vardı ama Kadir Topbaş vatandaşın bu isteğine kulak asmadı.
Demek ki oluyormuş!
Ankaralılar 24 saat EGO otobüslerini kullanacaksa, İstanbullular'ın buna daha çok ihtiyacı var. İstanbul 24 saat yaşayan bir şehir, sırf bu özelliği için bile turist çekiyor.
İstanbul'un en büyük sorunu da ulaşım, bazı yollarda gece 01.00'de bile trafik oluyor.
Mustafa Tuna ilk icraatında hedefi 12'den vurdu, Ankaralılar'ın kalbini kazandı.
Umarım yeni İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal da ulaşımın yoğun olduğu bölgelerde belediye otobüslerini 24 saat çalıştırır, metroyu da en azından saat 02.00'e kadar açık tutar.
Hayvanseverler hep haklı mı?
Çorum'un Sungurlu ilçesinde 14 yaşında bir çocuk, 80 yaşındaki bir dede ile bir köpeğin videosunu çekip 'köpeğe tecavüz' diye internete yaymıştı. Sungurlu'da bir internet sitesi de 'Köpeğe tecavüz eden şahıs görüntülendi' diye haber yapmıştı. Sonra bu haber, ulusal basında da yer aldı ve yaşlı adam gözaltına alındı. Önceki gün bu haberin asılsız olduğu ortaya çıktı. Veteriner hekim tarafından muayene edilen köpekte, herhangi bir yırtık, kanama belirtisine rastlanmadı. Zaten yaşlı adam da köpeğin ayağına dolaşan 5 metrelik zinciri çözdüğünü söyleyerek suçlamaları kabul etmemişti. Görüntüleri çeken çocuk ise "Ben şaka amaçlı çekip arkadaşlarıma gönderdim.
Onlar da internet sitesine göndermişler" dedi.
İşte sosyal medyada her gördüğünüze inanmamanız gerektiğini ortaya koyan bir linç vakası daha.
Bu olayda başka bir konuya daha dikkat çekmek istiyorum. Köpeğe tecavüz olayının asılsız çıktığını belirten haberle ilgili Twitter'da bir hayvansever aynen şu yorumu yaptı: 'Buna (habere) inanıyorsanız yazıklar olsun. Alenen tecavüz, elle taciz gün gibi aşikarken üstelik.
Bu zihniyeti akladığınız sürece bu sapıkların sonu gelmeyecek. Buna inanıyorsanız yazıklar olsun. Tabii hayvana yapılana susmanın vebali yok değil mi? Nasılsa konuşamıyorlar.
Bu pisliklerin üstü örtüldükçe bunların sonu gelmeyecek.' Soruşturmada suç unsuru bulunmamış, veteriner "Tecavüz yok" diyor, görüntüyü yayan çocuk "Şaka yaptım" diyor ama bazı hayvanseverler köpeğe tecavüz edildiğinde ısrarlı.
Hayvan sevgisinin de bir sınırı olmalı. Çocuk parkları köpek dışkısından geçilmiyor, pitbull köpekler çocuklara saldırıyor, suçlu yine insan oluyor ve en önemlisi hayvan sevgisi bazen masum insanların linç edilmesine neden oluyor. Elbette hayvanları sevelim ama bu sevgi insan düşmanlığına dönüşmemeli. Özetle hayvanseverler her zaman haklı değiller, onların da sınırı aştıkları oluyor.
Yakışıklı futbolcu tercih edilir
Eskiden yakışıklı diyemeyeceğimiz Ali Eren, Recep Çetin, İbrahim Üzülmez, Yasin Sülün gibi futbolcular vardı. Şimdi futbolculara bakıyorum; çoğu manken gibi yakışıklı. Dünyada da bu böyle.
İmajı için estetik operasyon geçiren futbolcular bile var.
Örneğin Alper Potuk, Erkan Zengin, Serdar Kesimal, Aykut Akgün, Aydın Yılmaz yüzlerinden estetik operasyon geçirdi. Cenk Tosun saç ektirdi vs. Futbolda artık imaj bazen yeteneğin önüne bile geçebiliyor ya da aynı düzeyde futbolculardan yakışıklı olanlar tercih ediliyor.
Mide küçültme son çare olmalı
Cezaevinden çıktıktan sonra fazla kilolarından kurtulamayan Deniz Seki, mide by-pass ameliyatı olmak için önceki gün tetkik yaptırdı. Operasyona karar verilirse midesini küçülttürecek olan sanatçının ince bağırsağının da mideye yakın kısmından 1 metre alınacak.
Ünlü şarkıcı, "Sıkıntılı ve meşakkatli bir ameliyat olduğu için korkularım var. Tahlillerin sonucuna göre karar vereceğim" demiş. Çok zor günler geçiren Seki, belli ki spor ve diyet yaparak kilolarını veremedi. Aslında Seki'nin fazla kilosu yok, keşke ameliyatı denemese. Mide küçültme ameliyatları riskli, bu yüzden hayatını kaybedenler bile oldu. Seki gibi tanınmış sanatçılar mide küçülttükçe bu yöntem moda oluyor. Mide küçültme, yağ aldırma en son çare olmalı.
