UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

TÜRK-RUS ORTAK YAPIMI OSMANLI DİZİSİ İLKLERE İMZA ATACAK!..

TV yazarları bugünkü köşelerinde yine oldukça önemli ve dikkat çeken konulara değinmişler. İşte sizin için derlediğimiz yazılar…

TÜRK-RUS ORTAK YAPIMI OSMANLI DİZİSİ İLKLERE İMZA ATACAK!..

ALİ EYÜBOĞLU-MİLLİYET

TÜRK-RUS ORTAK YAPIMI ROMANTİK OSMANLI DİZİSİ

Türkiye’den Maya Productions, Rusya’dan Gazprom’un yapım şirketi KINT Media ortaklaşa ‘Kalbimin Sultanı’ adlı bir dizi çekecek. Dizi, Ocak 2018’den itibaren Star TV’de, Rusya’da ise Perviy Kanal’da yayınlanacak.

Burhan Özkan’a ait hikayenin senaryosunu Türkler ve Ruslar birlikte senaryolaştırdı. Özlem İnci Hekimoğlu, Nil Özlem Güleç ve Aslı İslamoğlu’nun yazdığı senaryoyu Ruslar, kendi kültürlerine göre revize etti. Özkan, “Dizide baş erkek karakteri kimin oynayacağını da Ruslar seçti. Onca aday içinden Ali Ersan Duru’yu görür görmez, ‘İşte tam bir Türk erkeği’ dediler ve Mahmut rolü onun oldu” dedi.

Dizide diğer önemli karakterleri canlandıracak oyuncu kadrosu şöyle:

Alexandra Nikiforova (Anna), Engin Hepileri (Namık), Emel Çölgeçen (Esma Sultan), Taner Rumeli (Musa Ağa), Tuncer Salman (Halet Efendi), Sadi Celil Cengiz (Zahir), Şamil Kafkas (Fettah Ağa), Itır Esen (Ayşe Sine Perver Sultan), Gizem Denizci (Saliha), Bülent Seyran (Amber Ağa),  Ayten Soykök  (Cevri Kalfa)…

Türkiye’nin yanı sıra Rusya’da da çekilecek diziye zamanla birkaç Rus oyuncu daha katılacak. ‘Kalbimin Sultanı’, Osmanlı döneminde geçecek, ama merkezinde saray entrikaları değil, aşk ve romantizm olacak.  

İlklere imza atacak

‘Kalbimin Sultanı’nın aynı anda Orta Doğu’da da yayınlanması için Katarlılarla görüştüklerini açıklayan Burhan Özkan, dizinin birçok ilke imza atacağını söyledi. Özkan, bunları şöyle sıraladı:

“İlk sekiz bölümü paket çekeceğiz. Her bölüm Türkiye için 150, Rusya için 50’şer dakika olacak. Ruslar montajı bizde, dublajı ise ülkelerinde yapacak. Türkiye’nin sekiz haftada izleyeceği diziyi Rusya ve Katar, 24 bölümde seyredecek.

Dizinin reyting alıp-almayacağını, ekrana getirmeden test edeceğiz. ABD ve İngiltere’deki gibi bir araştırma şirketi, reyting evrenine yakın bir izleyici grubu oluşturacak. Dizinin kaderini, o izlemenin reytingleri belirleyecek.

Bölüm maliyetini 400-450 bin dolar olarak planladık, ön hazırlık için yaklaşık 3 milyon dolar harcadık. İşin hakkını verebilirsek, dünyaya 50 dakikalık bölümünü 250-300 bin dolara satacağımız katma değeri yüksek bir iş ortaya çıkaracağız.”  

Pelin Çift, gece-gündüz TRT 1’de

Hazırlayıp-sunduğu ‘Gündem Ötesi’, iyi reyting alınca TRT’nin programını ikiye çıkardığı Pelin Çift, aynı kanalda yeni bir maceraya atılacak. TRT 1’de gece yarılarına kadar süren iki canlı yayın sunan Çift, 16 Ekim’den itibaren haftanın beş günü gündüz kuşağında da TRT seyircisinin karşısında olacak. 

Çarşamba ve cuma geceleri ele aldığı tarihi konuları uzmanlarıyla masaya yatıran Çift, gündüz kuşağında ise kırgınlıkları gidermek, parçalanmış aileleri birleştirmek için uğraşacak. Dış Yapım imzalı programda Çift, tanımadığı insanlara yardım eli uzatan insanların hikayelerini ekrana taşıyacak. 

Liseli Zeynep Gülay?’ın üç boyutlu İstanbul’u

Lise öğrencisi Zeynep Gülay, İstanbul’da çektiği fotoğraflara yaptığı üç boyutlu çalışmaları, Nişantaşı City’s’de açtığı ‘Enfrastrüktür’ adlı sergiyle tanıttı. İç mimar olmak için New York’taki Parsons Design School’da okumayı hedefleyen Günay, ilk sergisine gösterilen ilgiden memnun.

Taksim, Balat, Cihangir, Eminönü, Sultanahmet ve Beşiktaş’ta çektiği İstanbul fotoğraflarına demir, çimento ve metal gibi yapı malzemeleriyle üç boyutlu görsellik kazandıran Günay, sergiden elde ettiği 10 bin TL’yi  Altı Nokta Körler Vakfı’na bağışladı. 

GÜNÜN SÖZÜ

“Erkek kadına tokat atarsa erkek suçludur, kadın erkeğe tokat atarsa yine erkek suçludur!” 

 

SİNA KOLOĞLU-MİLLİYET

TÜRK AİLE YAPISINA UYDU

TV8’de ‘Emlak Avcıları’nda aileler, kesesine ve zevkine uygun bir ev arıyor. Orçun Bey ve eşi denk geldi.

Orçun Bey’in “Mangal yapacağım bir ev olsun” hayali var. Olmazsa olmazlarından biri, yeni evlerinde mangal yapmak. Emlakçı, bahçe katını gösteriyor. Orçun Bey’in açık havaya çıkar çıkmaz ilk cümlesi, “Şurada mangal yaparız” oluyor. Malum, bahçenin üzerinde daireler var. Emlakçı kardeşimiz, diğer kat sahiplerinin ne diyeceğine dikkat çekiyor. Orçun Bey kararlı, “Ben meseleyi hallederim, sorun yok” diyor. Ev ahalisi, “Bu evi alırlarsa kesin kavga çıkar” dedi.  Türk aile yapısına uyan bir program izledik.

‘Kaybolan çiçekler‘ imtihanı geçti

‘Kaybolan Çiçekler’, gündüz kuşağının kaybolan çoluk çocuk, genç ve yaşlı programı. Mert ve Yiğit iki kardeş. Geçmişleri, havuz problemi gibi. Aileleri onları, boşandıktan sonra adliyenin önündeki banklara bırakmış. Sonra başka evlilikler yapıp, çokça çocuk sahibi olmuşlar. Ekranda kimler var? Yiğit’in ilk koruyucu annesi, terk eden annesi-babası ve onların daha sonra evlendikleri eşleri.

İnci Ertuğrul final yaparken, “Sayın seyirciler şu anda Mert ve Yiğit’in nerede olduğunu biliyoruz. Yaşamlarını hangi ailenin yanında sürdürdüklerini de biliyorum. Ama biz bunu kimseyle paylaşamayız. Çünkü bu çocuklar, sevgiden mahrum hayata başlamışlar. Onları koruması gerekenler, kendi aralarındaki sorunlar yüzünden çocukları feda etmiş. Şunu da biliyoruz 18 yaşından sonra, merak ettikleri zaman evlat edinildikleri bilgisi yasal olarak onlarla paylaşılacak. Ama şu an Mert ve Yiğit’in düzenini kimsenin bozmasını istemiyoruz. Biz merak etmedik mi? Bu kadar hikayenin sonunda alttan ‘İşte Mert ve Yiğit’in şimdiki ailesi’ diye anonsla duyurup reyting alamaz mıydık?

Bir de bul-muşuz çocukları.” Yap-madılar. ‘Kaybolan Çiçekler’, imtihanı geçti.

Allah’a şükür diyoruz

Gökay Otyam NTV ‘Piyasa Ekranı’nda, “Kimimiz Allah’a şükür diye yaşamımıza devam ediyoruz. Kimimiz de şikayetçi. Ama gelin bakın, dünyadaki durumu sizlere aktaralım. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün bugün yayımlamış olduğu raporda, Türkiye’nin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkelerde, 147 milyon işsiz var. Bir de bunlar, çalışmak isteyip de işsiz kalanlar. Hani diğer kısım gibi çalışmayı unutanlardan bahsetmiyorum. O da eklense sayı kim bilir kaça ulaşır?” dedi. Neyse yine de şükür, en azından gelişiyoruz.

 

MESUT YAR-POSTA

Acun’dan futbol hamlesi

TV8,5 da Acun Ilıcalı’nın alttan alta sevdirdiği bir ekran. Orada ağırlıklı olarak boks maçlarını izliyorum. Ama neredeyse her alıcı için bir rafa sahip... Neyse, bugüne kadar üvey ekran muamelesi gördüğünü söyleyenler vardı. Ben katılmıyorum...

Mesela sağlam bir kulise göre, Acun Ilıcalı önümüzdeki günlerde dört büyükler olarak bilinen futbol devlerinin salon turnuvasını yayınlamak niyetinde...

Ve görüşmeleri başlamış bile. Sanırım bu iş emekli futbolcularla yapılacak. Doğruysa dilerim takımların içinde en az birer tane de mevcut futbol yorumcusu olur...

Ağzıyla forvet olabilenleri bir de sahada top yuvarlarken görmek isteriz. Sahada işler kolay mıymış bir kez daha gözden geçirebilmeleri için!

Adını koymam mümkün değil

‘Adını Sen Koy’ (Star TV) dizisinde geçen sezonun finalinde Ömer ve Zehra trafik kazası geçirmişti. Kazadan hemen önce de Ömer, esas kızımıza onu sevdiğini itiraf etmişti...

Dizide bu sezon zaman atlaması yaşandı. Karakterlerimiz hayattaydı ama o bahsi geçen aşk mevzuu hiç yaşanmamış gibi havada kaldı... Romantik bir akşam yemeğinde ikiliyi dans ederken gördük ama sanırım bu sezon görüp görebileceğimiz tek romans bu olacak gibiydi... Öyle ya, Ömer sanki o bıraktığımız ne istediğini bilen adam değil, deyim yerindeyse şaşkın bir adamdı artık...

Zehra’nın da aşağı kalır bir tarafı yoktu. Donuk ve cesaretini yitirmiş bir kadın olarak karşımıza çıkıyordu...

Değişmeyen tek karakter Zehra’nın babası Salim oldu. İkilinin arasındaki formalite evliliğini öğrenip karşı çıkan, yola düşmüş kocaman bir kaya parçası gibi... Özetle seyirci bir sezon daha her gün ikilinin birbirlerine samimiyetle açılacağı o anı mı bekleyecek?

O yarışma da 1AN tv'de...

‘Best Model of Turkey’ bugün izlediğiniz ne kadar başrol oyuncusu varsa en az üçte birini ekrana taşıyan bir yarışma... Menajer Erkan Özerman bu önemli yarışmayı yıllar yılı farklı ekranlarda gerçekleştirdi. Bu yıl büyük ekranlardan hiçbiri yayın topuna girmedi...

1AN TV üç hafta önce ‘Miss Turkey’ yarışmasını yayınladığı gibi bu akşam da ‘Best Model’i yayınlayacak...

Bu durumda yeni bir yarışma ekranı doğuyor diyebiliriz. Türkiye’de itibarlı yarışmalar giderek azalıyor. 1AN TV o azınlığı toplasa bile ele gelir bir itibarla anılacaktır. Bilinsin istedim!

'Kocam beni benle aldattı!’

Nur Viral’in Beyaz TV’de yayınlanan ‘Hayatta Her Şey Var’ adlı programına bir izleyici bağlandı...

Eşi maalesef kendisini aldatmıştı. Peki ama kimle? İşte o sorudan sonra bombanın pimi çekildi. Eşi kadını bizzat kadının kendisiyle aldatmıştı. “Kaynım bana...” diye başlayıp giden Cem Yılmaz esprisinden sonra duyduğum en iyi espri gibi geldi bana. Espri de değildi ama artık ne diyeyim ki?

Sadece popüleri değil...

Hülya Avşar’ı aşk hakkında konuşurken izlemeye bayılıyorum. Önceki gece POSTA Gazetesi Yazı İşleri Müdürü ‘Aşk Doktoru’ Mehmet Coşkundeniz, Hülya Avşar’a konuk oldu...

Hülya Hanım’da bu kez bir hazırlıksızlık hali görmedim. Hatta bu konuda doçentlik noktasındaydı... Mehmet, birçoğumuzun aklından geçip diline süremediği birçok aşk kurşununu yayında sıktı. Sözleri ve argümanları anlaşılırdı...

Karşılık olarak Hülya Avşar da merakı ve birikimiyle topu hiç saha dışına atmadı. Lezzetli bir söyleşi ortaya çıktı ve iyi reyting aldı... Hülya Avşar sadece popüleri değil, konuşulabilecekleri de kendi ekranına taşımalı. ‘Bir Hülya Avşar Sohbeti’ (Star TV) o zaman tadından yenmiyor...

Dua etmek için oradayım

Dünyanın en prestijli TV fuarlarından MIPCOM yarın sabah Fransa- Cannes’da başlıyor. Bizim sektörün yarısından fazlası orada olacak. Belki beş yıl öncesine kadar “körler sağırlar birbirini ağırlar” anlamına gelen bu fuara ilk kez gözlem için katılacağım...

Türkiye’nin önemli ihraç kalemlerinden biri haline gelen dizilerde son durumu yerinde göreceğim. Bizdeki işler bu yıl yine ciddi bir talep görüyor... Ancak kimi büyük prodüksiyonların devam edebilmesi için o fuarda aynı itibarı görmesi şart. Yoksa ne mi olur, batar kardeşim, “büyük iş” dediğimiz her dizi boğazına kadar batar...

Çünkü en az 10 küsur işin bizdeki reklam pastasıyla hayatta kalmasının mümkünü yok. Hepsi için dua etmek üzere yarın Cannes’dayım...

 

OYA DOĞAN-VATAN

Ufak Tefek Cinayetler’de gerilim dozu olacak

Ay Yapım imzalı, Ali Bilgin’in yönetmen koltuğuna oturduğu, Meriç Acemi’nin senaryosunu kaleme aldığı Ufak Tefek Cinayetler’in hem ilk tanıtımı, hem de yayın tarihi açıklandı. 24 Ekim Salı akşamı başlayacak olan dizide; Gökçe Bahadır, Mert Fırat, Aslıhan Gürbüz, Tülin Özen, Yıldıray Şahinler, Bade İşçil, Ferit Aktuğ, Selim Bayraktar, Tansu Biçer, Duygu Sarışın ve Hayal Köseoğlu rol alıyor. Dört yakın kız arkadaşın geçmişten kaçarken bir tesadüf eseri tekrar araya geldiği ve büyük yüzleşmelere sahne olacak bir dizi izleyeceğiz. Belli ki kimi zaman gerilim dozu yüksek bir dizi olacak. Bu arada başrol karakterin adı Oya. İlk defa bir dizinin başrol karakterinde kendi adımı duyacağım. Bana da diziyi izlerken bir değişiklik olacak. Star TV diziyi salı akşamına yani Dolunay’ın yerine koyuyor. İlginç bir karar olmuş. Çünkü tüm yazı birinci olarak sürdürmüş bir dizi Dolunay. Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’ın gelişiyle de ikinciliğe düştü. Ancak diğer dizilere göre izleyicisini kaybetmeden devam etmeye çalışıyordu. Şimdi tam da Hızır ve Meryem gaza basmış giderken, dört kadının hikayesi izleyiciyi salı akşamı çeker mi bilemedim. Bence Ufak Tefek Cinayetler için en doğru gün çarşamba. Çünkü Meryem almış başını giderken, yani sırlı bir dizi orada iş yapıyorken onu ancak başka bir sır durdurabilirdi. Ufak Tefek Cinayetler’de sırlar ve maskeler bu kadar hakimken iyi rakip olurlardı. Ne diyelim, Ufak Tefek Cinayetler’in salı akşamı yolu açık olsun!

Kızgın Damdaki Kedi’yi mutlaka izleyin

Tennessee Williams’ın Pulitzer ile Tiyatro Eleştirmenler Birliği Ödüllleri’ni almış eseri Kızgın Damdaki Kedi, bu defa Mam’art Tiyatro’yla sahnede! Serkan Salihoğlu, Tuğrul Tülek, Feri Baycu Güler’in çevirdiği, Serkan Salihoğlu’nun yönettiği oyunda; Sezin Akbaşoğulları, Tuğrul Tülek, Ayten Uncuoğlu, Ünal Silver, Bennur Duyucu ve Ömür Kayakırılmaz rol alıyor. Cuma akşamı ilk oyunu izleme şansım oldu. Yönetmen Serkan Salihoğlu, bu denli uzun bir oyunu tek perdede anlatmayı hedeflemiş. 3 perdelik, uzun oyunlardan daralan biri olarak bu hamlesini sonuna kadar destekliyorum. Üstelik 75 dakikada ortaya gayet iyi bir oyun çıkarmışlar. Oyun; büyük arazi sahibi, zengin bir Amerikan ailesi içindeki gizlenmiş, saklı kalmış birtakım gerçeklerin ortaya dökülmesiyle yaşanan çatışmaları psikolojik-gerçekçi bir dille anlatıyor. Sezin Akbaşoğulları’nı sahnede ilk kez izledim. Ne kadar yetenekli bir oyuncu olduğunu da ancak sahnede daha net görebiliyorsunuz. İlk oyun nedeniyle bazı aksaklıklar olsa da, oyun oturduğunda tadından yenmeyecek bir performans izleteceğine iddiaya girerim. Tuğrul Tülek, 10 yıldır her sezon aralıksız tiyatro yapmasının avantajını sahnede kullanıyor. Öyle minimal, öyle gerçek, öyle sakin oynuyor ki kendinizi ona kapılmış giderken buluyorsunuz. Ünal Silver ve Tuğrul Tülek’in baba-oğul konuşması o kadar gerçek ki, hayatın içinde öyleysine yaşanıyormuş gibi... Hiç ajite etmeden, çok sıradan bir dille oynuyorlar. Bu da gerçekçiliğe sizi daha çok yaklaştırıyor. Ayten Uncuoğlu o evhamlı, her şeyden haberi olan ama hiçbir şeyi bilmeyen anneyi çok güzel oynamış. Ezcümle; mutsuz bir ailenin hırslarıyla yüzleşmek, iyi bir performans izlemek için Kızgın Damdaki Kedi’yi izleyin derim. Oyun; 22 Ekim’de Caddebostan Kültür Merkezi’nde, 10 Kasım’da Moi Sahne’de, 16 Kasım’da Gazanfer Özcan Sahnesi’nde oynanıyor.

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13
ETİKETLERKÖŞE YAZARLARI