UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

"ERHAN ÇELİK'İN YERİNE, ANA HABERİN BAŞINA KİM GELMELİ?.."

TV yazarları bugünkü köşelerinde yine oldukça önemli ve dikkat çeken konulara değinmişler. İşte sizin için derlediğimiz yazılar…

"ERHAN ÇELİK'İN YERİNE, ANA HABERİN BAŞINA KİM GELMELİ?.."

ALİ EYÜBOĞLU-MİLLİYET

‘MEHMETÇİK-KUT’ÜL AMARE’YE DEV PLATO

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dizi yapılmasını istediği ‘Kut’ül Amare’ için geri sayım başladı. Ön hazırlığı iki yıl önce başlayan dizide Kut’ül Amare şehrinden kullanılacak mekanlar, aslına uygun olarak yapıldı.

Riva’daki 180 dönüm arazi üzerinde ‘Mehmetçik-Kut’ül Amare’nin dev platolarını, dizinin senaristi ve yapımcısı Mehmet Bozdağ ile yönetmeni Mustafa Şevki Doğan’la gezdim. ‘Mehmetçik’i Bozdağ Film adına çekecek Bozdağ, senaryosunu yazıp, yapımcılığını üstlendiği diziyle ilgili şunları söyledi:

“Üç sezonluk bir iş planladık. Birinci sezonda ‘Mehmetçik-Kut’ül Amare’yi, ikincisinde ‘Mehmetçik-Seydi Beşir’i, üçüncüde ‘Mehmetçik-Milli Mücadele’yi çekeceğiz. 1914 yılında başlayıp 1916 sonuna kadar 1. Dünya Savaşı’ndan Kurtuluş Savaşı’na uzanan süreci anlatacağız bu dizide. Mehmetçik’in ilk sezonunda gönüllülerden oluşan 700 kişilik Osmanlı Taburu’nun seçmeleriyle başlayacak dizi. Osmanlı Taburu’na girmeye hevesli üniversite öğrencisi Mehmet (İsmail Ege Şaşmaz), elemeleri geçer.

Bunun mutluluğuyla dolaşırken Mehmet, Osmanlı Taburu’nu savaşa hazırlayan komutan Süleyman Askeri (Kaan Taşaner) ile İngiliz casus P. Cux (İlker Aksum) arasında çarşıda çıkan çatışmada yaralanır. Mehmet, kırılan ve kangren olan ayağına rağmen gizlice kaçak olarak biner Osmanlı Taburu’nu Bağdat’a götürecek trene. Mehmet’in rüyasında gördüğü Arap aşiretinden Zeynep’le karşılaşır bu yolculukta.” 

Aksiyon oyuncuları  üç aydır eğitimde

Dizide askerleri oynayacak aksiyon oyuncularını özel olarak seçtiklerini anlatan yapımcı Mehmet Bozdağ, “Bu amaçla 40 oyuncuyu kadrolu olarak işe aldık. 60 civarında atla birlikte üç aydır profesyonel aksiyon hocaları tarafından gece-gündüz demeden eğitim veriliyor arazide” dedi. 

‘Mehmetçik’ dizisinin kadrosuna alınan aksiyon oyuncularının yüzde 70’i üniversite ve beden eğitimi mezunu. Oyuncuların okuma provalarının sürdüğünü vurgulayan yönetmen Mustafa Şevki Doğan ise dizinin çekimlerine bir haftaya kadar başlayacaklarını söyledi. 

250 çadır, 30 top ve 240 tüfek imal edildi 

Riva’daki plato için beş kilometre yol yapan şirket, diktirdiği 250 çadırı, güneş ve yağmurun eskitmemesi için geçici olarak buraya kurdu. Yakında çöl sahnelerinin çekileceği Adapazarı, Kefken veya Konya’ya gidecek bu çadırların hepsi... 

Dizide İngiliz ve Türk askerlerinin giyeceği aslına uygun binlerce kostüm dikildi. 

120 İngiliz ve 120 Osmanlı tüfeği yaptıran Bozdağ Film, Kut’ül Amare’nin Dicle üzerindeki rıhtımını da Riva’ya kurdu.   

GÜNÜN SÖZÜ

Bilmezden gelişim, aptala yatışım kaybetme korkumdan değil; karşımdakilerin yalan söyleme potansiyellerine olan merakımdandır. (Nâzım Hikmet) 

 

SİNA KOLOĞLU-MİLLİYET

 ‘KAYITDIŞI’ HANGİ MESAJI VERDİ?

 ‘Kayıtdışı’nda Ekrem masada konuşuyor: “Biz insanların dinlediği hikayeyi yazarız. Savaş davullarını çalsak, 100 asker ordumuz yola çıktı diye anlatsak ne olur?”

Masadaki ABD’li abi (CIA bağlantılı!); “Savaş yaklaşıyor, herkes canını ve malını korumak için savunmaya geçer” diyor. Ekrem, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ABD ile Rusya’nın hiç savaşmadığını ama dünyayı gerdiklerini ve bu sayede, insanların varını, yoğunu silah alımına yatırdıklarını belirttikten sonra noktayı şu cümleyle koydu: “İnsanlar yaptıklarımızdan çok, anlattığımız hikayeyi dinler. İnsanlar hikaye dinlemeye bayılır.”

Ev ahalisi bir dip not verdi: “Biz, hikayeler yazılıp oynandıktan sonra ‘bu oluyormuş’ diyen tarafız.” Hikaye hemen yanı başımızda kaç yıldır yazılıyor? Hikaye aslında gerçek ve her gün yaşanıyor. 

ZAFER KİRAZ GELMELİ

Erhan Çelik ayrıldı TRT 1’den. Epey bir karışık özel hayat hikayesi. Geçtiğimiz cuma ekrandan verdiği mesajdan anladığım, ekranla bağı kopmayacak Çelik’in. “Bir kan değişimi” dedi.  Değişim, öyle söylendiği kadar basit değildir. ‘Ana haberin başına kim gelmeli?’ diye düşünelim. Kurumun yapacağı en akıllı iş, Zafer Kiraz’ı buraya kaydırmak olur. Güvenilir bir isim ve haber bülteninin ‘imajına’ da iyi gelir diye düşünüyorum.

BİZ FİLMİ BUZSUZ DA İZLEMİŞTİK!

Söz TRT’den açılmışken devam edelim. Uzun süredir seyretmiyordum, hava isli ve pusluydu. TRT’nin klasiklerinden kahvaltı zamanında bir kovboy filmi... Çocukluk ve gençlik sabahları... ‘Kan Davasının Sonu’ bir Anthony Quinn, Kirk Douglas filmi. 1959 yapımı, ilk defa ekranda değil.

Kimbilir kaç pazar sabahını süslemiştir? Biz gençlerin ayakta olup, uyumadıkları zamanlarımıza çok denk gelmiştir, bitirim bakışların viski yudumları... Canımız hiç çekmedi. Buzlanmıştı Anthony ile Kirk abilerin sahnesi. Hey gidi günler, nereden nereye...

 

MESUT YAR-POSTA

Fatih’in yayın günü doğru mu?

 “Mehmed Bir Cihan Padişahı” (Kanal D). Yılın projesi olduğu söylenen Fatih dizisinin açık ismi bu. Biraz uzun ama sorun değil...

Kadro çalışmaları tamamlandı. Setin bir kısmı çalışmaya başladı, kalan kısmı da bir ay içinde tamamdır. Proje ocak ayına yetişecek ve yayın günü pazartesi olacak...

İşte tam da burada bir ünlem koymak gerekiyor. Çünkü pazartesi büyük iddialarla yayına giren bir dizi için çok da hayırlı değil...

Orada net bir şekilde yerini yapmış “Söz” dizisi var.

“Çukur” (Show TV) desen, geçtiğimiz sezon biten “İçerde”nin yerinde olacak ve alıcısı çok...

Bir de yaşayabilirse FOX ekranında “Kayıtdışı” dizisi var.

“Kırgın Çiçekler”in (atv) kırılacağı filan yok.

“Survivor” da (TV8) bence bu yıl erken başlar. O vakit?

“Ama Mesutcuğum, her gün öyle zor” demeyin. Bahsettiğiniz bölüm masrafı 2 milyona dayanan bir diziyse, durup bekleyin!

Unutmadığımızı gösterelim

Kenan Işık hâlâ uyanmadı. Ama ağızlardaki Kenan Işık ismi giderek tükeniyor. Tam da o hayattayken, tam da belki şu an gözlerini açacakken onu bu biçimsiz unutkanlığımızla karşı karşıya bırakmayalım derim...

Kenan Işık çok fazla insana ekmek oldu. O olmasaydı Selçuk Yöntem’in içinden bir yarışma cini çıkacağını, Murat Yıldırım’a yarışma sundurulacağını düşünemezdik...

O olmasaydı “İyi yarışma sunucusu kimdir?” diye kaliteli bir karşılaştırma kriterimiz olmazdı. O oldu ve hayatta...

Kapısını çalıp, içeridekilere hâl hatır sormak zor değil. Onun adını gündemde tutmak da öyle. Hadi, vefasız olmadığımızı gösterelim; Kenan Işık için bir şeyler yapalım!

DADI İLE YENİDEN Mİ?

Hadi size bir duyum patlatayım. Çok yakında olursa “vay be adama bak” dersiniz...

Yıllar önce bir “Dadı” dizisi vardı ya. Hani başrolünde Kenan Işık ve Gülben Ergen oynuyordu. Hah, işte o dizi üstüne tekrar çalışmalara başlandı...

Projede ismi geçen iki kişi var; Behzat ve Süheyl Uygur kardeşler...

Kadın oyuncu konusunda netleşen bir şey yok ama yeni nesil bir Gülben Ergen bakılıyor sanırım...

“Dadı” dişi bir işti. Çok güldürdü ve vakitli bitti. Şimdi tekrar zamanı gelmiş olabilir. Uygur kardeşler barutlarını boşa sıkmaz, bilirim...

BİR AÇIKLAMANIZ VAR MIDIR?

İzleyici öyle akıllı ki. Artık reyting listelerine bakarak bir dizinin ömrünün ne kadar olduğunu kestiriyor. Düşük reytingli diziler için “lütfen dizimizi yayından kaldırmasınlar” ricası artık demode oldu...

Yayından kalkacak dizinin önce gününün, ardından saatinin değiştiğini, fragmanların yayın periyodunun giderek azaldığını herkesin ezberinde tuttuğunu artık biliyorum...

Buradan hareketle “‘Ateşböceği’ (Star TV) bitmesin lütfen” diyen birkaç kişi adına soruyorum. Bu alametler belirmedi ama bitecek söylentisi ayyuka çıktı. Fazladan bir açıklamanız var mıdır?

(Son dakika notu: Bu yazı kaleme alındıktan sonra ‘Ateşböceği’nin final kararı aldığı haberi geldi.)

İçimizi ısıtacaktır...

TRT’nin yeni dizileri aksiyon ve aile başlığı altında ikiye ayrılıyor. “Kut’ül Amare” hemen herkesin merakla beklediği bir iş. Ama ben “Kalk Gidelim”in tanıtımını izleyince de meraklandım.

TRT dizileri son birkaç yıldır insanın içini ısıtan bir soba gibi. Ve sanırım bu duyguyu “Kalk Gidelim” de yaşatacak...

Ufuk Özkan iki işinden biri mutlaka tutan bir komedi oyuncusu. Son işi afalladı ve sıra tutan işe geldi. Emin Gürsoy, Aslı Omağ, Erkan Sever sıcak isimler; belki hep ikinci rollerde oldular ama her işlerinde kadronun temel direği gibiydiler...

İbreler bu derece olumluluk bildirirken “Kalk Gidelim”, dört bir yanından entrika akan mevcut diziler arasından sıyrılacaktır gibi geliyor bana. Dilerim yanılmam!

 

MEVLÜT TEZEL-SABAH

Şimdi sıra sende Naim!

Naim Süleymanoğlu, Time dergisine kapak olan tek Türk sporcuydu. Üç olimpiyat altın madalyası, yedi dünya şampiyonluğu ve altı Avrupa şampiyonluğu vardı. Tam 46 kez dünya rekoru kırmış bir efsaneydi.

Naim'in halteri bıraktıktan sonraki hayatı ise tam bir kaybedenler öyküsü. Siyasete girdi olmadı, iş hayatı kötü gitti, servetinin büyük bir bölümünü kaybetti ve en kötüsü alkol bağımlısı oldu. Ve bu bağımlılık neredeyse onun hayatına mal olacaktı.

Neyse ki basında çıkan haberler, Naim'in hayatta kalmasını sağlayacak karaciğer nakli için yapılan çağrılar, cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a kadar ulaştı. Erdoğan, Naim'e karaciğer bulunması için bizzat devreye girdi, kendi doktoru Prof. Dr. Serkan Topaloğlu'nu tüm süreci takip etmesi için görevlendirdi. Ve mutlu son; 'cep herkülü' hayata döndü.

Erdoğan köprüde intihara kalkışan bir genci de ikna eden, kendini bitirmeye çalışan Naim gibi bir efsanenin hayata dönmesi için de çabalayan vefalı bir lider. Bu fotoğrafki cumhurbaşkanımızın samimiyeti, onu gören Naim'in mutluluğu; Erdoğan'ın neden bu kadar çok sevildiğinin özeti aslında.

Bu fotoğraf sembol olmalı, organ bağışını teşvik eden kampanyalarda kullanılmalı. Asgari ücretle çalışan bir garibanın, Naim gibi bir efsanenin vs. herkesin bir gün organ nakline ihtiyacı olabilir. Organ bağışlamak hayat kurtarmak demek.

Bundan sonrası Naim'e kalmış artık. Umarım eski hatalarını tekrarlamaz, gençlere örnek olacak yeni bir kariyer çizer kendine.

En başarılı model

Geçtiğimiz haftalarda Milano Moda Haftası'nda podyuma çıkan tek Türk manken Öykü Baştaş'mış. Çoğumuz, 1997 doğumlu bu başarılı modelden haberdar değildi. Öykü, Instagram'da Amerikalı bir ajans tarafından keşfedilmiş. Ardından yüz yüze görüşmeler başlamış ve Milano ve Paris Moda Haftası'nda Gucci gibi dev markaların podyum yüzü olmaya başlamış.

Öykü popüler olunca Habertürk sunucusu Oylum Talu, başarılı modeli programına konuk etmiş ve programdan bir kareyi Instagram'da paylaşmış.

Bu fotoğrafı 'Giz' adlı bir Twitter kullanıcısı paylaşıp altına 'Umarım körümdür' diye yazmış. Öykü de bu tweet'i görüp 'Bence de güzel değil, ben de beğenmiyorum' diye karşılık vermiş. Bunun üzerine Giz, 'Sil dersen sileyim' demiş. Öykü 'Niye silesin, Twitter herkesin düşüncelerini istediği gibi paylaştığı bir ortam. Yanlış bir şey görmüyorum' diye tweet atmış. Giz ise 'Şu an sana aşık oldum' diye karşılık vermiş. Ve kapanışı Öykü şöyle yapmış: 'İnsanları farklı oldukları için çirkin bulmanın yanlış olduğunu düşünüyorum, sıradan güzellik anlayışına inanmıyorum.'

İşte örnek alınacak sosyal medya tartışması budur. Gucci'nin defilesine çıkmış bir modele çirkin olduğunu ima eden bir tweet atılıyor ve o model kimseyi kırmadan, gayet olgun bir şekilde gerekli yanıtı veriyor.

Türkiye'de modellikle güzellik kavramları hep karıştırılıyor. 90'lı yıllardan kalma bir alışkanlık bu. O dönem, model olmak seksi olmak demekti. Modeller 'Televole' programının vazgeçilmez haber kaynaklarıydı. Ama dünyada böyle bir anlayış yok. Model sadece kıyafeti taşıyan insandır; yüz güzelliği değil duruşu, fiziği önemlidir. Bu arada bu polemikten Öykü'nün güzel olmadığı anlamı da çıkmamalı. Güzellik de tartışmaya açık bir kavram. Standart güzellik anlayışının dışında güzel olmak belki de daha önemli. Özetle Öykü, asıl kalitesini sosyal medyada gösterdi. Eğitimli, kültürlü olmak işte böyle bir şey. Kariyerinde çok daha iyi yerlere geleceğine inanıyorum.

Kraldan çok kralcı

'Blade Runner 2049'u merakla bekliyordum ama yapımcı Sony Pictures'ın kendi kafasına göre bazı sahnelerde sansür yaptığını öğrenince hayal kırıklığına uğradım. Filme uygulanan sansür, ilk olarak sinema eleştirmeni Burak Göral tarafından gündeme getirildi.

Burak şu tweet'leri attı: 'Bu sahneyi de ortadaki oyuncuların olduğu kısma zoom yapılmış şekilde izledik. Sağda ve soldaki figürleri görmedik!', 'Yani biz bu planı netliği bozulmuş bir şekilde, yani neredeyse aşağıdaki gibi izledik. Enteresan olansa çoğu kişinin fark etmemiş olması!'

Yaşanan sansür tartışmasıyla ilgili Sony Pictures tarafından yapılan basın açıklamasında ise şu ifadeye yer verildi: 'Bazı bölgelerde Sony Pictures, yerel kültüre saygısından ötürü filmin hafifçe değiştirilmiş bir versiyonunu piyasaya sürmüştür.'

'Hafifçe değiştirdik' diye bir açıklama mı olur? Hiç güleceğim yoktu! Sony Pictures'ın yaptığı kraldan çok kralcılıktır. Sansüre başta yapımcı şirket karşı olmalı. Ayrıca bu sahnenin sansürlenmesine gerek varsa mıydı? Yanda çıplak robotlar duruyor, pek belli değiller. Zaten bu sahnede izleyici oyunculara odaklanır. Ayrıca Türkiye'de sansür kurulu var. Eğer kurul gerekli görürse, filmde yetişkin öğeler varsa; filmin yaş sınırını yükseltir. Ayrıca bu sahneye sansür kurulunun bir şey diyeceğini de sanmıyorum.

'Blade Runner 2049' bir bilim kurgu filmi. Bu filme çıplaklık göreceğim diye giden olur mu? Çıplaklık isteyen başka film izler! Sony Pictures kendi kafasına göre orijinal bir filmi nasıl makaslar? Bu büyük bir skandal! Şimdi akla şu sorular da gelmiyor değil: Acaba başka sahnelerde de sansür uygulandı mı? Sony Pictures, başka filmlere de kafasına göre sansür uyguladı mı? Bu saçma sansür anlayışı ne zamandan beri devam ediyor?

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13
ETİKETLERKÖŞE YAZARLARI