SİNA KOLOĞLU-MİLLİYET
FUTBOL PROGRAMI EMLAK İŞİYLE UĞRAŞIR MI?
Bizim akrabalar aradı ve “NTV Spor’u açsana, ev satışı konuşuyorlar durmadan” dedi. Açtık, sonuna gelmişiz. Sonra oturup programı izledim. Tam 16 dakika ‘Ülke ve dünyadaki emlak ne durumda?’ muhabbeti olmuş. Mehmet Ayan, “2 milyona Bodrum’da ev bakar mısınız?’ diye bir tweet atmış. Saat 20.00’de NTV Spor ‘Kırmızı Çizgi’ programında Erbatur Ergenekon, Serdar Ali Çelikler ve Mehmet Ayan bu konuya sardılar. Bodrum’da başlayan mesele, önce bankalara parayı yatırmaya oradan, Londra’da ev alma, sonra Londra’da yaşamak, daha sonra Madrid’de tercihler ne durumdayla devam etti. Konu tekrar Bodrum’da yaşam ve ‘İstanbullular’ın tatil sendromu’ yla devam etti. Tam 16 dakika konuştular.
Bir izleyiciden gelen, “Kanal değiştiriyorum” notunu okudular. Çelikler, ekonomi gazeteciliğinden geldiği için emlak işlerini biliyor. “33 günlük swap yap daha kârlı” dedi.
Erbatur Bey, “Swap mi?” diye hayret etti o derece yani. Hatta bir emlak dükkanı açsa, öyle bir pazarlar ki. Ses tonu pazarlama işine uygun ve çok hızlı konuşuyor.
Bunlar bir kenera da işte burası futbol programı. Hani futbola siyaset girmemeli diyorlar ya emlak işleri de girmemeli icabında. Tam 16 dakika, el insaf!
‘Çember’ bu konuya parmak bastı
‘Çember: Araf’ın son sahnesinde Cumali, cinayet şüphelisini buluyor. Can dostu komiser Ekrem’in de katili, ant içmiş öldürmeye. Öyle de oluyor. Elinde bıçak, rehin aldığı kadının yanında tam alnının ortasından yiyor kurşunu. Sonraki sahne, polislerin sorgulama odası. Barış Komiser, “Senin intikam oyunları oynayacağın park değil burası, çıkar dedim” diye sesleniyor. Cumali, polis kimliğini masaya koyuyor. Tabii Cumali diziye devam edecek, fragmandan belli oluyor. ‘Polis için öncelik nedir?’ tartışmasının cümlesini kurmaları önemliydi. Yani yargısız infaz tartışması. Mesela bu konuda bir açık oturum yapılsa, bu örnekten hareketle...
Şevket Hoca’nın tahtına kim oturur?
‘Güldür Güldür Show’, 11 Ekim’de yeni bölümleriyle ekrana gelecek. ‘Mizahın renksiz, kokusuz’ ekranında biraz yüzümüzü güldürüyor. Eşofmanlı Şevket Hoca (Çağlar Çorumlu) ekipten ayrıldı. Bu sene kadroya Ünal Yeter dahil oldu. Program, bugüne kadar 154 bölüm yayınlandı. Peki bu sene hangi karakterler öne çıkabilir? Mahir İpek ile Aslı İnandık, yeni sezonda programın beklentileri yüksek isimlerinden olacak. Bakalım Şevket Hoca’nın tahtına kim oturacak?
MESUT YAR-POSTA
İSİM AĞIZDAN ÇIKTI BİR KERE
“Seda ve Uğur’la Artık Susma” (Show TV) programında Mehmet Yüzüak, annesini arayan Murat kardeşimizin dedesinin ismini verdi; Mehmet Soygazi...
Ardından iş çığırından çıktı tabii. Önceki gün usta oyuncu Hale Soygazi konu hakkında hukuki işlem başlattığını duyurdu. Hale Soygazi’nin açıklamaları programa da konu oldu...
Seda Sayan, “Biz isim vermedik ama bu davranışıyla Hale Soygazi kendini ifşa etti” dedi. Bu arada önceki gün program süresi de bir hayli uzadı...
Neyse. “Karakolda doğru söyler mahkemede şaşar” diye bir söz vardır. Seda Sayan’ın ağzından Hale Soygazi ismi çıkmadı ama “Soygazi” soyadının sıklıkla telaffuz edilmesi akla Fatma Girik’i de getirmiyordu yani...
Anlayacağınız bu iş artık mahkeme salonlarında reyting rekoruna gider. Kim haklı, kim haksız biz de bir şekilde duyarız!
Koz paylaşacak ring çıktı
Ve benim yılın işi olarak değerlendirebileceğim “Boxun Yıldızları” yakında TV8 ekranında olacak. Acun Ilıcalı daha önce açıkladığımız sunuculara bir de Dilara Gönder’i eklemiş...
Dilara Gönder, spor ekranının en rağbet edilen yüzlerinden biriydi. Ona bu yeni işle yepyeni bir ufuk açılacağını düşünüyorum...
Bu arada “Survivor”da neredeyse üstüne bahse girdiğimiz abartılı kavgalara hiç gerek kalmadı. Adada kozlarını paylaşamayan, paylaşamayacak kim varsa hepsini bir sonraki sezonda ringde görmek isteriz. Çünkü Acun Ilıcalı’nın bu yeni işi bir sezon değil birkaç sezon toz kaldırır!
‘Meryem’ oraya yerleşir!
Eylül ayının en çok izlenen ilk beş dizisi toplam izleyici bazında yukarıdan aşağıya; “Söz” (Star TV), “Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz” (atv), “Şevkat Yerimdar” (FOX), “Aşk ve Mavi” (atv) ve “Arka Sokaklar”dı (Kanal D)...
Ama ben bu ay listenin içine kesin olarak “Bizim Hikaye” (FOX) ve “Meryem”in (Kanal D) katılacağını düşünüyorum...
Özellikle “Meryem” önceki akşam AB grubunda rekor bir izlenmeye imza attı. “Meryem”de kullanılan dil mağdur ve mağrurun, iyi ve kötünün, saf ile bulanığın karşıtlığını son derece damıtılmış bir şekilde izleyiciye aktarıyor. Ben bu dili çok önemsiyorum!
BİR MARKA PROGRAM BEKLİYORUM
NTV yeni yayın dönemini açtı. Türkiye’nin ilk haber kanalının yeni sezonuna şöyle bir baktığımda sıcak haberi eksen olarak alacağını, ekonomi haber ve analizlerine geçtiğimiz yıllardan çok daha fazla ağırlık vereceğini gördüm...
NTV tüm bu sıcak gündemde elbette böyle bir eksende konuşulmaya devam edecektir ama ben bu kanaldan çıkıp marka olmuş “Life Style” tarzı programların da es geçilmemesini diliyorum...
Geçtiğimiz yıl neredeyse hiçbir kanalın çıkaramadığı gündem dışı marka olabilecek programlar potansiyelini hâlâ elinde tutarken hele...
KONUŞULAN KONUŞULANA
Geçtiğimiz ay en çok konuşulan kadın kuşağı Müge Anlı (atv) oldu. Onu hemen ardından Balçiçek İlter’in sunduğu “Olay Yeri” (Star TV) takip etti...
Kadın kuşağının diğer konuşulanları sırasıyla “Artık Susma” (Show TV), “Kaybolan Çiçekler” (FOX) ve “Esra Erol’da” (atv) isimli programlar oldu.
Magazin kuşağının en çok konuşulan programı “Duymayan Kalmasın” ile Star TV’den çıktı.
İlk üç sırada yer alan diğer programlar “Pazar Sürprizi” (Show TV) ve “Magazin 8” (TV8) oldu. Kanal D’de zirveye iki programını; “D Magazin” ve “Süper Magazin”i yerleştirdi...
Bu arada en çok konuşulan dizilerden ilk üçü atv ekranından çıktı. “Kanatsız Kuşlar”, “Seven Ne Yapmaz” ve “Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz”.
Kanal D’nin iki işi “Meryem” ve “Ver Elini Aşk” da en çok konuşulanlar arasında yerini aldı. (Teşekkürler Interpress)
MEVLÜT TEZEL-SABAH
Kocama dokunma örgütü
Önce kısa bir özet:
Gülben Ergen'in evli işadamı Tolga Duğles'le ilişkisi olduğu iddiaları ortaya çıktıktan sonra özellikle Yeşim Salkım ve Seren Serengil; Ergen'e savaş açmış ve eski defterler yeniden açılmıştı. Ergen'in, yasak aşk yaşadığı iddiasında bulunan haberin yayınlandığı Kanal D'deki 'Magazin D' programının iki çalışanı da işten çıkarılmıştı.
Ve bu durum medya etiği tartışmaların yaşanmasına neden olmuştu.
Seren Serengil, Star TV'de yayınlanan programında Ergen ile ilgili kendisinin konuşturulmadığını belirterek sansürü üstü kapalı ifşa etmişti.
Salkım ve Serengil, sosyal medya hesapları üzerinden Ergen'e ciddi suçlamalarda bulunmaya devam etmiş, hatta Kocamadokunma adıyla bir de hashtag açılmıştı.
Daha sonra tartışmaya Ergen'in eski eşi Erhan Çelik de dahil oldu. Ergen'le olan sürpriz boşanmasından sonra "Gerçeklerin bir gün ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır" şeklinde bir açıklama yapan Erhan Çelik, bu son polemikte de devreye girip sosyal medyada imalı paylaşımlar yapmıştı.
Şimdi ise Ergen'in avukatının;
Seren Serengil, Yeşim Salkım ve Erhan Çelik hakkında örgüt halinde iş birliği yapmak suçlamasıyla dava açacağına dair haberler çıktı. Çelik'in Yeşim Salkım'la birlikte Ergen'e kumpas kurduğu iddia ediliyor. Yeşim Salkım'ın yanlışlıkla paylaştığı WhatsApp mesajlarında Çelik ve Salkım arasındaki yazışmaların ortaya çıktığı konuşuluyor.
Nereden nereye...
Ergen ile Çelik'in yaşadığı büyük aşkı sosyal medyadan milyonlar takip ediyordu.
İkili birbirlerine aşk şiirleri yazıyordu.
Şimdi Ergen, Çelik'i kendisine karşı örgüt kurmakla suçlayıp dava açıyor. Bence son dönemin en komik davasıyla karşı karşıyayız. Ne yani Serengil, Salkım ve Çelik, Ergen'den intikam almak için örgüt mü kurdular? Peki, örgütün ele başı kim? Ergen'den boşanan Erhan Çelik mi? Peki bu örgütün ismi ne? Yeşim Seren Erhan (YSE) örgütü mü?
Yok, Kocama Dokunma Örgütü kulağa daha hoş geliyor! Yalnız Ergen ciddi; örgüt suçlarının cezası ağır olur, bir şekilde Yeşim, Seren ve Erhan üçlüsüne ağır bir bedel ödetmek istiyor.
Peki, yasada örgüt kurup seviyesiz düşük tartışma yapmak diye bir suç var mı?
Ha ha ha...
Bu film kaçmaz
Uzak bir gelecekte, dünyadaki aşırı nüfus artışı ve kıtlık sebebiyle tüm hükümetler ortaklaşa bir karar alır ve aileler artık sadece tek çocuk sahibi olabilmektedir.
Kural sert bir şekilde uygulanmaktadır ama bir gün 'Karen Settman' adlı bir kadın yedi kız çocuğu doğurur ve doğum sırasında hayatını kaybeder.
Büyükbaba 'Terrence' çocukları alır ve gizlice büyütür.
Birbirlerine tıpatıp benzeyen çocuklara haftanın isimlerini verir. Göze batmamak için çocukların hepsi sanki tek bir kişiymiş gibi davranmaktadır. 'Karen Settman' adında tek bir kadın olarak haftanın her günü farklı bir kardeş dışarı çıkmaktadır.
Ancak bir gün çocuklardan biri eve dönmeyince her şey karışır.
'Hansel ve Gretel: Cadı Avcıları' filmiyle adını duyuran Norveçli yönetmen Tommy Wirkola'nın yönettiği 'Yedinci Hayat' ('What Happened to Monday') tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de büyük ilgi gördü. Senaryo yazarları Max Botkin ve Kerry Williamson etkileyici bir distopik öykü kaleme almış. Dünya nüfusunun hızla artması 'Yedinci Hayat' filminin öyküsünü daha da ilginç kılıyor. Filmi izlerken zorunlu tek çocuk politikasının uygulandığı totaliter bir sistemde yaşama ihtimalini yüksek görüyorsunuz ve bu da filmle olan bağınızı artırıyor.
Filmde 'Ejderha Dövmeli Kız' serisiyle tanınan Noomi Rapace, yedi ayrı karakteri birden canlandırıyor. Rapace'in bu büyük sınavdan başarıyla çıktığını söyleyebiliriz. Willem Dafoe ve Glenn Close gibi usta oyuncuların başarılı performansları da eklenince film, oyunculuk adına izleyiciyi tatmin ediyor. Film ilerleyip yedi kız kardeşin sistemle hesaplaşması başlayınca gerilim ve aksiyon da artıyor. Film ilk yarıda felsefesiyle izleyiciyi tatmin ederken, ikinci yarıda tam bir aksiyon ve macera şölenine dönüşüyor. Bu durum belki bazılarının hoşuna gitmeyebilir ama genel izleyici acısından hem felsefesi, hem de sürükleyici temposuyla 'Yedinci Hayat' tatmin edici bir yapım. Filmde izleyiciyi ters köşeye yatıran birçok sahnenin de olduğunu belirtelim.
Etkileyici öyküsü ve aksiyon sahneleriyle dikkat çeken bu filmi hâlâ vizyondayken kaçırmayın derim.
Aamir Khan tartışması
Bollywood'un ünlü oyuncusu, yönetmen ve yapımcı Aamir Khan, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın davetlisi olarak önceki gün İstanbul'a geldi. Havalimanında büyük bir izdiham yaşandı; yaşlısı-genci Khan'ı bekliyordu, genç kızlar Aamir için ağlıyordu. Bu haberi sunan Ahmet Hakan, "Biz adamı tanımıyoruz, kızlar arkasından ağlıyor" dedi ve kıyamet koptu. Aamir'i tanımadığı için Ahmet Hakan cahil ilan edildi.
Öte yandan sosyal medyada 'Aamir Khan kim lan?' diye paylaşımlar yapıldı.
Eğer başıma bir şey gelmeyecekse bir itirafta bulunayım:
Ben de Türkiye'ye gelene kadar Khan'ı tanımıyordum. Tabii Khan'ı tanımamak, kimseye onun hakkında atıp tutma hakkı vermez. En azından Khan'ın hayranlarına saygısızlık olur. Aynı şekilde kimse Khan'ı tanımadığı için ayıplanmamalı. Geçenlerde çocukları parka götürdüm, genç bir delikanlı fotoğraf çektiriyor, parkta bir anda büyük bir kalabalık oldu. "Kim bu çocuk?" dedim, "Abi nasıl tanımazsın, o ünlü bir Youtuber" dediler. Eskiden ünlüler belliydi, aşağı yukarı herkes tanırdı ama şimdi dünya koskocaman bir şov dünyası. Daha çok film, dizi çekiliyor, kitap basılıyor vs...
Sosyal medya sayesinde herkes her an ünlü olabiliyor. Her ünlüyü tanımaya çalışsan beynin çöp tenekesine döner. Herkes her ünlüyü tanımak zorunda değil, tıpkı Khan'ın Türkiye'den hiçbir oyuncuyu tanımadığını söylemesi gibi.
