UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

'BEYAZ SHOW'DA FLAŞ GELİŞME!.. BAŞLAMA TARİHİ NEDEN ERTELENDİ?..

TV yazarları bugünkü köşelerinde yine oldukça önemli ve dikkat çeken konulara değinmişler. İşte sizin için derlediğimiz yazılar…

'BEYAZ SHOW'DA FLAŞ GELİŞME!.. BAŞLAMA TARİHİ NEDEN ERTELENDİ?..

SİNA KOLOĞLU-MİLLİYET

DİZİLERİMİZDE ORTA DOĞU RÜZGARI

Özel tim dizilerimiz şu sıralar Suriye’de. Mesela ‘Söz’ ekibi. Dizilerde gündelik yaşam ve ekonomik ilişkilerde arka arkaya Orta Doğu ve Arap ülkelerinden manzaralar izliyoruz. Yeni Gündem maddelerimizden biri ‘Suriyeli göçmenler’... ‘Sevda’nın Bahçesi’ (Kanal D) savaştan kaçan bir baba ve iki kızını diziye sokmuş. Hamdi (Mehmet Bozdoğan) ülkesinde devlet konservatuvarında piyano hocası. Tesadüfler onu piyanonun başına geçiriyor ve kaderi değişiyor. Dizi, vatandaşın ‘Suriyeli imajını’ değiştirmek için büyük bir uğraş veriyor. Arap dostlarımız iki dizide de, bildik imajlarından farklı değil. ‘Yeni Gelin’de Kalender Bozok (Mustafa Avkıran) kardeşi Türkmen Bozok’u (Esin Gündoğdu) evlendirecek. Bir Arap şeyhi görücü geliyor.Arkada kadınlar önde erkekler konaktan giriş yaptılar. “Yallah, ayva” gibi bildik sözlerin uçuştuğu bir ortamdı. ‘Cennet’in Gözyaşları’nda ise, Dubai’den zengin iş adamları gelir. Cennet’in mimari yeteneğiyle hayata geçirilen proje, Birleşik Arap Emirlikleri’nden gelen zenginlerin gönlünü kazanır ve milyar dolarlık işi alırlar. Dizinin unuttuğu bir şey olmuş. Şu sıralar aramız onlarla pek iyi değil. İş adamlarımız keşke Doha’dan gelmiş olsalardı.

FOX, BU BAŞLIK OLMAMIŞ

FOX Ana haber Bülteni’nden bir başlık, ‘Kumarhaneler kentinde katliam’... Ev ahalisinin görünce yüzü ekşidi. 59 ölü ve 500’e yakın yaralının olduğu bir katliamın başlığı böyle mi olmalıydı? Bir ‘kumarhane çetesi savaşı’ değildi. Konserde yani bir müzik ortamındaki insanlara otomatik silahlarla otelde bir saldırıydı.

BÜYÜK SANATÇI AMA POPÜLER DEĞİL!

İnternet ortamında zaman zaman köşelerden alıntılar yapılıyor. ‘Hangi haber, hangi yazı ilgi ve alaka görüyor?’ sorusunun da testi oluyor. Bizim yazılardan da alıntılar yapılır. Dün bu köşede Güneri Cıvaoğlu’nun ‘Şeffaf Oda’ programına Genco Erkal ile Fazıl Say’ın konuk olduğunu yazmıştım. Medya takip sitesinden yazıyı kim paylaşmış görebiliyorum. Tık yok. Ajda ile Genco Erkal olsa ya da ‘Fazıl Say ile Tarkan bir araya geldi’ haberi olsaydı ortalık yıkılırdı. Ne Ajda Pekkan ne de Tarkan meselesi değil.

Algı dediklerinden... Nedir? ‘Çok önemli sanatçılarsınız kabul ediyoruz ama popüler değilsiniz?’ Fazıl Say bir ay açık havada konser versin kapıdan giremezsin. Yine

Genco Erkal bir ay ‘Bir Delinin Hatıra Defteri’ni oynasın, eşittir kapalı gişe... Bilmem anlatabildim mi?

 

MESUT YAR-POSTA

KISA KISA...

 “Beyaz Show”un (Kanal D) başlama tarihi iki hafta ertelendi. Program kasıma bir hafta kala ekranda olacak gibi. Rötarın nedeni dekorun yetişmemesi...

TV8’de yayınlanan “Yaşamdan Hikayeler” sona erdi. Reyting nedeniyle yayından kalkan program kriminal yapımlardandı...

Acun Ilıcalı, “O Ses Türkiye”nin (TV8) yeni jüresini görücüye çıkardı. Yeni dediysem; Sibel Can gitti ve ilk bizim duyurduğumuz gibi Yıldız Tilbe yerine geldi. Güzel olacak!

Okan Bayülgen, geçtiğimiz günlerde Beyaz TV yönetimiyle bir araya geldi. Şovmenin sunuculuk ya da yapımcılık için mi görüştüğü konusunda net bilgi yok!

“Dolunay” (Star TV) dizisi için ay sonunda bitecek kulisi dillendirilmeye başlandı. Ancak ne kanal ne de yapımcı konu hakkında “doğrudur” demedi!

'Dolunay'da Özge Gürel ve Can Yaman oynuyor.

ORTAYA KARIŞIK TABAK GİBİ

“Kayıtdışı” (FOX) dizisinde Ekrem karakteri uluslararası suç şebekesinin yabancı ortaklarıyla toplantı yapıyor.

Adamımız su gibi Türkçe konuşuyor ama masadakiler kendisine İngilizce yanıt veriyor. Yanıtın üst fonunda da kırık bir Türkçe ile ne dedikleri seslendirilmiş...

“Muhteşem Yüzyıl” zamanında başlayan bu dil garabeti hakikaten çekilir gibi değil. Ya bu sahneleri tamamen Türkçe çekmeli ya da masada topyekûn İngilizce konuşulup altyazı ile ne dedikleri aktarılmalı...

Yoksa bu türlüsü masada “ortaya karışık bir tabak” gibi duruyor. Yiyeni var yemeyeni var ama değil mi?

O HABER BUHRAN YARATTI!

Tarihi Çiçek Pasajı zorda. Bırakın Beyoğlu’nu İstanbul’un en sembol mekanlarından biriydi. Yıllardır yol çalışması, kentsel dönüşüm, değişen müşteri profili derken asırlık pasajın esnafı deyim yerindeyse kan ağlıyor...

Geçenlerde birkaç bültende pasajla ilgili “kaçak tütün ve alkol depoları basıldı” haberi çıktı. Açıkçası ben de paniğe kapıldım. Zaten sıkıntı yaşayan esnafa böyle bir iddia iyiden iyiye ağır gelecekti...

Neyse ki meselenin iç yüzü farklıydı. İstanbul genelinde yapılan baskınlarda pasajda sadece bir büfede kaçak sigara ve puro ele geçilmiş ama faturası pasajın bizzat tamamına kesilmiş gibi bir algı oluşmuştu...

Gençlik yıllarımın oralarda geçtiğini düşünerek pasaj esnafını zor durumda bırakacak böyle bir haberin yanlış anlaşılmaya müsait olduğunu hissettim. Kendi adıma esnafın bir an önce işlerinin düzelmesi yolunda ve bu türden sıkıntılı haberlere özne olmaması için gereği neyse yapacağım. Bir tarihçi, haberci ve sorumlu bir vatandaş olarak. Çiçek Pasajı hâlâ tüm çiçekleriyle ziyaretçisini bekliyor. Kaçağı göçeği olmadan; hadi destek!

YAPIMCI KANALA EMANET ETTİ

“Kaybolan Çiçekler” FOX ekranında dış yapım yayınlanan bir işti. Ancak yapımcı Ahmet Bayram kişisel nedenlerle programı FOX yönetimine devretti...

Programı bundan böyle kanalın kendisi yapacak. Kısacası yoluna bir içyapım olarak devam edecek. Programın güçlü bir kadrosu var. FOX Haber’i arkalarına alırlarsa bu iş yürür...

Yoksa canlı yayının motive eden karakteri Ahmet Bayram’ı gerçekten aramaya başlarız. Çünkü bu naif işi ayakta tutan ana direkti...

Bu yeni yolunda “Kaybolan Çiçekler”e başarılar diliyorum. Zor ama imkansız değil. Olacaktır, inanıyorum...

GEÇTİĞİMİZ HAFTANIN KARNESİ

Geride bıraktığımız hafta toplam izleyici grubunda en çok “Söz” (Star TV) dizisi izlendi. “Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz” (atv) ikinci sırayı, “Yeni Gelin” (Show TV) üçüncülüğü, “Bizim Hikaye” (FOX) dördüncülüğü, “Kanatsız Kuşlar” (atv) dizisi ise beşinciliği üstlendi...

AB grubunda en çok izlenen diziler ise “Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz” ve “Meryem” (Kana D) oldu!

HOCAM ÖYLE MEMUR OLMAZ

“Bizim Hikaye” (FOX) dizisinde sakallı bir polis kardeş var. Arada bir üniforma filan giyiyor. Bildiğim kadarıyla resmi üniforma giyen sakallı bir polis yok...

Hatta sakal bırakıp meczup gibi davrandığı için soruşturma başlatılıp açığa alınan bir polis örneği birkaç hafta önce vardı...

Sivil polisler için belirlenen bir kılık kıyafet yönetmeliği yok. Dolayısıyla sakal bırakan da var, saç uzatan da. Ama dedik ya memur üniformalı takılıyor. Hâl böyle olunca da olmuyor, olamıyor...

 

MEVLÜT TEZEL-SABAH

23 silah otele nasıl girdi?

ABD'nin Las Vegas kentinde konser kalabalığına ateş ederek 58 kişiyi öldüren Stephen Paddock'ın otel odasına 10'dan fazla silah soktuğu söyleniyor.

Bazı haberlerde silah sayısının 23 olduğu iddia edildi.

Bu silahların çoğu da otomatik tüfek.

Paddock'ın evinde ise 19, toplamda 42 silahı varmış. İşte bireysel silahlanmanın sonucu!

ABD'de daha önce de bu tarz bireysel terör saldırıları yaşandı, okullar basıldı ama Amerikan halkı silah tutkusundan bir türlü vazgeçmiyor.

300 milyon nüfuslu ABD'de bireysel silahların sayısının 270 milyona ulaştığı tahmin ediliyor. Her 100 ABD'liden 88'inde silah var. Ee bu kadar çok silah olunca, her sene bir manyak çıkıp katliam yapar.

Asıl yanıtlanması gereken soru şu: Paddock o kadar silahı otel odasına nasıl soktu? Biz Vatan Şaşmaz'ı öldüren Filiz Aker'in otele bir tabancayı nasıl soktuğuna kafa yorarken, adam otel odasını cephaneliğe çevirmiş.

Las Vegas katliamı, 11 Eylül saldırısında olduğu gibi komplo teorileri üretilmeye açık bir vaka.

‘Kurtlar Vadisi: Vatan’dan kötü açılış

15 Temmuz darbe girişimini konu alan 'Kurtlar Vadisi: Vatan', geçtiğimiz hafta sonu en çok izlenen film oldu. Film ilk üç günde 233 bin kişi tarafından izlendi ama bu, filmin bütçesi ve gösterime girdiği salon sayısı hesaba katılınca düşük bir rakam. 'Kurtlar Vadisi: Vatan'; 386 lokasyonda 926 salonda gösterime girdi.

Bu filmin izleyici sayısını 'Kurtlar Vadisi' serisinin daha önceki yapımlarıyla karşılaştırmak, kafa karıştırıcı hesaplar gerektiriyor. Eskiden bir lokasyonda (sinema kompleksi) üç, bilemedin dört salon varken, şimdi özellikle AVM'lerde yedisekiz salon olabiliyor. Özetle; 'Kurtlar Vadisi: Vatan'ın serinin önceki filmlerine göre daha fazla salonda gösterime girmesine rağmen daha düşük izleyici sayısına ulaştığını söyleyebiliriz.

Örneğin 2006 yılında 277 kopya ile vizyona giren 'Kurtlar Vadisi: Irak', ilk üç günde 1 milyon 99 bin seyirciye ulaşmıştı. 2009'da 310 kopya ile gösterime giren Necati Şaşmaz'ın rol almadığı 'Kurtlar Vadisi: Gladio' bile 270 bin izleyiciyle açılış yapmıştı. 2011'de 360 kopya ile vizyona giren 'Kurtlar Vadisi: Filistin' ise ilk üç günde 676 bin kişi tarafından izlendi.

Peki, 'Kurtlar Vadisi: Vatan' neden gişede ilk üç günde bekleneni veremedi? Filmin, henüz üzerinden bir yıl geçmiş 15 Temmuz'u konu alması ve darbe girişiminin hemen her gün medyada uzun uzadıya tartışılması, izleyicide sinema salonuna gitme motivasyonu oluşturmamış olabilir. Filmin fragmanı ve afişi de doğrusu fazla merak uyandırmıyordu.

Yoksa Pana Film; 15 Temmuz darbe girişiminden önce içinde 'darbe' kelimesi geçen filmin isim haklarını önceden aldıkları ve haklarında soruşturma açıldığı için 'Biz FETÖ'cü değiliz' mesajı vermek adına 15 Temmuz filmini çekmekte acele mi etti? Gişe rakamları önümüzdeki haftalarda netleşir, bekleyip göreceğiz. Lakin şu an için ilk üç günde 233 bin izleyici pek parlak bir rakam değil.

Terim, Ancelotti’yi örnek al

A Milli Futbol Takımı'nın eski teknik direktörü Fatih Terim, kalan bir yıllık sözleşmesi gereğince hak ettiği 3 milyon 500 bin Euro'luk tazminatını ısrarla istiyor.

Türkiye Futbol Federasyonu'nun Terim'in tazminatını ödemeyeceği iddia ediliyor.

Eğer olay mahkemeye taşınırsa ve sözleşmedeki maddeler dikkate alınırsa, Terim'in 4.6 milyon Euro alabileceği konuşuluyor.

Terim'in istifasını sunduğunda kabul etmeyen, sözleşmeye 3 milyon 500 bin Euro'luk tazminatı madde olarak koyduran TFF, bu krizin en büyük sorumlusu.

Terim hakkı olan parayı söke söke alır ama kamuoyunda büyük tepki görür. Bayern Münih'teki görevine son verilen teknik direktör Carlo Ancelotti'nin, çalışmadığı dönemlere ait kendisine ödenmesi gereken toplam 17 milyon 600 bin Euro'luk tazminatını, 'Hak etmediğim parayı almam' gerekçesiyle istemediğine dair haberler çıktı.

Her ağzını açtığında vatan millet Sakarya edebiyatı yapan Terim, neden Ancelotti'yi örnek almaz? Terim'in 3.5 milyon Euro'ya ihtiyacı mı var?

Bu parayı şehit ve gazi ailelerine bağışlasa kamuoyunda bozulan imajını da düzeltir.

İmla kılavuzu kaldırılsın mı?

Türk Dil Kurumu (TDK) Başkanı Prof. Dr. Mustafa Sinan Kaçalin, imla kılavuzunun miadını doldurduğunu, imla kılavuzunu hemen şimdi değil ama belli bir süreç içerisinde kaldıracaklarını ve imla kılavuzunun önündeki bilgileri sözlüklere koyacaklarını açıkladı.

Evet, artık internet var, Google'a ya da TDK'nın sitesine girip bir kelimenin doğru yazılışını öğrenebiliyorsunuz. Okula başlarken alınan imla kılavuzlarına çocuklar el sürmüyor ama buna rağmen imla kılavuzunun basılmak istenmemesini anlamış değilim. O zaman internette olan her şeyin yazılı baskısı olmasın! Böyle bir mantık olabilir mi?

Aslında Kaçalin, açıklamasında çocukların kağıda dokunmasının okuma alışkanlığını geliştirmesinden bahsediyor ve bu açıdan imla kılavuzlarının kağıda basılı hallerinin de olması gerektiğini belirtiyor ama buna rağmen nihai hedefin gelecekte imla kılavuzu basmamak olduğunu belirtiyor.

Sözlük ve imla kılavuzunun görevleri farklı; imla kılavuzunun bilgilerini sözlüğe ekleyip kelimelerin doğru yazılışına da sözlükten bakmak sağlıklı bir yaklaşım değil. Ayrıca Türkiye'de herkes internet kullanmıyor!

Acaba Kaçalin, 'Hazır TEOG kaldırıldı, ben de imla kılavuzunu kaldırayım' diye mi düşündü?

Öncelikle hedefi Türkçe'yi korumak olan bir kurum, imla kılavuzunu neden basmak istemez? Yoksa insanlar zaten cepten mesaj yazarken, tweet atarken imla kurallarını önemsemiyor, çocuklar 'pastane, hastane' yazsın ne önemi var mı diye düşünülüyor? İmla kılavuzu basmayınca TDK kar mı edecek?

TDK'ın asıl hedefi kar elde etmek mi, yoksa Türkçe'yi korumak mı?


OYA DOĞAN-VATAN

ERKAN PETEKKAYA’YI NEDEN İZLİYORUZ?

Ekranda 19 yıldır jön oynayan ve rol aldığı her diziyle reytinglerde hatırı sayılır rakamlara ulaşan bir oyuncu var. Erkan Petekkaya’dan bahsediyorum. 1998 yılında Güzel Günler’le hayatımıza giren ama Aynalı Tahir’le jönlüğe terfi eden ekranın delikanlılığın kitabını yazan adamı... Aslında ekranda raconun nasıl kesildiğini ilk oynayan adamı demek daha doğru olur. Daha sonra kariyerinde komedi, melodram ve suç türlerinde oynamayı seçti. Serseri’de gerçekten komikti, Köpek’te ise dönemin suç türünün iyi örneklerinden birini sergiledi. Fakat daha sonra holding patronu rolleri üzerine yapıştı. Kadınlar onu zengin ve güçlü izlemeyi seviyordu. Fakat Erkan Petekkaya bu, olduğu yerde aynı durmayı sevmezdi. Ekranların iyi adamıyken Öyle Bir Geçer Zaman ki’de öyle bir Ali Kaptan yarattı ki, tüm Türkiye’yi kendisinden nefret ettirmeyi başardı. Aldığı büyük riskti. Bir sezon boyunca nefret ettiğimiz Ali Kaptan’ı ikinci sezonunda farklı bir adam olarak karşımıza çıkardı. Bu defa da ona acımaya başladık. Benim için Türk televizyon tarihinin unutulmaz karakterinden biriydi Ali Kaptan. Petekkaya daha sonra Dila Hanım’la radarımıza girdi. Son olarak üç sezon boyunca Paramparça’da Cihan Gürpınar’ı canlandırdı. Bana göre Cihan yılın babasıydı. Kızı Cansu’yla arasındaki ilişki her çocuğu kıskandıracak cinstendi. Dizi uzayınca melodramın her klişesine düştü. Cihan Gürpınar başka yollara saptı.

İstihbarat ajanını oynuyor

Erkan Petekkaya’nın seyirci gözünde her zaman yüksek kredisi vardır. Bunun pek çok nedeni var. Bugüne kadar çeşitliliği denemesi seyirciye güven veriyor. Petekkaya’yı izlerse iyi bir dizi olacağına inanan çok ciddi bir kadın kitlesi var. Yaş olarak avantajı var. 35 yaş üstü kadınların neredeyse tamamı Erkan Petekkaya’yı tanıyor, seviyor, beğeniyor. Petekkaya’yı kendi yaşına yakın bulduğu için hayal edebiliyor. Oyunculuğu seviliyor. Annemle yaşadığım bir diyalog vardı. “Neden Erkan Petekkaya’yı izliyorsun?” diye sorduğumda “Muş gibi yapanı izleyeceğime gerçekten yapanı izlerim” demişti. Buraya kadar her şey iyi ama gelelim bu yazının yazılma sebebine... Erkan Petekkaya yine olduğu yerde duramadı ve yıllar sonra rotasını yeniden değiştirdi. Bu defa bir suç türüyle karşımıza gelmeye hazırlanıyor. Dizinin adı Kayıt Dışı. Karga Seven Pictures yapımcılığında çekilen diziyi Cevdet Mercan yönetiyor. Şahin Altuğ ve Caner Güler’in senaryosunu kaleme aldığı dizi; bu ay Fox TV’de ekrana gelecek. Dizide; Songül Öden, Dolunay Soysert, Nur Sürer, Ali Düşenkalkar, Burak Yamantürk, İsmail Hacıoğlu, Tugay Mercan, Serdar Orçin, Kadim Yaşar ve Müge Boz rol alıyor. Petekkaya, uluslararası bağlantıları olan bir suç organizasyonunu çökertmekle görevlendirilmiş bir istihbarat ajanını oynuyor.

Dizinin günü çok önemli

Kısacası bugüne kadar elinde çok ciddi bir kadın izleyici bulunduran Erkan Petekkaya, bu defa erkekler dünyasına “Ben geldim” diyor. Yani yine büyük bir risk alıyor. Dizinin ilk tanıtımı oldukça etkili, Cevdet Mercan yine yapmış yapacağını... Şimdi mesele dizinin hangi günde ekrana geleceği... Çünkü Erkan Petekkaya ilk defa bir erkek işiyle ekrana gelecek. Oysa onun büyük bir kitlesini kadınlar oluşturuyor. O nedenle kadın izleyiciyi alabileceği ama erkek izleyicinin de yadırgamayacağı bir günde ekrana gelmeli. İşte o zaman bambaşka bir bütünlük yakalayacaktır. Kayıt Dışı biz gazetecilere çok kullanılan bir sözdür. Genellikle “Off the record” diyerek İngilizce’si kullanılır. Çok aşina olduğum bu sözü bu kez bir dizi olarak izlemeye çok hazırım. Bakalım, dizi bize kimsenin bilmediği hangi sırrı verecek ve “Kayıt Dışı” olacak?

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13
ETİKETLERKÖŞE YAZARLARI