UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

MERYEM UZERLİ, DİZİDEN NEDEN AYRILDI? AYRILMAK ZORUNDA MI KALDI?

TV yazarları bugünkü köşelerinde yine oldukça önemli ve dikkat çeken konulara değinmişler. İşte sizin için derlediğimiz yazılar…

MERYEM UZERLİ, DİZİDEN NEDEN AYRILDI? AYRILMAK ZORUNDA MI KALDI?

ALİ EYÜBOĞLU-MİLLİYET

MERYEM UZERLİ EURO MAĞDURU!

Seyrettiğim tek dizi olan ‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’da Suzan-Suzi’yi oynayan Meryem Uzerli, geçtiğimiz sezon senaryo gereği Amerika’ya gönderilince sormuştum dönüşü olacak mı diye?

O zaman aldığım yanıt, Uzerli’nin dizide oynamaktan mutlu olduğu, yeni yayın döneminde devam etmek istediği şeklindeydi.

Dizi, yaz tatilindeyken Uzerli’nin ‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’ın yeni sezonunda olmayacağı açıklanınca, bu sürpriz kararın sebebini araştırmış, ama öğrenememiştim.

Nihayet öğrendim Uzerli’nin diziden niye gittiğini!

Uzerli, o zaman da yazdığım gibi bu sezon da en azından yıl sonuna kadar projede olmak istedi.

Ancak zamanla Uzerli’nin isteğiyle, yapımcınınki örtüşmedi.

Çünkü Uzerli’nin bölüm ücreti, euro bazında. Euro, TL karşısında ha bire değer

kazanınca şirket, yeni sezona Suzi’siz başlamaya karar verdi.

‘KERVAN 1915’ FİLMİNE KÜLTÜR BAKANLI GALA

6 Ekim’de vizyona girecek ‘Kervan 1915’ filminin galası 4 Ekim’de Beyoğlu Emek Sineması’nda yapılacak.

Senaryosunu yazdığı filmin yönetmenliğini de üstlenen İsmail Güneş, geçtiğimiz hafta Emek Sineması’ndaki bir etkinlikte karşılaştığı Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş’u ‘Kervan 1915’in galasına davet etti. Bakan Kurtulmuş, 4 Ekim’de Paris’te olacağını, dönüşü Ankara yerine İstanbul’a yapıp, galaya katılacağını söyledi.

Murat Han, Ayşe Akın, İbrahim Kendirci, ipek tuzcuoğlu, Fatih Ayhan, Ali Kemal Yılmaz ve Meriç Başaran’ın başrollerini paylaştığı film, Ermeni tehcirini anlatan bir projede...

‘Kervan 1915’, Giresun’dan Halep’e sürgün edilen Ermeni kadınlarla çocuklardan oluşan  200 kişilik göç kafilesinin; Karadeniz’e veda edişini, yolda çektiklerini, onları Halep’e götüren görevlilerle Ermeniler arasında geçenleri beyazperdeye taşıyacak.

FAZIL SAY, KİMLERİ DİNLER?

‘O Ses Türkiye’de söylediği ‘Biraz Ayrılık’la jüri üyesi Murat Boz’u ağlatan Uğur Etiler, ilk single’ını çıkardı. Etiler’in ‘Yaktım Gemileri’ için Fazıl Say’ın Instagram’da yazdığı şu satırlar, ünlü piyanistin müzik zevkinin de göstergesi:

“Çok sık sorulur, ‘Klasik müzik dışında ne dinliyorsunuz?’... Cevaplayayım, evde zaten çok sık klasik dinlemiyorum. Senfoni veya operalarını notasını (partisyonunu) alıp analiz ederek dinlemeyi severim. Bu da bir nevi çalışma sayılır.

Evde geç bir saatte klasik müzik dinlemek istersem, Mahler ve Wagner benim için en çekici müzik olur. Sting gibi vazgeçilmezlerim de var. Benim için bir klasiktir. Son zamanlarda Sting ve Chris Botti ikilisini dinliyorum.

Bjork, Ella Fitzgerald, Spyro Gyra ve Jun Miyake de dinlerim. Sıra dans müziğine gelince vazgeçilmezim, dahi M. Jackson.

Piyano dinlediğimde ise cazın büyük ustası Keith Jarret...

Nazım Hikmet Korosu üyelerinden genç şancı Uğur Etiler, pop single çıkarmış. Dinledim, beğendim. Çok severek yapıyor, pırıl pırıl söylüyor. Tebrikler Uğur.

Not; iyi pop, kötü klasikten iyidir. Siz bakmayın ön yargılı düşünenlere, bazen çok iyi müzikler bulursunuz pop ve alternatif müziklerde.”

GÜNÜN SÖZÜ

‘Kadınları mutlu etmenin 20 yolu’ diye bir sürü gereksiz haber çıkıyor. Tek madde açıklıyorum: Dürüst olun yeter! (Turgut Uyar)

 

SİNA KOLOĞLU-MİLLİYET

BU DİZİ DİRENMELİ

 ‘Çember’, yerli dizilerin zayıf halkası, polisiye ve cinayet durumunu kotarabilmeyi başardı. İspatladı ve ikinci sezona başladı. İzlenme oranları ilk bölüm düşüktü. Ekranın bu alandaki tek örneği. Cumali Komiser rolüyle Olgun Toker de dahil oldu. Serhat Kılıç devam edebilseydi, bu ikilinin diziyi başka bir yere taşımaları sürpriz olmazdı. Hikaye iyi de, oyuncular nezninde diyaloglarının daha elle tutulur olması gerekiyor. İki saate yakın bir ilk bölüm çok fazla. Taşıyamaz onu söyleyeyim. Star TV’nin bu projenin arkasında durması lazım. ‘Total’ izleyicide pek karşılığını bulacağını zannetmiyorum.

AB’de şansı daha fazla. Bir de ‘her bölüme misafir oyuncu’ sürprizlerine devam etmek gerek. Ben projenin, bu sene dedevam edip keyifle bitereceği kanaatindeyim. Sonra her bölüm, her hikaye, internet ortamında izlenir.

‘MASUAM’ BUNU HAK ETMEDİ

Blu TV’nin işi ‘Masum’un ilk bölümü Kanal D’de yayınlandı. Merak edip izlenme oranlarına baktım. Dizinin başlama saati 23.46 olarak not edilmiş.

‘Meraklıları izlesin’ saat dilimi. Total izleyicinin çekirdek çitleyip dizilerini tamamladığı saat. Nitekim 55’inci olmuş yüzde 0.95 reytingle. AB’de bu şartlara göre fena değil 20’nci, yüzde 1. 74’le... Açık kanalda oynadığı için diyorum tartışmasız en iyi dizilerden biri. Daha makul bir saatte, daha fazla iş yapardı.

TV8 YARIŞMALARINI BEKLİYOR

Eğlence kanalı olup ‘dizi’ sektöründen uzak kalmak ve alternatif işler yapma isteğinde olmak; zor ve yorucu bir iş. TV8, ‘Evlendirme programları’ndan ‘cast karakterler’le farklı iki dizi denemesi yaptı. Beklenen olmadı. Bir haftalık döküme baktım. Biraz ‘Recep İvedik 4’le kıpırdanmışlar. Düzenli olarak kanalın adının geçmesine vesile olan program, ‘Gerçeğin Peşinden’... Yani gündüz kuşağından geliyor.

Peki akşamları? İzleyici, Acun imzalı yarışmaları bekliyor. Eğlence kanalı olmak çok zor. Bizim televizyon anlayışı; TV eşittir dizi. Şovu, eğlenceyi ve müziği özel kanallar unutmuş, seyircinin unutması da doğal...

Yeniden yaratacak olan TV8, sanırım uzun bir süre daha denemeler yapmak zorunda. Bildiğim, en çok film stoku bulunduruyor ve ona güveniyorlar. Bunun da getirisi arada bir çarpıp, dikkat çekmek olabilir. Kanal bu yıl da Acun’nun iki yarışmasını bekliyor.

 

MESUT YAR-POSTA

PELİN ÇİFT GÜNDÜZ KUŞAĞINDA

Ve bence TRT çok sağlam bir seçim yaptı. Gündüz kadın kuşaklarında oluşan vicdani boşluğa “Hakkını Helal Et” isimli bir programla talip oldu...

Bu talep, eğer sunucusu Pelin Çift gibi çok değerli bir haberci ve sunucu olmasaydı tam karşılığını bulur muydu emin değilim ama şimdi içim rahat...

Pelin Çift, çok uzun süredir izleyicinin dikkatle izlediği, söylediğini değer vererek bir kenara not düştüğü bir isim. “Gündem Ötesi” ile yakaladığı bu seçkin müşteriyi gündüz kuşağına taşırsa mevcut kuşaklar arasında en saygını olarak kendine yer bulabilir...

 

 

Seçimi için TRT’yi, 9 Ekim Pazartesi başlayacak yeni programı için Pelin kardeşimi kutlarım. Bu arada “Gündem Ötesi” de devam edecek...

AB İZLEYİCİ MERYEM BELİRLEDİ

Yaz aylarının en sıkı işi Kanal D’nin “Meryem” dizisi oldu. Sezonda performansını yükselerek sürdürdü...

AB grubunda Kanal D dizileriyle zirveye otururken, ikinci sırada “Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz” ve Müge Anlı gibi işleriyle öne çıkan atv yer aldı.

FOX’un haberleri orijinal sunucularıyla buluşunca bu grupta tüm gün yükselişi başladı; kanal üçüncü sırada.

Star TV ise yeni aldığı günlük dizi “Adını Sen Koy” ve “Söz”, “İstanbullu Gelin”, “Fazilet Hanım ve Kızları” gibi işlerle önümüzdeki aya dördüncülükten yüksek bir yere gözünü dikti.

Beşinci sırada yer alan Show TV’nin en sıkı işleri henüz start almadı!

ÜÇ DAKİKALIK LİDERLİK Mİ OLUR?

“Dikkatli Bak” (TRT Çocuk) diye bir program. Toplam süresi 3 dakika. Reyting listesinde dört sıra işgal etmiş. Hem de arka arkaya...

Listede kendine yer bekleyen 3 saatlik kuşak, bilmem kaç saatlik tematik işler var. Bu program en az üçünün yerini işgal ediyor...

İki ya da üç dakikalık programların ilk yüz listesinden çıkarılması gerekiyor. Adil bir reyting tablosundan bahsediyorsak hele!

EYLÜL NASIL GEÇTİ?

Sezonun başlama düdüğünün çaldığı eylül ayı içinde reyting karnelerinde manalı değişimler oldu. Geçtiğimiz ay içinde 10’a yakın dizi yayından kalktı ve bir o kadarı da yayına girdi. Programlar bazında da yaprak dökümü vardı.

Sadece geçtiğimiz cuma 3 kuşak programının yayınına son verildi...

Yani geçtiğimiz yıllarda hiç olmadığı kadar hızlı bir eylül ayını geride bıraktık. Peki, ay birincisi kim oldu, zirve nasıl şekillendi?

Toplam izleyicide tüm güm sonuçlarına göre atv ayı birinci bitirirken FOX ikinci sıraya yükseldi.

Star TV üçüncü sırada yer alırken, Kanal D dördüncü, Show TV ise beşinci oldu...

REKLAM VERENİN SEVDİĞİ İZLEYİCİ...

ABC 20+ grubunun lideri tüm günde atv oldu. FOX, Kanal D, Star ve Show TV’de yazdığım sırayla listede yer buldu. Bu grubun ilginç bir izleyici yapısı var. Ne toplam ne de AB grubu izleyicisine benziyor. Sevdikleri işler “İstanbullu Gelin”, “Meryem”, “Bizim Hikaye”, “Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz”, “Söz”, “Savaşçı”, “Arka Sokaklar” gibi diziler; Müge Anlı, “D Magazin”, “Duymayan Kalmasın”, FOX Haber, “Gerçeğin Peşinde”, “Kaybolan Çiçekler” gibi karma içeriklerden oluşuyor...

VE İLK KEZ LİSTEDE...

“Beyaz Futbol” ilk kez reyting listesine girdi. Daha doğrusu Beyaz TV çok güvendiği işini ölçtürerek ilk yüz listesinde ilk kez adını gösterdi.

Kabul etmek lazım ki mevcut spor programları içinde fenomenliği elden bırakmayan “Beyaz Futbol”, bir dizi reytingi alamasa da “benim” diyen kimi programları sollamış.

Hem de bir futbol stadyumunu andıran pazar gecesinde karşısındaki sağlam dizilere rağmen...

Seveni kadar sevmeyenini de ekran başına çeken Ertem Şener ve ekibine tebrikimizi gönderelim!

HABER EKRANINDA DENGELER NASIL?

Şu bir gerçek ki haber kanalları geçtiğimiz yıl kadar yoğun izleyici toplayamıyor. Hatta spor ve çocuk temalı işlerin gerisinde kalıyorlar. İzleyici haberden soğudu mu diye düşünüyorum.

Malum, kanalların neredeyse hepsi aynı dili konuşuyor.

Tüm gün toplam izleyici grubunda eylül ayında A Haber birinci olurken, TRT Haber ikinciliğe yükseliyor.

Üçüncü sıradaki CNN Türk’ü NTV dördüncü olarak, Haber Türk ise beşinci sırada takip ediyor...

AB grubunda ise CNN Türk zirvede, kalan sıralama ise NTV, Haber Türk, A Haber ve TRT Haber olarak görünüyor!

 

MEVLÜT TEZEL-SABAH

MELTEM CUMBUL’UN UCUZ ŞOVU

Uluslararası Adana Film Festivali'nin ödül gecesinde sunuculuk yapan Meltem Cumbul'un Film- Yön En İyi Yönetmen ödülünü kazanan Semih Kaplanoğlu'nun elini sıkmaması öncelikle asgari nezaket kurallarına bile uymayacak bir tavır. Hadi böyle küstahça bir tavırda bulunuyorsun, ödül alan yönetmenin elini sıkmayacaksan neden sunuculuk yapıyorsun?

Uluslararası bir festival kimsenin babasının çiftliği değildir. Böyle saygın bir festivalde, Cumbul gibi ucuz şov peşinde koşanlara niye görev verilir ki?

Böyle profesyonellik mi olur? Bir sunucu, fikirleri hoşuna gitmiyor diye kimseye sahnede hakaret edemez.

Cumbul'dan özür dileyen bir açıklama bekleniyordu ama o yaptığı saygısızlığı savunarak daha da dibe çöktü.

Ünlü oyuncu attığı tweet'te şöyle diyor: 'Eşitler arası bir selamlaşma ve yakınlaşma ritüeli olan el sıkışmayı; kendinden olmayanları ötekileştirenle, fakiri zengine böldürenle, güçlüleri tutup zayıfları hor görenle yapmayı reddediyorum. Yüreğime ve sevgiye düşman olanla, gözlerim ve ellerim dost olamaz.' Ötekileştirmeden bahsediyorsun; senden farklı düşünenin elini sıkmayarak, elini havada bırakarak ötekileştirmenin kralını yapıyorsun.

Bu arada Cumbul'un bu sert protestosuna bakınca Kaplanoğlu, sanki insan sevgisi olmayan, zenginlerin yalakası, nefret söylemlerinde bulunan biri sanılır. Yahu Semih Kaplanoğlu bu; 'Yumurta', 'Bal', 'Süt' gibi başyapıtlarıyla Berlin'den Asia Pacific'e uluslararası festivallerde ödüller kazanmış, insanlıktan, dürüstlükten, kardeşlikten, sevgiden vs. bahseden, UNESCO Sinema Ödülü bile bulunan büyük bir sinema adamı. Ayrıca sinema sektöründen olanlar bilir; Kaplanoğlu, farklı siyasi fikirlere sahip genç sinemacılara destek olur.

Cumbul, Kaplanoğlu'nu neden protesto ettiğini net bir şekilde açıklama zahmetinde bile bulunmadı ama sinema sektöründe konuşulanlardan bahsetmekte fayda var.

İKİ İDDİA

Cumbul'un, Emir Kusturica'nın Antalya Film Festivali'ne katılmasından dolayı festivali protesto ettiği için Kaplanoğlu'nun elini sıkmadığı iddia ediliyor. Kaplanoğlu'nun, Kusturica'yu protestosunda haklı ve haksız olduğu yönler var ama gerçek Kusturica'nın kim olduğunu Boşnaklar'a sorun derim! Eğer neden bu ise, o olay 2010'da gerçekleşti. Bunu protesto etmek için epeyce geç kalmadınız mı Meltem Hanım?

Cumbul'un, Kaplanoğlu'nu, AK Partili olduğu için protesto ettiğini iddia edenler de var. Öncelikle bir sanatçının her insan gibi bir siyasi görüşü olabilir ve bu da protesto nedeni olamaz. Bu mantıkla hareket edersek o zaman Cumbul'u ya da başka bir sanatçıyı da protesto etmek gerekir. Kaplanoğlu vakti zamanında yaptığı şu açıklamada da tavrını net olarak ortaya koyuyor zaten:

"Beni AK Partili olmakla falan sıkıştırmaya çalışıyorlar.

Mesela şunu unutmuşlar: Altın Ayı alırken orada bir AK Parti projesi olan HES'lere karşı bir şey söyledim bütün dünyaya.

Kültür Bakanı'na sahneden Emek'in koltuklarının kirli olmadığını hatırlattım. Bütün bunlar ortada. Benim hiçbir parti ile, hiçbir siyasi görüşle, hiçbir organizasyonla alakam yok." Öyleyse geriye söylenecek tek bir şey kalıyor: Meltem Cumbul madem gündeme gelmeye ihtiyacın vardı; protesto edecek başka birini bulamadın mı? Böyle ucuz bir şova Kaplanoğlu ve köklü bir festivali nasıl alet edersin? Evet, konuşulmayı başardın ama bu yaptığın nereden baksan tutarsızlık, nereden baksan ahmakça...

Muhalefet popülistlere kaldı

Hadi diyelim ki, Semih Kaplanoğlu protestoyu hak edecek davranışlarda bulundu.

Gerçek solcu, muhalif bir sanatçı; Meltem Cumbul'un yaptığını yapmaz. Solculuğun, muhalif sanatçılığın ve aydın olmanın da bir raconu vardır.

Cumbul, Kaplanoğlu'nun ödül alma ihtimalinin olduğunu bilmiyor muydu?

Sunuculuk teklifi geldiğinde baştan reddedersin ve nedenini de açıklarsın olur biter.

Cumbul'un yaptığı ucuz popülizmdir. Solculukta karşı tarafın ekmeğine yağ süren popülist yaklaşımlar kabul görmez.

Ne yazık ki, Türkiye'de toplumun ve muhalefetin ihtiyaç duyduğu solculuk da pek kalmadı. Meltem Cumbul, Mustafa Altıoklar gibi sektörden uzaklaşmış, iş bulamayan popülist sanatçılarda muhalif olmak moda oldu. Örneğin Cumbul, bir dizide oynasaydı, büyük bir kanalda program sunsaydı böyle ucuzca muhalifliğe soyunur muydu? Türkiye'de sol o kadar kötü bir durumda ki; vakti zamanında kendisini söven, dalga geçen popülist insanların sosyal medya vasıtasıyla önderliğe soyunduğu bir alan oldu.

Sol cenah için asıl tehlike de burada başlıyor. Teoride sağlam argümanları olan, pratikte konuştu mu, eylem yaptı mı; eleştirdiği kurum ve insanları bile özeleştiriye yönelten eski tüfek solcuların yerini Meltem Cumbul, Mustafa Altıoklar gibi şımarık, aptalca hareket eden, sadece kendi kazanımlarının peşinde koşan popülist figürler aldı.

Onların yaptığı muhalefet de sosyal medyada takipçi kazanmaktan başka bir işe yaramaz.

Ne çektin be Diyojen

Erbakan Vakfı Sinop İl Temsilcisi İsmail Teziç, Sinop'un girişinde bulunan ve kaldırılmasını istedikleri Diyojen heykeli için basın açıklamasında bulundu. Teziç "Biz sanata ve heykellere karşı değiliz.

Heykelin arkasına sığınarak Yunan felsefesini, Yunan ideolojisini Sinop'a yapıştırmalarına karşıyız" demiş.

Yıllardır Sinop, Türkiye'nin mutluluk endeksi en yüksek şehri çıkıyordu, Teziç de huzuru bozmak için çok uğraşmışa benziyor. Yahu, Diyojen, M.Ö 412'de Sinop'ta doğmuş, yaşamış; adam hepinizden daha fazla Sinoplu! Yaklaşık 2 BİN 400 yıl önce yaşamış bir filozofla ne alıp veremediğiniz olur?

Yunan felsefesine karşıysanız o zaman Yunan tanrıçası Sinope'den ilham alınarak adı konan Sinop'un da ismi değiştirilmeli!

Sinop'un dünyada adının anılmasına, turizmine katkıda bulunacak bir heykel kaldırılınca elinize ne geçecek?

Bu yaptığınız saçma eylem rahmetli Erbakan'ı da kızdırırdı.

"Dile benden ne dilersen" diyen Büyük İskender'e bile "Gölge etme başka ihsan istemem" diyen Diyojen'i hâlâ rahatsız edenlerin olması ne kötü.

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13
ETİKETLERKÖŞE YAZARLARI