UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

DİZİLERDE ÜNLÜLER Mİ YOKSA GÖNÜLLÜLER Mİ KAZANACAK?

TV yazarları bugünkü köşelerinde yine oldukça önemli ve dikkat çeken konulara değinmişler. İşte sizin için derlediğimiz yazılar…

DİZİLERDE ÜNLÜLER Mİ YOKSA GÖNÜLLÜLER Mİ KAZANACAK?

ALİ EYÜBOĞLU-Milliyet

KASIRGA ACUN’U DA VURDU

Amerika’nın güneyini vuran Irma kasırgasından Acun Medya da nasibini aldı. Acun Ilıcalı ve ekibi, ocak ayından itibaren Brezilya’da yayınlanacak ‘Exathlon’ Yarışmasının çekimlerine 12 Eylül’de başlayacaktı.

Ilıcalı, Dominik’teki çekimlere start verdikten sonra Fransa’ya geçip, ünlü sahil kasabası Saint Tropez’de Şeyma Subaşı’yla dünyaevine girecekti. Ancak Irma kasırgası, sadece Güney Amerika’yı değil, Dominik’i de vurdu. O yüzden Acun Medya ekibi Brezilya için çekeceği ‘Exathlon’un çekimlerini 10 gün ertelemek zorunda kaldı. Bu yüzden Acun Ilıcalı, 19 Eylül’de 300 kişinin katılacağı Akdeniz sahilinde yer alan beach’teki düğünden sonra soluğu Dominik’te alacak.

ACUN MEDYA’DAN Meksika’YA YARIŞMA

Acun Medya’yı dünyaya açan Acun Ilıcalı, sadece Brezilya’ya değil, Meksika’ya da yarışma çekecek. Yaz tatillerini Akdeniz’de geçiren Meksika’nın en zenginlerinden Ricardo Salinas ile eşi Maria Laura’yı Çeşme’de ağırlayan Ilıcalı, o buluşmada medya patronuyla iş birliği kararı almıştı.Forbes’un ‘Dünyanın En Zenginleri’ listesinde 37’nci sırada olan, Meksika’da elektronikten beyaz eşyaya, bankacılıktan GSM’ye birçok alanda faaliyet gösteren holdingin sahibi Ricardo Salinas, aynı zamanda Meksika’nın ünlü televizyon kanalı TV Azteca’nın da patronu...

Ilıcalı ve Salinas, aradan geçen sürede Acun Medya’nın Brezilya’ya çekeceği ‘Exathlon’ yarışmasını Meksika TV Azteca’ya da yapma kararı aldı. Acun Medya, 22 Eylül’de Brezilya’yla birlikte aynı anda Meksika için de Dominik’te yarışma çekecek. Formatı Acun Medya’ya ait proje, sadece sporcuların katılacağı bir yarışma olacak.

‘AYLA’YA KOS’TA GALA, SULTAN’A ONUR ÖDÜLÜ

Bu yıl, 18-24 Eylül tarihlerinde yapılacak ‘7. Bodrum Türk Filmleri Haftası’nın

programı belli oldu.

Etkinliği düzenleyen sinema Salonu Yatırımcıları Derneği (SİSAY) Başkanı Cenk Sezgin, CVK Park Bosphorus Hotel’deki basın toplantısında bu yıl ‘Yaşam Boyu Onur Ödülü’nü Türkan Şoray’a vereceklerini açıkladı. Tarık Ünlüoğlu, Atilla Olgaç, Eşref Kolçak, Deniz Gökçer ve Osman Sınav’ın ‘SİSAY Emek Ödülü’ alacağı Bodrum Türk Filmleri Haftası’nda Taner Birsel’e de ‘Başarı Ödülü’ verilecek.

Bodrum’un yanı sıra Ege’nin karşı yakasındaki Kos (İstanköy) Adası’nda da yapılan etkinlik, bu yıl bir ilke de imza atacak. Türkiye’nin Oscar’a aday gösterdiği ‘Ayla’ filmine önce Bodrum’da, sonra Kos’ta gala yapılacak. Galalara filmin bazı oyuncuları katılacak.

 Bodrum Kapalı Cezaevi’ndeki mahkumlar ve Bodrumluların yanı sıra Kos’taki sinemaseverler, hafta boyunca 20 civarında yeni Türk filmini izleme imkanı bulacak.

GÜNÜN SÖZÜ

Kırıldığın insanlarla arana mesafe koy; hissediyorlarsa  yanına geleceklerdir. Gelmiyorlarsa doğru mesafeyi buldun demektir. (Alejo Carpentier)


SİNA KOLOĞLU-Milliyet

BİNE YAKIN ÇOCUK EVLATLIK MI?

TV8’de Lütfiye Pekcan’ın sunduğu ‘Yaşamdan Hikayeler’ programı çok konuşulacak bir sır perdesini araladı: İstanbul’da çok önemli bir doğum hastanesindeki çocuk ticareti... Programa katılan sunucu Cem Sünbül, Türkiye’nin ünlü doğum hastanesinde evlatlık verildiğini, 28 yaşında öğrendi ve programa katıldı. Cem Bey’i gören bir anne, “Benim oğlum olabilir. Onun için öldü demişlerdi” dedi ve gerçek ortaya çıktı. Evlatlık veren anne ölmüştü. Kız kardeşi gerçeği itiraf etti. DNA testi yapıldı. Cem Bey’le gerçek annesi buluştu. Peki bu buzdağının görünen yüzüydü, iş nerelere kadar gidiyordu?

350 aile şikayet etti

‘Yaşamdan Hikayeler’ ekibiyle konuştum. Ünlü doğum hastanemizde 1970 ile 1990 yılları arasında benzer durumla karşı karşıya kalan yaklaşık 350 ailenin, programa başvurduğunu söylediler. Ortak özellikleri; genç yaşta doğum yapmış, fakir insanlar olmaları.

O dönem bu hastaneye çöreklenmiş bir çeteden bahsediliyor. Çetenin dış

kolunun yanında, hastane içindeki hemşire ve bakıcılar da bulunuyor. İsim değiştiren hemşireler, büyüten anneler ve konuşan hemşireler var. “İş çok büyük ve iğneyle kuyu kazar gibi bir durum söz konusu. Biz, beş aydır bu konuyla ilgileniyoruz. Sadece İstanbul değil Ankara, Antalya ve Mersin’den de arayanlar var” diyorlar. ‘Peki aynı dönemle ilgili mi?’

Evet ne tesadüf, aynı dönem. Türkiye çapında bir çeteden bahsedilebileceğini ve bu şekilde para karşılığı ailelere evlatlık verilenlerin sayısının binlere ulaşabileceği söyleniyor. Savcılığa suç duyurusunda bulunmuşlar. İşin boyutu böyleyse Türkiye’nin, hatta dünyanın sayılı ‘bebek ticareti şebekesi’ olayı gündeme çıkabilir. Örtmek isteyenler olacaktır. Program ekibi, zamanında bu konuyla ilgili haber yapmak istendiğini ve üzerinin kapatıldığına dair bilgileri olduğunu da söylüyor.

RTÜK Flash TV’ye ceza veremez!

Flash TV’nin ‘Hayata Dair’ programına, ‘Çaktırmadan evlilik programı yapıyorlar’ diye ceza vermişler. Ben iki farklı programda, geçmişte o yayınlarda evlenip, sonra ayrılma aşamasına gelen çiftleri gördüm. Caner’i yazmıştım. ‘Evleneceksen Gel’den hatırladığımız Emrah kardeşimiz de  ekrandaydı, Başak kızımızla sorunları varmış. Çaktırmadan dedikleri!

En birinci diziler

Hepsi gün birincisi. Bir de kendi aralarında bir yarış var. Total izleyicide, 1- ‘Şevkat Yerimdar’ (yüzde 7.64) 2- ‘Kalp Atışı’ (yüzde 6.27) 3- ‘Dolunay’ (yüzde 5.79) AB grubunda ise ilk üç, 1- ‘Kalp Atışı’ (yüzde 6.59) 2- ‘Dolunay’ (yüzde 5.55) 3- ‘Şevkat Yerimdar’ (yüzde 5.44). (Kaynak: Interpress)

 

MESUT YAR-Posta

At binmeyene rol yok

“Vatanım Sensin”, “Fatih” (Kanal D), “Diriliş Ertuğrul”, “Payitaht Abdülhamid” (TRT 1) gibi dönem dizilerinde oyuncu olabilmek için öyle ahu bakışlı ya da boylu poslu bir oyuncu olmak yetmiyor...

Oyuncu seçmelerinde adaylara sorulan sorulardan en önemlisinin “Ata binmeyi biliyor musunuz?” olduğunu duydum...

Sanırım ekranlarda hem acemilerin hem de tam teşekküllü oyuncuların aynı anda rekabete girdiği böylesi bir sezon olmamıştı. Dur bakalım ünlüler mi yoksa gönüllüler mi kazanacak?

 

Tribün ‘Dolunay’ dedi

Geçtiğimiz akşam reytinglerde Barcelona ile Juventus arasında oynanan efsane futbol maçını (TRT 1) geride bırakarak birinci olan “Dolunay” (Star TV), bana göre sezonun en iddialı derbisinde kazanan taraf oldu. Taraf darken, ekran karşısındaki tribünler “Dolunay”ı izlemeyi tercih etti...

“Dolunay”ın karşısına önümüzdeki hafta “Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz” (atv) isimli fenomen dizi çıkacak. O maçı da atlatırsa, bana göre yazdan kışa akan en iddialı iş olacaktır!

Bu riske kim girer?

FOX, önceki akşam “Milyonluk Resim” isimli bilgi yarışmasını prime time diliminin en çok izlenen saatine taşıdı...

Bunun kalıcı bir saat olduğunu düşünmüyorum ama o cehennem çukurundan başarıyla çıkan yarışma aklımda kocaman bir soru işareti yarattı...

Acaba izleyici dizi ve film furyasından sıkılmış olabilir mi?

Yarışma gibi TV felsefesenin vazgeçilmez formatlarına sarılıp, kucaklayabilir mi? Vallahi risk alıp bu türden sosyal deneyleri tekrar eden kanalların orta vadede bir şekilde kazanacağına inanıyorum. Açıkçası televizyonun bir felsefesi olduğuna inanan herkes bu düşüncemde beni yalnız bırakmaz...

Yeter ki bir tane büyük ve cesur kanal “ben bu riske varım” desin!

BENİMKİ DE MERAK İŞTE

Merakla beklediğim dizileri bir sıralayayım isterseniz. Malum yine kaset teslim bir prime time sezonu yaşayacağız...

“Tutsak”, “Siyah Beyaz Aşk”, “Sevdanın Bahçesi” ve “Fatih” Kanal D adresinde merakla beklediğim işler...

“Kayıtdışı”, “Bizim Hikaye”, FOX ekranında iştahlı bir beklenti yaratıyor...

“Bizim Hikaye” bugün başlıyor. “Ufak Tefek Cinayetler” ve “Aras” da beklediğim diziler arasında yerini aldı...

Bir de “Adını Sen Koy” isimli dizinin yeni adresi Star TV’de nasıl bir skor alacağını merak ediyorum, yalan yok!

ŞAŞIRDIM MI?

Mehmet Ali Erbil, “Çarkıfelek”i bitirip üzerine bir de “Türk Malı” (Star TV) dizisinden ayrıldığını açıkladı. Şaşırdım mı, hayır! Mali’nin “çok yorulduğunu” söyleyip iki ağır yapımda çalışmasına çok şaşırmıştım...

Seda Sayan, “Söylemezsem Olmaz” (Beyaz TV) isimli programa katılıp yeni formatıyla ilgili mevcut rakiplerine göndermede bulundu. Şaşırdım mı, hayır! Sekiz tane aynı formatta program varken aralarında polemik yaşanmamasına şaşırırdım! 

Bir izleyicim, “‘Deli Gönül’ (FOX) isimli dizinin tanıtımlarını artık görmüyoruz” dedi. Şaşırdım mı, hayır! Seyirciye iki hafta önceden bildirilip final yapsaydı şaşırırdım ama...

 

ÖNCE EKİM SONRA OCAK!

 

Aslında TV ekranlarının ağır topları diyebileceğimiz diziler ekrana çıkmak için Ekim ayını bekliyor... “Vatanım Sensin”in (Kanal D) Kasım ayından önce ekrana gelmesi kesinleşti. Aynı şekilde “Fatih”in de (Kanal D) okuma provaları başladı...

Sezonun en iddialı iki dizisini alana sürmek için Ekim ayını tercih eden Kanal D, sanırım herkesin eteğindeki taşları dökmesini bekliyor...

Bir de Ocak ayı var tabii. Orada da Star TV ve TRT’nin büyük sürprizlerini bekliyorum. Mesela bir Barış Arduç sırasını bekliyor, bilmem anlatabildim mi?

 

MEVLÜT TEZEL

Ey Avrupa! Hani nerede insan hakları, basın özgürlüğü?

Hollanda basınındaki haberlere göre; Brunssum kentindeki NATO Müttefik Müşterek Kuvvet Komutanlığı'na yakın bir bölgede, NATO keşif uçaklarının sesinden rahatsız olan bir aktivist ile sivil elbiseli ABD askeri arasında kavga çıktı. Kavganın fotoğrafını çeken Hollanda'nın ulusal gazetelerinden NRC Handelsblad foto muhabiri Chris Keulen, çektiği fotoğrafları polise teslim etmediği için iki saatliğine gözaltına alındı ve fotoğraflarına el konuldu.

İŞÇİLERE ZULÜM

Bir diğer haber ise Fransa'dan. Hükümetin gerçekleştirmeyi planladığı yeni çalışma yasası reformuna karşı çıkanlar, ülkenin çeşitli kentlerinde sokaklara dökülürken, bazı çalışanlar da greve gitti. Başta Paris olmak üzere ülkenin birçok yerinde yapılan yürüyüş sırasında göstericiler ile güvenlik güçleri arasında olaylar çıktı.

Polis, göstericilere göz yaşartıcı gazla müdahale etti. Bazı göstericiler, gözaltına alınırken yerlerde sürüklendi.

İşte Avrupa polisi, işte Avrupa'da basın özgürlüğü! Bizde yaşanan bu tür olaylarda Avrupa ülkeleri anında Türkiye'yi kınar, basın özgürlüğü konusunda çok endişeli olduklarını, polisin orantısız güç kullandığını açıklar ve demokrasi nutukları atarlar! İşte Avrupa iki yüzlülüğü buna denir!

Fransız polisin yerde sürüklediği şu göstericinin fotoğrafı Türkiye'de çekilseydi anında Twitter'da TT olmuştu.

Aslında Avrupa'da yaşanan bu tür olaylarda bizim Dışişleri Bakanlığı anında devreye girip anında 'Fransa'da polisin orantısız güç kullanmasından endişeliyiz', 'Hollanda'da basın özgürlüğü yok' diye kınama açıklamaları yapmalı. Hatta yabancı gazetelere 'Endişeliyiz!' diye ilan bile vermeliler. Hep defans olmaz, arada pozisyonu bulunca kontra atağa çıkmak lazım!

Gençler karnını doyuracak bölümü seçiyor

2017 ÖSYS ek yerleştirmelerine ilişkin sayısal veriler açıklandı. Buna göre, üniversitelerde 373 bin 414 olarak belirlenen lisans ve ön lisans programları boş kontenjanlarına 51 bin 400 aday yerleşti, 322 bin 14 kontenjan ise boş kaldı. Hem devlet, hem de vakıf üniversitelerinde büyük bir kontenjan açığı oluştu. Bu da Türkiye'de büyük bir üniversite enflasyonu olduğunu gösteriyor. Ne garip değil mi; bundan 20 sene önce üniversite sayısı yetersiz diye üzülüyorduk şimdi ise kontenjanları dolduramıyoruz. Birçok ilde mantar gibi vakıf üniversiteleri türedi. Bu üniversitelerin bazılarının kampüsü bile yok, dershaneyi andıran tek binada üniversite eğitimi veren özel üniversiteler var. Bu üniversiteler başta reklamla kontenjan doldurmayı başardılar ama artık gençler reklama kanmıyor. Bazı devlet üniversitelerinde de kalite sorunu var. Sırf bulunduğu ili, ilçeyi kalkındırsın, ekonomisine katkı olsun diye meslek yüksekokulu seviyesinde üniversiteler açıldı! Asıl sorun ise mezun olunca iş garantisi olmayan birçok bölümün olması! Üniversite mezunu işsiz sayısı fazla.

Gençler dört sene bir bölümde okuyup işsiz kalmak istemiyor. Örneğin avukatlar bile artık iş bulamıyor! Meslek liselerine, Türkiye ekonomisinin ihtiyaç duyduğu alanlarda mesleki eğitime ağırlık verilmeli! Yeni üniversite açmak yerine mevcut üniversitelerin kalitesi artırılmalı, hatta gerekirse ilgi görmeyen bazı üniversiteler kapatılmalı!

Topal’ın damat adayının fuhuşçu çıkması...

Adana merkezli 14 ilde eskort sitelerinin yöneticilerine operasyon yapıldı. İkisi kadın, 20 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında; Star TV'de Zuhal Topal'ın sunduğu izdivaç programına damat adayı olarak katıldıktan sonra ünlenen Birkan K. da vardı. Birkan'ın izdivaç programına katıldıktan sonra gelin adayı Sevgi ile yatak görüntüleri de ortaya çıkmıştı. Zuhal Topal'ın damat adayı, iki kadına fuhuş yaptırdığı iddiasıyla gözaltına alındı. İşte izdivaç programlarında yaşanan rezaletlerin en ibret verici örneği.

Şimdi akıllara şu soru geliyor: Zuhal Topal ve ekibi, Birkan'ı nasıl keşfetmişti? Birkan'ı hiç araştırmadılar mı?

Müge Anlı’nın taklitleri

İzdivaç programları yasaklanınca; TV kanalları, atv'nin reyting rekortmeni programı 'Müge Anlı ile Tatlı Sert'in benzeri yapımlar ekrana sürmeye başladı. Taklitler aslını yaşatır! Yıllardır canlı yayında suçluları deşifre eden Müge Anlı'nın, tecrübesi ve halkın ona olan sevgisiyle bu taklit programları çok rahat baş edeceğine inanıyorum. Zaten Anlı'nın yeni yayın dönemindeki reytingleri de çok iyi.

Şimdi ekranda bu kadar çok kriminal programın olmasının da yeni sorunlar doğuracağına inanıyorum. TV programları aynı adli olay üzerinde yoğunlaşıp konuk kavgasına girince yeni çirkinlikler yaşanabilir.

Program sayısı fazla olunca sırf reyting için cinayet ve kayıp vakalarında yanıltıcı yayınların yapılma, suçsuz insanların suçlu lanse edilme riski de var. Umarım kriminal programlarda yaşanan bu enflasyon polisin işini zorlaştırmaz!

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13
ETİKETLERKÖŞE YAZARLARI