UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

KIVANÇ TATLUTUĞ YOKSA FUARI UNUTUN!

TV yazarları bugünkü köşelerinde yine oldukça önemli ve dikkat çeken konulara değinmişler. İşte sizin için derlediğimiz yazılar…

KIVANÇ TATLUTUĞ YOKSA FUARI UNUTUN!

ALİ EYÜBOĞLU-Milliyet

KIVANÇ YOKSA, FUARI UNUTUN!

Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar’ın davetiyle çıktığımız Hakkari yolculuğunda, ünlü organizatör Ahmet San da vardı. Arefe ve bayramın birinci günü beraberdik. Türkiye’de sanatçı menajeri ve organizatör dendiğinde aklıma gelen ilk isim olan San da benim gibi erkenci çıktı. Söylenen saatten önce Sabiha Gökçen Havalimanı’na gittim. Çok geçmeden Ahmet San da geldi. Uçuş, iki saat rötar yapınca, şov dünyasına dair dünden bugüne sohbet ederek değerlendirdik vaktimizi...

Birçok kez dile getirdiğim konulardan biri şu:

Dünyanın pek çok ülkesinde dizilerimiz reyting rekorları kırmasına rağmen, bugüne kadar oyuncularımızdan hiçbiri global film ve dizi projelerinde yer alamadı.

Konuyu açtığımda Ahmet San, “Belki de oyuncular istemiyordur” dedi ve yaşadığı bir olayı anlattı:

“Ünlü şirket-lerimiz-den birinin gecesinde konser vermesi için bir dünya starını getirmiştim İstanbul’a. Yıllar sonra o şirketin CEO’su randevu istedi. Buluştuğumuzda Katar’da açmak istedikleri mermer fuarının önündeki engeli anlattı. Emirin eşi, fuarın açılışını ‘Gümüş’ dizisinin başrol oyuncuları Kıvanç Tatlıtuğ ile Songül Öden’in yapmasını istemiş. Onlar yoksa, fuar da yok durumuna gelmiş iş. Tatlıtuğ’un menajeri Gaye’yi (Sökmen) aradım. Gaye, Kıvanç’ın dizi çekimleri nedeniyle bir yılının dolu olduğunu söyledi. ‘Gümüş’ün yıldızları gitmeyince fuar açılamadı.”

Türk dizilerinin yayınlandıkları ülkelerde bir numara, oyuncuların da gözde olmasının beraberinde getirdiği nimetlerin nasıl heba edildiğine bundan daha çarpıcı bir örnek olabilir mi?

Menajer ve oyuncular istese pekala mümkün olabilirdi bu…

Türk dizilerinin dünyada estirdiği rüzgardan maksimum fayda sağlamak için vizyon şart demek ki!

ELEŞTİRİLEN DİZİLERİMİZİ LATİNLER BAĞRINA BASTI

TİKA Kolombiya Direktörü Doç. Dr. Mehmet Özkan açıklamış; Türk dizilerinin Latin Amerika’da Brezilya dizilerini tahtından ettiğini.

Ne sürpriz, ne de yeni bir şey bu...

Daha önce başka ülkelerde olan, bu kez Latin Amerika’da yaşandı.

Paraguay’da gösterilen üç Türk dizisinin reytingte ilk üç sırayı paylaşması çok tanıdık geliyor kulağımıza...

Latin Amerika pazarına ‘Binbir Gece’ ile Şili’den giren Türk dizileri sayesinde Türkiye’ye gelen turist sayısında ciddi artış olması güzel, ama bilinen şeyler...

Mehmet Özkan’ın yaptığı açıklamada en yeni ve en çarpıcı olan kısım şu:

‘Aşk-ı Memnu’, ‘Fatmagül’ün Suçu ne?’, ‘Kara Para Aşk’, ‘Elif’, ‘Küçük Gelin’ ve ‘Muhteşem Yüzyıl’ gibi Türk dizilerini niye bu denli sevdiklerini sormuşlar kıta halkına… Bakar mısınız ortaya çıkan tabloya?

“Çoluk-çocukla oturup izleyebiliyoruz. Cinsel içerikli görüntüler yok, şiddet yok. Aşk var, duygusallık var. İnsani temalar. Hayatın içinden hikayeler.”

Türkiye’de bir kesimin ‘ahlaksız’ diye eleştirdiği dizileri, Latin Amerikalılar’ın ‘ailece izlenecek’ kalitede bulması ilginç değil mi?

GÜNÜN SÖZÜ

“Duyarsız insanlarla duyarlı bir bağlantı kurmanın yolu yok.” (Richard Bach)

 

SİNA KOLOĞLU-Milliyet

‘EMLAK AVCILARI’ GELİYOR

Ev ahalisi olarak yıllardır D-Smart’ ta ‘Travel Channel’de izledik bu ‘House Hunters’ programını... Hatta “Acaba bizde olur mu?” diye soruyorduk. Programın geçmişi 1999 yılına dayanıyor. O gün bugündür gelişerek, (‘House Hounter International’ oldu, hatta Türkiye’ye geldiler!) devam ediyorlar. Haluk Şirin, “Emlak Avcıları isimli bir formatı aldık. Bizim milletimize inanılmaz uygun bir program” dedi. Malum ülkemizde ‘her yer inşaat’ şeklinde. Peki nasıl olacak? İl il dolaşacak emlak avcıları. Hangi ildeyse, yarışmada bölgenin kendini en iyi gören, üç emlakçısı yarışacak. Her gün bir aileye üç ev gösterecekler. Ev satıldığında ya da kiralandığında puan alacaklar. Beş günün sonunda kim daha çok ev satmış ya da kiralamışsa haftanın birincisi olacak.

Gerçek alıcılar mı?

İlk bölümlerde ‘cast’ olacak. Sonrasında hem emlakçılar hem de ev arayanlar cephesinde ciddi bir piyasa olması bekleniyor. Bu formatı Fransa’dan almışlar. Benzer durum orada da olmuş. Yarışmanın ilerleyen zamanlarında satılık ve kiralık ev arayan vatandaşlar, programda kendini bulacak anladığım. Projenin TV8’de ne zaman yayına gireceği belli değil ama tanıtımları çekilmiş.

CANSIZ SOHBETLER VE MEHMET ALİ Erbil

Bayram boyunca televizyon kanalları da tatil yaptı. Diziler yoktu, yerine koydukları filmler ise ‘eh işte’ halindeydi. Eskiden ‘bayram eğlencesi’ olurdu. Özel televizyonun ilk zamanlarında pek heyecanlıydı. Tespih tanesi gibi şarkıcılar dizilirdi, araya da ‘parodiler’ serpiştirilirdi. FOX yarışmalarını sundu. Kanal D ve ATV ‘sinemalardan bir demet’ yaptı. star TV, ‘bayrama özel Çarkıfelek’ hazırlamış. İzlenme oranı olarak karşılığını aldı. Show TV, ‘Güldür Güldür Show’a dayandı. ‘Kemal Sunal’ filmleri gibi oldu, ‘vintage’ dediklerinden... TV8 elindeki ‘Güldür Güldür Show’un daha eskilerini gösteriyor, kanalın en çok izlenen programı, belirteyim. Bayramda TV8 ve kardeşi TV8.5, futbolla nasiplendi. Dünya Şampiyonası eleme maçlarının en önemli karşılaşmalarını izledik. Haber kanallarının sohbetlerinde pek bir heyecan bulamadım. Ne eksik? Bir Bal Mahmut bulamıyor kanallar. Buna kafa yormuyor. Muhabbet başka bir şey. Orhan Boran sohbeti vardır. Bir de izlediğim sözde programlar, hazırlanmış sorular eşliğinde... Bayramın tek galibi vardı; Mehmet Ali Erbil. Star TV onu hazır kuvvet tutuyor ve gerektiğinde ekrana sürüyor.

 

MEVLÜT TEZEL-Sabah

Bir lincin anatomisi

Ukrayna-Türkiye maçında Milli Takım'ın yedek kulübesi... Bir tarafta Emre Mor üzüntüden dokunsan ağlayacak gibi duruyor, heyecandan tırnaklarını yiyor.

Diğer tarafta Caner, Selçuk, Arda ve Burak şen şakrak muhabbet ediyor.

Caner ve Burak'ın elinde telefon var.

İşte Twitter'da, Instagram'da takipçi artırmak, RT almak için bulunmaz bir hikaye.

Birçok futbol sitesi, bu karşılaştırmalı fotoğrafları kullanarak sosyal medya reytinglerini yükseltti.

HAZIMSIZLIK KÜLTÜRÜ

Oysa gerçek farklıydı çünkü bu fotoğraf maç öncesi çekilmişti.

Yani Emre tırnaklarını yerken, diğerleri geyik çevirmiyordu.

Haklı olarak Arda Turan, "Şampiyonlar Ligi finali öncesinde de aynı şeyleri yapıyorum.

Bu fotoğrafı koyup konuşmak yanlış" diye açıklamada bulundu. Ama fotoğraf bir kere sosyal medyaya düşmüştü, linç başlamıştı. Birçok sporcu, haksız yere sosyal medyada böyle lince uğruyor.

Arda'yı bu köşede çok eleştirdim, övdüm de... Arda, Ukrayna maçında oyuna girince, takım pozisyon bulmaya başladı. Ben de birçoğunuz gibi, Arda'nın futbolumuz için ne kadar değerli bir oyuncu olduğunu hatırladım. Arda oyuna girene kadar, sahada yüreğiyle oynayan sadece 37 yaşındaki Emre Belözoğlu vardı.

Şimdi herkes Emre'ye methiyeler düzüyor...

Ama aynı Emre, sahada öfkeli oynuyor diye, güya ırkçılık yaptı diye sosyal medyada defalarca linç edilmedi mi? Bu linç yüzünden Emre önce Fenerbahçe'den, sonra Milli Takım'dan uzaklaştırılmadı mı? Oysa Emre, yıllardır aynı üstün performansı sergiliyor.

Sosyal medyada takipçi sayısı artırmak için her türlü hileye başvuranlar da var, birilerinden emir alıp futbolcu ve teknik direktörlerin imajına zarar verenler de... Ne yazık ki, kötü sonuçlar alınınca bu tetikçilere bilinçsizce destek olanlar da var. Sosyal medya paylaşımları; maalesef futbol kamuoyunu, yöneticileri ve taraftarları yönlendiriyor.

Fatih Terim'in mekanını bastığı ve Milli Takım'dan kovulmasına vesile olan Adanalı Kepapçı'nın 'Türk futbolunun kurtarıcısı diye' heykelini dikenler, şimdi Lucescu'yu linç ediyor. Medyada da büyük bir linç ve hazımsızlık kültürü hakim. Bir-iki hataları yüzünden Arda'yı, Emre'yi, herkesi defterden siliyorlar. Sabretmek, her koşulda destek olmak, hoşgörülü olmak; bu duyguların kırıntısı bile yok artık.

Peki kendi futbolcusuna ve teknik ekibine bu kadar düşman olmuş bir futbol kamuoyu, Milli Takım'ın başarısıyla sevinmeyi hak ediyor mu?

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13
ETİKETLERKÖŞE YAZARLARI