MESUT YAR-POSTA
SANIRIM DEVRELERİ YAKACAĞIZ
“Oğul”, “Cennetin Gözyaşları”, “Kayıtdışı”, “Aras”, “Börü”, “Ali Ekber Cevahir”, “Fatih”, “Kadın”, “Bizim Hikaye”, “Siyah Beyaz” filan derken kafa daha şu dakikada ambale oldu be kardeşim...
Her sezon 50 diziyle başlayıp finalde 10 diziyi göremeyen yurdum ekranları yine isimlere abandı. Ve sadece isimlerden gidecek olursak bu sezon da işimiz pek kolay olmayacak...
Hadi ben yarı deliyim ve işim gereği TV hastasıyım da, asıl sen devreleri nasıl yakmayacaksın sevgili okur, onu merak ediyorum?
GELENLERİN İŞİ ZOR...
Önce “İsimsizler”in (Kanal D) tanıtımı geldi. Bu sezon da çok izlenecek, eminim. Ardından “Savaşçı” (FOX) yeni sezon tanıtımını vizyona sürdü. Dizi hakkındaki fikrim tanıtımda da geçiyor zaten...
“Arka Sokaklar”ın (Kanal D) tanıtımına bakınca Rıza Baba’nın formdan hiç düşmeyeceğini anladım, koşu tam gaz devam ediyor...
Bir ara “Kırgın Çiçekler”e (atv) rastladım. Finali gibi ateşli bir tanıtım olmuş...
Son olarak “Fazilet Hanım ve Kızları”nın (Star TV) yeni sezon tanıtımını izledim. Şu ana kadar saydıklarımdan daha düşük bir reyting performansına sahipti ama belli ki bu rakamlarla yetinmeyecek...
Bu tanıtımların hepsi heyecanlı, hepsinden enerji fışkırıyor. Belli ki önümüzdeki sezon eskiler için değil ama yeni gelenler için çok zor bir sezon olacak...
MİNİ BİR KURTULUŞ REÇETESİ Mİ?
Geçen yıl “İçerde” dizisinin “sadece bir sezon devam edeceği” işin başında deklare edilmişti. “İçerde” mevcut dizi evreni için kısmen can simidi olmuştu. Kısacası başı ve sonu belli bir işti...
Aynı duyguyu bir dijital platform olan Blu TV için çekilen “Masum” da izleyene hissettirmişti. “Masum” şimdilerde büyük kanal sınavı verecek ama başı da sonu da belli. Yeni sezonda mini dizi iddiasıyla yola çıkan Star TV de ilk sınavını “Börü” ile verecek. Bu mini dizi için planlanan reyting çıtası da bir hayli yüksek...
Neyse, diyeceğim o dur ki bu girişimi kendi içinde süresini, set koşullarını ve bir dolu defoyu gideremeyen dizi dünyasına minik bir kurtuluş reçetesinin ipucu mu saysak?
NUR, RİHANNA İLE KAPIŞIYOR
Sanırım kimsenin dikkatini çekmedi ama ben hatırlatayım istedim. Pazartesi gecesi “Süper Magazin”e (Kanal D) konuk sunuculuk yapan Nur Yerlitaş’ın gözlüğü dikkatimi çekti...
Nur’u aradım ve sordum. “Rihanna ile kapışıyoruz” yanıtını verdi. Gülüştük. Araştırdım, Nur Yerlitaş’ın programda taktığı gözlük bir dünya starı Rihanna’da bir de Nur’da varmış. Çakması da başkalarında sanırım...
Neyse; magazinci kardeşlerim bu ayrıntıyı nasıl kaçırdı acaba! “Hakeme gözlük” tezahüratının tam da yeri değil mi şimdi?
ŞURAYA YAZAYIM DA...
Gülben Ergen, “yeni bir dizi projesiyle ekranda olmaya sıcak baktığını” önceki gün açıklamış...
Şöyle bir geçmişe dönüp baktım da on küsur yıl önce dadılık kariyeriyle bir hayli güldürmüştü...
Hazır kimi eleştirmenlerin dediği gibi ortamlarda “bitpazarına nur yağmışken” Gülben Hanım neden bir kez daha yüzümüzü gülümsetmesin? Haberi gözünden kaçırmış olanlar varsa; yazdım bakın, dikkate alalım!
TRT GERİ ADIM ATMAMALI
TRT geri atmamalıydı. “Sıra Sende Türkiye” yarışmasında ısrar etmeliydi. Erken final kararı doğruysa iş işten geçmiş değil...
Bu arada TRT daha çok adım atmalı. Mesela bir dönemin fenomen müzik programı “Bu Toprağın Sesi” topuna yeniden girmeli. Türküleri sadece dizilerden dinleyen yeni kuşakla kültürünü tanıştırmalı...
Türk Sanat Müziği’ni yaygınlaştırmayı sadece TRT Müzik ekranına bırakmamalı. Kimi programlarında reytingin “R”sini sorun etmeyen kanal, reyting bahanesiyle yaptığı şahane bir işe nokta koymamalı...
MEVLÜT TEZEL- SABAH
GÜREŞÇİNİN DERGİYE KAPAK OLMASI
656'ncı Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri'nin şampiyonu İsmail Balaban, nam-ı diğer Sarı Fırtına, ikiz kardeşi Turan Balaban'la birlikte Men's Fitness dergisine röportaj verdi. Balaban kardeşlerin, 2008'de İkizler Şarkı Yarışması'na katıldıklarını bu röportaj sayesinde öğrendim. İkizler, yarışmanın finalinde kispetlerini giyip ünlü pehlivan Koca Yusuf'a yazılan bir şarkı söyleyip üçüncü olmuşlar.
Balaban kardeşler minderde, çayırda rakiplerini ezip geçseler de çok sempatikler. İsmail Balaban yakışıklı, tam genç kızların hayran olacağı bir sporcu; dizide oynatsan bile izlenir.
Sarı Fırtına'nın bir dergiye kapak olmasına ise ayrıca sevindim. Güreş ata sporu diyoruz ama her şey lafta kalıyor, sadece şampiyon olduklarında onları hatırlıyoruz! Ata sporumuzu işte böyle dergi kapaklarıyla popüler yapabiliriz. Balaban'ı, Dünya Güreş Şampiyonası'nda altın madalya kazanan Metehan Başar'ı, üçüncü kez dünya şampiyonu olan Rıza Kayaalp'i ve en önemlisi kadınlarda dünya şampiyonu olan Yasemin Adar'ı çocuklara kahraman gibi lanse etmeliyiz, medyamız onları popüler yapmalı. Naim Süleymanoğlu'nu hatırlayın; milli kahraman olmuştu, halter sporumuz onunla yükselişe geçti. Bir sürü spor kanalı, programı var ama hiçbiri 'Televole'nin ilk dönemlerindeki kadar etkili değil. Şimdi 'Televole' tarzı bir program olsa Balaban'la şen şakrak bir TV röportajı yapsa ne güzel olurdu. Artık haber kanallarında aktüel programlar yok. Ana akım kanallar ise dizi kanalları oldu! Hıncal Abi (Uluç) bazen sert eleştiriler yapıyor ama haklı; TV haberciliği, aktüel programcılık öldü! Ajans haberleri abartılarak habercilik yapılıyor. Haber kanalları, spor kanalları sadece konuşan kafalardan ibaret. Evet, bu yöntem daha ucuz ama bu kadar da ucuzcu olunmaz ki! Türkiye'de 90'lardaki televizyonculuğun yüzde 10'u bile yapılmıyor artık!
