UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

KEMAL SUNAL’A İLGİNÇ SANSÜR!..

TV yazarları bugünkü köşelerinde yine oldukça önemli ve dikkat çeken konulara değinmişler. İşte sizin için derlediğimiz yazılar…

KEMAL SUNAL’A İLGİNÇ SANSÜR!..

ALİ EYÜBOĞLU - MİLLİYET

İZDİVAÇLARI ARATACAKLAR


Okullar kapanır kapanmaz ‘yaz ekranı’nı başlatan televizyon kanalları henüz sezonu açmadı.

Ancak perşembenin gelişi çarşambadan belli!

Kanal yöneticileri ve yapımcılar izdivaçların yerini barıştırma programlarıyla dolduracak.

Yıllardır gündüz kuşaklarında ‘ideal eş’ arayanlardan geçilmiyordu. Onların yerini bu kez, evliliklerinde sorun yaşayanlar alacak.

Amma ve lakin, kameralar karşısında ideal eş aramaya benzemez, boşanma noktasına gelmiş çiftler arasında yaşananlar. Keşke evliliklerin sonu Orhan Gencebay’ın ‘Severek Ayrılalım’ şarkısındaki gibi olsa:  “Severek ayrılalım / Aşka hasret kalalım / Eğer mutlu olursak / Yeniden barışalım...”

Yok öyle bir dünya.

Çiftler niye boşanma noktasına gelir?

Bitmeyen ve gittikçe de kronikleşen sorunlar yüzünden.

Hal böyle olunca, taraflar ekranda önce ne yapacak?

Herkes eteğindeki taşı dökecek.

Atılacak her taş gürültü koparacak. Çünkü evlilikte sır kalması gereken özel konular, milyonların karşısında masaya yatırılacak.

İşin içine çocuklar, çiftlerin aileleri de girecek.

Canlı yayında kişi, “Benden soğusun, uzaklaşsın diye göstere göstere aldattım eşimi” diyorsa düşünün siz gerisini...

İzdivaçlar biterken yerlerine konan barıştırma programları, görünen o ki, eskilerinden daha kötü olacak.

Seyircilerden RTÜK’e şikayet yağacak.

Birkaç ay sonra izleyicilerin çoğu, “İzdivaçlar, barıştırma programlarından bin kat masumdu” diyecek.

AJDA PEKKAN’DAN ‘AKUSTİK ŞARKILAR’

Müzik sektörünü domine eden Doğan Müzik’in uzun soluklu proje ortaklığı yaptığı birkaç aranjör var. Kimler mi bunlar?

Ozan Doğulu’nun DGL, Ozan Çolakoğlu’nun Ozinga, İskender Paydaş’ın İP, Febyo Taşel’in Bomonti ve Volga Tamöz’ün Yazz’ı...

 DMC, ‘Label’ adı verilen sözleşmeler uyarınca prodüktör seviyesine gelmiş bu aranjörlere sermaye desteği veriyor ve onların çıkardıkları yapımlara ortak oluyor.

DMC Music ile Volga Tamöz Yazz’ın ortaklığının ilk ürünü Ajda Pekkan’dan ‘Akustik Şarkılar’ olacak.

Yıllarca hayranlarından gelen talep doğrultusunda Ajda Pekkan’la Volga Tamöz arasında konuşulan ‘Akustik Şarkılar’, tarafların, “Hadi artık yapalım” bunu demesiyle projeye dönüştü.

DMC Genel Müdürü Samsun Demir, Volga Tamöz ve Ajda Pekkan, birkaç gün içinde bir araya gelip, ‘Süperstar’dan Akustik Şarkılar’ albümünün repertuvarını belirleyecek.

BU İKİLİ  ÇOK SEVİLDİ

 Eski futbolcu Pascal Nouma ile Mustafa Topaloğlu’nu bir araya getiren Çaykur’un Didi Reklamları, sıcak yaz günlerine iyi geldi.

Nouma ve Topaloğlu’nun reklamlarda yaptıkları espriler de, tanıttıkları içecek gibi soğuk çünkü.

Bu yüzden de çok sevildi reklam serisiyle Pascal Nouma ile Mustafa Topaloğlu’nun canlandırdığı tipler.

Reklam ajansı, ikiliyle    12 film çekti. Çaykur’un Didi markasının medya planlamasına uygun şekilde, sırası geleni veriyorlar yayına.

Reklam sözleşmeleri altı ay sonra bitecek sevilen ikiliyle, beş yıllık yeni bir sözleşme yapılması söz konusu.  

GÜNÜN SÖZÜ

Bir kızın en sevdiği şarkıyı iyi dinleyin, çünkü orada tüm söylemeye korktuğu şeyler gizlidir. (Ayşe Kulin)

 

SİNA KOLOĞU- MİLLİYET

KEMAL SUNAL’A İLGİNÇ SANSÜR


‘Kibar Feyzo’ 70’li yılların filmi. Kim bilir kaç defa izledik. Özel televizyon tarihi kadar eskidir. Kemal Sunal filmleri, kanalların kurtarıcısıdır. Sanırım bu hiç bitmeyecek. Zaman içinde filmlerin farklı farklı ‘bip’ ve ‘buzlamalardan’ geçtiğini gördük. “Eşooleşek” biplemesine alıştık. ‘Kibar Feyzo’da bir sahne ve Kemal Sunal İstanbul’u anlatıyor: “Bu İstanbul acayip bir şehir, çok şey ögrenmişem (...) grev, ekmek ve özgürlük.” Sonra o yılların en meşhur sloganlarından biri yazıyor duvarda ve ona bakıyor; ‘İşçiler kardeş, patronlar....’

Görüntü de ‘buzlanmış’. Film 1978 yılında yapılmış. Tam 39 yıl önce!

CASUS KUŞ YA DA BBC BELGESELİ!

Suriye sınırında ‘casus kuş’ yakalandı haberi için ev ahalisi, “BBC’de belgeseli vardı bu işin. Asıl amaç casusluk anlaşılan” diye bir yorum yaptı. Köşemde yazmıştım bu konuyu, ‘BBC’nin Casus Hayvanları’nı... BBC Earthe kanalında yayınlanan bir belgesel; ‘Spy In The Wild’. Hayvanların gizemini çözmek için robot yaratıkları üretilmiş. Mesela bir timsahın yumurtadan yeni çıkan yavrusunu bu teknolojiyle görüyoruz.

30 farklı robot hayvan üretilmiş. İçlerinde kameralar var. Acı duyma ve arkadaşlık kurma gibi yetileri var. Öyle programlanmışlar. Aslından ayırmak mümkün değil. Yazıyı “Onların dünyasına, hayatlarını çalarak girmenin de son aşamasına gelmiş olmuyor muyuz?” diye masum bir soruyla bitirmişim. Suriye semalarında vurulan kuş haberinden sonra ‘belgesel niyetine’ yapılan belgesellerin, asıl amacının bu işler olmadığını düşünmek saflık mı olur?

KİMİ BARIŞTIRACAK?

‘Evlendirme’ programlarıyla ‘barıştırma’ programları yeni sezonda karşı karşıya gelebilir. Bildiğim, Star TV’de Zuhal Topal devam edecek. Esra Erol da büyük olasılık devam edecek ama belki formatta ufak değişiklikler olabilir. Seda Akgül FOX’ta ‘Ne Seninle Ne Sensiz’, Asuman Dabak ‘Gel Barışalım’la Kanal D’de... ‘Evlendirme programları’ hem dedikoduları hem de konuşulan paralarıyla kendinden çok söz ettirdi. “Toplumsal ahlaka uymuyor” diye eleştirildi. “O zaman alternatif olarak barıştırma programları yapalım” diye de dahiyane bir fikir oluştu. Evlendirmeleri bu kadar ‘alengirli’ olan bir işin, ‘ayrılanları birleştirmesi’ çok mu saf olacak? Mesela ‘çakma boşanmış çiftler’ olmayacak mı? ‘Reyting getiren, ayrılan çift’ler listesi hayli kabarık yarışmalar bizleri bekliyor olmayacak mı? ‘Suni tartışmalar, kavgalar’, haftalar süren ‘dedikodular’ olmayacak mı? Kaynanalar, kayınçolar, eltiler, baldızlar ve bacanaklar... Yani kaynak daha da bol (!)

 

MESUT YAR- POSTA

GÜZEL BİR ÇAĞRI; ‘GEL BARIŞALIM’...


Barıştırma programları topa hızlı girdi. Seda Akgül ve Hande Ataizi, FOX ekranında sorunlu vatandaşları bir araya getirebilmek adına ter döküyorlar. Hande Ataizi’nin Sen İste Yeter isimli programına selamımızı çakıyoruz...

O değil de Türkiye’de kuşak programı deyince akla gelen birkaç yapımcıdan neredeyse en iddialısı olan Artı Film, çoktandır uzak olduğu Kanal D ekranına önümüzdeki hafta Gel Barışalım isimli bir programla merhaba diyor...

Formatın ne olduğunu isminden çıkarabilirsiniz ama öyle değil. İçeriğiyle çok şaşırtacak ve izleyenleri derinden sarsacak. Mutluluk da o derecede olacak tabii ki...

Asuman Dabak’ın sunacağı bu işi hafta içi her sabah 10.00’da izleyeceğiz. Bakalım o kuşağa ağırlığını koyabilecek mi?

Bir izdivaç adayının itirafı!

İzdivaç programlarının bu yıl üzerinde durması gereken asıl sorun katılımcıların “çakma” tiplerden seçilmemesi olmalı...

Adı bende saklı olan bir izdivaç katılımcısının yazılı iddiasına göre bu programların yarısı figüran diğer yarısı da burada yazmaya bile utanacağım nedenlerle programda yer alıyor...

İzdivaçlar eğer ayakta durmak istiyorsa asıl temizliğe içerikten değil, içeriği oraya taşıyan tiplerden başlamalı. Yoksa hakikaten bu işin sonu hayırlı olmayacak!

Kim kime benzeyecek?

Lifetime TV ağırlıklı olarak Amerika menşeli kısa süreli programları ve mini dizileri ekranına taşıyarak iyi bir seslendirmeyle alternatif bir izleme alanı yarattı...

Kanalın bu hafta Magazin Life isimli yeni bir programı başladı. Gizem Hatipoğlu da sunucusu oldu...

Önemli olan ayrıntı şu. Bizdeki magazin programları en az 3 saat kadar sürüyor. Ama Amerika kafasında bu işler en fazla 40 dakika filan tutuyor...

Bu kısıtlı süre içinde program derdini izleyene anlatabilecek mi? Ya da kanalın formatı tamamen bize doğru mu kayacak? Vallahi bunlar pek de merak yaratan işler!

Bize uyacak mı?

Shameless isimli Amerikan dizisinden FOX ekranı için uyarlanan dizinin adı belli oldu; Bizim Hikaye...

Çekimlerine geçtiğimiz gün başlanan dizide Hazal Kaya, Burak Deniz ve Reha Özcan başrolleri paylaşacak. Ama...

İzleyenler bilirler hikayenin aslı bizde pek ailecek izlenecek tarzda bir eksene sahip değil. Kimine göre utanç verici...

Bizim Hikaye çok hassas bir iş olacak. Bakalım hakikaten de bazı konularda çok hassas olabilen bizlere uyacak mı?

Dünya ikincisiyiz ama...

Medya Takip Ajansı Interpress çok önemli bir veri ortaya koydu. Günde 4.5 saat TV izleyen bir ülke olmuşuz. Uykuya ayırdığımız sürenin yarısını ya da mesaimizin neredeyse üçte birini ekran karşısında geçiriyoruz...

TV izleme alışkanlığı sıralamasında Amerika’nın hemen arkasında yer alıyoruz. Kısacası dünya ikincisiyiz...

İyi de bu iş kime yarıyor? Bilimsel bir makalede aşırı TV izlemenin beyin hücrelerini öldürdüğü iddia edilmişti. O hesaba göre bende beynin gramı yok. O yüzden hazır sizin devreler yanmamışken sorayım istedim: “Bu kadar çok zamanın karşılığında ekranda kalite görebiliyor musunuz? Ya da bir evrim?”

Hadi bakalım Şoför Nebahat

Hadi bir zaman kapsülüne atlayıp çeyrek asır öncesinin TRT ekranına gidelim.

O unutulmaz Mavi Ay (Moonlighting ) dizisinin giyim tarzı ve tuhaf saç şekli ile dikkat çeken çılgın sekreteri “Bayan DiPesto” tıpkı kopyayla Ateşböceği (Star TV) dizisine Barış’ın sekreteri Şirin olarak monte edilmemiş mi sizce de?

Zaten dizinin diğer karakterleri de Şirin’e DiPesto diye hitap etmekten çekinmiyorlar. Halbuki esas kız Aslı karakteri de Şoför Nebahat karakterinin tıpkı kopyası.

Kendisine “Şoför Nebahat” sıfatının konmasını can havliyle bekliyoruz. Rahmetli Sezer Sezin ablamıza saygıyla...

 

 

 

 

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13
ETİKETLERTV YAZARLARI